Cuma akşamı herkes bana bu soruyu sordu. KAP’a yapılan açıklamalar ve Türkiye Varlık Fonu’ndan (TVF) gelen basın bülteni ile sigorta sektörü tabiri yerindeyse hop oturdu hop kalktı.
Bu açıklama için birleşme operasyonunda yer alan şirketler halka açık olduğu için piyasaların kapanması beklendi. Ardından da birbirine benzer açıklamalar ‘Kamuoyuna Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapıldı. Sonrasında ise Türkiye Varlık Fonu bir basın duyurusu yayınlayarak konuya dair gerekli açıklamaları yaptı. Bir dostumun uyarısının sağladığı avantajla sektör haberi ilk Sigortamedya ve benden duymuş oldu.
Tüm bu gelişmeler ışığında dün akşamüzeri ise Türkiye Varlık Fonu‘nun binasında küçük bir basın buluşmasına davet edildim. Birleşmedeki Kamu Sigorta Şirketleri Proje Liderleri olan Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Zafer Sönmez ve TSB Başkanı Atilla Benli ile TVF Genel Müdür Yardımcısı Çağatay Abraş bize ev sahipliği yaptılar ve sorularımızı yanıtladılar. Toplantıda medya mensubu olarak ben, Hürriyet’ten Noyan Doğan, Dünya Gazetesi’nden Hakan Güldağ, Anadolu Ajansı, Sabah, NTV ve A Para’dan meslektaşlarımız katıldı.
SİGORTA HOLDİNG KURULUYOR!
Toplantıda TVF Genel Müdürü Zafer Sönmez, bu birleşmenin genel hatları ile gerekliliklerini paylaştı. Sayın Benli ise bunun sigorta sektörüne yansımaları hakkında görüşlerini dile getirdi. Öncelikle bu toplamda 6 kamu sigorta ile hayat ve emeklilik şirketinin birleşmesinin önemine değinildi. TVF çatısı altındaki diğer kuruluşlar ile yaratılacak bir sinerjiye vurgu yapıldı. TVF çatısı altında bir Sigorta Holding kurulacak, altında biri elementer diğeri hayat ve emeklilik olarak iki şirket kurulacağı açıklandı. Bu şirketin ismini ısrarla sorsak da cevabını alamadık. Bence Türk Sigorta Holding, TÜRK SİGORTA- TÜRK EMEKLİLİK VE HAYAT olabilir. Bu benim tahminim.
PASTA BÜYÜTÜLECEK
Genel Müdür, iyi bir danışmanlık ve hukuk şirketinin danışmanlığında mart ayı sonuna kadar bu birleşmenin gerçekleşeceğini söyledi. Birleşmelerin amacının operasyonel verimlilik, ölçek ekonomisi yaratmak olduğunu ve tasarrufu teşvik edip ülkenin ihtiyacı olan uzun vadeli fonları oluşturmak olduğunun altını çizdi. Sigorta pastasını büyütmenin temel hedef olduğu ve bunu da ürün yelpazesinin genişletilerek sağlanacağını belirtti. Toplantıda bunu birleşmeden doğacak güçlü dağıtım kanalları ile gerçekleştirileceğinin altı özellikle çizildi. Yani birleşme sonrası oluşacak 3700 banka şubesi ve 3000’e yakın acente bunu gerçekleştirecek.
BU ŞİRKETİN ACENTELERİ DAHA REKABETÇİ OLACAK
Acenteler ne olacak diye sordum, aldığım cevap; “Operasyonel verimlilik sağlandığında daha uygun rekabet şartlarını acentelerimize sunacağız” denildi. Öte yandan yapılan diğer bir değerlendirme ise bu birleşme ile sigorta sektörüne dinamizmin geleceği ve daha keyifli bir rekabet yaşanacağı oldu.
PERSONELE İHTİYAÇ OLABİLİR
‘Personel ne olacak? Operasyonel verimlilik denilince bunun ucunda hep personel işsiz kalacaktır sonucu çıkar’ dedim. Bu sorumu ise Sayın Atilla Benli, ‘Biz bu birleşmeleri gerçekleştirdiğimizde yılsonuna kadar alacağımız pazar payı ile az bir farkla sektör lideri konumuna gelebileceğiz. Üç elementer sigorta şirketinin personel sayısı 1023, şuanda lider olan sigorta şirketinin personel sayısı ise 1600 civarı. Yani eleman çıkarmak yerine sistem oluştuğunda daha fazla elemana ihtiyacımız olacak” şeklinde cevapladı.
PTT Sigorta ve Tarım Kredi Kooperatifi’nin bu sisteme dahil olması mümkün mü dedik. “Şu aşamada gündemimizde olmamakla birlikte, gelecek süreçte bunları da değerlendireceğiz. Ayrıca Tekaful şirketi de kurmak planlarımızda var” değerlendirmesi yapıldı.
SEKTÖRDE KONSOLİDASYON İHTİYACINI BİZ KAMUDA BAŞLATTIK
Son olarak da TVF Genel Müdürü Zafer Sönmez, “Sigorta sektöründe konsolidasyon sürecini kamu tarafında başlattık” diyerek sektörün genelinde bir konsolidasyon ihtiyacı olabileceğine vurgu yaptı. Ve hatta Sönmez, pazarın yarısını oluşturan şirketlerin pazar paylarının yüzde 1 seviyelerinde olduğunu söyledi. Ve bunun sürdürülebilir olmadığına gönderme yaptı. Peki bakış açısı bu ise halen üç kuruş sermaye ile kooperatif şirketinin kurulmasına neden izin veriliyor diye bir soru aklıma geldi. Ama muhatapları karşımda değildi. Sürdürülebilir olmayan duruma bakarsak şöyle bir ayrıntı göze çarpıyor. Sektörde çok ciddi sermaye ihtiyacı olan şirketlerin varlığı. Buna kamu otoritesinin seyirci kaldığı şeklinde endişeler mevcut. Ve bu durumun sermaye yeterliliğini eksiksiz yerine getiren şirketlere karşı haksız bir rekabet ortamı yaratıp yaratmadığı gündemimizdeki en önemli konuların başında geliyor.
SEDDK YÖNETİMİ BEKLENİLİYOR
Sektörün genel sorunları ile ilgili de SEDDK‘nın Başkan ve Yönetim Kurulu’nun atanması bekleniliyor. Bu gerçekleştiğinde sektörün büyük bir ivme kazanacağı bir başka gerçek diye düşünüyorum. Tüm bunlar gerçekleştiğinde acenteler tüm isteklerini rahatça masaya getirebileceklerdir.