Geçtiğimiz seneden beri sigorta sektörünün gündeminde bir Lloyd’s’dur gidiyor. Geldi, gelecek, kanunu çıktı çıkıyor… Lloyd’s’un Türkiye’de faaliyet gösterebilmesinin önünü açacak düzenlemenin yapılması için ilgili madde geçtiğimiz yılsonunda Torba Yasa Taslağı’nın içerisine konulmuştu.
Lloyd’s bildik bir sigortacılık sistemi değil, farklı bir uygulaması var. Türkiye’de sigortacılık yapabilmesi için çeşitli düzenlemelerin yapılmasına da ihtiyaç var. Sigorta sektörünün bedeni hasarlardaki hesaplama yöntemleri ile çok daha acil düzenlemelere ihtiyaç varken Hazine ne yaptı? Torba Yasa Taslağı TBMM’de geri çekildikten sonra, yeni Taslağın içerisine sadece bu maddeyi koydu. Sanırız İngiltere’ye bir söz verildi. Ne pahasına olursa olsun o söz yerine getirilmeye çalışılıyor gibimize geldi…
Lloyd’s geldiğinde Türkiye’de yatırım yapmamış dünyanın dev 74 şirketi daha Türkiye’ye gelmiş olacak. Çünkü Lloyd’s’un açacağı pazar yerinde masaları olacak. Lloyd’s Türkiye’de ne yapacak derseniz, Türkiye’deki büyük işleri yazacak. Öncelikle Türkiye’de Marmaray, üçüncü köprü, havaalanı inşaatları ve enerji yatırımlarını bugüne kadar yazan dünya devi sigorta brokerlerimizin işini yazmaya çalışacaklar. Bundan kim etkilenecek derseniz de, sektörün kapitülasyonu dersek abartmış olmayız sanırım.
Detaylarını çok bilmiyoruz ama serbest bölge mantığı ile belki de bugüne kadar ülkemizde yerleşik yatırım yapmayan 70 tane sigorta şirketine belki de vergi bile verdirmeden Türkiye’de iş yazmasına olanak tanınacak. Sonra ne mi oldu? AKP Milletvekilleri komisyonlarda bu gelişmenin Türkiye’de sigortacılık yapan şirketlere zarar vereceğini düşünerek maddeyi torbadan çıkarttılar. İddialara göre işin bizzat takipçisi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan maddenin çıkartılmaması için bir görüş bildirse de başarılı olamamış. Önce sigorta şirketleri adına sevindim. Diğer taraftan TBMM içerisinde sigorta sektörü konusunda hassasiyeti olan milletvekillerinin olmasına şaşırdım. Biz baskıya giriyoruz ama bu Lloyd’s maddesi bir daha torbaya ne zaman girer şimdiden kestiremiyoruz. Belki de son anda… Bekleyip göreceğiz.