23 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

SİGORTA KULİSİ: Hazine’de FETÖ’cü avı  

Sigorta sektörünün toplum nezdinde sıkıntıları var. Güven duyulmuyor, yeni adı ile repütasyonu çok zayıf bir sektör. Fakat son bir aydır Sigorta Hakem Sınavı sonrası Hazine de yaşanan kaosu, direkt değil de kıyısından köşesinden yazayım diye kendimi zor tutuyordum. Nedeni çok  basit. Zaten sektörün repütasyonu düşük, bari bu sektörün Düzenleyici Kurumu da zarar görmesin istedim. Fakat artık birçok yerde yazılıp çizilmeye başlandı, ben de konu ile ilgili duyduğum iddiaları yazayım bari. Çünkü görüyorum ki bu iş Hazine’de kafa koparmaya kadar gidiyor.

ÇAKIRSOY, ZOR ZAMANDA GÖREVE GELDİ 

Sektör öyle ya da böyle büyük bir kaostan çıktı. Bunda dümenin başındaki Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy‘un büyük emeği var. İcraatın başında olmamasına rağmen sektöre verdiği emeklerinin ardında Hazine Müsteşar Yardımcılığı görevini sürdüren Ahmet Genç’in de katkıları var elbette. Şimdi, gerek Sayın Çakırsoy, gerekse Sayın Genç başka bir sorun ile karşı karşıya. Zor günlerde göreve gelmiş olmasına rağmen Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy,  gerek siyasi otorite gerekse sektör temsilcileri ile uyumlu bir çalışma ile gemiyi o dalgalı denizlerden iskeleye yanaştırmayı başardı sayılır. Şimdi işler yolunda, sektör sakin, sigorta fiyatlarında kamuoyunun beklediği düşüş sağlandı. Başta itiraz eden şirketlerin bazıları da artık trafikte acente komisyonunu yüzde 20’ye çıkardığını duyuyorum. Hatta fiyatlarda rekabetin de başlamış olduğu sık sık dile getiriliyor. Demek piyasanın bu şartlarına şirketler de uyum sağladı. 

DEĞER KAYBI RANT KAPISI OLDU

İşin bu tarafında stabil bir durum söz konusuyken, bu defa ‘Sigorta Hakemliği Sınav’ kaosu başladı. Konuyu bir kaç kez kıyısından köşesinden yazdım. Ama ortada bir kazanç kapısı varsa kimsenin gözü bir şey görmüyor. Olayı özetlemem gerekirse; özellikle trafik sigortalarındaki Değer Kaybı Tazminatı büyük bir rant kapısı oldu. Tamirhaneleri her gün gezip kart bırakan işsiz avukat ordusunun yanı sıra içerisinde tamirhane sahibi, az sayıda olsa da eksper, acenteler, sigorta hakemleri ve bunlarla koordineli çalışan bilirkişilerden oluşan “Hasar aracıları” sigorta şirketlerini kemirmeye devam ediyor. Ortalama 1000-1500 TL ödenmesi gereken Değer Kaybı Tazminatlarının, “Hasar aracıları”nın devreye girmesiyle 4000-5000 TL’lere kadar çıktığı konuşuluyor. Ama vatandaşın eline geçen para değişmiyor. Yani bu iş bedeni tazminat sorunuyla boğuşan sigorta şirketlerinin ihmal ettiği, fakat kucağında buldukları ikinci bir bomba adeta . 

TATLI PARAYA ALIŞTI HERKES 

İşin içerisine para girince kimsenin gözünün bir şey görmediği kesin. İddialara göre Sigorta Tahkim Komisyonu‘ndaki bu cazip rant fırsatı, Sigorta Hakemi olmayan Hazine çalışanlarının da ‘Hakemlik’ iştahını kabartmışa benziyor. Hakem olan Hazine çalışanlarının aylık 30 bin TL’lere yaklaşan gelirlerinin olduğu bir başka iddia. Hatta bazı Hazine çalışanlarının Hazine’de kendi işlerini güçlerini bırakıp, dosya baktıkları söyleniyor. Tatlı paraya alışan Hazine çalışanı sigorta hakemlerinin bu yüksek gelire güvenerek kişisel borçlarını artırdıkları bir başka iddia. Aralarında bu dengeyi tutturamayan veya bazı aylarda Tahkim’den yeterli dosya alamayan hakemlerin kendi bütçe açıklarını sektör şirketlerinin yöneticilerinden borç isteyerek kapattıklarını duyuyorum. Hatta bilirkişilerden yıl içerisinde bütün dosyaları o bilirkişilere gönderme taahhüdü ile ön ödeme istedikleri konuşuluyor.  İşte Sigorta Hakemliği bu kadar gözde olmaya başlanınca açılan sınavda da skandallar peşi sıra geldi. 

BİRİLERİNİN BİRİLERİNİ KOLLADIKLARI İDDİALARI VAR

Gelişmeler böyle olunca Hazine’de bu işleri engellemeye çalıştığı için Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy‘u yerinden etmek için kolların sıvandığı da gündemde olan bir diğer iddia. Sınavda usulsüzlük yapıldığı ile ilgili olarak bir şikayet üzerine Sigorta Denetleme Kurulu rapor hazırlamış. İddialara göre raporda Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy’u zor duruma sokacak argümanlara yer verilmiş. Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy’un  ise sınava girecek Hazine çalışanlarını ön yazı ile Sigorta Tahkim Komisyonu Müdürü İbrahim Taşbaşı’na incelemesi için gönderdiği belirtiliyor. İddialara göre Sigorta Tahkim Komisyonu Müdürü İbrahim Taşbaşı’nın sınava girmek için başvuruları incelemeden adayların sınava girmesine onay verdiği bir başka iddia. Hatta sınava girenler arasında lise mezunlarının olduğu ise “Yok artık” dedirtecek cinsten bir iddia.  Tüm bunlara rağmen konuyu incelemek ile görevlendirilen Sigorta Denetleme Kurulu‘nun hazırladığı raporda sınav skandalında ihmali bulunduğu iddialarına karşılık şimdiki Başkan’ın ‘selefi’ İbrahim Taşbaşı‘nın isminin raporda geçirilmemesi dikkat çekici bir başka ayrıntı olarak değerlendiriliyor. Bunların yanı sıra  ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu’ nedeniyle görevden alınan SDK yöneticisi için ayrıca neden idari soruşturma açılmadığı konuşulan bir başka iddia. 

Öte yandan sınava girmiş, FETÖ soruşturmasında OHAL KHK’sı ile kamudan uzaklaştırılan bir kişi ve sektör şirketlerinden birinde üst düzey yöneticilik yapmış bir diğer kişinin isminin SDK’nın hazırladığı raporda bulunmaması Hazine yetkililerince manidar bulunmuş. İddialar böyle sıralanıyor… Yani özetle Ankara’da Hazinecilerle Murakıpların çekişmesi devam ediyor. Ortalık toz duman. Hazine Müsteşarı Osman Çelik ve Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç‘in varsa Hazine’de FETÖ’cülerin izini sürmeye başlayacaklarına kesin gözüyle bakılıyor. 

ZAMANINDA AHMET GENÇ’E DE YAPILMAK İSTENMİŞTİ

Anlaşılan o ki sınav usulsüzlüğü ile ilgili olarak ihmali bulunduğu iddialarına karşılık Sigorta Tahkim Komisyonu Müdürü İbrahim Taşbaşı’nın ismi hiç gündeme getirilmezken birden fazla kurumda Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi bulunan ve siyasi iradeyle sigorta sektörü arasında neredeyse tampon görevi üstlenen Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy’a bir operasyon yapılmak istendiği apaçık ortada. Daha önce de benzer bir durum Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın katıldığı BES’in 10’uncu yıl basın toplantısında yaşanmıştı. Zamanın Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç’e benzer bir itibarsızlaştırma girişimi olmuştu. Sigorta sektörüne emeği yadsınamaz olan  Sigortacılık eski Genel Müdürü Ahmet Genç basın toplantısı masasında değil, arkasındaki sandalyede oturtulmak üzere düzen hazırlanmıştı. Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç’in arkada sandalyede oturtulduğunu gören Başbakan Yardımcısı Ali Babacan arkasına dönerek, Sayın Genç’i masaya davet ettiği daha dün gibi gözümün önünde. 

Şimdi hazırlanan FETÖ’cülerin kollandığı, korunduğu iddialarını içeren bir başka rapor da Hazine Müsteşarı Osman Çelik’in önünde olduğu iddiaları konuşuluyor. İşin içerisinde FETÖ iddiaları olmasaydı sınav iptal edilip, belki işin üstü kapatılıp gidilecekti. Fakat hem FETÖ işi, hem de sınavı kazanan, ne FETÖ’cü, ne SDK’lı, ne Hazine’li olmayan avukatların Hazine ziyareti, Hazine Müsteşarı’nı zor duruma sokmuşa benziyor. On tane avukat,  “Sizin aranızdaki çekişme bizi ilgilendirmez. Biz sınava girdik ve kazandık. Kazanılan hakkımızın elimizden alınmasına izin vermeyiz” demişler. Bu durumda sınavın iptali zor görünüyor. Geriye eğer varsa FETÖ’cülerin Hazine’de izinin sürülmesi kalıyor. Gittiği yere kadar, varsa tüm işbirlikçileri ile FETÖ’nün buradan da temizlenmesi için Hazine yetkililerinin kararlı oldukları da kulağıma gelen başka bir iddia. 

TAHKİM’E  ÇEKİDÜZEN ŞART !

Konuyu çok yalın ve anlaşılabilir yazmaya çalıştım. Çünkü bir gazeteci olarak, ne Hazine’de, ne Sigorta Denetleme Kurulu’nda ne de Sigorta Tahkim Komisyonu’nda bir akrabam bulunmuyor!  Yeter ki bu kirli işleri organize eden birileri varsa ülkenin en itibarlı kurumlarının başında gelen Hazine Müsteşarlığı’ndan mutlaka temizlenmesi gerekiyor. Sonrasında da Hazine çalışanlarına bu sigorta hakemliği için bir kota mı konulacak, bilirkişiler otomatik olarak mı belirlenecek, Değer Kaybı Tazminatları’nın ise üst limitleri makul seviyelere mi indirilecek, otomatik olarak tazminatlara mı eklenir artık bilemem. Ama bir şey yapılmalı. Tuz koktu çünkü. Benim değil tüm sektörün beklentisi bu yönde. Buradaki vatandaşın hakkını koruyorum diyerek kendilerine rant sağlayan “Hasar aracıları organizasyonları”na biran evvel dur denilmeli. Bu işin bir kazanç kapısı olmaktan çıkarılması şart. Bu bir kamu menfaatidir. Bütün bunlar birer iddia tabii, ama Sayın Müsteşar’ın bu işe bir neşter vurmasının zamanı geldi de geçiyor bile. Gelişmeleri hep beraber göreceğiz. 


Sigorta Medya grubu Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın iki gündür yayınlanan “Hazine’de FETÖ’cü avı” ve “Hazine’deki rant kavgasına farklı bakış” adlı makalelerine Hazine Müsteşarlığı Basın ve Halkla ilişkiler Müşavirliği’nden cevap geldi. Sigorta Medya olarak yayınlanan makalelerde; amacımızın hiçbir kurum ve kişileri töhmet altında bırakmak olmadığını, bu şekilde yazıları yer vermediğimizi özellikle belirtmek isteriz.

Saygılarımızla, Sigorta Medya Yayıncılık A.Ş.

Hazine Müsteşarlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden gelen ilgili yazı:

Sayın Kantar,

Son zamanlarda bazı basın-yayın kuruluşları ve internet siteleri ile sizin de sorumlusu bulunduğunuz haber sitesinde, sigorta hakemliği sınavı ile ilgili spekülatif haberlere yer verildiği görülmüştür. Bu çerçevede aşağıdaki açıklamanın yapılması uygun görülmüştür.

Sigorta hakemliği sınavı ile ilgili iddialar çerçevesinde öncelikle bir denetim yaptırılmış, ardından da konu ile ilgili soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma sonucuna göre işlem yürütülecektir. Bu çerçevede, soruşturma bitmeden herhangi bir kişinin itham edilmesi etik değildir.

Yine iddia edildiği üzere, haberi veren muhabir ya da yayın kuruluşunun şahit olduğu bir suç söz konusu ise bunun yargı mercilerine intikal ettirilmesi öncelikli olarak o yayın kuruluşu ya da muhabire aittir. Suç yok ise bu defa konu haberde ismi geçen şahıslara iftira edilmiş olunacaktır ki bu da TCK bakımından ayrı bir suç oluşturmaktadır.

Yapılan haberlerde her ne kadar muhtelif kişilerin ismi geçmekte ise de  Hazine Müsteşarlığının kurumsal yapısının hedef alındığı anlaşılmaktadır. Kamu kurumlarının spekülatif haberlerle itibarının zedelenmesi karşısında bu kurumların ve elbette Hazine Müsteşarlığının yasal haklarını saklı tutacakları tabiidir.

Öte yandan şunun bir kez daha bilinmesi gerekir ki her türlü iddia, Müsteşarlığımızca hassasiyetle değerlendirilmektedir. Yapılan işlemlerde mevzuata aykırı bir durum tespit edildiğinde gerekli yasal süreçler başlatılacaktır.

Haberde öne sürülen iddiaların kamuoyu nezdinde düzeltilmesi ve sorumlu yayıncılık anlayışı çerçevesinde yukarıdaki kısa açıklamamızın ivedilikle, “sigortamedya.com” adlı internet sitenizde yayımlanması hususunda, bilgileri ile gereğini rica ederiz.

Saygılarımızla.

 

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER