POSTA GAZETESİ
Bayram öncesi Sigorta Haftası kutlandı. Çeşitli etkinlikler düzenlendi. Sigorta sektörünün en temel sorunu sigortanın bir ihtiyaç olduğunun vatandaşlarımıza anlatılamamış olması. Bir bilinç oluşturulması için öncelikle bunun bir ihtiyaç olduğunun belleklerimize kazınmış olması gerekiyor. Sigorta bilincinin artırılması için özellikle Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve tüm sektör endüstrisi büyük çaba sarf ediyor. Okullara Hayat bilgisi içerisinde bir ünitede çok basite indirgenmiş sigortanın, bir elektrik aleti olmadığı çocuklarımıza anlatılmalı. Ya da geçmişte Ulusal medyada çok dile getirmiştim, ehliyet sınavında öyle anlamsız bazı şeyler öğretileceğine bir iki soruda Trafik Sigortası ile Kasko arasındaki fark soru olarak yer almalıydı. Sanırım Ehliyet sınavlarında bu konu ile ilgili bir girişim olmuş.
TÜKETİCİ HAKKINI ARARSA…
Sigorta bilincinin yerleştirilmesi için biz medyada, sahada acenteler çok çalışıyoruz. Fakat ne yazık ki vatandaşlarımız başına bir şey gelmediyse, hiç gelmeyecek diye düşünüyor ve sigorta yaptırmıyor. Fakat gelişmiş ülkelerde öyle mi ? Öncelikle tüketiciler haklarını bildikleri için başlarına bir şey geldiyse ve bu kendisinden kaynaklanmıyorsa hemen karşı taraf için hukuki yollara başvuruyor. Ve bu hak aramalar arttıkça bu olaylara sebep olan kişi ve kurumlar sigorta yaptırarak risklerini sigorta şirketlerine devretmenin yollarını arıyor. Örnek vermem gerekirse bir müteahhit inşaat yaparken bir çukuru açık bıraktığında veya farklı bir kazaya neden oldu diye düşünelim. Bu durumdan zarar gören taraf hukuki yollara başvurduğunda o zaman müteahhit açısından sıkıntı başlıyor. Öncelikle gerekli önlemleri almak zorunda kalıyor, ama yine de beklenmedik bir kaza ile karşılaşma olasılığı nedeniyle sigorta yaptırmak zorunda kalıyor.
“Bir musibet, bin nasihatten iyidir”