Munich Re Yönetim Kurulu Üyesi Doris Höpke, sigorta şirketlerinin siber risklere bakış açılarıyla ilgili açıklama yaptı. Sigorta dünyasından haberler veren İsviçre’nin Baden-Baden Today gazetesinin haberine göre Höpke, “Siber riskler sigorta şirketlerinin önceliği olmalı” dedi.
Munich Re’nin Baden-Baden’deki medya kahvaltısında konuşan Doris Höpke, “Siber suçun küresel ekonomiye 2018 yılında verdiği zarar 600 milyar dolar civarında. Bunun yanında doğal felaketlerden kaynaklanan küresel ekonomik kayıpların 10 yıllık ortalama ise 180 milyar dolar civarında” dedi.
“Dünya daha bağlantılı hale geldikçe işler iyice kötüleşecek” diyen Höpke, dünya çapında 27 milyar birbirine bağlı cihaz bulunduğunu ve bunun 2030 yılına kadar 125 milyara yükseleceğini söyledi. Höpke, dijital hizmetlerin kullanılamaz hale gelmesi durumunda, pazarın tüm ekonomilerin zarar görebileceği yeni bir güvenlik açığı ile karşı karşıya kalacağını kaydetti.
ABD dışında büyük bir koruma açığı var
Risk transferi sektörünün buna cevap vermesi gerektiğinin altını çizen Höpke şöyle konuştu: “Bu konuya ciddi bir şekilde müdahale etmek, siber riskini değerlendirmek, yönetmek ve mümkün olan her yerde risk almak için açık bir çağrı yapıyorum. Munich Re olarak siber kayıpların yüzde 0.5’inden azının sigortalı olduğunu tahmin ediyoruz. Doğal afet kayıplarının ise yaklaşık yüzde 27’si sigortalıdır. Özellikle ABD dışında büyük bir koruma açığı var.”
Höpke, “Siber sigorta ile ilgili küresel prim, yaklaşık 4 milyar dolar civarında. Bunun hızla büyüyeceğine inanıyoruz. Munich Re’nin bu alanda lider olmasını ve yaklaşık yüzde 10’luk bir pazar payını korumasını istiyoruz. Bazıları 2020 yılına kadar, 8 ila 9 milyar dolar olacak” dedi.
Siber kaynaklı çeşitli birikim riskleri
Siber sigortanın en büyük alıcılarının küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) olduğunu belirten Höpke, “Siber sigorta primlerinin yüzde 90’ını KOBİ’ler satın alıyor. Büyük şirketlerin saldırganlar tarafından hedef alınması daha olasıdır, ancak onlar daha iyi korunuyor. Bu nedenle KOBİ’ler orantısız olarak daha fazla risk altında. Göreceli olarak, çevrimiçi çalışmanın ve dijitalleşmenin en büyük riskiyle karşı karşıyadırlar. Bu hedef kitleye çok odaklanıyoruz. Bir olay binlerce hatta milyonlarca sigortacının politikalarını etkileyecek geniş kapsamlı bir şok efektine sahip olabilir. Virüs ve kötü amaçlı yazılım, veri ihlalleri ve BT servis sağlayıcısı kesintileri gibi siber kaynaklı çeşitli birikim riskleri için yeniden sigorta geliştirilebilir” diye konuştu.
“Bu riski göz ardı edemeyiz”
“Güç şebekeleri veya internetin kendisi gibi harici ağların arızalanması, sigorta sektörünün kapasitesinin ötesine geçecektir” diye konuşan Höpke, bunun özellikle iş kesintisi boyutunda öngörülemeyen sonuçlar doğuracağını söyledi. Sigorta sektörünün riske daha iyi bakma yükümlülüğü olduğunu savunan Höpke, “Bu en büyük risktir ancak risk alma endüstrisi olarak uygulanabilir bir çözüm üretemiyoruz. Bu riski göz ardı edemeyiz. Bu nedenle sessiz siber riskler gibi daha derin zorlukların ele alınması gerekiyor. Sessiz siber, sessiz olmayacak şekle dönüştürülmeli” şeklinde açıklama yaptı.
“Büyük yatırımlar yapıyoruz”
Teknolojinin tam olarak anlaşılmasının gerektiğini belirten Höpke açıklamasını şöyle tamamladı: “Yeni teknolojileri ve ilgili riskleri doğru bir şekilde değerlendirebilmemiz için, yatırım ve risk yönetimi yeteneklerini geliştirmeye büyük yatırımlar yapıyoruz. Ayrıca risk değerlendirme, veri ve modelleme ve hak talebi yönetimi gibi belirli alanlarda dış ortaklarla işbirliği yapıyoruz. Bu yaklaşıma dayanarak, büyüyen uzmanlığımız doğrultusunda tek risk ve birikim kapasitesi uyguluyoruz.”