23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Siber savaşları 3. Dünya savaşı etkisi yaratacak

NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin 19. Danışmanlar Kurulu Toplantısı iş dünyasının önemli isimlerinin katılımı ile gerçekleşti. Toplantıda düzenlenen panelde Türkiye’deki ekonomik ve siyasi gelişmelerin yanında siber riskler de masaya yatırıldı.

Danışmanlar Kurulu Toplantısı’nda konuşan ADEO Kurucu Ortağı Halil Öztürkçi, olası siber savaşlara değindi. Siber savaşların 3. Dünya Savaşı şeklinde bir etki yaratabileceğini, belki ilk başlarda ölümlü olmayacağını fakat büyük bir kaosa sebep olabileceğini söyledi. Öztürkçi, özellikle kritik altyapı dediğimiz enerji, finans, ulaşım gibi altyapılarımızın olası bir siber savaşta çok ciddi tehditlerle karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekti.

unnamed

NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. 19. Danışmanlar Kurulu Toplantısı İstanbul Ritz Carlton Oteli’nde geçen hafta gerçekleştirildi. TEB Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Yavuz Canevi’nin başkanlığını yaptığı Danışmanlar Kurulu Toplantısı’nda ayrıca iş dünyasının önemli isimlerinin katılımı ile “Canlanan ama hala kırılgan Türkiye ve Dünya ekonomisinin geleceği – Türkiye ve Dünya; dijitalleşme, Siber Güvenlik, Kripto paralar  konulu bir panel de gerçekleştirildi.

Oturum başkanlığını Türkiye Data Monitor Kurucu Ortağı Murat Üçer’in yaptığı toplantıda, panelistler arasında Mercek Tech. Kurucu Ortağı Ahmet Usta, Adeo Kurucu Ortağı Halil Öztürkçi yer aldı.

Siber Saldırı Sigorta riskleri azaltabilir

Konuşmasında siber saldırılara karşı kurumların veya şirketlerin tek başlarına savunma yapmalarının zorluklarından bahseden  Adeo Kurucu Ortağı Halil Öztürkci, özellikle siber güvenlik konusunda uzman açığının olduğunu belirtti. Öztürkçi, şöyle devam etti: “Bu kon dünyanın benimsediği, yönetilen siber güvenlik servislerinin kurum ve şirketlerin ihtiyaçlarına cevap verebilmesi önemli bir başlık. Siber saldırılara karşı alınabilecek önlemlerden birisi de Siber Saldırı Sigortaları. Kurumların ve şirketlerin olası bir siber saldırı karşısında ya da verilerinin çalınması durumunda kendilerinin ve müşterilerinin kayıplarını siber sigortalar yardımıyla minimuma indirilebilir.”

İnternete bağımlılık düşmanlar için fırsat

Siber saldırganların hedeflerini seçerken temel motivasyonlarının neler olabileceğine değinen Öztürkçi, konuşmasında internetin karanlık tarafı olarak bilinen DeepWeb konusunda da çarpıcı örnekler verdi. Ülkelerin siber güçlerinin nasıl kullanılabileceğini örnekleri ile masaya yatıran Öztürkçi, şunları söyledi: “Özellikle Amerika’da yapılan son seçimlerde çokça konuşulan siber saldırı hem birey, hem kurum ve devletler olarak internete olan bağımlılığımızı arttırdı. Bu da düşmanlarımız için bir fırsat oluşturdu.”

Siber riskler üçüncü sırada

IMG_6051NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği Yönetim Kurulu Başkanı Levent Nart da, inovasyon gücü ile Nart Brokerliğin yüzde 24 civarında gelirlerini arttırdığını belirterek, “Bu sayede hem pazar payımızı hem de sektördeki etkinliğimizi artırdık” dedi.

Nart, açılış konuşmasında sigorta sektörünü ve sigortalıları tehdit eden riskler ve sektörün gelişimine ve büyüme öngörülerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Her yıl dünyada önemli şirketlerin patronlarına, “En çok korktuğunuz risk nedir?” sorusunun sorulduğunu, siber risklerin sıçrama yaparak en çok korkulan riskler arasında üçüncü sıraya yerleştiğini ifade eden Nart, “İş durması, doğal afetler ve Siber Riskler en korkulan risklerin ilk üçünü teşkil ediyor” dedi.

Dünya sigorta sektörünün 2017 de hayat dalında ortalama yüzde 2,5, elementer alanında yüzde 3,8, toplamda ise yüzde 3,1 büyüdüğünün tahmin edildiğini belirten Nart, “Türk sigorta sektörü ise 45 milyar lira hacme ulaşarak 2017 senesinde yüzde 15 büyüdü. NART Brokerlik ise inovasyon gücü ile yüzde 24 civarında gelirlerini arttırdı. Bu sayede hem pazar payımız ve hem sektördeki etkinliğimiz arttı” diye konuştu.

Yeni ürünler geliştirdik

NART Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin 2017 senesinde pazara sürdüğü yenilikçi ürünlerden de bahseden Levent Nart, ürünlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Hava değişikliklerine karşın hidroelektirk santralları, turizm sektöründe gelir kayıplarını sağlayan “parametrik sigortalar” , terör ve halk hareketleri sonucu faaliyet gösterilen coğrafi alanın cazibesinin azalmasından kaynaklanan indirek ciro kaybını teminat altına alan “loss of atraction “sigortası ile Jeotermal projelerinde yeterli debi ve sıcaklığa ulaşamama riski sonucunda yapılan masrafların geri alınmasını sağlayan “Exploration Risk Insurance”  gibi yatırımların verimsiz çıkmasına karşın ürünler geliştirdik.”

Uzun vadeli yatırım çekmeliyiz

Panelde oturum başkanlığını yürüten Murat Üçer de, son yıllarda dünya ekonomisindeki gelişmelere değindi. Türkiye ekonomisinin 2017’de yüzde 7 civarında büyüdüğünü belirten Üçer, “Ancak genelde büyümede kalite sorunları dikkat çekti. Büyüme dış finansmana ve krediye bağımlı oldu. Bunun yanında inşaat sektörünün tetiklediği bir büyüme olduğunu söylemek lazım” diye konuştu. Üçer, verilen örneklerde 2010’dan beri toplam dış borcumuzun yaklaşık 200 milyar dolara artarak, yaklaşık 440 milyar dolara çıktığına da dikkat çekerek, şunları söyledi: “Şirketlerin toplam borcu da milli gelire oranla 30 puan kadar artarak yüzde 70’e yükseldi. Yatırımlar ise genelde inşaat ağırlıklı oldu.

IMG_6092
Geçen yıl ki büyüme incelendiğinde KGF ve Mali Teşvikler önemli rol oynadı. Gelecekteki kırılganlıklar arttı. Bilindiği gibi enflasyon artık çift hanelerde, hedefin iki katı seviyelerde dolanıyor. Cari açığımız ise milli gelire oranla yüzde 5,5 seviyesinde. Bunlar küresel ölçekte de yüksek rakamlar.  Yabancı yatırımcılar bu göstergelere olumlu bakmıyor.  Oysa bizim sürekli dış finansmanı, hatta mümkün oldukça uzun vadeli yatırımı tekrar çeker hale gelmemiz gerekiyor.”

Büyüme yavaşlayacak

2019 seçimlerine giden yolda kısa vadede hükümetin anlaşılır bir şekilde tek hedefe odaklanmış durumda olduğunu kaydeden Üçer, şöyle devam etti: “Büyümeyi geçen seneki düzeylerde tutmak. Ancak bu ne kadar mümkün tartışılır, çünkü siyaset – hem içerde hem dışarda – zorlu bir tabloya işaret ediyor,  global ortam ise olumlu anlamda değişiyor, bu da dışarda faizlerin muhtemelen artık kalıcı olarak yükselme trendine girdiği anlamına geliyor. Bunlar bizim açımızdan finansmanın görece zorlaşması, pahalılaşması demek. Bu da muhtemelen büyümeyi yavaşlatacaktır. Seçimler sonrasında sosyal ve siyasi uzlaşı içinde reform ve kırılganlıklarımıza odaklanmak gerekiyor.”

unnamed (1)

Yeni bir dünya düzeni çok yakın

Konuşmasında insanlığın tarih boyunca bilginin en ufak parçacıklarını oluşturan veriyi farklı araçlar ve yöntemler ile kayıt altına aldığını söyleyen Mercek Tech. Kurucu Ortağı Ahmet Usta, bu sürecin en önemli sebepleri arasında büyümekte olan toplumların bilgiyi bir şekilde biriktirmesi ve toplumsal kuralların belirlenmesi olduğunu söyledi. Bu kayıtların oluşturulması ve denetlenmesi için insanların yapıları üzerinde mutabık kaldıkları organizasyonlar kurduklarını ve bu organizasyonlara merkezi denetim gücü verdiklerini söyledi. Usta, şöyle devam etti: “2008 yılında kimliği hâlâ gizliliğini koruyan Satoshi Nakamoto, “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System” adında bir makalesinde matematik ile teknolojinin gücünü kullanarak artık merkezi denetimlere ihtiyaç duyulmadan güvenilir bir veri kayıt sistemi kurmayı ve “elektronik para Bitcoin” uygulaması ile teklif ettiğini açıkladı. Nakamoto’nun her ne kadar makalesinde Blockchain kelimesini hiç kullanmasa da önerdiği matematiksel ve teknolojik uygulama veriyi sıralı bloklar şeklinde kayıt altına aldı. Bu yüzden Blockchain olarak isimlendirildi. Blockchain teknolojisi günümüzde daha çok kripto paralar ile eşleştirildi. Ancak verinin merkezi yapılar olmadan kayıt altına alınması, bu kayıtların şeffaflaşması, yapay zeka gibi unsurların Blockchain üzerinde sunulan “Akıllı Sözleşmeler” ile bir araya gelmesi insanlığa yeni ufuklar açtı. Bu ufukların bizleri demokrasinin bile yeniden tanımlandığı, bugün fikir olarak ütopik, ancak teknik olarak mümkün yeni bir dünyaya götürdü.”

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER