Sektörde reel büyümenin sürmesine karşılık, dolar kurunun 18 TL’yi geçmesi, dosya/hasar maliyetlerindeki artış, mali gelirler ve teknik kârlarda düşüş birçok şirketi zorlamaya başladı. Sermaye artırımı yapamayan şirketlerin sektörden ya da belli branşlardan çekilmesi bekleniyor. “Konsalidasyon kaçınılmaz!” diyenlerin sayısı da artıyor.
ALP SÜER/Sigortamedya
Son günlerde görüşme imkânı bulduğumuz sigortacılar biraz sıkıntılı; ağızlarını bıçak açmıyor. Buna benzer bir manzaraya, zorunlu trafik sigortasında azami (tavan) fiyat uygulamasının başladığı 2017 yılında şahit olmuştuk. Tavan fiyat uygulamasına itiraz eden şirketlerin yöneticileri adeta isyanları oynamışlardı. Bu kez durum çok farklı. Sektör belki, reel olarak büyümesine büyüyor. Ancak, dolar kurunun 18 TL’yi geçmesi, başta oto sigortaları olmak üzere dosya/hasar maliyetlerindeki artış, ‘bileşik rasyo’daki yükseliş, mali gelirler ve teknik kârlarda düşüş birçok şirketi de zorlamaya başladı. Sermaye artırımı yapamayan şirketlerin, sektörden ya da belli branşlardan çekilmesi bekleniyor. Sektörde, 2023 yılının daha zorlu geçmesi beklenirken, “Konsalidasyon kaçınılmaz!” diyenlerin sayısı da artıyor.
Sektör reel olarak büyüyor
Sektördeki gidişata biraz daha yakından bakalım: Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) açıkladığı verilere göre, sektör ilk 7 aylık dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 95,9 büyüdü. Enflasyonla karşılaştırıldığında, sektörde prim üretimindeki reel artış ise yüzde 9,1 olarak gerçekleşti. Ocak-temmuz döneminde hayat dışı (elementer) sektör yüzde 101,2 (reel yüzde 12) büyürken, hayat branşında prim üretimindeki artış ise yüzde 69,1 (reel yüzde -5,9) olarak gerçekleşti. Sektördeki reel büyümenin sürmesi sevindirici; hatta sorunlarla boğuşan şirket yöneticileri için teselli kaynağı. Ancak, sigortacılardan aldığımız bilgilere göre, sektördeki büyüme, sigortalı adedindeki yani sigortalılık oranındaki artıştan çok, sigorta bedelleri, primler ve fiyatlardaki artışla yakından ilgili.
Teknik kârda ciddi düşüş
Sektördeki reel büyümeden, ‘maliyet ve kâr’ konusuna geçelim ki; ‘zurnanın zırt!’ dediği yer de asıl orası. TSB, geçen ay, yılın ilk yarısına ilişkin sektörün mali ve teknik tablolarını açıkladı. TSB verilerine göre, hayat dışı sektörde teknik kâr, yılın ilk yarısında 281,7 milyon TL olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde 4,1 milyar TL teknik kâr eden hayat dışı sektörde kar, 3,8 milyar TL azalış kaydetti. Küçük bir parantez açıp, ilginç bir duruma dikkat çekersek, teknik olmayan bölümden aktarılan ‘yatırım gelirleri’, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 120 artışla 12,3 milyar TL’ye yükseldi. Buna karşın, söz konusu gelirler, gene de teknik kârın azalmasını engelleyemedi. Bunun da en büyük nedeni ‘hasarlardaki’ artış. İlk 6 aylık dönemde ödenen hasarların (net) yüzde 96 artışla 27,1 milyar TL’ye yükselmesi, teknik kârın azalmasında da etkili oldu. Sigorta şirketi yöneticilerinin yakından takip ettiği ve hayat dışı sektörde yüzde 110’un üzerinde seyreden bileşik rasyonun, önümüzdeki dönemde daha da yükselmesi bekleniyor.
Trafikte prim artışı sektörü rahatlatacak
Biraz da sektörde önümüzdeki dönemle ilgili beklentileri paylaşalım: Öncelikle, sektörde reel büyümenin sürmesi, sektörün 2022 yılını yüzde 10 civarında reel prim artışı ile tamamlaması bekleniyor. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK), trafik sigortası tarifesini güncellemesi ve eylül ayından itibaren primlerdeki artış, sektördeki prim üretimini olumlu yönde etkileyecek. Bununla birlikte, sigortacılar yılın 2’nci yarısı için de kârlılıkla ilgili olumlu beklentilere sahip değil. Teknik kâr ve mali gelirlerdeki düşüşün sürmesi bekleniyor.
Bazı sigorta şirketleri sektörden çekilebilir
Pandemi koşulları ve ekonomideki sorunlar, diğer sektörler kadar olmasa da sigorta sektörünü olumsuz etkiliyor. Sermayesi yetersiz olan şirketlerin, sermaye artırımı yapmaları bekleniyor. Sermaye artırımı yapamayanların ise sektörden ya da belli branşlardan elini eteğini çekmesinin kaçınılmaz olduğu, bizzat sektör duayenleri tarafından da dile getirilmeye başlandı. Sektörde asıl 2023 yılının zorlu geçeceği vurgulanırken, şirketler arasında birleşme ve satın almaların, bir anlamda ‘konsolidasyon’un yaşanacağı; şirket sayısının da azalacağı ileri sürülüyor.
SEKTÖRDE NELER BEKLENİYOR?
· Reel büyüme 2’nci yarıda da sürecek.
· Mali gelirler ve teknik kârlar düşecek.
· Öz kaynakları yetersiz şirketler sermaye artırımı yapacak.
· Sermayesini artıramayan şirketler, belli branşlar ya da sektörden çekilecek.
· Sektörde 2023 daha zorlu geçecek; ‘konsalidasyon’ yaşanabilir.
· Tüketiciler için kötü haber: “Fiyatlardaki artış sürecek”
SEKTÖRDE TEKNİK KÂR EREZYONA UĞRADI
Yıl* Teknik kâr (TL)
2018 1.752.156.543
2019 2.102.818.978
2020 4.771.618.700
2021 4.175.243.995
2022 281.791.109
*Ocak-haziran dönemi.
Kaynak: TSB.
ÖDENEN HASAR 2022’DE İKİYE KATLANDI
Yıl* Ödenen hasar (net)
2018 8.681.019.682
2019 10.443.509.713
2020 9.645.600.903
2021 13.857.402.773
2022 27.115.570.977
*Ocak-haziran dönemi.
Kaynak: TSB.
Doğru ürün, doğru fiyat ile sigortalıya sunulmalı
2021’in son döneminde başlayan enflasyon, kur ve faiz hareketliliğinin doğal olarak Türkiye sigorta sektörüne de yansıdığını belirten Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Fatih Gören, “Otomobil yedek parçalarının, araç fiyatlarının, işçilik tutarlarının artışı oto hasar maliyetlerine; inşaat ve ithal girdilerin olduğu alanlardaki fiyat artışları oto dışı branşlarda hasar maliyetlerine, medikal enflasyonun artışı da sağlık/tedavi giderlerine yansıdı” diyor. Yaşanan gelişmeler karşısında, sektörün çevik hareket etmesi, değişkenlikleri yakından takip etmesi ve gerektiği durumlarda alabileceği önlemleri hızla almasının önemini vurgulayan Gören, sigortalılar ve sektördeki iş ortakları ile iletişimin sağlıklı şekilde yürütülmesinin kritik olduğunun altını çiziyor. Gören, doğru ürünlerin doğru fiyatlandırma ile sigortalılara sunulması ve yeni ürünler veya müşteri segment ve ihtiyaçlarına göre farklılaştırılmış ürünlerin sunulmasının faydalı olacağı görüşünde.
Hasarlar dışındaki maliyetler de düşmeli
Gulf Sigorta Konut Sigortaları ve Özel Müşteriler Grubu Teknik Direktörü Birsen Çakır, sektörde alınması gereken önlemler konusunda şunları söylüyor: “Sigorta şirketlerinin hasarlardan arta kalan maliyetlerinde de azalışların olması gerekiyor. Komisyon politikaları belirlenirken ve genel giderler prosedürü oluşturulurken, sayısal verilerin azami derecede dikkate alınması gerekli. Mali gelirlerdeki düşüş, ülkenin ekonomik koşulları ile birebir ilgili. Burada şirketlerin piyasa şartlarını ve yatırım araçlarını çok iyi takip etmesi gerekiyor. Yükselen enflasyon ve geçen yıllara göre kurda yaşanan yüksek artışlar nedeniyle sigorta bedelleri ciddi anlamda yükseldi. Buna bağlı olarak da primlerde artış olması kaçınılmaz. Poliçe adetlerinde düşüş gözlenirken, sigortalıların yeni poliçe almakta zorlanacağını ve yenileme dönemlerinde rekabetin çok daha artacağını düşünüyorum. Hasar maliyetlerindeki artışın azalması için hasar sayısının ve ortalama maliyetlerin azalması gerekiyor. Bu da sigortalının hasardan korunma, hasarı önleme ve hasarı azaltma gibi prosedürleri bilmesi ve uygulaması ile olacak.”
Sektör birçok iş koluna göre iyi durumda
Ankara Sigorta İstanbul Avrupa Bölge Müdürü Kaan Tezyel isebirçok iş koluna göre sigorta sektörünün ekonomik olumsuzluklardan daha az etkilendiğini düşüncesinde. Kayıpların yaşanmasına karşın, yeni sigortalı kazanımları ile bu dengemin tekrar sağlanabildiğini vurgulayan Tezyel, “Araç ve parça fiyatlarındaki hızlı artış, yeni araç üretimindeki yavaşlama dolaylı olarak sigorta sektörünü olumsuz etkilese de sigorta şirketlerinin ve acentelerin doğru yönetim hamleleri, pazarlama gücü ile kayıplar minimumda tutuldu” diyor.
2022 kayıp bir yıl, asıl 2023’ü kurtarmak önemli
Enflasyondaki artış ve yüksek hasar maliyetlerinin sigorta şirketlerin kârlarını olumsuz etkilediğini belirten ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Cenk Ecevit, şunları söylüyor: “Enflasyonist ortamlarda mali karların yüksek olması beklenir. Ancak, düşük faiz politikası nedeniyle sektörde mali kârlar da düştü. Sigorta şirketlerinin sermaye ihtiyaçları da arttı. Bazı şirketlerin sermaye artırımı yapması bekleniyor. Şirketlerin de sermayelerinin güçlü olması gerekiyor. 1 Eylül’den itibaren trafik sigortası primlerindeki artış, sektörde bir toparlanma getirecek. Ancak bunun etkilerinin 2023’ün 2’inci çeyreğinden itibaren görüleceğini düşünüyorum. 2022 yılı kayıp bir yıl. Asıl, 2023’ü kurtarmak önemli. ”
Acenteler bilançosu zarar görmemiş şirketlere yöneliyor
Monopoli Sigorta Kurucu Ortağı ve CEO’su Erol Esentürk de acenteler olarak son dönemlerde özellikle bilançosu çok zarar görmemiş ve gerektiğinde sermaye artırımı yapabilecek şirketlere yönelmeye çalıştıklarını vurguluyor. Sigorta şirketlerinin, oto branşında yaşanılan zararları, oto-dışı branşlarda telafi etmeye çalıştıklarını vurgulayan Esentürk, “Şirketler, ister istemez bu branşlarda da daha tutucu bir sigortacılık anlayışına yönelebiliyor. Önümüzdeki dönemlerde bir kısım sigorta şirketlerinin bazı branşlardan çekilebileceğini ya da bu branşlara yüksek prim ve muafiyetler getirebileceğini düşünüyorum” diyor.