Türk sigorta sektörünün, tamamlayıcı sağlık sigortasında başarı hikayesi yazacağını belirten Sompo Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Şenol Ortaç, “Tamamlayıcı sağlık, en az kasko sigortası kadar önemli bir büyüklük yaratabilecek potansiyele sahip” diyor.
HAYATIMIZ SİGORTALI / ALP SÜER
Sigorta sektöründe geride bıraktığımız 2019 yılının parlayan yıldızlarından biri kuşkusuz ‘sağlık.’ Kârlı olarak büyüyen sağlığın temel ürünlerinden, özel sağlık sigortasında (ÖSS) sigortalı adedi uzun yıllardır adeta yerinde sayarken, diğer ürünlerden tamamlayıcı sağlık sigortasında (TSS) sigortalı adedi 1.5 milyona koşuyor; yabancılar için sağlıkta da sigortalı adedi 1 milyona yaklaştı. Geçen ay, hayat dışı sektörün önde gelen şirketlerinden Sompo Sigorta’nın Bireysel Teknik ve Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Şenol Ortaç’la bir araya geldik. Ortaç’la şirketin İstanbul-Kavacık’taki Genel Merkezi’nde yaptığımız söyleşide ağırlıklı olarak sağlık sigortasını konuştuk. Ortaç’ın söyleşi sırasında sarf ettiği bir sözü de özellikle not aldım: “Sektörün özel sağlık sigortası hikayesi başarısız. Buna karşın sektör tamamlayıcı sağlık sigortasında ise başarı hikâyesi yazacak” diyen Ortaç, tamamlayıcı sağlığın en az kasko sigortası kadar önemli bir büyüklük yaratabilecek potansiyele sahip olduğuna dikkat çekiyor.
TSS kartopu etkisiyle büyüyor
Ortaç, 2019 yılında sağlık branşındaki hızlı büyümede fiyatlardaki artış kadar sigortalı adedindeki artışın da etkili olduğunu söylüyor. Sağlık sigortalarında, ÖSS ve TSS olmak üzere 2 temel ürün olduğunu, seyahat sağlık, yabancı sağlık ve kritik hastalıklar gibi diğer ürünlerin payının yüzde 5-7 düzeyinde olduğunu belirten Ortaç, söz konusu ürünler içinde TSS’nin hızlı büyüdüğüne ve sigortalı adedindeki artışta etkili olduğuna dikkat çekiyor.
Ortaç’ın TSB verilerinden hareketle paylaştığı bilgilere göre, 2014 yılında ÖSS’deki sigortalı adedi 2.2 milyon iken, 5 yıl sonra yani 2019’da ise ancak 2.3 milyona ulaşabilmiş. Bir başka deyişle ÖSS’de artış çok sınırlı olmuş. Buna karşın TSS’de ise 2014’te 60 bini aşkın sigortalı adedi, geçen yıl sonunda yaklaşık 1.4 milyona yükselmiş. TSS’nin ‘kartopu’ etkisiyle büyüdüğünü ifade eden Ortaç, bunun nedenlerini şöyle özetliyor: “Hastane maliyetlerindeki artış nedeniyle özel sağlık sigortasında primler ‘tehlikeli’ şekilde artıyor. Tamamlayıcı sağlık sigortasında ise primler makul seviyelerde. Özel sağlık sigortasının müşteri kitlesinin aynı olmasına karşın, tamamlayıcı sağlık sigortası bugüne kadar sağlık sigortası ile tanışmamış farklı kitlelere de fırsat sunuyor.” Şirket olarak TSS ürününe bu doğrultuda yatırım yaptıklarını vurgulayan Ortaç, pazardaki büyümenin epey üzerinde bir büyüme ile ilerlediklerini söylüyor.
TSS acenteler için de fırsat
Ortaç, TSS’nin acenteler için de büyük fırsat sunduğu düşüncesinde. Türkiye’de ÖSS’yi satan acente sayısının da az olduğunu vurgulayan Ortaç, şu görüşleri dile getiriyor: “Sektördeki 15 bin acentenin çok azı buna odaklanmış durumda. Buna karşın tamamlayıcı sağlık sigortası satan acente sayısı ise giderek artıyor. Tamamlayıcı sağlık sigortası acentelere aynı zamanda bu ürünü alan müşterilerine çapraz satış imkânı da sunuyor. Ayrıca, tamamlayıcı sağlık sigortasının gelişebilmesi için sigorta şirketlerinin en büyük dağıtım kanalı olan acentelere de büyük görev düşüyor. Acentelerin bu ürünü tüketicilere iyi anlatması gerekiyor.”
SGK payı düşürülüp TSS teşvik edilebilir
TSS’de birkaç yıl önce gündeme gelen sigortanın zorunlu olmasına yönelik tartışmaları hatırlattığımız Ortaç, zorunluluk fikrine karşı olduğunu ve bireylerin TSS’yi isteyerek almaları gerektiğini savunuyor. Ortaç’a göre, TSS’de sigortalı adedinin daha da artması için birkaç faktör çok önemli. Öncelikle, fiyatların bugünkü seviyelerde tutulması ve ciddi artışlar olmaması şart. Ayrıca, devletin de TSS’yi teşvik etmesi gerekiyor. Ortaç, Gelir İdaresi’nin gelirlerinden bir miktar feragat etmesi ve TSS’de vergi teşvikinin artması gerektiğini söylüyor. Çalışanların ücretlerinden kesilerek SGK’ya aktarılan payın da düşürülebileceğini belirten Ortaç, “Sözgelimi, çalışanın ücretinden gerçekleştirilen kesintinin çok azını bile TSS ürününün desteklenmesi için ayrılması bu ürüne önemli bir ivme yaratabilir” diyor. TSS’de sigortalının ilk primini devletin ödemesi gibi teşviklerin de söz konusu olabileceğini belirten Ortaç, Sigorta Bilgi Merkezi’nin de (SBM) sigorta şirketleriyle, sağlık sigortası yaptırmış bireylerle ile ilgili artık veri paylaşımını yapması gerektiğini söylüyor.
18 yaşındayız, sektörde önemli başarılara imza attık
Sompo Sigorta ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Ortaç, “Henüz 18 yaşında genç bir şirket olarak çok önemli başarılar elde ettik” diyor. Sağlıkta nispeten yeni bir oyuncu olarak hızlı büyüdüklerini ifade eden Ortaç, kasko sigortalarında poliçe adedinde sektör lideri, trafik sigortasında ise sektör 2’ncisi olduklarını söylüyor. Kaskoda 2019 yılında sektörde poliçe adedi yüzde 3 daralırken, Sompo Sigorta’da yüzde 28 arttığını vurgulayan Ortaç, “Hızlı büyüme ile birlikte sürekli olarak da kâr ediyoruz. Kâr edip sürekli büyüyen ender şirketlerden biriyiz. Bunun sırrı da fiyatlamayı çok iyi yapmamız ve başarılı hasar yönetimimiz. Müşterilere ortalama bir fiyat verdiğinizde iyi müşteriye haksızlık etmiş olursunuz. Bu nedenle biz doğru riske doğru fiyat, yani her bir müşterinin riskine uygun fiyat veriyoruz” diyor.
“Kaskoda penetrasyon oranı düşük” görüşü doğru değil
Söyleşimizde kasko sigortasını da konuştuğumuz Ortaç, biraz da ezberleri bozarak, “Kasko’da sanıldığı gibi penetrasyon oranı çok düşük değil” diyor. Türkiye’de ortalama araç yaşının 12.5 olduğunu vurgulayan Ortaç, “12 milyon aracın, 6 milyonu da 12 yaş üzeri. 0 araçlarda penetrasyon yüzde 70-75. İlk 5 yaş araçlarda ise söz konusu oran yüzde 64 -65. Bir başka deyişle sigortalanabilir araçların üçte ikisi sigortalı. Bu nedenle ‘kaskoda penetrasyon oranı düşük’ görüşüne katılmıyorum” diye konuşuyor.