6 Şubat depremlerinde birçok sigorta acentesinin can ve mal kaybına uğradığını, hâlihazırda deprem mağduru acentelerin de zor koşullarda hizmet vermeye çalıştıklarını söyleyen Adana Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Ayhan Gökçelik, “Doğal afetlerde zarar gören acentelere yardım yapılabilmesi için bir acente fonu oluşturulmalı. Her yıl oluşturulan yönetim kurulu kararıyla olası bir afette zarara uğrayacak acenteler için kurul tarafından ölüm, maluliyet ve maddi hasarlara karşılık belli bir finansman oranı belirlenmeli. Acentenin başına bir felaket geldiğinde geride kalanların mağdur olmayacağını bilmesi gerekiyor. SEDDK nezdinde bir acente fonu oluşturulmasına ihtiyaç var” dedi.
6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 ay geçmesine rağmen depremden etkilen bölgelerde hala yaşamsal ihtiyaçlar devam ediyor. Öte yandan bölgede mevcut koşullar iş yapma ve hizmet süreçlerini de olumsuz etkiliyor. Deprem kaynaklı hasarlar nedeniyle bu süreçte çok yoğun mesai harcayan sigorta sektörü ve onun en önemli paydaşı olan acenteler de bu süreçte güçlükle sigortalılara destek vermeye çalışıyor.
Sigorta Ekranı’nda Damla Özafşar’a konuk olan Adana Sigorta Acenteleri Derneği Başkanı Ayhan Gökçelik, Adana’da deprem sürecinde yaşananları aktardı. Hem Adana’da hem de depremden etkilen diğer illerde bulunan acentelerin mevcut durumlarıyla ilgili bilgiler veren Gökçelik, acente tarafında yapılması gerekenlere ilişkin önerilerde de bulundu.
Programda SEDDK nezdinde bir acente fonu oluşturulmasına ihtiyaç olduğunu dile getiren Gökçelik, “Doğal afetlerde zarar gören acentelere yardım yapılabilmesi için bir acente fonu oluşturulmalı. Her yıl oluşturulan yönetim kurulu kararıyla olası bir afette zarara uğrayabilecek acenteler için kurul tarafından ölüm, maluliyet ve maddi hasarlara karşılık belli bir finansman oranı belirlenmeli. Bunun da %1’ni biz finanse edelim, %2’sini, %3’nü çalıştığımız sigorta şirketleri finanse etsin. Acentenin başına bir felaket geldiğinde geride kalanların mağdur olmayacağını bilmesi gerekiyor. Şimdi bir fonumuz olmuş olsaydı, bu fon parasının bir kısmıyla acentelere yüksek meblağlarda hayat sigortası yapılmış olsaydı iyi olmaz mıydı? Acenteler olmasa sigorta şirketleri tek başına ne yapabilir? Bizim bu insanları yaşatmamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.
Depremin ne olduğunu bu felaket sonrası anladık
Deprem sonrası Adana’daki duruma ilişkin bilgiler veren Gökçelik, yaşanılan felaketin boyutunun çok büyük olduğunu dile getirerek, “Öncelikle tüm Türkiye’ye geçmiş olsun. Süreç o kadar kötüydü ki ve hala kötü. Biz depremin ne olduğunu bildiğimizi zannediyorduk fakat bilmiyormuşuz. Adana’da depremi çok hafif yaralarla atlattık fakat psikolojik olarak etkilendik. Kendi evime giremiyorum. Adana’da bir apartmanda yirmi daire varsa ancak iki tanesinin ışığı yanıyor. İnsanlar psikolojik olarak burada çok kötü durumda. Herkes diken üstünde. Bütün parklar, kamp çadırları ve arabayla dolu” dedi.
Depreme karşı alınacak küçük tedbirlerin önemine vurgu yapan Gökçelik, “Her ne kadar biliyor olsak da şimdiye kadar evimizdeki gardırobu veya kitaplığı sabitlemedik. Küçük tedbirlerin ne kadar önemli olduğunu yaşayarak gördük. Yarın çok geç olabilir. O nedenle bugünden deprem kaynaklı yaralanma ve ölümleri aza indirmek için evlerimizdeki dolapları, gardırobu, kitaplığı, duvarda ne varsa en azından onları sabitleyelim” uyarısında bulundu.
Deprem sonrası ev kiraları çok yükseldi
Adana’da yaşayanlardan durumu ve imkânı olanların şehir değiştirdiğini söyleyen Gökçelik, hâlihazırda ilde kalanların da yaylada ya da deniz kenarında olduğunu aktardı. Pek çok insanın müstakil ev arayışında olduğunu belirten Gökçelik, “Adana’da müstakil ev kiraları 2-3 bin lirayken şu anda 8-10 bin liraya kiralık ev yok. Şu anda Antakya, Maraş, Antep, Adıyaman ve İskenderun’dan gelerek Mersin nüfusuna kayıt olmuş 420 bin kişi var” açıklamalarında bulundu.
Düşük metrekareye göre düzenlenen poliçeler zarar ettirdi
Sigortacılara çok büyük iş düştüğüne dikkat çeken Gökçelik, “İnsanların çoğu bu konuda bilinçsiz. 30- 50 metrekare DASK kesilen kişilerin hepsi şimdi bizden metrekareyi arttırmamızı istiyor. Şu anda on bir ilde DASK kapalı. Sigortacılar zamanında “30-50 metrekare ev yok” deyip poliçeleri aslına uygun olarak düzenlemiş olsalardı sigortalı 100-150 lira fazla para ödeyecekti. Evi olan bir kişi de bu parayı öder. Fakat maalesef meslektaşlarımızın bazıları bu işi hiç umursamadı. 150 lira kar eden sigortalı şimdi 300 bin lira para kaybetti.” ifadelerini kullandı.
DASK poliçeleri 100 metrekareye sabitlenmeli
Tarsus’ta deprem sonrası acente tarafındaki sorunları tartışmak üzere düzenlenen toplantıda SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu ile bir araya geldiklerini söyleyen Gökçelik, DASK ve acentelerle ilgili bazı önerilerde bulunduğunu aktararak, “DASK poliçesinin 100 metrekareye sabitlenmesi yönünde bir önerim oldu. Depremden etkilenen on bir ildeki acenteler adına da TOBB minimum 20 bin lira karşılıksız hibe yapsın dedim ve minimum 200 bin lira olmak üzere bu on bir ildeki acenteler için TOBB’un girişimde bulunmasını ve aradaki faizi ödeyerek kredi verdirmesi yönünde bir talepte bulundum. Bunların notunu aldılar” açıklamalarında bulundu.
TOBB’dan destek bekliyoruz
Gökçelik, acentelerin çok zor durumda olduğunun altını çizerek, “Bazı arkadaşlarımız iş yerini, bazıları evlerini kaybetti. Antakya’da taş üstünde taş kalmadı. Orada depremden önce sigortacı olan bir insan bu saatten sonra neye, kime sigorta yapacak? On bir ildeki acente şu anda doğru dürüst kasko yapamıyor. SEDDK kararı ile bütün yenileme poliçeleri mayısa kadar uzatıldı fakat siz depremde zarar gören kişiden para tahsil edebilir misiniz? SEDDK mayıs ayından sonra sigortalı poliçesini istemiyorsa parasını ödemez diyor ama bu sürede 13 milyon kişiye hitap eden acente nasıl ayakta kalacak? Bölgede acentelerin iş potansiyeli kalmadı. Yenilemeleri şirketler geçen seneki teminatlarla uzatıyor. Geçen yılki teminatlarla bu yılki teminat arasında yüzde 300 fark var ve acente müşteriden para alamıyor. Para alamayınca komisyon hak edilmez, komisyon hak edilmezse çalışan maaşı verilemez. TOBB bize bu konuda yardımcı olması gerek. Biz yıllardır TOBB’a karşılıksız para veriyoruz. Şimdi artık onların da zarar gören acentelere destek vermesi lazım” diye konuştu.
Hasar beyanı kişilerin inisiyatifine bırakılmamalı
DASK’ta şu anda hasar durumuna ilişkin yeni bir ekran açıldığını aktaran Gökçelik, bunun acentelerin inisiyatifine bırakılmaması gerektiğini söyleyerek, “e-Devlet ile DASK entegre olsun. Eğer DASK kişilerin TC’sini girdiğimiz zaman e-Devletinden o bilgiyi alabilirse kişilerin inisiyatifine kalmaz. Çünkü acentenin inisiyatifine ya da sigortalının inisiyatifine bırakırsan orta hasarlı eve hasarsız diyecek. Deprem olduğunda eksper kayıtlara bakacak. Bu sefer yanlış beyan nedeniyle sigortalı para alamayacak. Tekrar bir kaos. Biz bunları yaşamak istemiyoruz. Madem teknoloji bu kadar ileri düzeyde entegrasyon yapılsın, yapay zekayı kullanılsın” ifadelerini kullandı.
Kredi bağlantılı sigortalarda mağduriyet yaşanabiliyor
Kredi bağlantılı sigortalarla ilgili konuşan Gökçelik, “Bankaya 120 bin lira kredi borcu olan kişinin konut değeri 120 bin lira gösteriliyor. Ben sigortacı olarak yapamıyorum. O poliçeyi 120 bin liraya kesemiyorum. Sistem uyarıyor. Peki, bankayı niye uyarmıyorlar? Poliçeyi banka düzenlettiriyor. Sigortalı bankanın yapmasını istemediğinde de banka sigortalının götürdüğü poliçeyi kabul etmiyor. Dolayısıyla bana göre sorumluluk bankadadır. Bu durumda olan vatandaşlar haklarını arasınlar. Hiç birimiz kredi kullanırken imzaladığımız metni okumuyoruz. Bir de kırk sayfayı imzalatırken altını okudum diye imza atıyoruz. Okudum demezsen imzanı kabul etmiyorlar. Kredi bağlantılı konut poliçesi yapılıyor ama DASK yapılmamış. Oysa zorunlu olan DASK, konut sigortası değil. Bu ve benzeri durumlarda insanların sigortaya güveni kalmıyor. Biz tekrar tesis etmek zorunda kalıyoruz” dedi.
Acentelere yapılacak her türlü yardım çok önemli
Sigorta şirketleri, TOBB ve SEDDK’nın on bir ildeki acentelere destek olması gerektiğinin altını çizen Gökçelik, “Acenteler için 10-20 bin lira bile şu an çok büyük para. İnsanların çalışacak yerleri yok. SEDDK yakında söz konusu illerde iş yerleri yıkılan acentelere laptop desteği yapacağını aktardı. Bu çok büyük fayda sağlar çünkü ağır hasarlı binalara valilik yasak getirdi. Dosyalarımız ofislerde, tüm bilgilerimiz bilgisayarlarımızda kaldı. Kimse içeri giremiyor. Sigorta şirketlerinin yenileme listelerini vererek bize bu konuda destek olmalarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Şirketlerin maddi anlamada da yardım sağlamaya çalıştıklarını aktaran Gökçelik, “Karşılıksız nakdi yardımlar veriyor. Bir de komisyon avans ödemesi var ama bu uygulamanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Öte yandan mevcut durumda bir talepte bulunmak da insanlar için çok zor. O nedenle yardımların sorulmadan yapılmasının daha uygun olduğunu düşünüyorum. İşte bu sebeplerden acentelerin mağdur olmaması için fon yapılanması kesinlikle çok önemli” şeklinde konuştu.
Acenteler konteynırlarda hizmet vermeye çalışıyor
Diğer bölgelerdeki acentelerin de zor koşularda iş yapmaya çalıştıklarını belirten Gökçelik, birkaç acentenin toplanarak sigorta şirketlerinin ve DASK’ın gönderdiği konteynırlarda çalıştıklarını aktardı. Valiliğin o konteynırlara çok ivedi şekilde elektrik ve internet bağlantısı sağladığını söyleyen Gökçelik, “Sigortalılara gerekli yardımı yapıyor. Acentenin talebi doğrultusunda, acenteye çadır ya da konteynır yolluyor” dedi.
Yayının tamamı Sigorta Ekranı’nda…