2016 yılının dokuz aylık sonuçlarına aldanmamak gerektiğini belirten Axa Sigorta Teknik ve Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Yavuz Ölken’e göre sigorta şirketlerinin riske dayalı, sürdürülebilir fiyatlandırmayı uygulamaması durumunda sektörün yeniden zarar etmesi kaçınılmaz.
ALP SÜER / HAYATIMIZ SİGORTALI
2016 yılının, en azından kağıt üzerinde Türk sigorta sektörü açısından olumlu bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) dokuz aylık verilerine göre, toplam prim üretiminde yüzde 30’un üzerindeki artışla ‘şaşalı büyüyen’ sektör, hayat dışında olağan sigortacılık faaliyetlerinden yaklaşık 1 milyar TL kâr (teknik kâr) elde etti. Bir anlamda da ‘kârlı büyümeyi’ gerçekleştirdi. Ancak, sektörü yakından izleyenler, sektörün geçmiş yıllardaki deneyimlerine bakarak daha şimdiden kârlılığın 2017 yılında sürdürülebilirliğine yönelik kaygılarını dile getirmeye başladılar. Biz de Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak bu konuyu “bir bilene soralım” dedik ve hayat dışı sektörün en iddialı oyuncularından Axa Sigorta’nın, Teknik ve Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Yavuz Ölken’in kapısını çaldık. Axa Sigorta’nın Salıpazarı’ndaki Genel Müdürlük binasında Ölken’le sektördeki hızlı büyüme, kârlılık ve Axa Sigorta ile ilgili olarak keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sektördeki kârlılıkla ilgili olarak 2016 yılının dokuz aylık sonuçlarına aldanmamak gerektiğini belirten Ölken, sektördeki şirketlerin ülke koşullarına ve riske uygun, sürdürülebilir fiyatlandırmayı uygulamaması durumunda sektörün yeniden zarar etmesinin kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
Trafik dışında büyüme düşük
Sektördeki hızlı büyümeyi ve kârlılılığı ayrı ayrı değerlendiren Ölken, öncelikle sektörde dokuz aydaki hızlı büyümenin trafik sigortası odaklı olduğuna dikkat çekiyor. Trafik branşı hariç tutulduğunda sektörde büyüme hızının yüzde 14-15’lere gerilediğini ve reel büyümenin de sınırlı olduğunu ifade eden Ölken, ülkede yaşanan terör olayları, 15 Temmuz darbe girişimi, uluslararası piyasalardaki dalgalanmalar gibi olumsuz gelişmelere karşın, sektörde oto sigortalarının bu yıl büyüme açısından ‘kurtarıcı’ bir rol oynadığını ancak fiyatlamanın, olası hasarları karşılayıp karşılamayacağı hususunun belirsizliğini sürdürdüğünü söylüyor.
Hayat dışı sektördeki kârlılıkla ilgili olarak Ölken’den aldığımız bilgilere göre, sektör belki kâr ediyor gibi gözüküyor ama sektördeki kârlı branşlardan ‘kasko’ ve ‘sağlık’ta rekabetin de etkisiyle ‘kâr marjları’ giderek eriyor. Bu iki branş dışında sektörün önemli branşlarından ‘yangın’da da dokuz ay içinde sadece 9 milyon TL kâr edilmiş.
Ayrıca, dokuz aylık kâr/zarar tablosu içinde Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarının yarattığı hasarın önemli bir kısmı da yer almıyor. 2016 yılında büyük bir doğal afet yaşanmadığına da hatırlatan Ölken, “Bu yıl doğal afetlerden kaynaklanan geleneksel hasarlar yaşanmadı. Bunun yerine terör olayları oldu. Bu olayların net sonucu ortaya çıktığında yangın ve doğal afet sigortalarında yılsonu itibarıyla 300 milyon TL teknik zarar görülebilir” diyor.
[box type=”custom” color=”#eeee22″ bg=”#000551″ fontsize=”14″ radius=”2″]Mevzuattan çok mahkemelerin vereceği kararları görmek lazım[/box]
Danıştay’ın Trafik Sigortası Genel Şartları’nda bazı maddeler için yürütmeyi durdurma kararı vermesi ve bu kararın trafik sigortası fiyatlarını yüzde 100 artıracağı şeklindeki yorumlarla ilgili olarak görüşlerini de açıklayan Yavuz Ölken, şunları söylüyor: “Her şeyin bir maliyeti var. Ancak, bu durumun, fiyatlara ve teknik sonuçlara direkt yüzde 100 etki yapması beklenmiyor. Hangi karar ya da mevzuat çıkarsa çıksın bunun pratiğini görmeden sigorta sektörünün hareket kabiliyeti yok. Mevzuat düzenlemelerinin bir kısmı yapıldı. Ancak, sonuçlarının ne olacağını bilmiyoruz. Sözgelimi, sürücü kusuru ile ilgili bir konuda düzenleme yapılmış olsa bile sigorta şirketinin aleyhine bir karar çıkarsa ne olacak? Bu bilinmiyor. Bu nedenle mahkeme kararları büyük önem taşıyor.”
Kurdaki artış, hasar maliyetini artırır
Trafik sigortasında aslında es geçilen yılların semeresinin çekildiğini belirten Ölken, ancak bu branşta sektörün son 11 aylık dönemde fiyat artışı yapmadığını söylüyor. Bilakis, son iki ayda yüzde 8-10 primlerde düşüş yaşandığını belirten Ölken, “Ortalama primler düşerken sektörün hasar maliyeti ise düşmedi. Yedek parça ve otomobil endüstrisinin yaşadığı kriz sonucu birtakım ilave maliyetlere bakıldığında ortalama hasar maliyeti yüzde 20-21 arttı. Hasar maliyetleri dikkate alındığında primlerdeki düşüş aslında daha fazla. Bu nedenle trafik branşında zarar yeniden artabilir” şeklinde konuşuyor. Dolardaki hızlı yükselişin sektöre etkileri ile ilgili düşüncelerini sorduğumuz Ölken, şunları söylüyor: “Bu ülke, ilk kez bunu test etmiyor. 25 yıldır sektördeyim. Birçok kez kurda yükseliş oldu. Hep aynı şey yaşanıyor; kurdaki yükselişin etkisi, hemen birinci ya da ikinci ayda görülmüyor. Çünkü stoklar tüketiliyor. Bu nedenle kur artışı, ocak-şubattan itibaren 2017 yılının sağlıktan oto sigortalarına, konuttan, nakliyata kadar tüm branşlarda hasar maliyetlerini 3-4 puan artıracak.”
2017’de sektör %10-15 büyür
Ölken, bu gelişmelerin ışığında, 2016’dan farklı olarak 2017 yılının sektör için biraz zor geçeceğini dile getiriyor. Başta kasko olmak üzere, sağlık, yangın ve doğal afetler gibi sektörün önde gelen branşlarında kâr marjındaki düşüş, artan rekabet, dolar kurundaki artışa bağlı olarak ‘hasar maliyetleri’nin artacak olması sektördeki şirketleri epey zorlayacak. Ölken, bu yıl trafik sigortasının da etkisiyle yüzde 30’un üzerinde büyüyen sektörde büyüme hızının gelecek yıl yüzde 10-15 seviyesine düşeceğini tahmin ediyor.
Axa’da portföy yapısı dengeli
Sohbetimiz sırasında Axa Sigorta ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Ölken’den aldığımız bilgilere göre, 2016’da yeniden kara geçen şirket istikrarlı büyümeyi sürdürüyor. Yaklaşık bir buçuk bu yıldır risk kabulünde daha seçici olmaya ve riske göre fiyatlandırmaya önem veren şirket, portföyü de yeniden yapılandırmış. Portföyde geçmişte trafik sigortasının payı 8 puan düşüşle yüzde 14-15’e gerilemiş. Bununla birlikte, trafik dışındaki sigortaların payı ise artış göstermiş. İş kabul etme anlamında bir sıkıntı olmadığını belirten Ölken, buna karşın kârlılığa dayalı ve sürdürülebilir fiyat politikasını benimsediklerini söylüyor. Ölken, 2017’de de dengeli portföy yapısının süreceğine dikkat çekiyor.
[box type=”custom” color=”#eeee22″ bg=”#000551″ fontsize=”14″ radius=”2″]Belirsizliğini sürdüren Güneydoğu sektöre 2016’da önemli bir yük getirdi[/box]
Güneydoğu’da 15 Ocak-14 Mart tarihleri arasında sektörün, hassasiyet gösteren bazı kitlelerin konut ve ticari sigortalarını yaptığını belirten Yavuz Ölken, 14 Mart’ta sıkıyönetim ilan edildikten sonra bu bölgede bazı risklerin sigortalanabilir olmaktan çıktığını vurguluyor. Terör olayları sonucunda, bu yıl sigorta sektöründe tahmini 1-1.5 milyar TL büyüklüğünde hasar olduğu tahmin edildiğini belirten Ölken, şirket olarak bugüne kadar yaklaşık 70 milyon TL hasarla karşılaştıklarını ve eylül sonu itibarıyla yüzde 90’nın üzerinde muallak hasar karşılığı ayırdıklarını kaydediyor. Axa Sigorta olarak Güneydoğu’da halen teminat vermeyi sürdürdüklerini vurgulayan Ölken, buna karşın, ana merkezler, il ve ilçelere göre seçici davranmaya ve riske bağlı fiyatlandırmaya özen gösterdiklerini ifade ediyor. 2017 yılı reasürans yenilemeleri için terörle ilgili bir değerlendirmenin gelmediğini belirten Ölken, “Uluslararası terörizmle ilgili bir kloz düzenlemesi yapılabilir. Ancak, terörizmin teminat dışı kalacağını düşünmüyorum” diyor.
