İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin (SKD), Allianz Türkiye ev sahipliğinde düzenlediği “Sürdürülebilirlik Raporlaması Paylaşım Semineri”nde iş dünyası raporlama konusunda bilgilendirildi, iyi uygulama örnekleri paylaşıldı.
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin (SKD) Allianz Türkiye’nin ev sahipliğinde, Allianz Tower’da düzenlediği Sürdürülebilirlik Raporlaması Paylaşım Semineri’nde, dünyada 100 yılı aşkın süredir yapılan mali raporlamalara, şirketlerin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini ortaya koydukları sürdürülebilirlik raporlarının eklenmesi ile başlayan dönem incelendi. Finansal raporlar ile sürdürülebilirlik raporlarını bir araya getiren ‘entegre raporlama’ konusunda da bilgi verildi. Allianz, Eczacıbaşı, Garanti Bankası ve TSKB yöneticileri iyi uygulamaları ve sürdürülebilirlik raporlaması vizyonlarını paylaştı.
Ediz Günsel: Sürekli iyileştirme ve takip raporlama ile mümkün
Seminerin açılış konuşmasını yapan, SKD Yönetim Kurulu Üyesi ve SKD Sürdürülebilirlik Raporlaması Çalışma Grubu Başkanı Ediz Günsel, “Yaptıklarımızı ölçmeden, ölçtüğümüzü yönetmeden, yönümüzü ve hedeflerimizi belirlememiz mümkün değil. Sürekli iyileştirmenin ve takibin yolu ise raporlama ile mümkün” dedi.
Artan sosyal ve çevresel sorunların bu konudaki bilinci hızla artırdığını vurgulayan Günsel şöyle devam etti: “Tüketiciler, vatandaşlar, lobi grupları, çalışanlar ve yatırımcılar daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik talep ediyor. Geleneksel tarihi finansal bilgiye dayalı raporlama artık yeterli olmuyor. Günümüzde özellikle gelişmiş ülkeler, finansal raporlar ile sürdürülebilirlik raporlarının birlikte yapılmasını öngören ‘Entegre Raporlama’ konusunu tartışıyor.”
Prof. Dr. Güler Aras: Sürdürülebilirlik, doğru iş yapma şeklidir
Entegre raporlama konusunda bilgi veren Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, Allianz Sigorta ve Allianz Hayat ve Emeklilik şirketlerinin Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Güler Aras, yaşanan krizler ve firma skandallarının iş yapma şeklini karmaşıklaştırdığını, finansal bilgiler ile birlikte finansal olmayan bilgilerin ve performansın öneminin arttığını, şirketlerin “en iyisini” yaparak ayakta kalmaya çalıştıklarını söyledi:
“Krizler ve surekli artan rekabet `iyi yonetim` ve ‘sorumlu yönetim’ anlayışını uygulamamızı gerektiyor. İyi yönetim, şirket yöneticilerinin şirket paydaşlarını temsilen sorumlu karar verme ve uygulamaları, doğru iş yapma şekli. Hissedar odaklı yönetim yaklaşımının yerini artık paydaş yaklaşımı aldı. Bu yaklaşım artık firmaları daha uzun vadeli ve stratejik düşünmeye ve yönelterek sosyal, ekonomik, çevresel ve yönetsel açıdan bütün olarak iş süreçlerini entegre bir yaklaşımla planlamaları ve yönetmelerini gerekli hale getirdi. Günümüzde tecrübeler `Doğru ve sorumlu iş yapma` davranışından uzaklaşan firmaların bunun getirdiği sonuçları yönetmek için daha büyük maliyetlere katlanmak zorunda kaldıklarını gösterdi.”
Bütün bu gelişmelerin ise firmaları yeni raporlama düzeni olan entegre rapor hazırlamaya yönelttiğini ifade eden Aras, “Entegre Rapor, bir kurulusun kisa ve uzun vadede nasıl değer yarattığını ve yaratacağını, mevcut stratejisini, yönetim yaklaşımı ile finansal ve finansal olmayan performansını ilişkili bir şekilde yansıtan bir raporlama duzenidir. Bu yeni raporlama düzeni, firmanın sürdürülebilir gelişimine odaklı ve bütün paydaşların beklentilerini karşılayacak önemli bir araç olarak yakın gelecekte bütün firmalar tarafından uygulanacak” dedi.
Aras, Entegre Raporlama Türkiye Ağı’nın (ERTA) Türkiye`deki firmalara bu konuda destek vermek üzere bu yıl içinde hayata geçirildiği bilgisini verdi. Aras, sürdürülebilirliği “doğru iş yapma şekli” olarak tanımlarken entegre raporlamanın ana amacının değer yaratmak olduğunu vurguladı.
Alan McGill: Şirketlerin çevresel ayak izi sanılanın çok üzerinde
PwC ortaklarından Alan McGill ise konuşmasında “Bugün büyük ya da küçük her şirketin çevresel ayak izi, sanılanın çok daha üzerinde. Bu nedenle yeni bir çalışma modeli geliştirmek, ölçüm yapmak gerekiyor. Ölçüm yapmadan, yaratılan etki görülemiyor, yönetilemiyor ve azaltılamıyor” dedi.
Seminerin İyi Uygulama Paylaşımları bölümünde Eczacıbaşı, Garanti, Allianz ve TSKB yöneticileri şu bilgileri paylaştı:
“Raporlama anlayışımız klasik değil, diyalog odaklı”
Allianz Global, Kıdemli Sürdürülebilirlik Yöneticisi Dr. Saskia Juretzek:
“Allianz olarak Sürdürülebilirlik Raporlaması sürecini performans yönetim sürecimizin temel bir aracı olarak görüyoruz. İyi uygulamaları ve paydaşlarımızın görüşlerini de rapora dahil ettik. Rapor daha geniş bir iletişim stratejisinin bir parçası haline geldi. Raporda işbirliğine açık, güvenilirliği olan, ilham veren, düşünmeye yönelten, zorlukları ortaya koyan ama daha iyisi için de teşvik eden bir dil kullandık. Klasik bir raporlama anlayışı yerine daha diyalog odaklı bir raporlama yaklaşımı izledik.”
“Sürdürülebilirliğe odaklanmak rekabet avantajı sağlayacak”
Eczacıbaşı Holding, İnovasyon ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ata Selçuk: “Önümüzdeki dönemde rekabet avantajı yaratacak olan şirketler sürdürülebilirliğe odaklanan şirketler olacak. Sürdürülebilirlik, toplumun her kesiminde aranan, istenen bir kavram haline gelecek. Eczacıbaşı Grubu’nun iş modeli büyüme ekonomisine dayalı bir sistem. 2003’te kendimize bu konuda bir vizyon belirledik. Bir değer endeksi belirledik ve bu endeksi 5 yılda bir ikiye katlama vizyonunu koyduk. Bu model üzerine hayatımızı oturttuk.”
“Bankalar çevresel etkilerin yönetilmesinde ilerleme kaydetti”
Garanti Bankası Proje Finansmanı ve Sürdürülebilirlik Birim Müdürü Emre Hatem:
“Bankalar, kendi faaliyetlerinden çok, projelerin finansmanı yoluyla çevresel etkiler yaratıyorlar. Yılda 10 milyar dolarlık uzun vadeli krediyi projelere aktarıyorlar. Bunlar arasında enerji sektörü, büyük termik santraller, kömür, doğalgaz santralleri, HES projeleri, jeotermal tesisler, otoyollar, köprüler, limanlar, AVM’ler var. Son beş yılda bankacılık sektörü çok farklı bir yere geldi. Bankalar kredi verirken sadece ÇED raporuna bakmıyor, kendi kriterlerinin yerine getirilip getirilmediğine bakıyorlar.”
“Dünyada 9 bini aşkın kuruluş 33 binden fazla rapor yayınladı”
Escarus (TSKB Sürdürülebilir Danışmanlık A.Ş.) Genel Müdürü Hülya Kurt:
“Bugüne kadar dünyada 9 bin 112 kuruluş, 23 bin 452’si GRI raporu olmak üzere toplam 33 bin 452 rapor yayınladı. Türkiye’de Aksa Akrilik’in 2005’te GRI Referanslı Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nu yayınlaması ile başlayan sürdürülebilirlik raporlaması, Koç Holding, Eczacıbaşı, TÜPRAŞ ve Coca-Cola İçecek gibi reel sektör kuruluşlarının yanı sıra bankaların önderliğinde yaygınlaştı. Bugün itibariyle 86 kuruluş 170’i GRI raporu olmak üzere toplam 231 adet rapor yayınlamış durumda.”
