Eğitim Danışmanı Devrim Ersöz, negatif insanların her şeyden şikayet ettiğini, pozitif konulardan ziyade problemlere odaklandıklarını kaydetti. Negatif insanların bu nedenle mutsuz ve başarısız olduklarını söyleyen Ersöz, şu tespitte bulundu: “Hayattan keyif almamız diğer insanların düşüncelerine bağlı olursa kendi mutluluğunuzu kontrol etmemiz güçleşir.”
Ersöz, Hayatımız Sigortalı dergisinde yer alan “Algılarımız yaşam gerçeğimizdir” başlıklı yazısında şunları dile getirdi:
Dünyayı ve çevremizi algılama şeklimiz, yaşam gerçekliğimiz haline gelir. Her şeyden şikayet eden negatif insanlar, pozitif konulardan ziyade problemlere daha çok odaklandıkları için mutsuz ve başarısız olurlar. Hayata karşı pozitif yaklaşmakla, olumsuzluklarla dolu bir dünyada yaşadığımızı düşünmek arasında ince bir çizgi vardır. Hayattan keyif almamız diğer insanların düşüncelerine bağlı olursa kendi mutluluğunuzu kontrol etmemiz güçleşir.
Duygusal olarak olgun insanlar kendi eylemlerinin sorumluluğunu alıp mutluluk duyarlar. Başkalarının düşüncelerinin ya da negatif yorumlarının keyiflerini kaçırmasına izin vermezler. Sizinle paylaşacağım küçük bir öykü bu durumu çok iyi özetliyor: Bir gün genç bir turist sırt çantasıyla bir köyden diğerine doğru yürüyordu. Derken yolun kenarındaki tarlada yaşlı bir adam gördü.
Yaşlı adam genç gezgine bakıp gülümseyerek “İyi günler” diye seslendi. Gezgin de başını sallayarak adamı selamladı. Genç adam ihtiyara döndü ve “Affedersiniz, size bir soru sormamın sakıncası var mı?” dedi. “Tabi ki sorabilirsin” diye yanıtladı yaşlı adam. “Dağdaki köyden vadi içindeki köye seyahat ediyorum ve vadideki köyün nasıl bir yer olduğunu bilip bilmediğinizi merak ediyordum” dedi genç. Yaşlı adam tebessüm ederek konuştu.
“Önce siz anlatın. Dağdaki köy deneyiminiz nasıldı?” “Rezalet” diye yanıtladı genç ve ekledi: “Dürüst olmak gerekirse oradan uzaklaştığım için mutluyum. Köy halkı hiç misafirperver değildi. Beni çok soğuk karşıladılar. Kendimi köyün bir parçası gibi hissetmedim. Sohbet etmeyi çok denedim. Köylülerin çoğu yaşlı ve hiç de misafirperver değiller. Üstelik yabancılara karşı nazikçe davranmıyorlar. Benim merak ettiğim vadideki köyün nasıl olduğu”…
“Size söyleyeceklerim için üzgünüm,” diyen yaşlı adam: “Ancak deneyiminiz vadideki köyde de aynı olacak”. Gezgin genç üzüntüyle yaşlı adamdan uzaklaştı. Bir süre sonra başka bir gezgin aynı yoldan aşağıya doğru inişe geçti ve aynı yaşlı adamla karşılaştı ve sordu: “Merhaba amcacım sizinle karşılaşmak ne kadar güzel. Dağdaki köyden şu vadideki köye gidiyorum. Orası nasıl bir yer biliyor musunuz? Yaşlı adam, “Memnuniyetle anlatırım. Ama önce siz anlatın. Dağdaki köy nasıldı?” diye yanıtladı.
Gezgin adam yanıtladı: “Harika bir deneyim oldu. Köylüler gerçekten çok sıcaktı. Kendimi onlardan bir parça gibi hissettim. Yaşlılar bana pek çok tavsiye verdiler. Çocuklar güldüler ve şakalar yaptılar. İnsanlar genellikle sevecen ve cömert davrandılar. Oradan ayrıldığım için üzgünüm. Peki, vadideki köy nasıl? “Sanırım aynı şeyi bulacaksınız” diye yanıtladı yaşlı adam. “İyi günler”. Gezgin, “İyi günler amcacım ve teşekkür ederim,” diyerek gülümsedi ve neşeli adımlarla yoluna devam etti.