Ülkemizde yaşanan ekonomik konjonktür ve yüksek enflasyon tüm sektörlerde olduğu gibi sigorta sektörünü yakından etkiliyor. Özellikle yılsonunun yaklaşmasıyla birlikte sigorta poliçelerinde yapılacak yenilemeler de bu süreçten nasibini alıyor. Ancak uzmanlar uyarıyor: “Ekonomik kaygıları hepimiz yaşıyoruz. Ancak sigorta yaptırmamak sigortalı açısından çok daha büyük bir risk…”
SEVGİ BAŞARAN / SİGORTAMEDYA
İki yılı aşkın süren pandemi, Rusya-Ukrayna arasındaki sıcak savaş ve tabi bunların sonucu olarak yaşanan ekonomik krizler tüm dünyanın dengesini alt üst etmeye yetti. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak gerek dünyada gerekse ülkemizde özellikle artan fiyatlardan dolayı tüm sektörlerde sıkıntılı bir süreç yaşanmaya başladı. Bugün satın almak istediğimiz yeni bir ürün veya hizmetin değeri geçtiğimiz yıllarla kıyaslandığında yüzde 100’ün üzerinde arttı. İşte bu gelişmeler satın alma gücü iyice düşen bireyleri yeni bir ürün ve hizmet satın alırken bir kere daha düşünmeye itiyor. Sigorta da bu gelişmelerden nasibini alan sektörler arasında yer alıyor. Özellikle yılsonunun yaklaşması ile birlikte yenileme süreci gelen poliçeler açısından da zorlu bir dönem yaşanıyor. Şirketler ve kurumlar tarafında yenileme sürecinde teminatlar yeniden gözden geçirilirken, bireyler bazında ise ya yenileme gerçekleşmiyor ya da her branşta daha uygun fiyatlı alternatif ürünlere yönelme yaşanıyor. Bu kapsamda gerek acente tarafında gerekse sigorta şirketlerinde hem yeni sigortalı kazanma hem de mevcut yenilemeleri gerçekleştirme konusunda ciddi bir ‘efor’ sarf ediliyor.
Sigortalılarımıza artış oranlarını anlatmakta zorlanıyoruz
Bu yıl sigorta sektöründe poliçe yenilemelerinde ciddi bir efor sarf ettiklerini belirten Doğan Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Selcen Gür, “Müşterilerimize artış oranlarını anlatmakta epey zorlanıyoruz. Grup yenilemelerimizde kayıp yaşamadık ancak bireysel yenilemelerimizin bazılarında müşterilerimizin talepleri doğrultusunda teminatlara bir takım kısıtlamalar getirerek primleri düşürme yoluna gittik” dedi. Gür, pek çok branşta olduğu gibi sağlık sigortasında da enflasyonist ortamdan dolayı ciddi fiyat artışları yaşandığına dikkat çekerek, bunun sebeplerini ise şöyle sıraladı: “Bireysel poliçelerde sağlık poliçesini hiç kullanmayan sigortalıların yenilemeleri minimum yüzde 100 artış ile yapılıyor. Oysa sadece TTB’nin bu sene içerisinde yaptığı artış oranı yüzde 87’ydi. Bu yıl TTB artışının yanı sıra kurumlarda kullanılan tüm tıbbi malzemelerin yurtdışından döviz ile getirilmesi ve hastanelerin bundan dolayı uyguladıkları fiyat artışı primleri daha da artırdı. Önceki yıllarda medikal enflasyon yüzde 17-20 arasında iken prim artışları bu doğrultuda yapılıyordu. Bu nedenle poliçe yenilemelerini daha rahat yapabiliyorduk. Bu sene sigorta poliçelerin yenilenmesi için çok ciddi bir efor sarf ediyoruz ve müşterilerimize artış oranlarını anlatmakta epey zorlanıyoruz.”
Bireysel poliçe yenilemeleri biraz yavaş gidiyor
Enflasyon nedeniyle iki yıldır poliçe fiyatlarının ciddi bir şekilde arttığına dikkat çeken Cenk Sigorta Acenteliği Sahibi Cenk Börühan, “Yenilemeleri gerçekleştirirken oldukça çaba gösteriyoruz. Kurumsal şirketler ve fabrikalar açısından bakıldığında onlar ellerindeki malın değeri de arttığı için bunları riske atmak istemiyor ve yenilemelerini yaptırıyor. Bu tarafta çok iptal yok. Fakat bireysel kısımda yenilemeler biraz yavaş gidiyor. Özellikle konut branşında artan fiyatlardan dolayı yaptırmama durumu çok fazla oluyor. Her yıl bu branşta yüzde 10-15 oranında bir artış yaşanırdı. Bu yıl ise konut branşındaki yenilemelerde azalma var” dedi.
Börühan ayrıca, işyeri sigortalarında yenilemelerde bir sıkıntı olmasa da firmaların teminat düşüklüğüne gittiğine dikkat çekerek, “Eskiden firmalar stoklu çalışırlardı. Bu kriz döneminde ise firmalar stoklu çalışmayı bıraktı. Stokları olmadığı için de düşük teminat talep ediyorlar. Bu tarafta kaçan bir sigorta yok ama bizim prim üretimimiz düşüyor” dedi.
Börühan, bireyselde ise kasko branşında sigortalıların alternatifli kasko poliçelerine yöneldiğine dikkat çekerek, “Tüketici daha uygun fiyatlı olduğu için yenileme poliçelerini bu şekilde yaptırıyor. Bu yıl kasko branşında yüzde 20’lik kısım alternatifli kasko ürünlerine kaydı” değerlendirmesini yaptı.
Yenilemesi geldiği haldi poliçe yaptırmayanların sayısı artıyor
“Maliyet artışlarının penetrasyonu ne kadar etkilediğine dair şu an için net bir rakam vermek mümkün olmasa da her ay yenilemesi geldiği halde hiçbir sigorta şirketine gitmeyip, poliçe yaptırmayanların sayısında ciddi oranda bir artış var” diyen Mapfre Sigorta Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Komitesi Üyesi Yıldırım Türe, bu durumun hem sigorta şirketleri hem de sigortalılar açısından dezavantajlı bir durum olduğunu söyledi. Türe, “Çünkü sigortalılar hasarsızlık indirimini kaybediyor. İstatistikler gösteriyor ki, 4’üncü yıl kırılma yılı. Yani 4 yıl hasar görmemiş bir aracın 5’inci yıl hasar alma olasılığı daha fazla. Dolayısıyla, ben hasar yapmıyorum diyerek sigorta yaptırmamak, yerine koyma maliyetinin bu kadar yüksek, sigorta bedellerinin ve hasar maliyetlerinin bu kadar arttığı bir dünyada çok sağlıklı bir yaklaşım değil. Ekonomik kaygıları hepimiz yaşıyoruz ancak sigorta yapmamayı sigortalı açısından büyük risk olarak görüyorum” değerlendirmesini yaptı.
Acentelerimiz yenilemede büyük çaba gösteriyor
Tüm dünyada ve ülkemizde varlıkların değerinin arttığına dikkat çeken AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, “İster eviniz ister iş yeriniz ister eczaneniz ister oteliniz ister fabrikanız olsun. Hepsinin bedelleri güncellenmeli ve sigortaları yaptırılmalı” dedi.
Tüm sektörlerde olduğu gibi sigorta sektöründe de maliyet artışları olduğuna dikkat çeken Ölken, “Yenilemeler açısından baktığınızda ticari ve kurumsal segmentte herhangi bir kayıp görmüyoruz. Çünkü burada bilinç veya iş sürdürülebilirliği çok önemli vaziyette. Bu noktada bütün acente teşkilatlarına teşekkür ediyorum. Yenilemelerde büyük bir efor sarf edildi ve çok iyi bir noktaya geldik” dedi.
Ölken, hasar frekansı daha düşük olan konut sigortalarının yenilemelerinde biraz sıkıntı yaşandığına dikkat çekerek, “Burada da ürün çeşitliliği artık ön plana çıkmaya başlayacak. Ürünlerde lüks ürün, tutumlu ürün diye ayrılacak. Fakat şöyle de bir kötü haber var. Sektör olarak daha çok efor sarf etmemiz, çalışmamız ve anlatmamız lazım” diye konuştu.
Ölken, içinde bulunduğumuz dönemi ‘çok zorlu bir dönem ama içinde fırsatlar var” şeklinde değerlendirirken, şunları söyledi: “Müşteriyle aramızdaki bütün bağı güçlendiren bir yapıya dönüşüyoruz. AXA olarak da biz bu konuda kasko, konut tamamlayıcı sağlık ve iş yeri paket gibi ürünleri dikkate aldığımızda ürün çeşitliliğine çok inanıyoruz. AXA olarak bundan sonra da ürün çeşitliliğine odaklanacağız.”
Ölken, yenilemelerde özellikle sağlık sigortalarında kayıbın çok az olduğunu belirterek, “Nereye daha çok ihtiyacınız varsa onu kapsamda tutuyorsunuz. Fakat ne hikmetse konu kaskoya geldiğinde iş çok enteresan. Çünkü bir orada hasar frekansı yüksek. Her 100 araçtan 21’i birinde hasar görülüyor. Şimdi böyle baktığınızda trafik ve kaskonun birleştiği günleri görüp, ürünlerimizi birleşik ürüne dönüştürdüğümüzü hayal ederek biraz umutlu bakmaya çalışıyorum” değerlendirmesini yaptı.
Sigorta bedelleri güncel tutulmalı
Devam eden sigorta poliçelerinde sigorta bedellerinin mevcut koşullar gereği eksik kalması durumunun sigortalı tarafında sıkıntı yaratabileceğine dikkat çeken Howden ACP Genel Müdürü Ercan Eryaşar, “Bu yüzden sigorta bedellerinin kontrol edilmesini tavsiye ediyoruz. Eğer sigorta bedellerinde olması gereken güncellemelere gidilmezse, oluşabilecek hasar anında yapılabilecek değerlendirmeler neticesinde ‘Eksik Sigorta’ uygulaması söz konusu olacaktır. Böyle bir durumla karşılaşmamak adına ileri ki dönemlerde de ortaya çıkabilecek maliyet artışlarının takip edilmesi ve sigorta bedellerinin güncel tutulmasını öneriyoruz” diye konuştu.
