Neova Sigorta Genel Müdürü Özgür Koç, sektörün yeni ürün konusunda eksik kaldığı yorumlarını ‘şehir efsanesi’ olarak nitelendirerek, vatandaşların sigortayı devletin zorunlu kıldığında ihtiyaç olarak gördüğünü belirtti.
SEVAL ÖZKAP / HAYATIMIZ SİGORTALI
Yaşam döngümüz içerisinde tüm değerlerimizi çeşitli risklere karşı koruyan en etkili yöntem sigortalanmaktır. “Sigorta yaptırmak lüks, sigorta yaptırmamak tasarruf değil” diyen Neova Sigorta Genel Müdürü Özgür Koç da sigorta yaptırmaktan tasarruf etmenin çok daha büyük mal kayıplarına sebep olabileceğine dikkat çekti.
Sigorta sektöründe ‘yeni ürün’ oluşturma konusunda düşüncelerini paylaşan Koç, vatandaşların zorlayıcı unsur olmayan sigorta ürünlerine ilgi duymadığını belirterek, “Bu konu bir şehir efsanesi” dedi. Yeni sigorta türlerinin çıktığını ancak iş bu poliçelerin sigortalıya önerilmesi kısmına geldiğinde, tüketicilerin zorunlu olmayan sigorta ürünlerini almadığını söyleyen Koç, “Artı olarak ekonomik kriz laflarının dolaştığı dönemde sigorta hiç alınmıyor” şeklinde konuştu. Sigorta sektörünün içerisinde devlet, tüketici, hukuk mekanizması, üçüncü şahısların olduğu bir ekosistem olduğunu dile getiren Koç, bu sistemi oluşturan unsurlar arasında oluşan ilişkilerle sigorta sistemine ihtiyaç duyulduğuna sektörün bu ihtiyaca cevap verdiğini kaydetti.
Bu sigortayı yaptırmazsan faaliyetine devam edemezsin…
Koç, sektöre ciddi bir prim girişi sağlayan Maden Çalışanlarına Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası’nın da devletin zorunlu kıldığı bir ürün olduğuna dikkat çekti. Koç, vatandaşların sigortayı devletin ürünü belli bir çerçeveye oturtup, yaptırılmasını zorunlu kıldığında hatta ‘bu sigortayı yaptırmazsan faaliyetini de sürdüremezsin’ dediği zamanlarda yaptırdığı ifade ederek, “Bir ferdi kaza sigortasına en çok kazanın yaşandığı iş kolları olan maden ve inşaat sektörü ihtiyaç duyar. Bahsettiğim zorlayıcı unsur yalnızca devlet olamayabilir, sözleşme yapılan kurumlar da olabilir. Taşeronlarına sigorta zorunluluğu koyan müteahhitler de biliyoruz… Artık sigortanın risk yönetimi mantalitesi ile kurumların kendi ticari ilişkilerinin içerisinde daha fazla yer alması lazım. Bu da kişilerin birebirlerine karşı olan sorumluluğunu hukuk yoluyla daha fazla aradıkları zaman daha da talep edilecek olan bir şey. Yoksa ’Sigortan var mı?’ diye sorulmazsa bizim insanımız sigorta yaptırmıyor” şeklinde konuştu.
“Trafik, TARSİM ve DASK’ın büyümesi ironik değil mi?”
Koç, sektörde büyümeyi devletin zorunlu kıldığı ürünlerin, genel ekonomik büyümenin ve araç satışlarının sağladığını hatırlatarak, sordu: “10 yıl önce ile bugün arasındaki trendlere bakıldığında en çok büyüyen branşlar DASK, trafik ve TARSİM. Bu size ironik gelmiyor mu?” Koç, “DASK tapuda, elektrik ve su aboneliklerinde zorunlu, konut satışlarının artmasıyla burada büyüme yaşanıyor. TARSİM’de de devlet, bankalar ve tarım kredi kooperatifleri aracılığıyla vermiş olduğu kredilerde sigorta soruyor ve yapıyor. Ayrıca yüzde 50 devlet desteği de sağlıyor. Trafik sigortası ise araç satışlarının artması, kontrol noktalarının artırılması ve prim artışından ötürü büyüme yakalıyor” dedi.
Sigorta yaptırmazsanız sorumluluktan kurtulamazsınız
Sigorta yaptırılmadığında sorumluluktan kurtulunmadığını ifade eden Koç, “Trafik sigortanızı yaptırmadığınızda bir yere çarparsanız bütün mal varlığınızdan olabilirsiniz. Kaskonuzu yaptırmadığınızda herhangi bir hasarda arabanızdan olabilirsiniz. Daha da önemlisi ekmek teknenizi sigortalamadığınızda bir yangında, selde ya da başka afette ekmek teknenizden olabilirsiniz” dedi. “Sigorta yaptırmak lüks, sigorta yaptırmamak tasarruf değil” diyen Koç, sigorta yaptırmayarak tasarruf etmenin çok daha büyük mal kayıplarına sebep olabileceğine dikkat çekti. Sektörün sigorta yaptırmayan insanları kazanmak için neler yapabileceğini konuşması gerektiğini dile getiren Koç, “Ancak elimizde sihirli değnek yok. İnsanlar ekonomiye daha fazla katıldıkça, şehirleşme arttıkça, değerler arttıkça, riski daha fazla hissettikçe sigortaya daha fazla önem veriyorlar” ifadelerini kullandı.
Fiyatlar enflasyon kadar artar
Trafik sigortası fiyatlarında geçen seneye göre bir artış öngörmediklerini belirten Koç, “Sigortalıların, Türkiye’nin genel ekonomik gidişatı ve enflasyonun üzerinde bir sürprizle karşılaşacakları bir durum yok. Enflasyon ne kadar artarsa fiyatlar da o kadar artar” dedi. Yapılan düzenlemeler sonrası trafik sigortalarının oturduğunu belirten Koç, “Bu branşta 1’inci ve 2’nci kademedeki çok egzajere edilmiş fiyatlardan şikayet ediliyordu. Hazine’nin yakın takibi, şirketlere teklif zorunluluğu ile birlikte fiyatlardaki uçurumlar artık yok. Trafik sigortalarının genel yapı olarak ortalama fiyatlar civarında oturduğunu görüyoruz. Ekim ayına göre kasım ayında ortalama primde bir miktar düşüş görünüyor” şeklinde konuştu.
Koç, şu anda trafik sigortasını yenileyen müşterilerin kazaları olmadığı takdirde, bir önceki yıla göre indirimli poliçelerini almaya başladığına da dikkat çekti.
Neova’nın başarısının sırrı
Neova Sigorta, bu yıl 7’nci faaliyet yılını tamamlıyor. Üretim büyüklüğünde 11’inci sırada olduklarını belirten Özgür Koç, yeni yılda hedeflerinin ilk 10’da yer almak olduğunu söyledi. 2017 yılında hızı yavaşlasa da büyüme kaydedeceklerini de vurguladı. Acente kanalında büyüdüklerini belirten Koç, yedi yıl boyunca elde ettikleri başarıların sırrını da şöyle sıraladı:
▼ Sıkı bir genel gider disiplini ile kurulduk ve bu disiplini sürdürüyor, gereksiz genel gider yapmıyoruz.
▼ Hem genç hem tecrübeli hem de işini seven bir ekibimiz var. Ekibimiz sektörün kabuk değişimine girdiği son 10 yılın tecrübesini taşıyor.
▼ Genç bir şirketiz bu nedenle geçmiş yükümüz yok.
▼ Teknolojiyi çok etkin ve iyi kullanarak underwriting ve hasar yönetimi yapıyoruz.
▼ Katılım bankacılığında ortağımız olan bankamızın büyüme trendi iyi.
▼ Hayat dışı branşta katılım sigortacılığı yapan tek şirketiz.
2016, 2015’e göre daha iyi bir yıldı
Geçen yılın 2015’e göre daha iyi bir yıl olduğunu belirten Özgür Koç, bunun temel sebebinin ise trafik primlerindeki artış olduğunu açıkladı. Trafik sigortasındaki zararın primlerdeki artış ile birlikte azalsa da sürdüğüne dikkat çeken Koç, “Hazine’nin rezervlerde gevşeme hareketi, şirketlere verilen bu hakkın kullanılması, prim gelirlerinde elde edilen artış gibi etmenler sayesinde 2016, 2015’e göre daha iyi bir yıl oldu” dedi. Koç, 2016 yılı 2015 gibi kötü geçseydi, bazı şirketler için sektörden tamamen çıkmanın söz konusu olabileceğini de ekledi.
Trafik sigortasında yıllardır zarar edildiğini ifade eden Koç, yapılan kanuni düzenlemelerin neden bu yıla sarktığını da açıkladı. Koç, artık trafikten elde edilen zararın diğer branşlardan sübvanse edilir olmaktan çıktığını belirtirken, “Bu zarar 2015’e kadar sürdürülebildi. 2015 sonuçlarıyla birlikte trafik sigortaları öyle bir hale geldi ki zam yapmaktan başka bir çare kalmadı” diye konuştu.
Terör, sektör üzerinde Adapazarı depremi kadar yük yarattı
Ülkenin sosyoekonomik düzenine doğrudan etki eden terör olayları, 2016 yılında zirve yaptı denebilir. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yaşanan olaylar neticesinde açılan dosya rakamının ciddi boyutlarda olduğuna dikkat çeken Özgür Koç, hasar miktarının dolar bazında neredeyse Adapazarı depremi ile aynı olduğunu belirtti. Sürecin nasıl şekilleneceğinin belli olmadığını ifade eden Koç, “Adapazarı depreminde sektör olarak 750 milyon dolar civarında bir hasar ödemiştik. Şu an itibarıyla Güneydoğu terör hasarlarının boyutu da hemen hemen aynı rakamlara ulaştı. O rakam 1999’da ekonomi büyüklüğüne göre çok büyük bir rakamdı tabi, şimdi daha az bir rakam. Dolar bazında konuşursak sektörün cebinden Adapazarı depremine eşit bir miktarın çıkması talep edilen bir hasardan bahsediyoruz” dedi.