Otomatik katılım ve Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), Uluslararası Aktüerler Birliği-Aktüerler Derneği tarafından düzenlenen CEO panelinde tartışıldı. Otomatik katılımın, gönüllü BES’i olumsuz etkilediğini vurgulayan CEO’lara göre çıkış yolu, 18 yaş altının sisteme katılmasından geçiyor.
ALP SÜER / SİGORTAMEDYA
Türkiye’de 45 yaş altında ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) güvencesindeki bireylerin çalıştıkları işyerleri aracılığıyla otomatik olarak, Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) katılmasına olanak veren ‘otomatik katılım’ın ilk yılını geride bırakmasına sayılı günler kaldı. 2017’de ekonomi ve sigorta basınının da oldukça geniş yer verdiği uygulamada gelinen noktada yaklaşık 3.4 milyon çalışan sayına ulaşıldı. Cayma (çıkış) oranı da yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti. Otomatik katılım ve gönüllü BES, son olarak 10 Kasım’da Uluslararası Aktüerler Birliği-Aktüerler Derneği tarafından düzenlenen ‘Hayat Sigortaları & Emeklilik-Türkiye Değerlendirmesi’ konulu CEO panelinde de masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü, Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek’in yaptığı panele konuşmacı olarak, Anadolu Hayat Emeklilik CEO’su Uğur Erkan, Vakıf Emeklilik CEO’su Özgür Obalı, AvivaSA CEO’su Fırat Kuruca, Metlife CEO’su Deniz Yurtseven ve BNP Paribas Cardif CEO’su Cemal Kişmir katıldı. Sigortamedya olarak izlediğimiz toplantıda, CEO’ların önemli bir itirafı oldu: “Otomatik katılım, gönüllü BES’i olumsuz etkiledi!” 18 yaş altı BES’e dahil edilirse, (22 milyon kişilik potansiyel var) bu gönüllü BES’e büyük katkı yapacağı, CEO’ların hepsinin ortak düşüncesi.
BES’te büyüme % 4-5’de kaldı
2017 yılının genel bir değerlendirmesini yapan Moderatör Ayhan Sincek, otomatik katılımın etkisiyle gönüllü BES’te hasar raporuna bakılması gerektiğini söyledi. Otomatik katılımı, dahil edildiğinde BES’te katılımcı sayısında yaklaşık yüzde 50 artış olduğunu belirten Sincek, “Buna karşın, gönüllü BES’e tek başına bakıldığında büyüme rakamı, yüzde 4-5’lerde kaldı” dedi. Otomatik katılımda 3.5 milyon kişinin sistemde kalmasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Cemal Kişmir ise otomatik katılımın, BES’i ‘tabandan’ büyüttüğünü vurguladı. Sistemin başarılı olması için işveren katkısının önemine işaret eden Kişmir, şunları söyledi: “İşveren katkısı, sektörde işverene yük gibi yanlış algılandı. İşveren katkısının, yüzde, binde 1 olması önemli değil. İşverenin bu sistem içine dahil olması, çalışanın gözünde çok önemli” Kişmir, sistemdeki rehabilitasyon önlemlerinin hayata geçmesinin cayma oranında yüzde 5 iyileşme yaratabileceğini söyledi.
Sağlık iyi bir tamamlayıcı ürün
Panelde tartışılan ilgi çekici başlıklarından birisi de ‘emeklilik şirketlerinin sağlık sigortası satması’ konusuydu. Bu konuda CEO’ların görüş farklılıkları dikkat çekti. Sağlık sigortası lisansı alan ilk emeklilik şirketlerinden biri olduklarını vurgulayan Özgür Obalı, sağlığın iyi bir tamamlayıcı bir ürün olarak düşünülebileceğini söyledi. Sağlık sigortası satışı konusunda özellikle otomatik katılımda kurumsal müşterilere yönelik potansiyel olduğunu vurgulayan Obalı, otomatik katılımın da Türkiye’de sigorta bilincinin artması için faydalı olduğunu ifade etti. Sektörde faaliyet gösteren 35 elementer (hayat dışı) şirketin çoğunluğunun sağlık sigortası sattığını ifade eden Fırat Kuruca, “Emeklilik şirketleri olarak bu pazara gireceksiniz çok farklı vaatle girmeniz gerekli. Onlarda olmayan farklı şekillerde girmeniz gerekli. Aynı zamanda dağıtım kanallarınızın da güçlü olması lazım” dedi. Kuruca, ilk etapta hayat ve BES ürünleriyle birlikte sağlık sigortası çözümlerinin geliştirilebileceğini söyledi.
Hayat, BES’i finanse etti
Panelde, hayat sigortacılığına da detaylı olarak verildi. Konuşmasında, hayat (vefat) sigortacılığında kârlılığa dikkat çeken Uğur Erkan, “Emeklilik şirketlerinin hayat sigortalarından kazandıkları para, BES’i finanse etti. Vefat sigortaları iyi ki var” dedi. Hayat sigortalarının bireyler açısından da önemini vurgulayan Erkan, bireylerin yaşam evrelerinde maruz kalacakları risklerin teminat altına alınmasının modern çağın gereği olduğunu söyledi.
Basit ürünler oluşturulmalı
Deniz Yurtseven de emeklilik şirketlerinin müşterilerini dinleyip, bireylerin ihtiyaçlarını anlayarak daha basit ürünler oluşturmaları gerektiğini söyledi. Hayat sigortalarında da krediden bağımsız ürünlerin önemini vurgulayan Yurtseven, “Sektörde hayat sigortalarında yüzde 80-90 oranında krediye bağlı iken, Metlife’da ise krediden bağımsız sigortaların oranı yüzde 50” dedi. Panelde, katılım sigortacılığının gelişmesi ve faizsiz ürünlerin de çoğalmasının öneminie işaret edildi. Panelde ayrıcai aktüerler de unutulmadı. Aktüer sayısının daha da artması gerektiğini vurgulayan CEO’lar, sektörün aktüerlerden daha çok yararlanması gerektiğine dikkat çektiler.