5 Aralık 2025, Cuma
spot_img

“Önceliğimiz hacim değil sürdürülebilir karlılık”

HDI Fibaemeklilik ve Fibasigorta Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, 2024 yılını güçlü bir kârlılıkla kapattıklarını belirterek 2025 yılı için oldukça iddialı hedefler koyduklarını söyledi. Öztürkoğlu, “Planlamamızda önceliğimiz hacim değil, sürdürülebilir kârlılık. 2025 yılı için kâr hedefimiz, 2024’ün iki katından daha fazla” dedi. Sektördeki niş alanlara odaklandıklarını ifade eden Öztürkoğlu, bireysel emeklilik sisteminin büyüme potansiyeline de dikkat çekti.

SİGORTAMEDYA ÖZEL

2024 yılı, sigorta sektörü açısından hem güçlü bir toparlanma hem de kârlılığın ön plana çıktığı bir dönem oldu. Ekonomik belirsizliklere ve yüksek enflasyona rağmen sektördeki oyuncular, müşteri odaklı hizmetler, dijitalleşme yatırımları ve risk yönetimi stratejileriyle önemli yol kat etti. Emeklilik ve hayat dışı branşlarda faaliyet gösteren HDI Fiba Emeklilik ve Fiba Sigorta ise bu süreçte dikkat çeken şirketlerden biri oldu. 2024 yılını 2,7 milyar TL prim üretimi ve yaklaşık 530 milyon TL kârla kapatan HDI Fiba Emeklilik, 2025 yılına çok daha büyük hedeflerle giriyor. Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’a konuk olan HDI Fibaemeklilik ve Fibasigorta Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, şirketin 2024 performansını ve 2025 hedeflerini değerlendirdi. Öztürkoğlu, sigorta sektörü ve bireysel emeklilik sistemindeki son gelişmeler ile ilgili önemli açıklamalarda da bulundu. Genel ürünler yerine daha çok niş alanlara yöneldiklerini belirten Öztürkoğlu, sektörde ya da bireylerin sigorta teminatlarında görülen eksiklikleri, gömülü sigortacılık gibi özel alanlarda tespit ettiklerini ve bu alanlara odaklandıklarını ifade etti. Söz konusu branşlarda prim üretiminin sektör ortalamasının bir miktar altında kaldığını dile getiren Öztürkoğlu, “Ancak bu alanlar hem bizim hem de sektör için yeni. Dolayısıyla burada penetrasyonu artırmaya çalışıyoruz. Bu sayede 2024’ü başarılı bir şekilde kapattık. 2025’in ilk üç ayında da beklentilerimizin üzerinde bir performans sergiliyoruz. Oldukça iddialı bir büyüme hedefimiz var. 2025 yılı kâr hedefimiz, 2024’ün iki katından fazla. Prim üretiminde de benzer şekilde güçlü bir artış öngörüyoruz” dedi.

Sektör yılı iyi kapattı

Planlarını daha temkinli ve sağlam adımlarla yapmaya başladıkları bir dönemde hem yurt içinde hem de küresel ölçekte yaşanan politik ve ekonomik dalgalanmaların sektöre etkilerinden bahseden Öztürkoğlu, “Özellikle küresel tarafta Trump’ın başlattığı sürecin, dalga dalga hangi ülkelere nasıl yansıyacağı ve bunun bize nasıl bir etkisi olacağı belirsizliğini koruyor. Türkiye özelinde ise faiz ve enflasyon tarafındaki maliyetlerin çok ciddi etkileri var. Nisan-mayıs aylarını bu bekleme sürecinde geçireceğiz gibi görünüyor. Yılın ikinci yarısında önümüzü daha net görmeyi umuyorum. Böylesi belirsizlikler, şirket yönetimini daha zor hale getiriyor. 2024 yılına girerken sektörde kârlılık ön plandaydı ve sektör yılı başarılı bir şekilde kapattı. 2025’in de benzer şekilde güçlü geçeceğini düşünüyorum” diye konuştu.

Sermayedarlar Türkiye’yi takip ediyor

Fiba Grubu’nun Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Öztürkoğlu, “Şirketin performansından memnunlar. Diğer yandan yabancı sermayedarımız HDI tarafı da Türkiye’de uzun yıllardır faaliyet gösteren bir grup. Bu nedenle Türkiye’yi iyi tanıyorlar ve herhangi bir panik ya da endişe durumu söz konusu değil. Türkiye geçmişte de benzer dalgalanmalar yaşadı ve bu süreçler atlatılabildi. Sonuçta herkes şirketlerin performansına bakıyor. 2024 zor bir yıldı. ‘Bu yılı atlatalım, sonrası daha rahat olur’ diyordum. Şimdi de aynı şekilde, ‘2025’i atlatalım, sonrası çok daha iyi olacak’ diyorum. Bu süreçte sermayedarlarımızın serinkanlı yaklaşımı, biz yöneticiler ve çalışanlar için önemli bir avantaj. Her iki grubun da Türkiye’yi çok iyi tanıyor olması bizim açımızdan büyük bir artı” ifadelerini kullandı.

BES rüştünü ispat etti 

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin artık kendi rüştünü ispat ettiğini belirten Öztürkoğlu, devlet teşvikleri sayesinde sistemin ciddi bir katılımcı sayısına ve önemli fon büyüklüklerine ulaştığını söyledi. Hem otomatik katılım hem de gönüllü bireysel emeklilik sistemi sayesinde 17-18 milyon kişiye ulaşıldığını vurgulayan Öztürkoğlu, “Bu süreçte oldukça başarılı fon getirileri sağlandı” dedi.

Sistemin sosyal güvenliğin tamamlayıcısı olarak yeterliliği konusuna dikkat çeken Öztürkoğlu, kişi başına düşen ortalama fon büyüklüğünün 100-150 bin TL bandında olduğunu ve bunun emeklilikte düzenli bir gelir sağlamak için yeterli olmadığını ifade etti. Türkiye’nin hızla yaşlanan bir toplum olduğunu da hatırlatan Öztürkoğlu, “Yaşlılıkla birlikte artan bakım maliyetlerini karşılamak açısından da mevcut birikimler yetersiz kalıyor” diye konuştu.

Her yıl 1 milyon yeni katılımcı sisteme dahil oluyor

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin kurulduğu günden bu yana fon kompozisyonlarındaki getirilerin ve katılımcı sayısındaki artışın oldukça olumlu bir trend izlediğine dikkat çeken Öztürkoğlu, “Her yıl yaklaşık 1 milyon yeni katılımcı sisteme dahil oluyor. 18 yaş altının da sisteme katılmasıyla birlikte fon büyüklüğü daha da arttı ancak bu büyümeye rağmen, yaşlanan nüfusun gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak için mevcut fonlar yeterli değil. Bugüne kadar genç nüfusumuzla övündük. Hâlâ dünyaya kıyasla bu bir avantaj sayılabilir. Ancak ortalama yaş 34-35 bandına geldi ve 2050’li yıllarda 45 yaş seviyelerine çıkması bekleniyor. Sosyal güvenlik sistemimizin sürdürülebilirliği için bireysel emeklilik sisteminin tamamlayıcı bir unsur olarak daha güçlü bir şekilde desteklenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

BES’ten çok umutluyum

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin performansının oldukça iyi olduğunu belirten Öztürkoğlu, önümüzdeki dönem için çok daha umutlu olduklarını söyledi. Hayat branşı özelinde de sevindirici gelişmeler yaşandığını ifade eden Öztürkoğlu, şunları kaydetti: “Geçmişte sektör daha çok kredi bağlantılı ürünlerle büyüyordu. Ancak son dönemde, enflasyonun da etkisiyle kredi bağlantısız ürünlerin oranı yüzde 40’lara ulaştı. Bu, Türkiye için oldukça önemli bir gelişme. Bu tür ürünlerin artması sektördeki dönüşümün bir göstergesi.” 2025-2026 döneminde yatırım fonlu ürünlerin de devreye alınması yönünde çalışmalar yaptıklarını belirten Öztürkoğlu, “Bu ürünlerin hayata geçmesiyle birlikte hem tasarrufa dayalı hem de risk barındıran daha çeşitli ürünler sektörümüze kazandırılmış olacak. BES tarafında olduğu gibi hayat branşında da pozitif gelişmeler yaşanıyor, geleceğe dair umutluyuz” dedi.

Üç basamaklı emeklilik sisteminin tüm halkaları tamamlanmalı

Sosyal güvenlik sistemlerinin üç basamaktan oluştuğunu hatırlatan Öztürkoğlu, ilk basamağın devletin sunduğu mevcut yapı, üçüncü basamağın ise gönüllü bireysel emeklilik sistemi (BES) olduğunu söyledi. Türkiye’de 1,4 milyon 18 yaş altı çocuğun BES’e dahil olduğunu ve bu katılımcıların yaklaşık 35 milyar TL’lik fon büyüklüğüne ulaştığını kaydeden Öztürkoğlu, “Bu çocuklar, akranlarına göre çok daha avantajlı bir emeklilik sürecine sahip olacak” dedi. İkinci basamak olan tamamlayıcı emeklilik sisteminin henüz tam anlamıyla hayata geçirilmediğine dikkat çeken Öztürkoğlu, “Çocuklarımız iş hayatına atıldığında umarım bu sistem de devreye alınmış olur. Böylece bireyler hem devlet sistemiyle hem tamamlayıcı emeklilikle hem de gönüllü BES ile emekli olabilecek” diye konuştu.

Fon tercihinde profesyonel yönlendirmelere kulak verilmeli

Piyasaları yakından takip etmeyen katılımcılar için profesyonel yönlendirmelerin büyük önem taşıdığını vurgulayan Öztürkoğlu, “Portföy yönetim şirketlerindeki uzmanlarımız, dünyadaki gelişmeleri 7/24 izliyor. Emeklilik şirketleri olarak bu doğrultuda çok iyi yapılar kurduk ve katılımcılarımıza düzenli yönlendirmeler sağlıyoruz” dedi. Karakteristik fonlardan ziyade esnek ve değişken fonların tercih edilmesini öneren Öztürkoğlu, “Şirketlerden gelen bilgilendirme ve uyarılar doğrultusunda hareket etmek, katılımcılar açısından daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır. Ayrıca her fon kendi grubunda güçlü getiriler sağlıyor. Önemli olan bu fonların doğru zamanda, dengeli bir kompozisyon içinde tercih edilmesi ve fon dağılım değişikliklerinin zamanında yapılması. Katılımcıların emeklilik şirketlerinin yönlendirme ve bilgilendirmelerini düzenli takip etmeleri hâlinde, enflasyonun, mevduatın ya da kendi hedefledikleri getirinin üzerinde kazanç elde edebileceklerinden eminim” diye konuştu.

Sigorta bilinci arttıkça hayat sigortası büyüyecek

Acentelerin sigorta bilincini yaymalarının önemli olduğuna değinen Öztürkoğlu, bu sayede hem acentelerin portföylerinin büyüyeceğini hem de sigorta bilincinin artacağını vurguladı. “Hayat sigortası, elementer branşlardan farklı olarak fon mekanizması ve tasarruf içeriyor. Acenteler, uzun vadeli hayat sigortası ürünlerini satabilirler. Bir defa satış maliyetiyle yüzleşip sonraki 30 yıl boyunca gelir elde edebilirler. Acentelerin hayat sigortasını daha fazla sahiplenmesi sektörde büyük etkiler yaratacak” diye konuştu.

Gündemimiz yatırım fonlu ürünler

Öztürkoğlu, hayat sigortalarının vergisel avantajlar sağladığını belirterek bu açıdan bakıldığında sigorta sisteminin önemli bir tasarruf aracı sunduğuna dikkat çekti. Eğitim sigortası gibi ürünlerin de şirket tarafından sunulduğunu ifade eden Öztürkoğlu, “Yeni gündemimizde yatırım fonlu ürünler var. Bu ürünler, bireysel emeklilik sisteminin tamamlayıcı düzenlemeleriyle birlikte, banka ürünlerinden elde ettiğiniz vergi avantajlarıyla tasarruf yapmanıza olanak tanıyor” dedi. Piyasada yer alan farklı fon çeşitliliği ve enstrümanların, sigorta müşterilerine daha geniş bir risk alanı sunduğunu belirten Öztürkoğlu, “Bu ürünler, yatırımcıların risklerini daha geniş bir alanda dağıtmalarına yardımcı olacak” diye konuştu. Gelecek dönemde sigorta sektörünün en önemli konularından birinin yaşlı bakım sigortaları olacağını ifade eden Öztürkoğlu, sektördeki diğer konuların kamu otoritesinin dikkatini daha fazla çektiğini belirterek “Bu durum, bazı düzenlemelerin önüne geçiyor. Umarım bu sorunlardan bir an önce çıkarız ve diğer düzenlemeleri hayatımıza dahil ederiz” dedi.

Acenteler yeni ürünlere mesafeli 

Öztürkoğlu, şirket olarak teminat açığına odaklandıklarını ve gömülü sigorta ürünlerine büyük ilgi gösterdiklerini söyledi. Bu ürünlerin, satış sürecini kolaylaştırdığını belirten Öztürkoğlu, “Bir buçuk yıl içinde iş ortaklarımızla entegrasyonlarımızı tamamladık ve portföyümüzün yüzde 40-45’i bu ürünlerden oluşuyor. Yeni partnerler ve dağıtım kanalları ile ürünlerimizi genişlettik ancak acenteler bu ürünlere yeterince ilgi göstermiyor. Kasko ve konut sigortası gibi ana lokomotif ürünler, acenteler için daha öncelikli. Ancak biz, bu ürünleri daha detaylı anlatarak ve hasar süreçlerinde hizmet vererek geliştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Öztürkoğlu, yeni sigorta ürünlerinin piyasaya sunulmasıyla, acentelerin bu alanlarda daha fazla ilerleme kaydedeceğini umduklarını da sözlerine ekledi.

Yaşlılık planı 40’lı yaşlarda başlamalı

“Yaşam süresi uzuyor ama bu artış gençlik döneminde değil, yaşlılık döneminde oluyor. Bu da sağlıklı yaşlanma ile sağlıksız yaşlanma arasında bir fark yaratıyor” diyen Öztürkoğlu şöyle devam etti: “Bu dönem, gelir elde etme imkânlarının neredeyse sıfırlandığı, giderlerin ise arttığı bir süreç olabilir. Türkiye’nin ortalama gelir seviyesi göz önüne alındığında, bu süreci finanse edecek kesim çok az. Bu nedenle 40’lı yaşlardan itibaren bireysel emeklilik ürünlerine daha fazla katkı sağlanması gerekiyor. Yaşlılık dönemini sağlıklı bir şekilde geçirebilmek için harcamaları kısa vadeli ihtiyaçlardan uzun vadeli tasarruflara yönlendirmeliyiz” diye konuştu.

Trafik branşının olmaması yeni ürünler geliştirme imkanı sunuyor

Trafik branşındaki yoğunluğun iş süreçlerine etkilerini değerlendiren Öztürkoğlu, “Trafik varsa ajandanızı o yönetiyor. Bu branştaki yoğunluk iş yönetimini zorlaştırıyor. Ancak, trafiğin olmaması, daha yenilikçi ürünler ve projeler üzerinde düşünme fırsatı sunuyor. Fiba Sigorta olarak gelecekte, sektörün diğer alanlarındaki büyümeye katkı sağlamak amacıyla yeni ürünler sunmayı planlıyoruz. Yakında yeni ürünlerimizi müşterilerimize sunarak ‘İyi ki bu ürünü almışım’ dedirtmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Teknoloji yatırımları ile müşteri deneyimini kolaylaştırıyoruz

Öztürkoğlu, şirketin teknoloji yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini vurguladı. “Emeklilik tarafındaki App ve teknoloji yeniliklerini tamamladık ve yayılmasını bekliyoruz. Bu gelişmeler, müşterilerimizin işlerini büyük ölçüde kolaylaştırıyor” dedi. Bireysel emeklilik tarafındaki fonların müşteri tarafında daha erişilebilir hale geldiğini belirten Öztürkoğlu, “Fon kompozisyonlarını izlemek, fon değişikliklerini yapmak ve bültenleri almak artık çok kolay. Teknoloji, müşterilerimiz için hayatı daha pratik hale getiriyor” ifadelerini kullandı.

Öztürkoğlu, teknoloji alanında gelecekte de iyileştirmeler yapacaklarını söyleyerek, “Hiçbir zaman yeterlidir demeyeceğiz. İşlemleri daha hızlı ve verimli hale getirmek için çalışmalara devam ediyoruz. Ayrıca, SBM ile sektöre yeni teknolojik imkanlar sunuyor ve Big Data’nın avantajlarını kullanarak farklı açılımlar yapmayı hedefliyoruz. Her bir birim, teknoloji ile dijitalleşerek işlerini nasıl çözeceğini belirlemek için çalışmaları tamamladı. Bu fikirleri hayatımıza geçireceğiz. Dijitalleşme süreci yalnızca ön yüzde değil, arka tarafta da işlemleri dijital hale getirmek demek. Bu da ek bütçeler ve yatırımlar gerektirecek, ancak geleceğe hazırlanmak için bu teknolojik yatırımları yapmalıyız” dedi.

Sigorta Ekranı:

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER