Can Kantar’ın Tüm YazılarıBu klasik söylem yaşamımızın her aşamasında karşımıza çıkıyor. “Ne olacak ….. hali?” Ben de bu söylemi sigorta sektörünün belkemiği acentelere uyarladım. Hangi acente dostum ile bir araya gelsem ‘öldük, bittik’ diye başlıyorlar söze… 17 bine yakın sigorta acentesinin büyük bir bölümünün sıkıntılar yaşadığını tahmin edebiliyorum. Her meslekte olduğu gibi acentelerin de bir kaymak tabakası var ki, o da ortada görünen acentelerimiz. Onların da altında en lüks otomobiller, en iyi yerlerde lüks ofisler… Sivil toplum kuruluşlarında yönetici olmalar… Koltuklara yapışanlar, bırakmak istemeyenler hep bu kaymak tabakada yer alan acenteler. Genelde hep aynı yüzler. Ve hepsi meslektaşları için kendilerini feda edercesine (!) bu mevkilere adaylar. Bunlar özetle, ‘tuzu-kuru’ bu mevkilerin forsu ile daha kuru tuzlar peşindeler.
Geçtiğimiz hafta Dünya Ekonomi TV’deki Hayatımız Sigortalı programıma yaşayan en deneyimli sigorta aracısı David Kohen’i konuk ettim. Kendisi işlerini kızına devretse de sigorta sektörü ile faal sayılabilecek şekilde yakından ilgileniyor. Programım 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na denk gelmişti. David Bey de Cumhuriyet’in ilanından 3 ay sonra doğmuş birisi yani Cumhuriyet ile yaşıt, 90 yaşında. Allah kendisine uzun ömür versin, sağolsun güzel bir tatil gününü feda edip programa katılmayı kabul etti. Programı izlemek isteyenler www.dunyaekonomi.tv/hayatimiz-sigortali/43 linkinden program videosuna ulaşabilirler.
Dünyanın çok gerisindeyiz
David Bey programda çok önemli konulara değindi. Meslektaşlarına da çok özel mesajlar verdi. David Bey, sigorta aracıları bazında Fransa ile ülkemizi karşılaştırdığında çok ilginç bir sonuç ortaya çıktı. Fransa’da da 17 bine yakın sigorta aracısı var ama sigorta piyasasının büyüklüğü 200 milyar Euro’nun üzerinde. Neredeyse bizim piyasanın 30 katı bir büyüklük. Bu rakamlara bakıldığında sigorta acentelerimizin bu pastadan alınmış paydan mutlu olmaları mümkün değil. David Bey bu konuda bir de “Dünyada sigorta acentelerine büyüklükleri sorulduğunda kestikleri poliçe üzerinden değil, kendine kalan komisyon gelirinden kıyaslama yapıldığı görülür” dedi. Dünyanın dev otomotiv üreticisi ve ihracatçısı Almanya’nın sigorta pazarında motor sigortalarının sadece üçüncü sırada yer alması bir başka çarpıcı örnek olarak sayılabilir. Ben David Bey’in yıllarca sorduğu soruya değinmeden edemeyeceğim… “Türkiye, dünya ekonomisinde 17’inci sırasında yer alırken, sigortacılık sıralamasında nasıl olurda 40’lı sıralarda yer alır?” Evet zaten bu çarpıklık düzeldiğinde sorunlar da çözümlenmiş olacak. Sigorta şirketlerinin yöneticilerine de çok önemli mesajlar içeren videoyu izlemenizi öneririm.
Acenteler için deniz bitiyor
Sigorta acentelerinin çıkamayan bir yönetmeliği varken ve daha birçok sorunlar önlerinde dizi dizi dururken, kendi içlerinde hala koltuk sevdası nedeni ile bir araya gelemiyorlar. Hala birbirlerini yiyorlar. Rakipleri her geçen gün artıyor. Bir taraftan bankalar, diğer taraftan internet, çağrı merkezleri, brokerler, oto plazaları… Söylenen o ki, sigorta acentelerinin pastadan aldıkları pay yüzde 50’lere kadar gerilemiş durumda. Özetle deniz bitti… David Kohen’in dediği gibi, “Özellikle yeni çağ pazarlama alternatiflerine entegre olamayan, farklılık yaratamayan acentelerin hayatını sürdürmesi çok zor”.