23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Mustafa Nazlıer: Sigorta yaptırmayacak kadar zengin misiniz?

Son dönemlerde sıkça basında yer alan fabrika yangınları akla hemen sigortayı getiriyor. Kimisinde suistimal iddiaları ortaya atılırken, kimisinde ise fabrika sahiplerinin çalışanlarla birlikte yaşadığı duygusal anlar aslında sigorta yaptırmanın da ne kadar önemli olduğunu bir göstergesi adeta. Eksper Mustafa Nazlıer de yeni yazısında bu yangınlara ve sigortaya dikkat çekiyor. Yazısında, “Olay her ne olur ise olsun  sonrasında doğrudan sorulan tek soru  “ Sigortalı olup olmadığıdır” diyen Nazlıer, şöyle devam ediyor: “Demek oluyor ki her felaket için tek çözüm “Sigortalı olabilmek.” Böyle bir “ayrıcalığa” sahip olmak olanaklı iken günümüz koşullarında sigorta yaptırmayacak kadar zengin olduğunu düşünmekte ayrı bir ayrıcalık olsa gerek.”


Patron ağlayarak anlattı, çalışanlar gözyaşlarına boğuldu!

Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) sahibi olduğu köpük fabrikası dün yanan Köksal Sarı, gözyaşlarını tutamayarak “Hiçbir maddi problemim yok. Hiçbir şekilde geri duracak bir durumum yok. Benim çocuklarım 250 kişi. Yine aynısını yapacağız, aynı devam edeceğiz.” dedi.

Toplantıda, bir çalışanının “Biz onun çocukları, kızlarıyız. Köksal Sarı ‘Bitmedi’ demedikten sonra bitmeyecektir. Personel olarak maddi, manevi arkasındayız, yanındayız. Beraber yapacağız.” sözleri üzerine Sarı, gözyaşlarına hakim olamadı.

Kendisine destek veren herkese teşekkür eden Sarı, “Hiçbir maddi problemim yok. Hiçbir şekilde geri duracak bir durumum yok. Benim çocuklarım 250 kişi. Yine aynısını yapacağız, aynı devam edeceğiz. Hepinizden Allah razı olsun.” dedi.

“KİMSENİN YARA ALMAMASI BİZİM İÇİN TESELLİ OLMUŞTUR”

OSB Başkanı Ali Bahar ise yangının 20 bin metrekarelik alanda etkili olduğunu ifade etti.

Yangının tam nedeninin bilinmediğini aktaran Bahar, 24 kilometre hızla esen rüzgarın alevlerin büyümesinde etkili olduğunu söyledi.

Yangının diğer fabrikalara sıçramadan söndürüldüğüne dikkati çeken Bahar, şunları kaydetti:

“Hiçbir can kaybı olmadan fedakarca yangına müdahale edildi. OSB’deki gelişmiş tesisler, su havuzları, itfaiye ve orman teşkilatları önemli rol oynadı. Bizim için makineler, toprak, arsa önemlidir ama çalışan arkadaşlarımız daha önemlidir. Kimsenin yara almadan kurtulması bizim için teselli olmuştur. Burada önemli bir birlik ve beraberlik örneği gösteriyoruz.”

Bahar, yangının etkili olduğu Kar-Sis Kar-Yapı’nın OSB’nin en güçlü firmalarından olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“5 milyon doları aşan ve hızla yükselen ihracat potansiyeline sahipler. Avustralyadan Afrika‘ya, Ortadoğu‘dan Türk cumhuriyetlerine kadar ihracat yapmaktadır. Devlete kuruş borcu olmayan son derece güçlü bir şirketimiz. Köksal Sarı’da ‘Bu fabrikayı nasıl 6 ay içerisinde hayata geçiririm’ iradesini gördüm. Firmamız, alanındaki en büyük firmalardan bir tanesidir. Çok çeşitli ürünü ve kalıbıyla dünyaya farklı ürünler sunan en büyük firmalardandır. Firmamızın her zaman arkasındayız. Devlet büyüklerinden önemli destek gördük. Sanayi ve Dışişleri Bakanımız aradı. Herkes destek oldu.”


Basında yer alan yukarıdaki haber üzerine bir hatırlatma yapmak istedim. Öncelikle ;  İşletmecive çalışanlarının üzüntüsü hepimizin üzüntüsüdür,  İşletme ve çalışanlarının kayıpları da hepimizin  kayıplarıdır. Bu olay için değil yaşanan her felaket için bu böyledir. Gerçekleşen her risk sonucunda milli servetimizde bir kayıp oluşur. Varlıkların öncelikli sahipleri olsa da her varlık tüm ülkeye ve topluma aittir. Çok uzun yıllardır yaşanan her türlü felaket basında acı yönleriyle yer alıyor. Felaket ve kayıpların arkasında bir acente, broker ile sigortacısı var ise haberin içeriği bu şekilde olmuyor ve hatt duyulmayabiliyor yada ;

Neyse ki sigortalıydı …!
Yanmış ama poliçesi var mış !
Deprem oldu ama sigorta poliçesi kurtardı !
Sel olmuş ama sigortalı olduğu için ……..!

Olay her ne olur ise olsun  sonrasında doğrudan sorulan tek soru  “ Sigortalı olup olmadığıdır….

Demek oluyor ki her felaket için tek çözüm “ Sigortalı olabilmek” .Böyle bir “ayrıcalığa” sahip olmak olanaklı iken günümüz koşullarında  sigortayaptırmayacak kadar zengin olduğunu düşünmekte ayrı bir ayrıcalık olsa gerek J

Ayrıcalığı yaşatmak için sayısız aracı hizmet verme yarışında. Başta sigorta acenteleri, olmak üzere bir çok aracı kurum toplumsal ayrıcalık yaşatma gayretinde. Buna  rağmen sigortalılık halen çok düşük.

Tüm olanaklar sunulduğu halde sigorta yaptırılmaz iken  bir kısım işletme grubunun da sigorta yaptırabilmek için çaba göstermesi ironi yaratıyor. Kendileri talep edip istedikleri halde sigortalanamayan işletmeler de var. TEHLİKELİ RİSKLER adıyla anılan bir grup işletme, faaliyet türü sebebiyle sigorta sektörünün gündeminden uzakta yer alıyor. Yaşanan her olumsuz hadise sonrasında gündeme gelen bu konu için sektör çözüm önerisi yaratarak iş dünyasının tüm taleplerine cevap verebiliyor.

Yüksek riskli sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler çoğu zaman sigorta teminatı bulamamakta ya da teminat bulma konusunda zorluk yaşamakta, bu durumda da çok yüksek prim, muafiyet uygulamaları ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu sektörler en genel haliyle;

Kimyasal İmalatı (Boya, Solvent, strafor vb.)
Tekstil İmalat
Ahşap İmalat / İşleme
Plastik İmalat,
Atık İşleme sektörleridir.

Bu sektörlerin içinde yan imalat kolu olan kauçuk, sünger, plastik türevi yapı malzemesi imalatı vb. sektörler de yer almaktadır. Risk ve hasar yönetimini kapsayan teminat havuzu oluşturarak hem havuza dahil olan işletmelerin mal varlıkları ve iş sürekliliğinin sağlanması hem de sigorta teminatının “bu konuda istek ve kabiliyeti olduğu bilinen uluslararası bir reasürans şirketi aracılığıyla” sağlanması olanaklıdır.

Benzer bir çalışma 26 Aralık 2013 tarihli, 28863 sayılı resmi gazetede yayımlanan OLAĞANDIŞI RİSKLER YÖNETİM MERKEZLERİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK ile düzenlenmeye çalışmıştır. Ancak yeterli sayıda işletmeye ulaşılamaması sebebiyle başarı sağlanamamıştır, ülkemizde bu ve benzeri projelerin hayata geçirilmesi yüksek öneme sahiptir.

Bu gün itibarıyla Tehlikeli Riskler grubunda yer alan işletmeler için gerekli çalışma TOBB bünyesinde gerçekleştirilmiş durumda iken sunulan hizmet ve yapılan çalışmaların “ maalesef “ görmezden gelindiğine tanık oluyoruz.  

Teminat alamayacak iken ve bu konuda şikayette ediliyor iken sigorta sektörü çözüm önerisi yaratmış olsa da karşılık görmediğini belirtmeliyiz.  

Diğer taraftan  ; bir felaket yaşandığında sigorta sektörünü şikayet ederek haksız ve acımasız eleştirileri yöneltiyor olmak kolaycılıktır. Sigorta sektörü bunları hak etmiyor. Tüm aracıların bu fırsatı kaçırmaması gerek. TOBB aracılığı ile yapılan anket çalışması son derece önemli. Her istendiğinde bulunabilecek veya yaratılacak fırsatlar değil. Ayrıca ; yurt dışı reasürans ayağının hazır olduğu proje karşılık görmüyor. İlerde hiç kimsenin  şikayet etmeye hakkı yok.

Sonuç olarak ; gerçekleşen risk sonucu zarar gören varlık sahibi olarak görülüyor olsa da zararlar tüm toplumundur. Risk ve maliyetleri transfer edip paylaşabilmenin bilinen en iyi ve doğru yolu da sigortalı olmaktır. Sigortalı olmak her zaman “ ayrıcalıktır” ve “İhtiyaç duyduğunuzda alamayacağınız tek şey sigorta poliçesidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER