Yer üstü ve yer altı kömür madenciliğinde çalışan personeli güvenceye alan Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası, sosyal misyonunu yerine getiriyor. Maden kazaları ofis kazalarından bile daha az yaşanmaya başladı.
SEVAL ÖZKAP | HAYATIMIZ SİGORTALI
Maden kazaları sonucu yaşanan ölümlerde ilk sıralarda yer alan ülkemizde büyük bir adım atılarak, maden işçilerini güvenceye alan sigorta zorunlu hale getirildi. 2015 yılında yürürlüğe giren Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası ile madenlerde çalışan personel, işvereni tarafından zorunlu olarak sigortalanıyor. Madenlerde yaşanan kazaların önlenmesi ve bu doğrultuda etkin bir denetim mekanizması olan sigorta, yer üstü ve yer altı kömür madenciliğinde çalışan personeli güvenceye alıyor. Buna göre, çalışanın kaza sonucu sakat kalması ve ölümü halinde kişi başına 150 bin TL ödeniyor. Bu sigorta poliçesi, madenlerin iş güvenliğini artırması ve çalışma şartlarını iyileştirmesi bakımından sosyal bir misyonu da barındırıyor. Öyle ki iş kazalarında, maden kazaları ofis kazalarının gerisinde kaldı.
50 bin çalışan güvenceye alındı
Ülkemizde Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü verileri 2017 yılı Şubat ayı itibarıyla 5 bin 155’i arama ve 12 bin 101’i işletme olmak üzere toplam 17 bin 256 maden ruhsatı bulunduğunu gösteriyor. Madenlerde çalışanların sayısı ise 200 bini aşmış durumda. Ancak Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası, yer altı ve yer üstü kömür madenciliği, kömürden gayri yer altı madenciliği faaliyetlerinde bulunan gerçek ve tüzel kişileri kapsıyor. Bu doğrultuda ürün, toplam maden çalışanları sayısının dörtte birine tekabül eden yer altı ve yer üstü kömür madenciliği çalışanlarını güvence altına alıyor. Sektör yetkililerinin verdiği bilgilere göre, 2016 yılında sektörde ürünün prim hacmi 34 milyon 931 bin 204 TL’ye ulaşmış durumda. Prim hacminden yola çıkıldığında ve çalışanların 700 TL prim ile sigortalandığı hesaba katıldığında yaklaşık 50 bin maden çalışanının teminat altına alındığı sonucuna ulaşılıyor. Yani, geçen yıl ürün kapsamında yer alan çalışanların neredeyse tümü sigortalandı.
Risk analizinde sigortalanma şartları kontrol ediliyor
İşverenlerin çalışanlarını sigortalayabilmesi için işletmeler, 90 maddelik bir kontrol listesi ile risk analizine tabi tutuluyor. Bu analizlerde işletmelerin asgari sigortalanma şartlarını taşıyıp taşımadığı kontrol ediliyor. Risk analiz listesinde ise işletmenin genel durumu, organizasyonu, eğitim-tecrübesi, bina ve fiziki yapıları, ocak mimarisi ve planlaması, ocak havalandırması, yangın önlemleri, patlama ve tehlikeli gaz yayılmasına karşı önlemleri, ocak elektrifikasyon ve mekanizasyonu, su baskınlarına karşı alınacak önlemleri, göçüğe karşı alınacak önlemlerle acil durum planları risk analiz heyeti tarafından kontrol ediliyor. Askıya alınan poliçe oranı %5 Risk analizi sonrasında işletme gerekli şartları sağlarsa sigorta yaptırabiliyor, sağlamazsa işletmeye 45 günlük ek süre veriliyor ve gereklilikleri yerine getirmesi isteniyor. Bu sürede işletme şartları yerine getirirse sigorta süreci başlıyor. Ancak sigortalanma şartlarını sağlamak yeterli değil. İşletmeler, poliçenin altıncı ayında yeniden denetime tabi tutuluyor ve şartların uygunluğunun sürüp sürmediği kontrol ediliyor. Bu denetimde şartlar uygun değilse poliçe askıya alınıyor. Sigorta yaptırılması için uygun şartları taşımayan işletmeler ise üretim yapamıyor, dolayısıyla işçi çalıştıramıyor. Yapılan incelemeler ise eksikleri giderilmeyen ve poliçesi askıya alınan işletme oranının yüzde 5’in altında olduğunu gösteriyor.
Türkiye’de yaşanan en büyük maden kazaları
7 Mart 1983: Armutçuk’ta grizu patlaması (103 ölü).
10 Nisan 1983: Kozlu’da grizu patlaması (10 ölü).
31 Ocak 1987: Kozlu’da göçük (8 ölü).
31 Ocak 1990: Bartın Amasra’da grizu patlaması (5 ölü).
7 Şubat 1990: Amasya Yeni Çeltik’te grizu patlaması (68 ölü).
3 Mart 1992: Kozlu’da grizu patlaması (263 ölü).
26 Mart 1995: Yozgat Sorgun’da grizu patlaması (37 ölü).
22 Kasım 2003: Karaman’ın Ermenek ilçesinde grizu patlaması (10 ölü).
8 Eylül 2004: Kastamonu’nun Küre ilçesinde yangın (19 ölü).
2 Haziran 2006: Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde grizu patlaması (17 ölü).
10 Aralık 2009: Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde grizu patlaması (19 ölü).
17 Mayıs 2010: Zonguldak’ta grizu patlaması (30 ölü).
8 Ocak 2013: Kozlu’da grizu patlaması (8 ölü).
13 Mayıs 2014: Soma’da kömür madeninde yangın (301 ölü).
28 Ekim 2014: Ermenek’te maden kazası (18 ölü).
16 Kasım 2016: Siirt Şirvan’da şev kayması (16 ölü).
Altı aylık süreçte ikinci risk incelemesi yapılıp yapılmadığı denetlenmiyor!
Sigorta Eksperleri Derneği (SED), sigortanın uygulamanın başlandığı ilk dönemlerde işletmeler tarafından külfet olarak görüldüğü ancak sonrasında hem işletmeler hem de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi kamu otoritelerince aranan bir şart haline geldiğini belirtiyor. Risk analizi komitelerinin yaptıkları çalışmaların maden işletmelerinin eksiklerini görmesi ve bu eksiklikleri gidermesi yönünde tetikleyici etki yarattığına dikkat çeken SED, bu çalışmalar sonucunda 2016 yılı kaza istatistiklerinde madencilik sektörü kazalarının, ofis iş kazalarının bile altında kaldığını vurguladı. İşletmelerin poliçenin ilk altıncı aylık vadesinde, dinamik yapıları sebebiyle poliçe tanzim esnasındaki yapı ile süreç içerisindeki yapısında riskin kabul edilir düzeyde olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğine dikkat çeken SED, bu noktada ilk altı aylık süreçte ikinci risk incelemesin yapılıp yapılmadığı ile ilgili bir denetim bulunmadığına işaret ediyor. SED, bu durumun ürünün temel amaçları ile örtüşmediğini ve denetimsiz bir yapıya zemin hazırladığını da ifade ediyor.
Ürün, tüm ocak ve işletmeler için zorunlu olmalı
Aksigorta Teknik Genel Müdür Yardımcısı Orkun Gücük:
İşletme faaliyeti için devlet tarafından zorunlu tutulması ve sistemden kolayca denetlenebiliyor olması, ürünün tanıtımını ve yaygınlaşmasını kolaylaştırmıştır. Üretim tipine bağlı olarak zorunlu olan ocakların yanı sıra faaliyetlerine göre zorunlu olmasa da bu ürünün güvencesinden yararlanmak için başvuran işletmelere rastlamak mümkün. Beklentimiz, yakın zamanda ürünün, üretim faaliyetleri için zorunlu olmasının yanı sıra çalışanlarının güveni için tüm ocak ve işletmelerin bu ürünü kullanmalarıdır. Özellikle son yıllarda karşılaşılan maden kazaları sonucu artarak yaygınlaşan toplum bilinci, işletme sahiplerini, zorunlu olmasalar da çalışanlarına güvence sunmaya yöneltmiştir. Faaliyetine göre zorunlu tutulan ocak ve işletmelerin tamamına yakını bu ürünle teminat altına alınmıştır. Çalışan ocakların yaşayan birer organizma gibi gelişip değişmesi göz önünde bulundurulursa her inceleme anlık değerlendirilmeli ve ilk ya da ikinci atamanın uygunluğu değil, üretim faaliyeti süresince uygun olmasının sağlanması için ocağın denetlemesi kadar işletmenin (yönetim yaklaşımı) de denetleniyor ve işletme yaklaşımlarının öngörülüyor olması önemlidir. İlk komite incelemelerinde sözlü iyileştirme istenen konularda, aksiyon almayan işletmelerin yaklaşım ve davranışlarından dolayı altıncı ayda poliçelerinin askıya alınmaları da yaşanmaktadır. Genele bakıldığında altıncı ay atamalarında askıya alınan poliçe oranı yaklaşık yüzde 5’in altındadır. Şirketimizin 2016 yılı sonuçlarına göre üründe yüzde 28 pazar payı bulunmaktadır.