24 Aralık 2024, Salı
spot_img

Londra’daki büyük yangın Türkiye’de yaşanırsa ne olur?

İngiltere’nin başkenti Londra, 14 Haziran’da dünya gündemine oturan bir yangınla sarsıldı. Şu ana kadar 79 kişinin öldüğü açıklanan yangın, geçmişte yaşanan acıları da hatırlattı. Peki, Türkiye böylesi bir yangına ne kadar hazır?

mustafa nazlier

Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer, 14 Haziran’da Londra yaşanan yangın ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendirdi. Büyük Londra Yangını ile yangın sigortacılığının başladığını hatırlatan Nazlıer, ülkenin geçmişteki yangında olduğu gibi günümüzde yaşanan bu olayda da hızlı aksiyon aldığına dikkat çekti.

“Olaya tepki takdir edilmeli” diyen Nazlıer, ülkemizde bu büyüklükte bir yangın ne kadar hazır olduğumuzu sorgulayarak, sorunların domino etkisiyle büyüdüğünü ve olayın sadece tazminat ödemesiyle bitmediğini söyledi. “Sigorta sektörü olarak; karşılaştırın, hissedin, hareket edin (edelim)…” diyen Nazlıer’in konuya ilişkin değerlendirmeleri ise şöyle:

14 Haziran günü Londra’da bulunan binanın yanışı tüm dünyada gündemde önemli yer edindiği gibi uzun sürecek bir dizi yeni konularıyla gündemi sarsacak. Elbette en önemli kısmı, yaşanan can kayıpları. Dünya üzerinde birçok yerde sayısız ölümlü yangın olayı yaşanırken hiçbiri bu kadar ilgi görmedi. Bu durumun birçok sebebi var. Her şeyden önce medeniyet ve uygarlığın merkezlerinden birisi, başkent Londra tüm imkan ve olanaklarına rağmen günlerce yangını çaresizce seyrederken birçok konu gözlerden kaçmadı…

  • Bina yapı tarzı
  • Bulunduğu lokasyon
  • Yaşayanların sosyo ekonomik yapısı ve kimliği
  • Yerel yasalara rağmen eksiklik ve kusurlar
  • İtfaiye müdahale ve sonuçları
  • Binadan atlayan ve çocuklarını atanlar
  • Olayın kök sebebinin belirsizliği
  • Tüm makamların yetersiz, bilgiden yoksun, çaresiz ve umutsuz açıklamalar gibi birçok konu gündemdeki yerini koruyor.

londra yangın 3

Olaya tepki takdir edilmeli

Tüm olumsuzluklara rağmen ülkenin bir bütün olarak olaya tepkisi takdir edilmeli. Diğer taraftan Başbakan dahil resmi tüm makamların olaya yaklaşımı da aynı şekilde takdir edilecek türden.

Bugün itibarıyla yangın soruşturmasında son durum:

  • Polis, bazı kurbanların kimliğinin hiç belirlenemeyebileceğini söyledi.
  • Bir adli suç soruşturması başlatıldı ki bu şekilde ele alınması çok önemli,
  • Milletvekilleri Parlamento Araştırması’nın “çabuk” yapılması ve güvenlik konusunda en kısa sürede yanıtlar alması çağırısına bulundu,
  • İngiltere genelindeki belediyeler, Grenfell Tower benzeri binaların güvenliğini gözden geçireceklerini açıkladı (çok çok önemli bir konu).
  • İngiltere Kızılhaçı, bir yardım kampanyası başlattı.

Şimdilik bu sayılanlar duyulan kısmı. Ele alınış biçimi ve elde edilecek sonuçlar bakımından hiç kuşku yok ki tüm gereklilikler sağlanacaktır. Tüm dünya için fayda sağlayacak birçok konuyu paylaşmalarını merakla bekleyeceğiz.

Yangın sigortacılığı Londra Yangını ile başladı

Londra, benzer şekilde acı tecrübeler edindiği, yangın sigortacılığını da başlatan ve gelişimini sağlayan bir başka yangın olayı ile örnektir. Eylül 1666 tarihinde bir pazar günü çıkan ve sonrasında İngiltere’de ilk sigorta şirketlerinin kurulmasına ve özellikle yangın sigortalarının önemli ölçüde gelişmesine sebep olan Londra Yangını’dır. Bu yangında 13 bin 200 kadar ev ve 87 kilise yok olmuş ve öyle büyük zararlar oluşmuş ki sadece yangın sigortası üzerine uzmanlaşan sigorta şirketleri kurulmuştur. O zamana kadar sigorta işi tüccarlar tarafından yapılırken 1667’de şehir meclisi ilk yangın sigortası kurumu olan Yangın Dairesi’ni (Fire Office) kurmuştur. Bu daire, Thames’ten su taşıyan işçilerden oluşan bir itfaiye teşkilatı kurmuştur. Ardından 1684’te ilk özel yangın sigortası şirketi olan Friendly Society, 1696’da Hand in Hand, 1704’te Lombard House kurulmuştur. Londra, bu yüzyıldan itibaren dünya sigortacılığının önde gelen şehri haline gelmiş ve tarihte yangın sigortacılığının büyük Londra yangını ile başladığı kabul edilmiştir.

Aynı büyüklükte olmasa da verdikleri tepki bakımından ilgi ve takdir uyandıran biçimde hızlı aksiyon almaları dikkat çekicidir. Özellikle İngiltere genelindeki belediyelerin, yangına maruz kalan Grenfell Tower benzeri binaların güvenliğini gözden geçireceklerini açıklamaları baştan sona bir konudur. Bu çalışmalarının sonucunda tüm sigorta sektörünü de etkileyecek yeni uygulamalara gidileceğini söylemek sürpriz olmaz. Her yaşanan olaydan çıkarılan dersler ile sürekli ileriye taşınan bir uygarlık! Sayısız feci olay yaşamamıza rağmen hiçbir ders alınmadan devam edilmesi, sonuçlarını kadercilik ile geçiştirmek ve değerlendirmek, popülist yaklaşımlar ile duygusal ve her zaman siyasal yönüyle hatırlara gömüyor olmak üzüntü verici…

Sadece bir bina yandı… Bugün itibarıyla ülkede son durum bu. Henüz başlayan ve son bulmayan bir süreç. Sonuçlarına hep beraber tanık olacağız.

Diğer taraftan; şimdilik 79 kişinin hayatını kaybettiği yangının gerçekleştiği binanın sigortacısının Norveçli Protector Forsikring şirketi olduğu, sigorta şirketinin, hasarın çoğunu reasürans koruması altına aldığını ve kendi üzerinde bulundurmamasıyla büyük bir riskten kurtulduklarını açıklıyor. Binanın ana reasürörünün ise Munich Re olduğu da belirtiliyor. Olaya bağlı olarak ise şirketin hisselerinde yüzde 2 oranında düşüş yaşandığı da açıklanmış durumda.

Son olayı bu şekilde gözden geçirdikten sonra ülkemizde;

  • Yangın riski taşıyan bina sayısı kaç?
  • Riske yol açan sebepler nedir?
  • Değişen inşaat teknikleri ne tür riskler yaratıyor?
  • İnşaatlarda ve yapıların tamamında kullanılan malzemeler neler?
  • Değişen yaşam biçimleri, ne tür riskleri beraber getiriyor?
  • Sigorta şirketleri bu tür yapılar için bir analiz yapıyor mu?
  • Prim belirleme kriterleri nedir?
  • Risk analizi ve güvenlik önlemleri nedir, ne olmalıdır?
  • Belediyeler bu konuda bir şey yapıyor mu, neden yapmıyor ve yapamıyor?
  • İtfaiye; başlı başına bir sorun ve konu olmaya devam edecek mi?
  • TOKİ projeleri dahil tüm yüksek yapılarda yangın güvenliği sağlanıyor mu?
  • Yüksek yapı modasına uyan inşaat sektörüne ruhsat veren belediyenin itfaiye aracı, çalışan sayısı, tecrübesi, bilgisi yeterli mi?
  • İtfaiye aracının merdiven uzunluğu ile bina yüksekliği arasındaki fark çok fazla. Bu durumda iki seçenek var; pişerek mi, düşerek mi ölmek istersiniz?
  • Yüksek yapı yangın karakteristiği çok farklıdır. Uzunluk arttıkça rüzgar etkisi ve müdahale güçlüğü artar. Bu durum dikkate alınarak ülkemizde yapılan her hangi bir çalışma var mı?
  • Yapı tarzı, kullanılan malzeme ve bu koşullarda yanacak her şey tükendiği için sönen yangınların (söndürülemeyen) ülke ekonomisine maliyeti nedir? Sigorta sektörüne maliyeti nedir?
  • Birçok olay yaşanan ülkemizde sigorta sektörünü sadece tazminat ödeyen para kaynağı olarak görmek ve sektöre bu şekilde davranmak bir sorunu çözer mi? Parayla çözülen ülkemizdeki sorunlar hangileridir?
  • Neden doğal afetler dahil her olayda sigorta sektörüne ceza verircesine davranılır da bilgi ve tecrübelerinden faydalanılmaz?
  • Sigorta sektörü küresel bilgisini, tecrübesini neden aktaramıyor?
  • Yangına sebep olan sorumlusu zihniyet ile sigorta sektörünü cezalandıran düşünce aynı mı?
  • Gece değişen yangın yönetmeliği ile tüm ülkemiz ertesi gün yasal olarak gerekliliği nasıl sağlıyor? (çok şaşırtıcı)

Yangının tazminat ödemesiyle kapatılacağını düşünmek…

Çok sayıda cevap bekleyen soru var. Her konu için mutlaka gerekli girişimlerde de bulunuluyor ancak bir ilerleme yok. İtfaiyenin çaresizliğine henüz gereken ilgi gösterilmedi. Birçok konuda ihtiyaçları olduğunu görmemezlikten gelerek biriken sorunlar ile yaşıyoruz.

Sigorta eksperi olarak Londra yangınını çok önemsiyorum. Tüm gelişmelerini ulaşabildiğimiz kadarıyla takip edip inceleyeceğiz. Birçok konuda yeni yeni uygulamalar yaratılacağı kesin.  Belediyeler, yasalar, itfaiyeler, uygulamalar ve sigorta sektörü açısından önemli bir örnek olacaktır.

Bu konularda birçok olumsuzluğun olduğu ülkemizde sorunların domino etkisiyle birbirini tetiklediğini görmemiz gerek. Her olayın sonucunda sadece sigorta sektörünün tazminat ödemesiyle sorunların kapatılacağını düşünmek yangından daha kötü ve kalıcı bir sorun.

Bir şeylere başlamak gerek… Belki veya acaba;

  • Yapı stok analizi belirli bir veri deseniyle standart olarak çıkarılamaz mı?
  • Ulusal Adres Veri Tabanı’yla ilişkilendirilemez mi?
  • Türkçe telaffuzu imkansız olan (Ankara’da çok sayıda var. Örn; BANGABANDHU ŞEYH MUCİBURRAHMAN BULVARI! Yangın çıksa bu ismi itfaiyeye telefonda nasıl aktaracaksınız. Anlatana kadar bina tamamen yanmış olur.) İsimler, sık değişen isim ve şehir yapıları dikkate alınarak GPS–GEO KOD ile sisteme tanımlama yapılamaz mı?
  • Tanımlanmış her bina ve yapının risk analiz veriler sisteme işlenemez mi?
  • Her bina için Zorunlu Ortak Alan Poliçesi ve Zorunlu Asansör Sorumluluk Poliçesi gibi poliçeler yaptırılarak sisteme işlenemez mi? Bu tür zorunlu poliçe sayısı artırılarak denetim sağlanamaz mı?
  • Bu sistemlerin sigorta sektörü ile ortak kullanımı sağlanamaz mı?
  • Bu denli değerli bilgileri yükleyerek DASK başta olmak üzere AFAD dahil birçok kurumunda kullanması tesis edilemez mi?
  • İtfaiye her gideceği adres için bu bilgilere göre aksiyon alamaz mı? (GPS, GEO KOD, KONUM bilgileriyle ulaşmak gibi)
  • Sistem verileri esas alınarak risk analizi ve prim/sür prim uygulaması yapılamaz mı?
  • Doğal afet, risk ve hasar yönetim kurguları için faydalı olmaz mı?

gibi birçok proje, konu, soru çıkarmak olanaklı…

Bir şeyleri değiştirmek için aynı kötü tecrübeleri yaşamak gerekli değil. Testi kırılmadan önceki sürece odaklanmalı ve yönetebilmeliyiz. Yanıyoruz, nereden başlamalı?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER