Kuraklık poliçelerinde önemli bir artış yaşandığına dikkat çeken TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdürü Serpil Günal, “Köy bazlı kuraklık verim sigortası kapsamında, geçen sene 60 milyon TL prim üretilirken, bu yıl aynı dönemde 243 milyon TL prim üretildi” dedi.
TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdürü Serpil Günal, Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi’nin 2022 yılındaki ilk 3 aylık sürecini değerlendirdi. “TARSİM Sistemi çerçevesinde 2021 yılında 4.7 milyar TL’lik prim üretimi gerçekleşti” diyen Günal, kuraklık poliçelerinde önemli bir artış yaşandığına dikkat çekti. Günal, “Bu yıl üretici ve yetiştiricilerimize 335 milyon TL hasar ödemesi yaptık. Üreticiye ödenen hasar anlamında geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırdığımızda yüzde 55 oranında artış söz konusu. Geçen sene Güneydoğu Anadolu’da ve İç Anadolu’da ciddi düzeyde kuraklık yaşandığından, bu yıl kuraklık poliçelerinde artışlar yaşandı. Köy bazlı kuraklık verim sigortası kapsamında, geçen sene 60 milyon TL prim üretilirken, bu yıl aynı dönemde 243 milyon TL prim üretildi” açıklamasını yaptı.
İklim değişikliğinin etkilerini hissediyoruz
Köy bazlı kuraklık verim sigortasında kuru tarım alanlarında üretimi yapılan buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut, kırmızı mercimek ve yeşil mercimek ürünleri ile bu ürünlerin sertifikalı tohumluk ürünlerinin güvence altına alındığını kaydeden Günal, kuraklık, don, sıcak rüzgâr ve sıcak hava dalgası, aşırı nem, aşırı yağış ile dolu paketi dışındaki risklerin neden olduğu verim kaybı teminat kapsamında bulunduğunu söyledi.
“İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini her yıl daha fazla hissediyoruz ve bu doğrultuda tarım sigortalarında yeni uygulamaları hızlıca devreye almaya gayret ediyoruz” diyen Günal, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıl mevsim geçişleri ılımandı. Bu yıl kış daha çetin geçti. Örneğin, 2022 yılından itibaren geçerli olmak üzere, don riskinin yeniden ekim dikime neden olacak şekilde meydana getirdiği zararları; şeker pancarı, çerezlik kabak, domates, biber ve patlıcan ürünlerinde ilk kez kapsama almıştık. Geçtiğimiz günlerde Adana’daydık. Don hadisesinin domates, biber, patlıcan, kavun ve karpuz ürünlerindeki etkisini incelemek üzere, Karataş ilçesindeki üretim alanlarına, Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nden yetkililer ile birlikte ziyaret gerçekleştirdik ve incelemelerde bulunduk. Bu esnada, don hadisesi sonrasında hasar gören ancak teminat altında bulunmayan ürünler için üniversite ve enstitü ile iş birliği halinde yeni bir proje başlatılmasına karar verdik. Bu yıl yapılacak çalışmalar neticesinde elde edilen bilgileri değerlendirmeyi ve teminat kapsamı sınırlarını aktüeryal analizler sonrasında belirlemeyi planlıyoruz.”
Tarıma sigorta perspektifinden bakıyorum. Tarım sigortalarında iyi sonuçlar elde ettiğimize inanıyorum. Bakanlıklarımızın, Yönetim Kurulumuzun, TARSİM’in ana hedefi, tarım sigortalarını üreticiler nezdinde yaygınlaştırmak ve penetrasyon oranını arttırmak. Ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sistemlerine kayıtlı üreticilerin %21’i sigortalı durumda. Ürün bazında baktığımızda bu oranlar artıyor. Örneğin, üzüm ürününde bu oran daha yüksek. Çünkü bu ürünün ekonomik değeri var aynı zamanda risklerden yüksek düzeyde etkilenebiliyor. Hayvan Hayat Sigortaları tarafına baktığımızda, geçtiğimiz yıl 13.5 milyon baş hayvan sigortalandı. Bu yıl prim fiyatlarında ciddi düzeyde indirimler yaptık. Üreticiler sigortaya uygun şartlarla ulaşabiliyor. Örneğin, ülkemizde yaygın bir şekilde üretilen buğday ürününden örnek verirsek; üreticimiz, 1 dekarlık alanda üretim miktarı 480 kg, sigorta bedeli 1.260 TL olan buğday ürünü için sadece 19 TL ödüyor. Kuraklıkta ise 1 dekarlık alanda üretim miktarı 300 kg ve sigorta bedeli 985 TL olan buğday ürünü için 26 TL ödüyor. Sonuç itibarıyla bizim amacımız, az önce de ifade ettiğim gibi, ülkemizde sigortalılık oranını arttırmak, afetlerde devletin yükünü hafifletmek, üreticimizin mağduriyetlerini gidermek. Tüm bu gelişmelere paralel olarak, yurtdışı temaslarımız da yoğun bir şekilde devam ediyor. Azerbaycan ile çok güzel bir sinerjimiz var. Yine önümüzdeki dönemlerde Özbekistan ile çalışmalarımız başlayacak.”