TESK, TESKOMB ve Tarım Kredi gibi kooperatif devlerinin, sigortacılık yaparak esnafa ve çiftçiye güvence sağlama potansiyeli bulunuyor. Zorunlu Trafik Sigortası’nda bitmek bilmeyen tartışmalara, kooperatif sigortacılığı çözüm niteliği taşıyor.
İRFAN GALİP DUMLU | HAYATIMIZ SİGORTALI
Türkiye’de halen iki adet kooperatif sigorta şirketi faaliyet gösteriyor. Bunların toplam ortak sayısı 1 milyonun üzerinde. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK), Tarım Kredi Kooperatifleri gibi kooperatifçilik alanında tecrübeli kuruluşlar, sigortacılık yaparak ciddi miktarlarda yerli fonları toplama potansiyeli taşıyorlar. Türkiye ve 11 ülkede faaliyetlerini yürüten Groupama Sigorta, Fransa’da bir sigorta kooperatifi olarak kuruldu. Bugün bir dünya devi durumuna geldi.
TESK bünyesinde Türkiye’de 1 milyon 693 bin 720 esnaf bulunuyor. Burada dikkat çeken önemli bir diğer husus da konfederasyon üyelerindeki sahiplik duygusu. En şiddetli 2001 krizinde bile bankaların verdiği kredilerin yüzde 25’i geri ödenmezken, esnafa verilen kredilerden geri ödenmeyenlerin oranı yüzde 11’lerde kaldı. Sigortasını bağlı olduğu sivil toplum örgütünün kooperatifinden yaptıran milyonlarca esnafın, daha sorumlu ve bilinçli hareket edeceği öngörülüyor. Özellikle son dönemin en tartışmalı konusu olan Zorunlu Trafik Sigortası’nda tavan fiyat uygulamasının çözümü de kooperatif sigortacılığında. Poliçe kesmekte zorlanan sigorta şirketlerinin yükü kooperatif sigortacılığıyla hafifleyebilir. TESK’in, üye esnafları harekete geçirmesiyle oluşacak dev havuz, hasarların giderilmesi için çare olurken, esnafın kendi içinde doğal yollarla oluşturacağı özdenetim mekanizması da hasar sayısında önemli bir düşüş sağlayacak. Kooperatif sigortacılığı sayesinde trafik sigortası ucuzlayacak, trafik kazaları da azalacak.
Ahilik teşkilatı başlangıç oldu
Türkiye’nin bu sistem için uygunluğu ve altyapısı mevcut. Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlayan ve kooperatifleşmenin tarihsel sürecinin başlangıcını oluşturan ahilik teşkilatı aynı zamanda ülkemizde sigortacılık sisteminin de başlangıç noktası kabul ediliyor. Bu sistem içinde oluşturulan yardım sandıkları, yangın ve ölüm gibi risklere karşı üyeleri koruyordu.
Türkiye sigorta sektörünün yıllık üretiminin yaklaşık 30 milyar TL olduğu, ortalama reasürans oranının da yüzde 70 civarında seyrettiği öne sürülüyor. Böylelikle 30 milyar TL’nin 21 milyar TL’lik kısmının, vergi ve diğer yasal yükümlülükler göz ardı edildiğinde yurt dışındaki reasürans fonlarına gittiği belirtiliyor. Yerli sigorta şirketlerindeki yabancı sermaye oranının yaklaşık yüzde 75 olduğu kaydediliyor. Bu durumda, reasürans sonrası geriye kalan paranın da önemli bir kısmının, kâr transferi yoluyla yine yurt dışına çıktığına vurgu yapılıyor. Bu durumda da 30 milyar TL’lik Türkiye sigorta sektörünün, 2-3 milyarlık bir bütçeyle döndüğüne dikkat çekiliyor. Kooperatif sigortacılığının yaygınlaşması, bu dağılımı dengeleyebilecek yapıya sahip. Konvansiyonel sigortacılıkta riskin satılması, kooperatif sigortacılığında ise riskin paylaşılması söz konusu. Bu nedenle katılım sigortacılığının (tekafül) en etkili şekilde ancak kooperatif sigortacılığı ile mümkün olduğu biliniyor.
Sadece bir oy hakkı var
Sermaye şirketleriyle kooperatif şirket arasındaki en önemli farklardan bir tanesi, kooperatifin değişir ortaklı, değişir sermayeli bir yapıda ve ortağın sermayesinin ne kadar çok olursa olsun bir oy hakkına sahip olması. Dolayısıyla tamamen milli kaynaklarla kurulan bir kooperatif sigorta şirketinin, diğer sermaye şirketi şeklinde organize edilen sigorta şirketlerinde son dönemde olduğu gibi bir yabancı fon tarafından satın alınması mümkün değil.
BUNLARI DA BU SEKTÖRÜ SENELERCE ÇIKMAZDA BIRAKANLAR MI ?KONUŞUYOR ACABA