Merhaba değerli okuyucularımız,
Temel mezar taşına yazdırmış: “Size hastayım dedim dedim inanmadınız. Bak gördünüz mü ne oldu?” Hayat dışı sigorta sektörünün hali de tam olarak bu. Sektör yıllarca trafik sigortasından zarar etti. 2015 yılına kadar bu zararı önce diğer branşların karından, o yetmezse sermaye koyarak, o da mümkün değilse rezerv küçülterek veya erteleyerek karşılamaya çalıştı. Üstüne iki şirket kontak kapatıp piyasada zarar devasa boyuta ulaşınca son çare olarak zam yaptı ve 2016 yılında bir miktar nefes aldı.
Sen misin nefes alan?
Önce tüketici dernekleri, sonra acente dernekleri “Fiyatları indirin, komisyonlara da ellemeyin. Yoksa fena yaparız” diyerek sektörün üstüne çullandı. Kamu tarafı da yükümlülükleri gevşeterek sorunu çözmeye çalıştı. Üstüne on-line teklif menüsüyle rekabeti kızdırmaya gayret etti ve geçen yıl temmuz sayısında yazdığım üzere son kozlarını da oynamış oldu.
Sektör şoka girdi! Bunların hiçbiri hükümet nezdinde yeterli görülmemiş olacak ki referandum ekonomisinin devrede olduğu dönemde öyle bir zorunlu indirim getirildi ki sektör adeta şoka girdi. Öncelikle tüketicilerin, şoförler odasının veya bu malın alıcısı olan tarafların fiyat artışını anlamaması son derece doğal. Burada anormal olan birinci durum, sektör zarar ettiğini ve zamdan başka çaresi olmadığını kendi bağlı olduğu otoriteye inandıramamış ki zaten.
Kamuya açık platformlarda yapılan açıklamalardan anladığımıza göre, sektörün rezervleri zarar göstermek için bilerek arttırdığını ve hatta bazı şirketleri vergi kaçırdığı için maliyeye şikayet edeceğini söyleyen bürokratlarımız var. İkinci anormal durum ise aracılar. Fiyat artışlarının olduğu 2016 yılında, komisyon oranları oransal olarak düşse de nominal olarak geliri yüzde 65 artan acentelerin resmi en yüksek temsilcisi minimum komisyonu savunuyor. Hadi onu anladık, fiyatların düşmesi gerektiğini de savunuyor. Yani aracılık ettiği ve acentelerin gelirlerinin yüzde 75’ini oluşturan ürünün ucuzlatılması için kulis yapıyor.
Günün sonunda yapılan indirimin sektöre maliyeti 2.5 milyar TL, acentelere maliyeti ise 250 milyon TL olarak tahmin ediliyor. Yani hem şirketler hem de aracılar kaybetmiş, ama iki tarafın da resmi en yüksek temsilcileri halinden memnun!
Ne diyeyim?
Başta da söyledim, herhalde sektör ölmeden kimse hasta olduğuna inanmayacak!
Bu aylık da bu kadar, kalın sağlıcakla.