Merhaba değerli okuyucularımız,
Geçen ay aniden gündemimize giren ve uzunca süre de kalacak gibi duran COVID-19 sürecini değerlendirmeye devam ediyoruz. Sonda söyleyeceğim şeyi, en başta belirteyim. Bence sigorta sektörü, virüsle mücadele sürecini gayet başarılı götürüyor, inşallah da böyle devam eder.
Aklımda kalanları özetleyeyim;
Sigortalılara getirilen kolaylıklar:
- Sağlık sigortalarında tüm sektör virüse bağlı tedavileri kapsama aldı.
- Birçok üründe taksit sayıları artırıldı.
- Bazı ürünlerde ücretsiz vade uzatım imkânı getirildi.
- Kasko ve trafik sigortalarında yüzde 40’lara varan indirimler yapıldı.
Acentelere,
- Borçlara erteleme, avans komisyon ve komisyon artışları yapıldı.
Anlaşmalı servislere,
- İskontolar kaldırıldı, avans ödemeleri yapıldı.
Ayrıca hem acentelerini, hem de kendi personelini hızlı biçimde evden çalışma moduna adapte ederek toplum sağlığına ciddi katkıda bulundu. Yani, sektörümüz bu işi fırsatçılığa dökmedi (Bazı acente yöneticileri hariç), elinden geldiğince devletine ve milletine yardımcı olmaya gayret etti diyebiliriz. Bu gayretlerden sağlıkla ilgili olanlar, Hazine ve Maliye Bakanı tarafından da sosyal medyada dile getirildi.
Turpun büyüğü heybede
Yalnız, “turpun büyüğü heybede” denir ya, uyarmak lazım ki daha bunlar güzel günlerimiz. Şu günlerde düşen prim üretimi, daha da çok düşen hasar frekansından ötürü geçici bir teknik kâr fazlalığı bırakıyor ve bu da sektör için pozitif. Ancak, süreç uzadıkça sonrasında bırakacağı ekonomik küçülme ve durgunluk dönemi sadece sigorta sektörünü değil, tüm sektörleri ilgilendiren en önemli süreç.
Ve burada yapacağımız tek şey, sürecin en kısa zamanda en az zararla atlatılması.
Sonrasında ise sermayesi güçlü olanlarla giderlerini iyi yönetenlerin ayakta kalacağı bir dönem olacak.
Bu aylık da bu kadar, kalın sağlıcakla.