Hayatımız Sigortalı Dergisi’nin merakla beklenen ‘Kontra Sigortacı’ köşesinde yine ilgiyle okuyacağınız bir konu ele alınıyor. Derginin Ağustos sayısında yer alan “Mesafeli sigorta satışı yönetmeliği nereden çıktı?” başlıklı yazı şu şekilde…
Merhaba değerli okuyucularımız… Geçen ayki yazımda, “Herkes yeni dönemi doğru okumalı” demiştim. Özetle, artık devletin sadece düzenleyici ve denetleyici olarak değil, büyük oyuncu olarak da sektörde ağırlığını daha fazla hissettireceğinden bahsettim.
Buradaki temel öngörüm ise şu sebeptendir: Artık dünyada (Başta Trump’ın Amerikası’nda) ve ülkemizde globalleşme ve liberalizm azalıyor, devletçi ve milliyetçi ekonomik trend yükseliyor. Özellikle savunma, enerji, sağlık ve finans gibi stratejik önemi olan sektörlerde devletin ve şirketlerinin ağırlığı her geçen yıl artıyor.
İşte bu yüzdendir ki özellikle acente ve eksperlerin bu dönemde nasıl ilişki geliştirmeleri gerektiğini iyi tartmaları gerektiğinden bahsettim. Tüm bunları konuşurken ilginç bir şey oldu; Anadolu Ajansı (AA), 23 Temmuz’da bir açıklama yayınlayarak mayıs ayında yayınlanan ‘Mesafeli Sigorta Satışı Yönetmeliği’nin ne kadar faydalı bir düzenleme olduğundan bahsetti. Yazının altında herhangi bir açıklayan olmadığına göre bu yazının ‘Devlet’ tarafından yayınlatıldığını herhalde herkes anlamıştır.
eki ne diyor yazıda, ara başlıklarla özetlersek, “Sigortacılık sektörünün önünü açan yönetmelikle hem şirketler hem tüketiciler kazanacak”, “Sigorta ürününün satılan mal veya sağlanan hizmetle bağlantılı olması ana şart olarak belirlendi” “Dijital satışın sınırları belirlendi, acentelerin hakları korundu” “Tapuda, su ve elektrik idarelerinde sigorta satış hakkı acentelerin” “Cep telefonu ve uçak bileti sigortalarına şartlı izin” vs. Bu yazı nereden çıktı derseniz, onun sebebi de iki gün önce Ankara menşeyli bir acente derneği başkanı bir hanımefendinin mevzu yönetmeliğin ‘İlacı bakkalın satmasıyla aynı’ olduğunu ve tüketicilerin mağdur olacağını deklare etmesi.
Pek hoş karşılanmadı
Başlıktaki soruya dönelim, peki bu yönetmelik nereden çıktı? Ve hatta SAİK Başkanı önce yönetmeliği alkışlayıp, sonra niye bireysel olarak mahkemeye verdi? Cevabını vermek biraz zor. Ama olan şu: Arkasına TOBB Başkanı ve başka bir Bakanlığı aldığını düşünen Başkan, her kesimden pandemi döneminde fedakârlık bekleyen Devletten komisyon artışı ve sabit fiyat isteyip; bir de üstüne bir aylığına ücretsiz uzatılan havuza tabi trafik poliçelerinin komisyonunun peşine düşmesi; ‘Devlet’ tarafından pek hoş karşılanmamışa benziyor.
Bu arada çıkartılan bu Yönetmelik, sadece çıkartılmakla kalmayıp çeşitli dernek ve bireyler tarafından (Dikkat ediniz, SAİK tarafından değil) Danıştay’a dava konusu edilmesine rağmen devletin ajansına konu edilerek savunulmaya devam ediliyor. Yani Devlet, “Ben bu yönetmeliğin arkasındayım” diyor, kısaca. Dedim ya, yeni dönemi doğru okumak gerekiyor. Bu aylık da bu kadar, kalın sağlıcakla.
KAYNAK: HAYATIMIZ SİGORTALI
