ERGO Türkiye CEO’su Theo Kokkalas ile Sigortalı Dergisi olarak hem genel olarak Türkiye’de sigorta pazarını, özel olarak da ERGO Türkiye’nin hedeflerini, projelerini konuştuk. Kokkalas görüşmede bir dizi sorumuza ayrıntılı, samimi ve bilgi yoğun yanıtlar verdi.
ERGO Türkiye CEO’su Theo Kokkalas sektörle ilgili genel değerlendirme yaparken şu görüşleri ifade ederek başlıyor konuşmaya: “2017 yılı içerisinde sigorta piyasasında dengelerin yerine oturduğu temel gelişmeler yaşandı ve bu yaklaşım içerisinde bizim her zaman yüksek bir potansiyel barındırdığını bildiğimiz Türkiye sigorta sektörüne olan inancımız daha da güçlendi. Son yasal düzenlemelerin etkileri ile beraber sektörün serbest piyasa koşullarını tekrar yakalayacağına ve yakın gelecekte çok daha başarılı bir seviyeye ulaşacağına inanıyoruz. Bizler uluslararası stratejimiz doğrultusunda operasyonel verimlilik ve teknik mükemmelliği yakalamak için tüm gücümüz ile çalışıyoruz. Hem iş ortaklarımızın hem de müşterilerimizin memnuniyetini artırmak için bilgi teknolojileri altyapısında önemli gelişmeler sağlıyor yoğun çaba sarf ediyoruz”.
Türkiye’nin küresel potansiyeli artıyor
Theo Kokkolas “Türkiye ile gelişmiş ülkeler arasında bir kıyaslama yaptığınızda, sigorta işi açısından ne tür farklılıklar görmektesiniz, Türkiye’nin eksiklikleri, fazlaları, avantajları ve dezavantajları size göre nelerdir” şeklindeki sorumuza şu yanıtı veriyor:
“Gelişmiş ülkelerde sigorta farkındalığı ve penetrasyonu yüksek iken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde sigorta penetrasyonu ve sigortaya verilen önem yeni yeni artarken bu durum sigorta pazarının potansiyelini de giderek artırmaktadır. Türkiye’de toplam prim üretimi hızla artmaktadır. Buna paralel olarak, yıllar içinde Türk sigorta sektörüne yatırım yapan azımsanmayacak sayıdaki yerli ve yabancı sigorta şirketinin varlığı sektörün gelişmesi için olumlu etki oluştururken; Türkiye’deki sektörün küresel anlamdaki potansiyelini de daha güçlü noktalara taşımaktadır. Sektörün güçlü yanlarından bahsetmek gerekirse, enternasyonel doğası gereği Avrupa Birliği normlarına adapte edilebilecek en elverişli yapıya sahip olduğunun altını çizmek gerekir. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sektör olarak önümüzdeki yıllarda Türkiye ekonomisinin en önemli güçlendiricilerinden biri olacağımıza ve yıllar içerisinde ekonomiye olan olumlu etkimizi yansıtacağımıza inanıyoruz”.
En yüksek sigorta bilinci oto sigortalarında Türkiye’de branş bazında en yüksek sigorta bilincinin, Eylül 2017 rakamlarına bakıldığında toplam hayat dışı sigorta pazarının %49’unu oluşturan oto sigortalarında olduğunun görüldüğünü ifade eden Kokkalas bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu gerçekle beraber bazı illerde oto sigortaları arasında yer alan kasko sigortasında dahi penetrasyon oranı %10’un altındadır. . Bu durum sektörümüzün tüm branşlarında, özellikle de oto dışı branşlarda, katedilecek uzun bir yolu olduğuna işaret etmektedir. Sürdürülebilir gelişen bir sektör olabilmek için atılması gereken ilk adımın sigorta farkındalığının artırılması olduğuna inanıyoruz. Örneğin, Temmuz ayında gerçekleşen doğal afetler sonrası telafi sürecinde sigorta şirketlerinin kamuoyunun ihtiyaçlarını gidermek için oynadıkları önemli rol kendini göstermiş, sigortalı olma kavramı birkez daha değer kazanmıştır.
Müşterilerin değişen ihtiyaçlarını iyi anlamak
Sigorta sektörünü ileriye taşıyacak en önemli adımların müşterilerin değişen ihtiyaçlarını anlayabilmek ve bu talepleri karşılayan ürün ve hizmetleri geliştirmek olduğunu söyleyen Theo Kokkalas şöyle devam ediyor:
“Müşterilerin değişen talepleri karşılandığı ve memnuniyeti arttığı sürece, sigorta farkındalığı da aynı oranda yükselecektir. ERGO Türkiye olarak sahip olduğumuz uluslararası yapı sayesinde piyasanın dinamiklerini yakından inceleyebilme avantajına sahibiz. Biliyoruz ki sigorta sektörü finans piyasalarındaki en dinamik aktörler arasında yer almaktadır. Türkiye’de son zamanlarda gerçekleştirilen ve serbest piyasa koşullarını sınırlandıran yasal gelişmeler, sektörün kendini yeniden denge kurmaya çalıştığı belirsiz bir süreç içerisinde bulmasına sebep olmuştur. Ancak bu süreçte sektörün yüksek potansiyeli ve geçmiş/mevcut cari büyüme oranlarını da dikkate alarak, Türkiye’nin her zaman sigorta sektörünün büyümesi için kritik önem taşıyan pazarlardan biri olduğunu vurguladık. Sigortacılık sektörünün finans endüstrisinin ve Türkiye ekonomisinin önemli yapı taşlarından biri olacağını düşünüyoruz. ERGO Türkiye olarak serbest piyasa koşullarının yeniden sağlanacağına ve böylelikle sektörün daha ileriye taşınacağına inancımız tam.
“Fit, Dijital ve Başarılı”
ERGO Türkiye’nin 2017 performansını değerlendiren, 2018 hedefleri hakkında bilgi veren ve 2017 yılında ERGO Grubunun tüm uluslararası operasyonlarını “Fit, Dijital ve Başarılı” olarak tanımlanan bir strateji altında yürütme kararı aldığını hatırlatan Theo Kokkalas’ın şu bilgileri veriyor:
“Bu doğrultuda biz de ERGO Türkiye olarak tüm iş süreçlerimizi bu stratejiye uygun olarak şekillendiriyor; şirketimizi her geçen gün daha ileri taşıyoruz. Hepimiz, yıl boyunca operasyonel verimlilik ve teknik mükemmelliğe ulaşmak için var gücümüzle çalıştık. Hem acente hem müşteri memnuniyetini daha da artırmak adına çaba sarf ettik ve IT altyapımızda birçok geliştirmeye imza attık. Her fırsatta şeffaflıkla tüm paydaşlarımıza da duyurduğumuz gibi ERGO Türkiye olarak sürdürülebilir ve karlı büyüme hedefiyle hareket ediyoruz. Özellikle trafik dışı branşlara odaklanarak bu hedefi uzun vadede gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Eylül 2017 itibarıyla oto dışı branşlarda %11’lik bir büyüme yakalamış durumdayız. 2018 yılında da, öncelik trafik dışı branşlarda olacak şekilde, tüm branşlarda sürdürülebilir ve karlı bir büyüme sağlamak amacıyla yoğun çaba göstereceğiz.”
‘Dijitalleşmeye ciddi yatırımlar yaptık, yapıyoruz’
Hem ERGO Grubu hem de hissedarı olan Munich Re’nin dijitalleşme alanında ciddi yatırımlar gerçekleştirdiğini hatırlatan Kokkalas şöyle devam ediyor: “Bu alanda ERGO Grubu 2016’da yeni bir strateji programını da başlattı. Esnek ve Dijital Bilgi Teknolojileri bu programın temel yapıtaşlarından biridir ve Türkiye de bu program dâhilinde yatırım yapılan ülkelerden biri olmuştur. Programla birlikte bilgi teknolojileri altyapımızı, sigorta sektörünün tüm adaptasyon gerekliliklerini göz önüne alarak, değişimlere uyumlu ve atik hale getirmekteyiz. Her zaman için veriye dayalı karar verme süreçlerinin önemine atıfta bulunuyoruz; bu sebeple süreçlerimizi ve eylemlerimizi eş zamanlı olarak destekleyecek paralel dijital platformları oluşturmaya devam ediyoruz. Bunlara ek olarak, Almanya’da ERGO Digital Ventures isminde yeni bir şirket kuruldu. Bu şirket dijitalleşme yolunda ERGO Grup şirketlerini desteklemek ve bu konudaki uzmanlığın Grup içinde paylaşımını sağlamak amacını gütmektedir. ERGO Türkiye iç süreçlerini optimize etmiş ve şimdi müşteri ve iş ortaklarına dokunan süreçler üzerinde çalışarak bunların otomasyonunu sağlamak adına çalışmalar yapmaktadır. 3 yıllık net ve kapsamlı bir IT geliştirme yol haritası oluşturduk ve bunu yaparken dijital yatırımların yanında özellikle acente, broker ve müşterilerin yaşadığı deneyimi geliştirmeye odaklandık”.
Bankasürans kanallarımız çeşitlendi
Mart 2016 tarihinde, mevcut bankasürans anlaşmalarına ek olarak, başka bankalarla yeni işbirliklerine giderek, dağıtım kanallarını çeşitlendirdiklerini kaydeden Theo Kokkalas “Diğer yandan, Türkiye’deki düşük sigorta bilinci de göz önünde bulundurulduğunda, uzun vadeli iş ortaklarımız olan acentelerimiz ve brokerlarımız halen çok önemli, Eylül 2017 itibarı ile de toplam üretimimizin %89’unu gerçekleştiren baskın satış kanallarımız olarak görev yapmaktalar.. Bu sebeple bizler de özellikle, stratejimiz dâhilinde, tüm yatırımlarımızda partnerlerimizle işbirliğimizin etkinliğini artırırken acente ve brokerlarımızın yaşayacağı deneyimi iyileştirmeye odaklanacağız” diye konuşuyor.
Trafik dışı sigortalarda yoğunlaşma
ERGO’nun 2017’de hangi branşlarda yoğunlaştığını ve 2018’de de hangi branşlarda daha fazla kârlılık beklentisi öngördüğünü anlatırken Kokkalas şu değerlendirmeleri yapıyor:
“Türk sigorta piyasasında, özellikle de motorlu araçlar haricindeki branşlarda çok ciddi bir büyüme potansiyelinin olduğunu biliyoruz. Trafik sigortası Eylül 2017 itibarıyla toplam prim içinde %32’lik payla ilk sırada görünüyor. Benzer bir durum zorunlu deprem sigortaları için de geçerli. Zorunlu deprem sigortası Eylül 2017 itibari ile toplam prim rakamı içinde %2,6’lık bir paya sahiptir. Bu ürünün yaklaşık penetrasyonunun %45 olduğunu görüyoruz, yani her iki evden birinin bu sigortaya sahip olmadığı sonucuyla karşı karşıya kalıyoruz. Ayrıca, zorunlu olmayan kasko sigortasının pazar payı %17 ama yaklaşık penetrasyon oranı %25 olarak görünmektedir. İşte bu yüzden bizler stratejimize uygun birçok yenilikçi ürün geliştiriyoruz; bunlar arasında Güneş Enerji Santralleri Sigortası, sabit fiyatlı konut sigortası gibi yeni ürünlerimiz bulunmaktadır. ERGO Türkiye olarak 2018 yılında da trafik dışı branşlarda büyümeye devam edecek, özellikle yangın, nakliyat ve kasko branşlarına odaklanacağız. Bu öngörüyle, müşteri memnuniyetini kasko, yangın, nakliyat, ferdi kaza ve mühendislik branşlarında satış ortaklarımızla birlikte büyümek amacıyla artırmayı hedefliyoruz.”
Genç nesile dijitalleşerek ulaşmak
Şimdilerde genç nesil sigorta satın alma ya da sigorta ile ilgili bilgi edinme işlerini dijital kanallardan gerçekleştirdği ve ERGO’nun bu genç nesil müşterilere erişmek için ne tür çalışmalar gerçekleştirdiği konusunda bilgiler veren Kokkalas şu görüşleri ifade ediyor:
“Tüm dünyada sigorta sektörünün dijital dönüşümü başladı. Böylesine değişim içinde olan bir sektörde sürekliliği hedefleyen şirketler için dijital dönüşümü gerçekleştirmek olmazsa olmaz bir gereklilik halini aldı. Türk sigorta sektörü de daha başlangıç seviyesinde olsa dahi bu yönde adımlar atmaya başladı. Dijitalleşmeyi geliştirmek için atılan bu adımlar düşük hızda gerçekleşse de biz bunun farkındalığı ve dolayısıyla sigorta penetrasyonunu artıracağına inanıyoruz. Diğer bir açıdan bakıldığında da, bu adımların yarıdan fazlası sosyal medya ve interneti online ve mobil kullanan genç popülasyonun baskın olduğu Türkiye nüfusu üzerinde ciddi etkileri olacağını düşünüyoruz. Bununla ilgili diğer bir saptamamız da, müşterilerin sigorta satın almada halen geleneksel yöntemleri tercih etmelerine karşın, sigortayla ilgili bilgilenme süreçlerini online olarak gerçekleştirdikleridir. Bu nedenle, sigorta satın alımı hala genel olarak acenteler kanalıyla gerçekleştirilmektedir ve gelecekte de acenteler ana satış kanalı olmaya devam edecektir. Bu sebeple, teknoloji ve dijitalleşme alanındaki dönüşümü benimsedikleri, bu süreçte acentelerimizi destekliyor ve onlarla el ele ilerliyoruz.”
ERGO’nun yıldızları
Görüşmenin bu bölümünde Theo Kokkolas’a acentelerle ilişkilerini soruyoruz. Kokkalas bu soruya ayrıntılı bir yanıt veriyor:
“Acenteler sigorta sektörünün lokomotifidir. Şirketler ile müşteriler arasındaki köprü görevini de gören acenteler sektörün en önemli oyuncularıdır. Acenteler müşterilerle kurdukları direkt iletişim üzerinden elde ettikleri bilgiler ile ürünlerin müşteri ihtiyaçlarına uygun bir şekilde şekillendirilmesine katkıda bulundukları gibi, doğru ürünün doğru müşteriye ulaştırılmasının da sağlayıcısıdır. İşte bu sebeple ERGO Türkiye olarak biz acenteleri şirket stratejimizin tam merkezine oturttuk ve ‘ERGO’nun Yıldızları’ adında bir platform yapılandırdık. Bu platformda acentelerimizi kendi içlerinde puanlıyor ve aldıkları puanlara göre belirli ayrıcalıklara ve özel hizmetlere kavuşmalarını sağlıyoruz”. ERGO Türkiye olarak acenteleriyle karşılıklı ortak değer oluşturmak adına hazırlık aşamasında birlikte çalıştığımız hem operasyonel hem de iletişim süreçlerimizde etkin olacak bir dizi devam eden dijital yatırım gerçekleştirdiklerini belirten Kokkalas şöyle devam ediyor: “Sonuçta tüm bu yatırımlar sayesinde, acentelerimizin operasyonel süreçlerinin çok daha sade ve pratik bir hale getirirken hayatlarının da kolaylaştığını ümit etmekteyiz.”
Sigortada bilinç artsa da henüz penetrasyon düşük
Türk sigorta sektörünün bugünü ve geleceğine ilişkin değerlendirmesini sorduğumuzda Kokkalas bu soruyu rakamsal verilerle ayrıntılandırarak Türkiye’de sigorta penetrasyon ve yoğunluk oranlarının gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında sigorta bilincinin artış yönünde olmakla birlikte halen düşük olduğunun bir gerçek olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor: “Türkiye %1,36’lık hayat dışı sigorta penetrasyonu ile dünyada 73. sırada yer alıyor. Sigorta yoğunluğuna (kişi başına yazılan brüt prim) baktığımızda da 2016 yılı itibarıyla 143,6 dolar ile 60. sırada bulunuyor. Buna karşılık sigorta yoğunluğu Avrupa’da 658,1 dolar,hayat dışı sigorta penetrasyonu ise %2,73’tür. Benzer rakamların ABD’de 2449,2 dolar (sigorta yoğunluğu) ile %4,29 (hayat dışı sigorta penetrasyonu) olduğu görülmektedir. Dünya ortalaması sigorta yoğunluğunda 285,3 dolar ve hayat dışı sigorta penetrasyonunda da %2,81’le Türkiye ortalamasının oldukça üstündedir. Ancak Türkiye gelişen bir pazar olma özelliği ve sürekli artan genç nüfusu ile önemli bir büyüme potansiyeli sergiliyor. Sektör de buna paralel olarak günden güne büyümekte ve her geçen gün ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap veren yeni ürün ve hizmetlerle kendini geliştirirken uluslararası sermayenin enjeksiyonu ile bir devinim yakalamıştır.”
can bey sizden ricam ergo müdürleriyel röpörtaj yaptığınız zaman karadeniz bölgesinden yıllardır neden kaçıyorlar eşdeğer kasko farklı şirkette 1 lira iken ergodan 10 çıkıyor. ve bunu karadeniz bölgesine yapıyorlar