Acentelerin sonu dijital ve yeniçağ uygulamalarının hayata geçmesinden sonra olacağı sanılırken, tehlike başka yerden geldi. Sigorta şirketlerine internet sitelerinde halka açık teklif alabilmenin yolu açıldığında bunu Hayatımız Sigortalı Dergisi‘nde yazıları ile dikkatleri çeken KONTRA SİGORTACI yazmıştı. Sonrasında da acenteleri bekleyen bir tehlikeyi şöyle sorgulamıştım aylar önce: “Bugün sitesinden teklif veren yarın satış yapmaya da başlarsa ne olur?” Tabii ki kafayı kuma gömen ve hep kendilerinin hoşuna gidecek yazı yazılmasını isteyen acentelerimiz buna pek ihtimal vermemişlerdi. Eee ne oldu şimdi? Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak üzereler.
STK başkanları işte bunun için önemliydi
Ben geçen yazımda; “Acenteleri koruyan kollayan kimse yok, acentelerin en üst resmi makamı Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) ve diğer sivil toplum kuruluşları (STK) başkanları bu zor günlerde neden yoklar ortalıkta?” diye yazmıştım. Ve gerek SAİK gerek diğer STK başkanlarının aynı zamanda aktif sigorta acentesi ve kendi işlerinde de sigorta şirketlerinin acenteliğini yaptıklarından genel olarak acenteleri tüm sigorta şirketlerine karşı koruyup kollamadıklarına dikkat çekmiştim. Ve STK başkanlarının bu mevkileri kendi çıkarları doğrultusunda işgal ettiklerini iddia etmiştim. Beni bir tek İbrahim Sertel arayıp sitemde bulundu: “Biz bu yerlerin meraklısı değiliz, çekip gideceğiz ama bizden alacak kimse yok” dedi.
Yazımı doğru yorumlayanların çok olduğunu, biraz zekası olanların benim ne demek istediğimi anladıklarını biliyorum. Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu (TÜSAF) içerisinden bile “Can Bey iki de bir STK başkanlarına neden yükleniyor” diyen başkanların olduğunu biliyorum. Benim kastettiğim onlar değil, lütfen iyi bilsinler. Onların ne kadar özveri ile bir çaba içerisinde olduklarını biliyorum. Benim lafım, bu işleri kendine menfaat sağlamak için yapanlar. Onlar zaten kendilerini ele veriyorlar.
Bu konu ile ilgili bir yazım daha olacak. Kadrajını tam oturtamadığı kamerası ile kendi kendine video çekip bana cevap vermeye çalışan İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği (İSAD) Başkanı Sayın Turusan Bağcı’ya cevabım için burada kaynamasın diye özel bir yazı yazmayı planlıyorum. Çünkü şu anda acentelerin durumu benim Sayın Bağcı’ya cevap vermemden çok daha ciddi bir durum.
Acenteler tünelin ucundaki ışığı hala çıkış zannediyor
SAİK ve STK başkanlarına neden yüklendiğimin sonucu ortada. Önce sözleşmeler nedeniyle şirketler karşısında sahipsiz kalan acenteler şimdi de daha büyük bir tehlike ile karşı karşıya. Ve aylar önce bunu sizlerle paylaşmıştım. Tünelin ucundaki ışığı, çıkış olarak gören acenteler, o ışığın aslında üzerlerine doğru gelen trenin ışığı olduğunu bir süre sonra fark edecekler.
İşin sonu acenteler için iyi olur mu?
Önce sigorta şirketlerine “Trafik sigortası fiyatlarınızı internet sitelerinden kamuoyu ile paylaşın” denildi. Sonra Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) internet sitesinden TC kimlik no ve plaka ile bütün şirketlerin bir arada fiyatlarının görülmesi gündeme geldi. Bu öncelikle acente acente gezen tüketicinin ve acentelerde çalışan personelin işine gelmiştir. Sosyal medya da bazı acentelerin “Bizim iş yükümüz azaldı” diye sevinenleri olduğunu gördüm. Gerçekten güldüm. SBM’den en uygun fiyatı bulan tüketici doğru o şirketin internet sitesine gidip poliçeyi almaya çalışacak. Çok doğal değil mi? Buzdolabını bile internetten almaya başlayan bir tüketici kitlesi fiyat avantajı sağlayan trafik sigortasını internetten neden almasın? Üstelik Hazine Müsteşarlığı tarafından denetlenen bir sigorta şirketinin sitesinden alacak poliçesini. Bundan daha güvenli ne olabilir.
‘Biz yaptık iyi oldu’ derler mi acaba?
Geçmiş dönemde SAİK yöneticilerinin Hazine Müsteşar Yardımcısı Sayın Ahmet Genç’e acentesi olsun olmasın trafik sigortasında tüm şirketlerin fiyatlarının acentelere açılmasını biliyorum. Alın size açıldı, hem de ardına kadar. Artık sadece acenteler değil, tüm sigortalılar görebiliyor. Şimdi ister misiniz, SAİK yöneticileri bu son uygulamayı “biz yaptırdık bizim başarımız” diyerek yutturmaya çalışsınlar. Yaparlar mı yaparlar. SAİK Başkanı Sayın Hüseyin Kasap’ın bu konu ile ilgili açıklaması olursa onu da seve seve yayınlarız yayınlarımızda.
Acentelerin ciddiye alınan STK başkanlarına ihtiyacı var
Sevgili acente dostlarım, kanun koyucular ile sigorta şirketleri arasındaki fiyat çekişmesinde siz arada kaynadınız. Trafik sigortalarının sizin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Acentelerin portföyünün yüzde 85’i trafik sigortaları. Sektörde de trafik sigortasının yüzde 65’ini küçük ve orta ölçekli acenteler kesiyor. Ama hayat gün geçtikçe zorlaşıyor sizin için. Bu nedenle bu konuların sigorta şirketleri ile doğru müzakere edilmesi gerekiyor. Acenteler şirketleri düşman görmemeli.
Bir tek eksik var, o da acente STK’larının başına şirketlerce saygı duyulan ciddiye alınan acente veya profesyonellerin geçmesi. Bunların şirket ve acente arasında büyük ciddiyetle anlamsız isteklerin masaya gelmemesi neticesinde müzakere edilmesi gerekir. Hazine bu işte sadece kuralları koyar. Geriye iki ticari taraf baş başa kalmalı. Ama işte bunun için şaklaban, her işi kendine yontmaya çalışan, karşı tarafın ciddiye almadığı STK yöneticileri ile bu iş olmaz.
Bu arada sigorta şirketlerinin, olası kendi internet sitelerinden trafik sigortası satanların acente komisyonlarını düşürerek avantaj sağlamak isteyeceklerini zannetmiyorum. Yapan olmuştur belki, ama bütün şirketlerin acentelere bu kötülüğü yapacaklarına inanmıyorum. Bir başka konu ise her acente her şirketten trafik kesebilsin. Bu da pek mümkün değil, bunun tahsilat takibi var. Böyle olduğunda acentelerin sonu daha da kısa sürede olabilir.
Sayın Bakanıma iki çift lafım var
Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek’e zaman zaman yanlış bilgi verildiği düşüncesindeyim. Hükümet de kendi açısından haklı. Kamuoyundan ciddi baskı var. Fakat işin bu kadar basit olmadığı ortaya çıktı. Evet, kanun çıkarıldı, evet, Hazine şirketlere finansal nefes alma olanağı sundu. Ama bataklık öyle büyük ki, öyle bir iki senede kuruyacak gibi değil. Sayın Bakanım bir iki kez aba altından sopa gösterdi olmadı. Rekabet Kurumu devreye sokuldu olmadı. Hazine birkaç kez şirketleri ikaz etti. Fiyatlar bu kadar inebildi. Demek bu kadar tehdide rağmen inmiyorsa, fiyat bu. Artık eski günlerdeki gibi 90 TL’ye trafik sigortası almak tarih oldu. Bu konuda kamuoyunda beklenti yaratılmamalı. Hükümet yetkilileri yıllardır 40-50 TL’ye maliyeti olan eti, kıymayı 20 TL’ye sattırmadıysa, burada da trafik sigortalarını eskisi gibi 90 TL’ye sattırmaz. Ancak Borçlar Kanunu’ndaki zaman aşım süresi 10 yıldan beş, hatta iki yıla inerse daha kısa sürede fiyatlar gevşer diye bir iddiam var.
Fiyatların düşmesi için 3 yol var
Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek, fiyatların düşmesini istiyorsa önce yukarıda belirttiğim öneriyi dikkate almalı. Bunun haricinde üç seçenek kalıyor.
- Trafik sigortalarında serbest tarifeden vazgeçilir ve havuz sistemi kurulur. Hazine’nin belirleyeceği fiyat üzerinden trafik sigortası kesmeyi kabul eden şirketler havuza girer.
- Kamu sigorta şirketlerini devlet finanse eder ve o fiyatlardan satış yapılır. (Bunu hiçbir genel müdür kabul etmez, çünkü ne olursa olsun Yönetim Kurulu’na hesabı onlar veriyor.)
- Bu konuda çok tepki gösteren ticari faaliyet gösteren esnaf kendi aralarında bir kooperatif sigorta şirketi kurarlar. Orada istedikleri fiyattan poliçe kesebilirler. Anlayamadığım bir diğer konu, bir yandan SBM’den trafik sigortalarındaki fiyatların tüm sigortalıların görmesini sağlayarak tüketicilere büyük bir kolaylık sunuluyorken, diğer taraftan “Sen niye pahalı satıyorsun?” diye şirketlerden neden savunma istenmesi. 500 TL’ye de çamaşır makinesi var, 2.500 TL’ye de. 2.500 TL’ye çamaşır makinesi satandan bugüne kadar bir savunma istenmiş midir acaba? Çok merak ettim.
Son uygulama fiyatları düşürür mü? Bence HAYIR
Son olarak. Bu son uygulamanın fiyatlara etkisinin ne olacağı merak ediliyor. Bence olmaz. Çünkü zaten trafik sigortası kesmeye hevesli 8-10 şirket var, onların da fiyatları belli. Daha da aşağı çekip piyasayı domine etmeye çalışacaklarını zannetmiyorum. Trafik sigortasının portföyü kötü yönetildiğinde hala ateşten bir top olduğu düşüncesindeyim.
CAN KANTAR / SİGORTAMEDYA
500 tl lik makinayla 2500 lük makina aynı özelikte deyil ama sigorta aynı özelikte kasko fiyatına trafik sigortası hem tüketiciye hemde acenteye zulüm gereksiz yere aralarında acımasızca rekabet yapmalarının acısı bu sonradan çıkıyor malesef yine halka,çözüm sabit fiyat devlet belirlesin. son sözüm eski bir acente olarak acentelik geleceği belirsiz bir iş ek iş olarak yapılır ama asıl iş değil acenteliğe hevesli arkadaşlara duyurulur.
Genel bir kuraldır. Kime yarar, kim fayda elde eder ona bakmak lazım.
Trafik kesmeye hevesli ve elinde sektöre dalmaya başka da şansı bulunmayan, zamanında bir yandan “EN ŞEFFAF BİZİZ” derken, diğer yandan acentelerinin rapellerini kesen ve bunu da şirketin karar hakkı olarak tarif eden, malum “AHLAK” anlayışını ismine taşıma ihtiyacı duyanlara yarayacağı kesindir.
Bu uygulamayla birlikte, gerçekten de Can beyin söylediği gibi, “OH BE, İŞTE IŞIK GÖZÜKTÜ, ÇIKIŞ YAKINDIR” diyen acentelerinde, ne denli isabetli görüş sahibi olduğunu hep birlikte göreceğiz. Bir çıkış var ve yaklaşıyor ama SEKTÖR DIŞINA TEK YÖNLÜ BİR ÇIKIŞTIR, BU ÇIKIŞ. Şimdi anlamayan, yakında kendini yoldan çıkmış olarak gördüğünde anlayacaktır.
STK’lar ve yöneticileri için söyleyecek fazla bir söz de yok. Zamanında komisyon düşüren sigorta şirketine sponsor olanların, il il acentelerle toplantılara katılmasını sağlayanların, bu şirketin genel müdürüne -önlerini ilikleyerek- plaketler takdim edenlerin, sonra da “acenteler alkışladıkları genel müdürlerin karşısında durabilmeli” diye vaaz verenlerin, iş başına geldikleri günden bu yana “acenteler adına tek bir fayda sağlamadıkları” ortadaysa, ve bundan sonra da bir halt edemeyeceklerine karinedir bu durumları. Onlar, acenteleri boş kaşıkla beslemeyi sürdüre dursunlar, sigorta şirketleri açısından bulunmaz bir nimettirler. Bu sayede, hasta yatağına düşmüş acz içindeki acentelere de, hazır yataktayken her şey müstehak olur. Yani, bu STK yöneticilerinin peşinden koşuyorsan, onları ısrarla yeniden seçiyorsan, ben neden hasta yatağına düştüm de, hasta halimle bana neler ettiler diye zırlamayacaksınız.
Acenteler için söylenecek son söz, veleddalin amin…
Bundan sonra ne mi olacak?
(1) Müşteri internete girecek, en düşük fiyatını bulacak.
(2) Acentesine büyük bir özgüven içinde “Senin fiyatın ne diyecek”
(3) Fiyat farkı varsa, “Vay köftehor, senelerdir beni nasıl da şişlemiş” diyecek.
(4) Yılların ilişkisi ve fedakarlığıyla sağlanmış “Güven unsuru” bir günde çöpe gidecek.
(5) Aman müşteri kaybetmeyelim diyen acenteler, internetten fiyatlama yapacak ve acenteler arasında Kütahyalı ağzıyla “GÖYA YASSAHLANAN” iş paylaşımı, en aktif dönemine girecek.
(6) Vakti zamanında sektöre büyük zarar verecek diye, fiyat tabanlı rekabeti yasaklama oyununa gelen Hazine’miz, şimdi aynı işi kendisi kurgulayacak.
(7) Fiyat tabanlı rekabetle, daha düşük fiyat verme derdine giren tüm şirketler, komisyonlarını sıfırlayacaklar.
(8) Yeni müşteri de yakalarım diye sıfır komisyonla poliçe kesen acenteler türeyecek.
(9) YOKLUK MERTLİĞİ BOZAR misali, dolandırıcılıkta yeni yöntemler geliştirilecek.
(10) Bir müddet sonra, pazar payları değişecek, rekabet daralacak ve bundan en büyük zararı tüketici görmeye başlayacak.
(11) Mazisinde dev gibi iki şirketin mali yapısının başarılı bir şekilde içine eden birisinin, yeni dönemde de aynı beceriyi göstermesi halinde, şirketin baldırı çıplak olduğu (yurt dışı gücünün de olmaması dikkate alındığında) ortaya çıkacak ve bebeği Hazine’nin kucağına vermesi de kaçınılmaz olacak.
Bu durumlardan, pusuya yatmayı çok iyi bilen “AHLAKLI” bir sigorta şirketinin “ÇOK AHLAKLI GENEL MÜDÜRÜ VE YARDIMCILARI” ellerini ovuşturmaya başladılar bile.
KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK, BÖYLE ACENTENİN BÖYLE STK BAŞKANLARINA DA HAYIRLI İŞLER…
SAKAL BIRAKACAĞIM
Çok iyi yorum . Teşekkürler
söylediklerinize A’dan Z’ye katılıyorum ancak bu söylediklerinize bu başkanlar nasıl bir tepki gösterecekler, evet siz doğrusunuz birşeyler yapalım mücadelesi içine girecekler mi yoksa amannnn Can Kantarın işi gücü bizi eleştirmek zaten boşver mi diyecekler. Sizin gibi düşünebilecek, başkanlara ihtiyacamız var. Resmen sigorta şirketleri krallığını ilan ediyor acenteleri de soytarı konumuna bile getirmiyorlar çünkü soytarının bile bir maaşı var….