23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

İkame araçtan vazgeçmek mümkün mü?

CAN KANTAR / GAZETE SİGORTA

Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan olumsuz gelişmeler sigorta sektörünü de yakından etkiliyor. Özellikle de oto sigortaları son gelişmelerden en çok etkilenen branş olarak karşımıza çıkıyor. Bu branşta artan hasar maliyetleri ve daha önce yaşanan sıkıntıların giderilememiş olması sigorta şirketlerini kara kara düşündürüyor. Sadece bu da değil. Sektörün gündeminde birçok önemli konu var. Sigortamedya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar, sektörün gündemini yorumladı…

Oto sigortaları bana, “Onunla da olmuyor, onsuz da hiç olmuyor” söylemini hatırlatıyor. Trafik & Kasko olmadan zor. Neden? Çünkü sigorta şirketlerinin gelirlerinin en büyük musluğu otomobil sigortalarından. Ama son yıllarda özellikle trafik sigortası ile ilgili sigorta şirketleri muzdarip. Pandemi döneminde bir rahatlama olsa da sonrasındaki kaza frekansındaki hızlı artış, geçmişteki bu avantajı da sildi attı denilebilir.

KRİZ BİR SÜRELİĞİNE ERTELENMİŞTİ

Trafik sigortalarında daha satıldığı andaki yüzde 15-20 zarar garantisi bile sigortacıları bu üründen vazgeçiremedi. Havuz kararı ve sonrasında bazı sigorta şirketlerinin bu konudaki öncülüğü ile kriz geçici bir süreliğine ertelenmişti. Sonrasında 300-400 TL’ye trafik sigortası kesen şirketlere sektör paydaşları; “vardır bir bildikleri” denilerek konu geçiştirilmişti. Ama sonunda sorun farklı şirketlerle nöbetleşe bugünlere getirildi.

TAHKİM’E ULAŞAN DOSYA SAYISI ARTACAK

Şimdi artık hiçbir sigorta şirketinin Trafik Sigortasında veya Kaskoda ilk üçe girmeyi hedeflediğini düşünmüyorum. Hele hele son dönemde dövizde yaşanan hızlı artışın yedek parça ve servis maliyetlerini artıracak olması şirket yöneticilerini kara kara düşündürüyor. Dövize endeksli maliyetlerin asgari yüzde 50-60 artacağını öngörmemek mümkün değil. Diğer taraftan mali karlara sırtını dayamak da çok geçerli bir yol değil, çünkü faiz gelirleri de düşüyor. O zaman geriye bu iki sigorta ürününü iyi yönetmek kalıyor. Yani doğru fiyatı verilmeli, bu trafik sigortasında serbest piyasa koşulları olmadığı için çok mümkün değil. İşin diğer tarafı da hasarı iyi yönetme zorunluluğu. Doğru fiyat derken özellikle kaskoda tüketicinin alım gücünün düştüğü varsayılırsa çok başvurulacak bir yol değil. Geriye hasarı yönetmek kalıyorsa o da gelen hasarları daha dosyaya bakmadan reddetmekle de olmaz. Ki yapıldığını duyuyorum. Bu konuda Sigorta Tahkim’e ulaşan dosya sayısında bir artış olacağı kesin.

SEKTÖR ASGARİ ÜCRET ARTIŞINI BEKLİYOR

Bir de bunların üstüne asgari ücrette beklenen artış var. Beklenti yüksek, şirket yöneticilerinin yüreği ağzında, çünkü bu durum bedeni hasarlardaki tazminatları katlayarak artıracak bir gelişme olacak. Tabii ki asgari ücretin artırılmasını ben de bir birey olarak isterim ama benim altını çizdiğim konu sektör için bir durum tespiti.

TRAFİK SİGORTASINDAKİ YÜZDE 1.5 ARTIŞ BİLE YETERLİ OLMAYACAK

SEDDK’nın Danıştay’ın kararına dayanarak orijinal yedek parça kullanımını zorunlu kılması kararının da tam dövizin bu denli arttığı günlere denk gelmesi büyük şansızlık oldu. Bu arada şirketlere tanınan trafik sigortalarındaki aylık yüzde 1.25 fiyat artış limitinin yeni yılda yüzde 1.5 bile olsa yeterli olmayacağı sektörde çokça konuşuluyor. Çünkü sigorta şirketleri bu haklarını trafik sigortasını tavandan satmayarak ekim ayına kadar sürdürmüştü. Şirketlerin Ekim ayında ortalama tavanın yüzde 25 altında sattığı poliçelerin Kasım ayında yüzde 15’e yükseldiği görülüyor. Aralık ayında bu tavana yaklaşmış gibi görünüyor. Ama seneye ne yapılacağı meçhul. Seneye aylık yüzde 1,5 artış kararının revize edilmesi sigorta şirketlerince beklenilen bir konu olacak. TSB, sanırım SEDDK yetkilileri ile konuyu konuşacaktır. Belki bir kere seyyanen bir artış beklenebilir. Tabii ki burada SEDDK’nın da aynı anda kamu menfaatini de düşünüyor olması bir başka dikkat çeken nokta.

bayram trafik kazası

ŞİRKETLER HANGİ KALEMLERDEN TASARRUF EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR?

Son gelişmeler sonrasında sigorta şirketleri otomobil sigortalarında hangi kalemlerden tasarruf edeceğini de kara kara düşünmeye başladılar. Geriden gelen hasar maliyetleri olmasa kimse trafik kesmek istemeyecek. Ama zorunlu sigorta yapacak birşey yok. Bu maliyet artışlarından sonra kimse kasko da kesmek istemeyecek ama ne yazık ki akan musluktan da vazgeçilemiyor. Hayatımız Sigortalı Aralık sayısının editör köşesinde yazmıştım. Yeri gelmişken tekrar edeyim. Bu ikame araç işi hiç sürdürülebilir değil. Bir şirket çıksa herkes onu takip edecek. 2021 yaz aylarında ikame araç konusunda yaşanan sıkıntılar sektöre çok zarar verdi. En çok sıkıntıyı da tüketici ile direkt iletişimde olan sigorta acenteleri yaşadı. Ne beddualar kaldı, ne küfürler. Gerçekten acenteler zor günler yaşadılar. Ve tabii ki bu olumsuz geri dönüşler sigorta bilinirliliği için olumsuz sonuçlar doğurdu. Şimdi bu sorun geçti, bitti denilebilir mi? Tabii ki hayır gelecek sene bunun artarak tekrar yaşanacağını herkes görüyor. Bir, ikame araç maliyeti artacak. Çünkü çip ve eklenen magnezyum sorunu nedeniyle piyasaya yeni araç gelişinde sıkıntı var. Bir de buna yedek parça tedarikinde yaşanan sıkıntıyı eklersek iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alacak. Parça yoksa serviste araç uzun süre kaldığında tüketici haklı olarak; “Bana ne, ben ikame aracımı isterim” diyecektir. Bu taahhüdünü yerine getiremeyen sektör, başta acentelere olmak üzere bütün sektöre sıkıntı yaratacaktır. Bu sıkıntıları ve maliyetleri yaşamaktansa bu teminattan vazgeçilmesi daha kolay sanırım.

Suiistimallere dikkat!

Bu sorunlara suiistimalleri de ekleyecek olursak sektörün sorunları iyice artacak. Benzin fiyatı arttı diye şehirlerarası aracını çekiciye taşıttıranların bu sene daha da artacağı kesin. Çekici teminatlarda mutlaka olmalı. Ama bu suiistimale bir engel oluşturulmalı. İkame araç konusu da önemli ama… Marka & model konusunda tüketiciyi memnun etmekte zorlanılan bu teminattan vazgeçmek bunu tüketiciye başından anlatmak daha iyi bir yol olacaktır. Bu yazımda acente komisyonları, iptalde komisyon iadesi, konularına hala sıra gelmedi. Onun ayrı bir başlıkta gündeme getirmem gerekiyor.

Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ceyhan Hancıoğlu

EN İNSAFLI SEKTÖR YİNE SİGORTA

HDI Sigorta Genel Müdürü aynı zamanda Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ceyhan Hancıoğlu’nun sigorta şirketlerinin prim artışlarında vatandaşın canını yakmamak ve üzmemek için fedakarlık yapma yollarının arandığının altını çizmişti. Şu anda piyasada görüldüğü gibi de en insaflısı sigortacılar gibi görünüyor.

Kaskoda 'İkame araç' hizmetinin kaldırılması doğru mu?

Sonuçları göster

Sayın Palandöken indirim mi dediniz!

Sektörün uzun zamandır mesajlarına hasret kaldığı Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken’in son demecine değinmek isterim. Kendisi saygı duyulan bir kişi ve yıllardır bu görevi sürdürüyor. Kendi üyelerinin menfaatlerini koruyor olması da anlaşılabilir. Ancak son açıklamayı yaparken sanırım kendisi de çok zorlanmış. Bizzat dinlerken yüzündeki ifadede; ‘Ben ne diyorum, ne istiyorum?’ dediğini hissettim.

Sayın Palandöken Trafik sigortalarında indirim talep etmiş. Efendim öncelikle sadece sigorta sektörünün değil tüm ürünlerdeki fiyat artış nedenlerini bilmemesi mümkün değil. Diğer sektörlerdeki ilgililerden yaptıkları artışın yapılmamasını isteyeceği yerde sigorta şirketlerinden indirim istemek pek anlamlı kaçmadı. Sayın Palandöken primlerde artışı tahmin ettiği için sanırım indirim isteyerek artışın oranının düşürülmesi için bir beklenti yaratmak istemiş olmalı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER