Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı bir açıklama ile sigorta sektörünün gündemine giren ‘hukuksal koruma sigortası’ özellikle sigortalılar için önemli bir ‘hukuk güvencesi’ olarak dikkat çekiyor. Hukuksal Koruma Sigortası, sigortalıları yaşadıkları her türlü hukuki uyuşmazlıklarda ‘hukuki bir kalkan’ gibi koruyor.
SİGORTAMEDYA / SEVGİ BAŞARAN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda yaptığı, “Hukuki Himaye Sigortası’nı Türkiye’ye kazandırmayı planlıyoruz” açıklaması, sigorta sektörünün ve bireylerin gündemine ‘Hukuksal Koruma Sigortası’nı getirdi. Bu sayede birçok kişi adını bile yeni duyduğu Hukuksal Koruma Sigortası’nın ne olduğunu anlamak için araştırma yaparken, sigorta şirketleri de aslında uzun yıllardan bu yana sigorta sektöründe var olan ve en son düzenlemesi 2006 yılında yapılan bu sigorta branşı için neler yapılabileceği ile ilgili hazırlıklara başladı.
Türk sigorta sektöründe uzun bir süredir var olan ama ülkemizde bu konuda yeterli bilinç oluşmamasından dolayı gerekli işlerliği kazanmayan ‘hukuksal koruma sigortası’ nedir ve hangi durumlarda kullanılır? İşte bu sorular bireylerin hukuk sigortası ile ilgili en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Bir nevi sigortalı için ‘hukuki koruma kalkanı’ olarak da tanımlanan ve sigortalılara her türlü hukuki uyuşmazlıklarda önemli bir koruma sağlayan bu sigorta branşının genel olarak tanımı ise şu şekilde yapılıyor: “Sigortalının üçüncü kişilere veya üçüncü kişilerin sigortalıya karşı açmış oldukları hukuk davalarında, sigorta kapsamına giren haller doğrultusunda sigortalının bu davaya ilişkin harcamalarının temin edildiği sigorta.”
Adalete daha kolay erişin!
Konuyu biraz daha detaylandıracak olursak bazı ülkelerde oldukça yaygın olan “Hukuksal Koruma Sigortası” sistemi, belli bir sigorta primi ödenerek sigorta poliçesinde belirlenen risklerin ortaya çıkması durumunda sigortacının avukat masrafı, dava masrafı giderlerini ödemeyi üstlendiği bir sigorta türü olarak da tanımlanabilir. Yani, bu sigorta sigortalıları düşük bir prim karşılığında hukuki yardım alarak adalete erişimlerini daha kolay hale getiriyor.
Avrupa’da çok talep görüyor
Hukuksal Koruma Sigortası, Türkiye’de çok ilgi görmese de Avrupa’da ve özellikle de Almanya’da oldukça kabul gören bir sigorta branşı. Peki, Türkiye’deki uygulama alanı nasıl? Hukuksal Koruma Sigortası yıllardır sigorta pazarında bulunan bir ürün. Sigorta şirketlerinin vitrininde var. Fakat gerek bireylerde yeterli bilinç oluşmadığı için gerekse sigorta şirketleri bu ürünün üstünde çok fazla çalışma yapmadığı için yaygınlaşamamış bir sigorta. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) son açıkladığı verilere göre 2022 yılının Ocak-Eylül döneminde, sigorta şirketleri hukuksal koruma sigortası branşında toplam 335 milyon TL prim üretti. Hukuksal koruma sigortasının toplam sigorta pazarındaki payı ise sadece yüzde 0,30.
Hukuk Sigortası ile sigortalı arkasında bir güven hissediyor
Hukuksal Koruma Sigortası’nı “En son düzenlemesi 2006 yılına dayanan ve uzun yıllar önce sektörde yerini almış ve kanuni temellere bağlı, işler bir genel şartı olan bir ürün” olarak tanımlayan Doğan Sigorta Brokerliği CEO’su Selcen Gür, diğer ürünlerde olduğu gibi bu ürünün de Türkiye’de farkındalık seviyesinin çok yüksek olmadığını söyledi. Gür, “Genel olarak bir ürüne bağlı olarak çalışan bu sigorta, gündelik hayatımızda en çok karşımıza çıkan sigorta ürünleri olan kasko ya da konut sigortası içinde ‘ek teminat’ olarak kullanılıyor. Bunlar dışında diğer ürünler ile de seçimlik olarak kullanılabilme kabiliyeti yüksek” dedi.
Gür, Erdoğan’ın bu konuya işaret eden konuşmasının özellikle iki konuda heyecan verici olduğuna da dikkat çekti. Gür, “Birincisi, artık sigorta ürünlerinin gerekliliği gündelik hayatta daha çok karşımıza çıkıyor ve devlet politikaları içinde yerini daha çok almaya başlıyor. İkinci husus ise bir ürüne işaret edilmiş olması ilgili ürünün farkındalığını arttırıyor. Bunun da hem nihai kullanıcı olan sigortalının talebini arttıracağını hem de sigorta şirketlerinin bu talebi karşılamak üzere ürün çalışmalarını şekillendireceğini ümit ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Gür, Avrupa Birliği ülkelerinde ya da sigorta açısından gelişmiş ülkelerin birçoğunda bu ürünün bilindiğini ve kullanıldığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bu ürünle birlikte sigortalı arkasında hukuki açıdan bir güven hissediyor. Bu güven gündelik hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Araçlarımız ile başımıza gelecek bir kaza sonucu ortaya çıkacak hukuksal gereksiniminden tutunda taşınmazlar üzerinden ortaya çıkan uyuşmazlıklar gibi birçok konuda sigortalı için koruma oluşturuyor.”
Hukuk sigortası tüm branş ürünleri ile ilişkilendirilebilir
Gür, Hukuksal Koruma Sigortası konusunda ülkemizde bilincin düşük olma sebeplerini ise şu şekilde açıklıyor: “Ürünün kendi başına tanıtımı olmadığı için ve genellikle bir ürüne bağlı çalıştığı için kişilerin ürünün yarattığı fayda ve sonuçlar hakkında bilgi sahibi olmaması. Bir diğeri de bir ürün içinde kullanıldığı durumlarda ise ana ürün faydasının altında dikkat çekmemesi ve faydasının gölgelenmesi. Şirketler bu konuda yeni ürün çıkarma kabiliyetine, bilgi ve birikimine elbette ki sahipler. İlgili sigorta, tüm branş ürünleri ile birlikte ilişkilendirilebilir ve bu poliçeler içine ek teminat olarak eklenebilir. Ancak bunun yapılabilmesi için bu konuda bir talep olması gerekiyor.”
Cumhurbaşkanının konu ile ilgili sözlerinin talebi canlandırıcı etki için de büyük önem taşıdığına vurgu yapan Gür, “Artan sigorta maliyetlerinde kişilerin sigorta satın almalarını ölçeklendirdiği bir dönem içinde ek prim yaratan bu ürünü daha kullanılabilir yapmak için öncelikle bir talep yaratma çok kritik. Bu nedenle sayın cumhurbaşkanının konuşması kitlelerin talebini canlandıracak etki için büyük önem taşıyor.”
Sigorta şirketleri için oldukça karlı bir branş
Hukuksal Koruma Sigortası’nın sigorta sektörünün bütün branşlarını kapsadığını belirten Hukuksal Koruma Sigortası Uzmanı Dr. Kadri Bahşi, “Aslında baktığınızda kaza, sağlık gibi tüm branşlar hukuksal koruma ile bağlantılı. Bu sigorta ile evinizden çıktığınızda, sokakta arkanızda hukuksal koruma gibi bir kalkan var. Birçok branşta poliçelerinizi kullanırken yaşadığınız her türlü hukuki uyuşmazlıklar bu sigorta sizin en önemli güvenceniz” dedi.
Şirketler ve acenteler ürünü sigortalılara anlatmalı
Türkiye’de sigorta şirketlerinin bazı poliçelere talep edilmesi halinde bu sigortanın teminat olarak verildiğine dikkat çeken Bahşi, “Talep olmadığı için mi sigorta şirketleri tarafından yaygınlaşmadı. Yoksa sigorta şirketlerinin bir çabası mı yok? Bunu tam olarak bilemiyorum. Yaptırdığımız Pazar araştırmalarında insanlara bu sigortayı tanıyıp tanımadığını sorduğumuzda bilmediklerini görüyoruz. Bunu sigorta sektörünün tüm taraflarının sigortalılara anlatması lazım” diye konuştu.
Sigorta şirketlerinin bu konuda sigortalılarını daha fazla aydınlatması gerektiğini belirten Bahşi, konuyla ilgili şunları söyledi: “Hukuksal koruma sigortası yüzde 92.4’lük kâr marjıyla sigorta şirketleri için çok kârlı. Neden böyle diye sorarsanız çünkü hiçbir sigortalı hukuksal koruma sigortasının ne anlama geldiğini bilmiyor. Bilseler poliçeyi zaten kullanırlar. Hukuksal koruma sigortası arabuluculuğun giderlerini de karşılıyor. Poliçenin fiyatı çok da pahalı değil. 7 sene öncesinin rakamlarına göre aylık 35-40 lira civarındaydı. 1996 yılından bu zamana kadar Sigorta Genel şartları değişmiş değil. Maddelere bakıldığı zaman çelişkiler hemen gözümüze çarpıyor. Hukuksal koruma sigortasının Türkiye’de tek poliçe olarak gelmesi için sigortacılık genel şartlarında bazı değişikliklerin yapılması gerekiyor.”
Hukuk Sigortası nedir?
Hukuk sigortası; sigortacının, sigortalının taraf olduğu ve poliçe kapsamıyla sınırlı olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri ile diğer edimleri, ödenen prim karşılığında karşılamayı üstlendiği sigorta türü. Hukuk sigortası, “hukuki himaye sigortası” veya “hukuksal koruma sigortası” olarak da adlandırılıyor.
Hukuk sigortası hak arama özgürlüğünde ciddi bir devrimdir
Şu anda hukuki koruma sigortasının özellikle Cumhurbaşkanının açıklamasından sonra gündemde olsa da sigorta şirketlerinin bu konuyla ilgili bir hazırlığının henüz olmadığını belirten Avukat Elvan Kılıç, “Belki bazı sigorta şirketleri bu konuyla ilgili çalışmalar yapmıştır ama şu ana kadar benim gördüğüm çok fazla bir gelişme yok. Sigorta şirketleri bu konuyla ilgili nasıl bir çalışma yapar derseniz öncelikle bunun aktüeryasını belirlemesi lazım. Çünkü sigorta şirketlerinin de kar etmesi gerekiyor. Günümüz Türkiye’sine baktığınız zaman her şeyi ama her şeyi bir anda mahkemeye taşıyabilirsiniz. Düşünün ki, sigortalısınız ve önünüze gelen herkese dava açma ihtimaliniz var. Şimdi sigorta şirketleri bunun nasıl ayrımını yapacak? Ne yapacak? Bu kriterleri nasıl belirleyecek? O sınırlamaları nasıl yapacak? Bunların hepsi çok önemli. Bu konuda hazırlıklar şimdiden yapılmalı” diye konuştu.
Masrafları sigorta şirketi ödüyor
Hukuksal Koruma Sigortası’nı bir örnekle de açıklayan Avukat Elvan Kılıç, “Mesela sizin bir eviniz ve kiracınız var. Kiracınızla ileriki zamanlarda bir uyuşmazlık söz konusu oldu. Size dava açıldı. Davacısınız veya davalısınız. Hukuksal Koruma Sigortası yaptırıp ileride doğacak hukuki anlaşmazlıklar için önemli bir güvence sağlayabilirsiniz. Veya kiracısınız ev sahibiniz size dava açıyor. Siz de sigortanıza başvurarak ya da istediğiniz bir avukata başvurarak sigortanız olduğunu bildiriyorsunuz ve bu davaya karşılık gelen vekâlet ücretlerini ve masraflarını siz değil sigorta şirketi ödüyor.”
Devlet tarafından da desteklenmeli
Hukuksal Koruma Sigortası’nın devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini belirten Kılıç, “Devlet tarafından organize edilmesi ve insanlara devlet tarafından teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada tam devlet denetimi ve müdahalesi olursa sigorta şirketleri de kâr eder, kazanca geçer. Vatandaşlar da en temel haklardan olan hak arama özgürlüğünü tam olarak yaşamış olur. Hukuk Sigortası’nda en çok önemsediğim şey, hak arama özgürlüğünde artık insanlar “Param yok” diyerek kendilerini engellemeyecekler. Düşünün bugün hak aramak için dava açmanız gerektiğinde önemli bir mahkeme masrafı ile karşılaşıyorsunuz. Şimdi bu masrafı devletin belirlemiş olduğu denetim mekanizmalarından geçerek bir sigorta şirketinin karşıladığını düşünürseniz o kişi haklılık arama noktasında istekli mi olur? Yoksa ‘Yok ben öbür dünyada hakkımı alırım mı?” der. İşte tüm bunları düşününce hak arama özgürlüğü noktasında ‘Hukuk Sigortası’ ciddi bir devrimdir” değerlendirmesini yaptı.
Gerekli çalışmalara hız verilmeli
Hukuk sigortalarıyla ilgili ciddi bir çalışma yapmak gerektiğine de vurgu yapan Kılıç, şöyle devam etti: “Rizikolarla, teminat miktarlarıyla, poliçeye eklenecek olan prim tutarlarıyla ilgili bir çalışma yapıp aslında insanların arzına sunmak gerekiyor. Bu noktada sigorta şirketlerinin bir an önce çalışmaya başlaması elzem.”
Almanya’da bu sigortanın çok ciddi olarak uygulandığını da belirten Kılıç, “Örneğin Almanya’da yaşayan bir gayrimenkul zenginiyim. Mutlaka gidip Hukuk Sigortası yaptırıyorum. Çünkü benim evlerimle ilgili olacak tüm sorunlar için olsun veya olmasın para ödemek istemiyorum. Masraf yapmak istemiyorum. Dolayısıyla Hukuk Sigortası mutlaka yaptırıyorum. Devlet de bunu teşvik ediyor. Diyelim ki bu işin 3 milyon Euro’luk bir rizikosu var. Devlet teşvikiyle aslında bilinçlenmiş oldukları için bu Hukuk Sigortası yaptırmak onlar için bir görev haline geliyor.”