Türk sigorta sektöründe yılın ilk aylarındaki hızlı büyüme ile ilgili olarak düşüncelerini açıklayan AIG Sigorta Genel Müdürü Ayşe Gardet, “Büyüme güzel ve istenen bir şey. Ancak, tek başına kârlılık olmadan çok da anlamlı değil” diyor.
ALP SÜER / HAYATIMIZ SİGORTALI
Sigorta sektöründeki büyüme ile ilgili olarak sadece rakamlara bakıp konuşursak, “Türkiye’de sigorta sektörü, 2016 yılına gösterişli bir başlangıç yaptı” diyebiliriz. Gerçekten de Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB), verilerine göre sektör yılın ilk 4 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34.6 büyüdü. Enflasyondan arındırıldığında prim üretiminde reel artış ise yüzde 26.3 oldu. Bu, aynı zamanda sektörde son 10 yılın da en yüksek büyüme hızını temsil ediyor. Ancak, sigorta sektörü deyince yoğurdu biraz da üfleyerek yemek gerekiyor. Bardağın biraz da boş tarafına bakarsak, sektördeki büyüme sektörle yakından ilgilenen herkesin çok iyi bildiği gibi ağırlıklı olarak trafik sigortalarındaki fiyat artışından kaynaklanıyor. Ayrıca, söz konusu branş (zorunlu trafik sigortası), 10 yılı aşkın bir süredir kârlı değil. TSB’nin son açıkladığı verilere göre, sektör yılın ilk çeyreğinde de trafik braşından 337.4 milyon TL zarar etti. Zararlı tablonun, yılın geri kalanında sürmesi bekleniyor.
Hayatımız Sigortalı Dergisi olarak haziran ayı kapağımızda, bu yıl Türkiye’de hayat dışı (elementer) sektörde 40’ıncı yılını kutlayan AIG Sigorta’nın, Genel Müdürü Ayşe Gardet’e yer verdik. Gardet’le Maslak-Orjin Plaza’daki Genel Müdürlük binasında, sigorta sektöründeki güncel konular ve AIG Sigorta üzerine söyleştik. Gardet, sektörde yılın ilk çeyreğindeki hızlı büyüme için, öncelikle “Büyüme güzel ve pozitif bir şey” yorumunu yapıyor. Ancak, bu cümlesinin arkasından da asıl mesajını ekliyor: “Büyüme tek başına karlılık olmadan çok da anlamlı değil!” Artık, sektörde trafik sigortaları dışında da bir şeyler konuşmanın gerekli olduğuna dikkat çeken Gardet, sektörde büyümenin de oto sigortaları dışındaki branşlardan gelmesi gerektiğini vurguluyor.
Trafik primleri inişe geçecek
İlk aylardaki büyümeye branş bazında bakıldığında, bunun ciddi kısmının oto sigortaları tarafından geldiğini belirten Gardet, büyümenin elbette istenen bir şey olmakla birlikte, hayat dışı sektörde kârlılığa bakıldığında sıkıntıların sürdüğünü söylüyor. “Peki, Gardet, trafik sigortasındaki son düzenlemeler konusunda ne düşünüyor?” Gardet’e göre yeni düzenleme çok olumlu. Sigorta şirketlerinin önlerini görmesini engelleyen bazı ‘gri alanlar’ netleşmiş durumda. Yeni torba yasa ile Zorunlu Trafik Sigortası’nda getirilen düzenlemeler ile bedeni hasar hesaplamalarına ve değer kaybı taleplerine kesin bir standart getirildiğini hatırlatan Gardet, artık sigorta şirketlerinin maliyetlerini kontrol edebilmesi ve hesaplayabilmesinin mümkün olduğunu ifade ediyor.
Yeni düzenlemeler konusunda Hazine Müsteşarlığı ve TSB gibi emeği geçen tüm kurumları da kutlayan Gardet, yapılacak yeni aktüeryal hesaplamalar sonrasında çıkacak pozitif sonuçların, biraz zaman almakla birlikte trafik sigortası primlerinin iniş trendine geçmesine olanak sağlayacağını düşündüğünü vurguluyor.
Sigorta, birey ve kurumlara yardımcı önemli bir mekanizma
Sigortacılık mesleğinde 16 yılı geride bırakan Ayşe Gardet, uzun yıllar ABD’de çalışmış. Sigorta sektörü ile ilgili olarak Amerika ile Türkiye’yi karşılaştıran Gardet, şu görüşleri dile getiriyor: “Amerika çok farklı bir platform. Branşlaşma ve sigorta bilincinin çok ileri düzeylerde bulunduğu bir market. Türkiye ise sigortanın daha çok oto ve ticari tarafta yangına odaklanmış olduğu bir pazar. Bu nedenle, Türkiye’ye gelmek elbette değişik bir deneyim oldu benim için. Sigortacılıkta 16 yılı geride bırakırken, her gün işime sevinç ve heyecanla geldiğimi söylemek istiyorum. Sigorta, insanlara ve kurumlara yardımcı olan önemli bir mekanizma. Ekibimle beraber bizler de her gün bu konuda üzerimize düşeni yapma motivasyon ve sorumluluğuyla geliyoruz işimize.”
Gardet, sektörde ikinci çeyrekten sonra büyüme hızının düşeceğini belirterek, sektörün 2016 yılında nominal olarak yüzde 20-25 büyüyeceğini tahmin ediyor.
‘Her şey olma’ gibi iddiamız yok
Gardet’le röportajımızda, sektör dışında biraz da AIG Sigorta üzerine konuştuk. AIG Sigorta’nın, Türkiye’de bu yıl 40. yılını kutlaması dolayısıyla, Gardet’e ilk olarak AIG Sigorta’nın 2016 yılındaki hedeflerini sorduk. Gardet, öncelikle Türkiye’de 40 yılı geride bırakan AIG’nin dünyada ise neredeyse bir asırlık bir geçmişe sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bunun sonucu, AIG nin sahip olduğu birikim ve deneyimlerini faaliyet gösterdiği ülkelerde de en iyi şekilde kullanmaya gayret ettiğini vurgulayan Gardet, “Herkesin her şeyi olma gibi bir iddiamız yok. Bizim hedefimiz, bulunduğumuz pazarlardaki niş alanlarda, poliçe öncesi ve sonrası verdiğimiz underwriting ve hasar hizmetiyle, bizi öne çıkaran risk mühendisliği, hasar kontrol gibi ek faydalarımızla en başta tercih edilen şirket olmak” diyor.
Üç ‘niş’ alana odaklandı
Gardet’ten aldığımız bilgilere göre, oto sigortalarının toplam portföy içindeki payı yüzde 10 seviyesinde bulunuyor. Şirket, branş bazında ‘sorumluluk sigortaları’, ‘ferdi kaza/seyahat’ ve ‘finansal sigortalar’a odaklanmış. Şirket, önümüzdeki dönemde de yönetici sorumluluk, seyahat, ürün sorumluluk, ürün geri çağırma, genel sorumluluk, veri koruma/siber risk sigortaları gibi AIG’yi farklı kılan niş alanları vurgulamayı, sürdürülebilir kârlı büyüme stratejisi içinde bu alanlardaki öncü ve yenilikçi yaklaşımlarını sürdürmeyi hedefliyor. Birkaç aya kadar piyasaya yeni birkaç ürün daha sunacaklarını vurgulayan Gardet, bu konuda şimdilik detaylı bilgi vermiyor.
AIG Sigorta’nın piyasaya sunduğu ürünler arasında özellikle veri koruma/ siber riskler sigortasına ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Gardet’in verdiği bilgilere göre şirket, ‘CyberEdge Veri Koruma Sigortası’ isimli ürünü, aslında yeni piyasaya sürmemiş. 2012 yılından bu yana Türkiye’de sunuyor. Ancak, gerek son aylarda siber saldırıların sayısındaki artış, gerekse ‘Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun Resmi Gazete’de de yayınlanması ile birlikte söz konusu ürüne yönelik ilgi ve talep de artış göstermiş.
Sektörü, siyasi hareketlilikten çok ekonomik dalgalanma olumsuz etkiler
“AK Parti’nin olağanüstü kongre kararı almasından sonra siyasetin yeniden ülke gündeminin ilk sırasına oturması sigorta sektörünü nasıl etkiliyor?” sorumuza ise Gardet şu yanıtı veriyor: “Siyasal hareketliliğin, sektörü düzenlemeler açısından etkilemesini beklemiyorum. Hazine Müsteşarına direkt bağlı yapılar olarak Sigortacılık Genel Müdürlüğü ve Sigorta Denetleme Kurulu iş başında. Türkiye Sigorta Birliği ve TOBB da keza öyle. Siyasi gelişmelerden çok yaşanacak bir ekonomik dalgalanmanın, sektörün gelişimini ve büyümesini diğer sektörlerde de olduğu gibi olumsuz etkileyebileceği düşüncesindeyim. Yabancı yatırımcının da mevcut dinamikler nedeniyle bir parça tereddüt geçirdiği bir süreçten geçiyor olduğumuzu söyleyebiliriz. Umuyorum ki bir an evvel, kârlı büyümeye daha elverişli bir platforma kavuşuruz.”
Söz konusu ürün, pek çok farklı sektörden firmanın, müşteri ve iş ortaklarının verilerini güvence altına alarak siber risklere karşı kurumlarını korumalarına yardımcı oluyor. Gün içerisinde teknolojiyi kullanan, bilişim sistemleri vasıtasıyla veri toplayan, işleyen, saklayan, kısacası veri ile iş yapan her kurum siber risklere açık. Bu nedenle, bankacılık, sigorta, finans kurumları, eğitim kurumları, sağlık kurumları ile ulaşım, iletişim, perakende, otel, seyahat ve eğlence sektöründe hizmet veren kurumlar, ürünün başlıca hedef kitlesini oluşturuyor. AIG Sigorta, CyberEdge Veri Koruma Sigortası’nı şu an için sadece ‘tüzel kurumlar’ için sunuyor. Bireylere yönelik bir çalışma ise yakın bir zamanda planlanmıyor.
Röportajımız sırasında, AIG Sigorta’nın da sunduğu ürünlerden ‘Yönetici Sorumluluk Sigortası’na dikkat çeken Gardet, “Bundan 10 yıl önce yönetici sorumluluk sigortaları dendiğinde böyle bir teminatın varlığı veya gerekliliği sorgulanıyordu. Bugün bu, sadece brokerlerimizin değil pek çok acentemizin de bu teminata ihtiyaç duyan sigortalılarımıza kolaylıkla anlatabildiği ve satabildiği bir ürün oldu” diyor.
Dağıtım kanalının yarısı acente
AIG Sigorta’nın dağıtım kanalları konusunda sorduğumuz sorulara da yanıt veren Gardet’in verdiği bilgilere göre, dağıtım kanallarına çeşitliliğe önem vermekle birlikte AIG Sigorta’nın dağıtım kanalları içinde ağırlık, yüzde 71 ile acente ve brokerlerden oluşuyor. Bunların içinde de acenteler, yüzde 50 gibi kayda değer bir orana sahip. Geri kalan yüzde 30’luk kısım ise, merkez işler, reasürans ve bankasürans yani, sigorta ürünlerinin banka kanalı yoluyla satışından oluşuyor. HSBC ile 2013 yılında imzalanan münhasırlık anlaşmasının HSBC’nin stratejilerindeki değişiklik paralelinde normal acente sözleşmesine çevrildiğini belirten Gardet, farklı dağıtım kanalları ile çalışmanın porföy dengesi ve sigortalılara ihtiyaçları ve tercihleri çerçevesinde hizmet verebilmek anlamında önemli olduğunu düşündüğünü, ancak Türkiye piyasasında hala öncelikli dağıtım kanalının acenteler ve brokerler olduğunu yakın ve orta vadede bu anlamda radikal bir değişiklik beklemediğini belirtiyor.
İngilizce öğretmeni sigortacı
1972 yılında Ankara’da doğan Ayşe Gardet, 1995 yılında Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. Sonrasında, 2 sene kadar öğretmenlik yapıp 1997 yılında San Francisco’ya taşındı. Berkeley Üniversitesi’nde Pazarlama ve İletişim alanında sertifika programımı tamamladıktan sonra birkaç sene proje yönetmeni olarak bir internet şirketinde çalıştı. Sigorta sektörü ile tanışması 2000’li yılların başında Carpenter Moore adlı bir brokerle olan Gardet, ABD Insurance ve en son da Wells Fargo adındaki bir brokerlikte görev yaptı. Gardet, 2007 yılından beri AIG Sigorta’da görev yapıyor ve Genel Müdürlük görevine 7 Nisan 2016 tarihi ile atanmış bulunuyor.
Birleşme veya satın alma yok
Gardet, acentelere yönelik olarak da şu mesajları veriyor: “Büyümenin tek başına yani kârlılık olmadan anlamlı olmadığını düşündüğümüz için asıl hedefimiz her zaman karlı büyümek. İş ortaklarımız olan acentelerimizle ilişkilerimizde şeffaf olmaya ve bizden beklentilerine cevap verebilmeye çalışıyoruz. Oto sigortalarının yanı sıra başka branşlarda da farkındalık yaratmak ve iş ortaklarımız için daha kârlı ve yönetilebilir bir portföy oluşturmayı destekleyebilmek bizim için öncelik taşıyor.”
Röportajın sonunda, Ayşe Gardet’e biz habercilerin çok sevdiği o meşhur soruyu da sormadan geçmedim. “AIG olarak Türkiye’de birleşmelere ve satın almalara açık mısınız?” Soruma, Gardet’in yanıtı kısa ve net oldu: “AIG Sigorta Yönetim Kurulu olarak bu yönde aldığımız bir karar bulunmuyor.”
1976’dan beri Türkiye’de
1976’da Türkiye‘de şube şeklinde çalışmaya başlayan AIG, hemen akabinde sigorta şirketi ünvanını alarak yatırım ve faaliyetlerine devam ediyor. Bugün AIG Sigorta’nın 250’ye yakın çalışanı, İstanbul, Orta Anadolu ve Doğu Karadeniz, Bursa, İzmir, Adana illerinde Bölge Müdürlüklerin de temsilciliği ve bunlara bağlı 500’e yakın acentelikleri bulunuyor. TSB’nin verilerine göre, ilk 4 ayda 115.4 milyon TL prim üretimi gerçekleştiren AIG Sigorta, hayat dışı sektörde yaklaşık yüzde 1 pazar payı ile 19. sırada yer alıyor.
Ayşe Hanım, eşinin yaptığı yemekleri yiyor
Kendisinden öğrendiğimize göre, evli ve 10 yaşında Alek Nur adında bir oğlu olan Ayşe Hanım, mutlu bir aile yaşantısına sahip. Fransız olan eşi Nicolas Gardet ile 1997 ve 2007 yılları arasında yaşadığı ABD’de tanışmış.
Eşinin de çok ilginç bir mesleği var: Aşçılık. Geçmişte, Microsoft’da Yazılım Mühendisi olarak çalışan eşi, 40 yaşından sonra hayatında radikal bir karar alarak aşçılığa başlamış. Türkiye’de halen bayan bir ortağıyla özel bir ‘catering’ şirketinin de sahibi olan eşi, aynı zamanda iyi bir ‘şef’ olarak çok güzel yemekler de yapıyormuş.
Eşinin özellikle nicoise salatası, semolina (beyaz ve bitter çikolatalı irmik tatlısı) gibi yemekleri çok güzel yaptığını dile getiren Ayşe Hanım, kendisinin de bunları afiyetle yediğini söylüyor.