HDI Sigorta’nın yaptırmış olduğu ‘Sigorta ve Sigortalılık Algısı’ araştırmasına göre, bireyler sigortada ‘güvence, teminat ve garanti’ arıyor.
HDI Sigorta ve İstanbul Üniversitesi İstatistik Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSTARMER) iş birliğiyle gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları; İstanbul Üniversitesi’nin tarihi rektörlük binasında gerçekleşen toplantıda kamuoyu ile paylaşıldı.
Toplantıda araştırma sonuçlarından elde edilen, toplumun sigorta farkındalığını etkileyen faktörler detaylandırılarak, içinde bulunulan teknoloji çağında sigortacılığın geleceği için ipucu niteliğinde bilgiler aktarıldı.
HDI Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, toplantıda yaptığı açıklamada araştırmadan çıkan sonuçların kendilerine, toplumun taleplerini; sigortacılığa ne derece güven duyduklarını ve yaşam biçimlerinin sigorta algıları üzerindeki etkilerini oldukça geniş bir çerçeveden görme fırsatı sağladığını kaydetti.
Hancıoğlu, HDI Sigorta‘nın, sürdürülebilir karlılığa odaklı bir stratejiyle hareket ettiğini ve doğru bakış açısıyla ilerlediğini ifade etti.
Türkiye’de sigorta penetrasyonunu artırmaya yönelik yıl içerisinde yeni sigorta ürünlerini hayata geçirdiklerini aktaran Hancıoğlu; yeni ürünlerinden “Trafikasko” ve “Avantajlı Kasko“nun, dağıtım kanalları ve müşteriler tarafından oldukça olumlu karşılandığını söyledi.
Araştırma sonuçlarının müşterilerin ihtiyaçları, beklentileri ve sigortaya bakışları hakkında çok detaylı ipuçları sağladığını belirten Hancıoğlu; 3 bini aşkın acentelerinden aldıkları geri bildirimler ile araştırmanın verilerini değerlendireceklerini kaydetti.
Hancıoğlu, yeni hizmetler sunarak sektöre katkı sağlamaya devam edeceklerini aktardı.
Hancıoğlu “Türkiye örneklemini başarıyla temsil ettiğine inandığımız bu araştırmadan çıkan sonuçlar bize, toplumumuzun taleplerini, sigortacılığa ne derece güven duyduklarını ve yaşam biçimlerinin sigorta algıları üzerindeki etkilerini oldukça geniş bir çerçeveden görme fırsatı sağladı. Dahası, sürdürülebilir karlılığa odaklı bir stratejiyle hareket ettiğimiz bu yolda HDI Sigorta olarak doğru bakış açısıyla ilerlediğimizi de açıkça belirtmek isterim” dedi.
Yeni ürün ve hizmetler
“Ülkemizde sigorta penetrasyonunu arttırmaya yönelik bu sene içerisinde yeni sigorta ürünlerimizi hayata geçirdik” diyen Hancıoğlu, “Yeni ürünlerimizden Trafikasko ve Avantajlı Kasko hem dağıtım kanallarımız hem de müşterilerimiz tarafından oldukça olumlu karşılandı. Araştırma sonuçlarının müşterilerin ihtiyaçları, beklentileri ve sigortaya bakışları hakkında çok detaylı ipuçları sağladığını; 3 bini aşkın acentemizden aldığımız geri bildirimler ile birlikte bu verileri de birlikte değerlendirerek, önümüzdeki dönemde yeni ürün ve hizmetler sunarak sektöre katkı sağlamaya devam edeceğiz’’ şeklinde konuştu.
İlk 5 sigorta şirketinden biri
HDI Sigorta Yönetim Kurulu Üyesi Christian Sebastian Müller de HDI International’ın Türkiye’yi ana pazarlarından biri olarak kabul ettiğini belirterek; Türkiye’deki ilk 5 sigorta şirketinden biri olmayı hedeflediklerini; bu hedefi gerçekleştirebilmek adına Türkiye’de ERGO Sigorta ve Liberty Sigorta’yı bünyelerine kattıklarını anlattı.
Müller, “Türkiye’yi çok önemsiyoruz. Türkiye, çok iyi büyüme fırsatları sağlayan bir ülke. Türkiye, GSMH’deki sigortanın payı ve kişi başı sigorta primi ödemelerinde Avrupa’ya göre geride. Bunu rakamlar da ortaya koyuyor. Aslında bu, Türkiye’de sigorta piyasasının ne kadar büyük potansiyeli olduğunu gösteriyor. HDI olarak bu potansiyele inanıyoruz” diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ise araştırmaya İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin önemli katkıları bulunduğunu; araştırmanın; fakültenin topluma olan hizmet beklentisinin doğal bir sonucu olduğunu söyledi.
Ak, HDI Sigorta ile iş birliklerini sürdürmek istediklerini ifade ederek, “İş birliğine ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. Bu sinerjiyle ortaya çıkacak bilginin de çarpanlarıyla katma değere dönüşeceğinin farkındayız” dedi.
Karma veri toplama yöntemleriyle
“Sigorta ve Sigortalılık Algısı” araştırması, 25-54 yaş arasında, farklı sosyoekonomik gruplara mensup 362 katılımcıyla karma veri toplama yöntemleriyle ve İstanbul; Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye’yi temsil eden bir dağılımla 13 kentte gerçekleştirildi. Araştırmaya göre, sigorta yaptırmadaki temel motivasyon “güvence, teminat ve garanti.”
Türkiye’de sigorta sahipliği üzerine veriler incelendiğinde, görüşülen kişilerin 3’te 2’sinin özel sigorta yaptırdığı sonucuna ulaşıldı.
Yaş ve eğitim oranının yükselmesine bağlı olarak sigorta sahipliği artıyor. 35-44 yaş arasında sigorta sahipliği yüzde 74 iken, bu rakam, 25-34 yaş arasında yüzde 58’e düşüyor. “AB” olarak belirtilen üst düzey gelir grubunda sigorta sahipliği yüzde 77; “C2” olarak belirtilen orta-alt düzey gelir grubunda ise yüzde 56 olarak ortaya çıkıyor.
Sigorta satın alımında acenteler hâlâ en önemli
“AB” gelir grupları arasında Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), trafik, kasko, sağlık ve DASK sigortası, orta gelir grubunda BES, trafik ve hayat sigortası en fazla yaptırılan sigorta türleri olarak dikkati çekiyor.
Türkiye’de yüzde 25 ile en fazla trafik sigortası yaptırılırken, trafik sigortasını, yüzde 23’lük pay ile BES ve yüzde 13 ile kasko sigortaları takip ediyor.
Dijitalleşme neredeyse tüm iş yapış biçimlerini köklü bir dönüşüme uğratırken, sigorta satın alımında acentelerin hala en önemli kanal oluşu, araştırmanın bir diğer önemli sonucunu oluşturuyor.
Trafik sigortasında yüzde 88, kaskoda yüzde 74 oranında acente kanalı tercih edilirken, özellikle sağlık sigortası alımında acentelerin yanı sıra çevrim içi (online) kanallar ön plana çıkmaya başlıyor.
Araştırmada öne çıkanlar
• Sigorta kelimesi zihinlerde öncelikle “SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı” ve “güvence, teminat, garanti” kavramlarını çağrıştırıyor.
• Kasko ve DASK sahipliği, diğer sigorta türlerine göre daha uzun zamana dayanıyor.
• Hâlihazırda sigortası olanların yüzde 69’u önümüzdeki 1-2 yıl içinde yeni bir sigorta yaptırmayı ya da mevcut var olan sigortalarını devam ettirmeyi düşünmezken; herhangi bir sigortası olmayanlar arasında sigorta yaptırma eğilimi yüzde 20 olarak ortaya çıkıyor. Bu durumun en önemli gerekçesi ihtiyaç duyulmaması olarak ifade edilse de, ekonomik sebepler sigorta satın almama davranışını önemli ölçüde tetikliyor.
• Mevcut sigortası olmayan katılımcıların yaptırmayı düşündükleri ilk üç sigorta türü Sağlık, BES ve Hayat sigortasından oluşuyor.
• Bugün ve yakın gelecek için yaşam kalitesinde tehdit oluşturabilecek konular sorulduğunda, katılımcıların yarısından fazlası “öncelikle kendileri sonra aile fertleri için sağlık, bakım harcaması ihtimalinden” yani yaşamsal unsurlardan endişe duyuyor.
• Uzak gelecekle ilgili endişe duyulan konuların başında «eş ya da aile fertlerinden birinin kaybı» ve ardından ‘sosyal statü’ kaygıları geliyor.
• Hâlihazırda sigortası olmayanlar teknolojiye daha çok güveniyor ve teknolojik alt yapı, kameralar ve çeşitli araçlar sayesinde risklerin önceden öngörülebileceği, daha iyi hizmet alınabileceği düşünülüyor.
• Dünyadaki siyasi, ekonomik ve küresel gelişmeler sonrasında sigorta ihtiyaçlarındaki değişiklik algısına bakıldığında, sigorta sahibi olmayanlar teknolojiyle bağlantılı daha inovatif ürünler beklerken; sigorta sahibi olanlar ekonomik ve terörle bağlantılı yeni ürünler çıkabileceğini düşünüyor.
• Teknolojik gelişmeler doğrultusunda sigorta sektöründen beklentiler sorulduğunda, hâlihazırda sigortası olmayanlar ‘kamera, cihaz gibi teknolojik ekipmanlar ile hasarların önceden öngörülebilmesi’, sigorta yaptırmayı düşünenler ise ‘kendilerine özel sigorta’ ve ‘daha güvenli ortam yaratılması gibi’ proaktif çözümler beklediklerini belirtiyor.