Zorunlu Deprem Sigortası’nı (DASK) yaptırınca her şey bitiyor mu? Tabii ki bitmiyor. Kaldı ki DASK’ı da yaptıranlarların sayısı hala istenilen seviyede değil. DASK teminatları belli olan zorunlu bir sigorta. Yaşanacak bir deprem sonrası konutunu tekrar yaptırabilmek için hesaplanan inşaat maliyetini tazminat olarak alabiliyorsun sadece. Hep söylüyorum, boğaz kıyısındaki 100 metrekare bir yalı dairesi ile Ümraniye’deki 100 metrekare bir dairenin DASK’tan alacağı tazminat aynı.
Bu nedenle halkın tabiri ile ‘DASK yaptırmak ile iş bitmiyor.’ Evini su bastı, hırsız girdi veya yangın çıktı. Bu zararları Zorunlu Deprem Sigortası karşılamıyor. Bunun için isteğe bağlı bir Konut Poliçesi yaptırmanız gerekiyor. TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi de çok önemli bir konuya değinmiş. Dolu yağdığında araçlardaki hasarı nasıl Zorunlu Trafik Sigortası karşılamadıysa ve sadece kaskosu olanlar araçlarının tamiratını sigortadan yaptırdıysa aynı şey konut sigortası için de geçerli. Özellikle iklim değişiklikleriyle birlikte normal riskler yani “yangın, hırsızlık ve dahili su hasarları”nın yanı sıra artık çatı uçuyor, 8’inci kattaki bir dairenin camı kırılabiliyor. Yani beklenmedik olayların sayısı hızla artıyor. Olmaz denilen şeyler olabiliyor. Bu nedenle DASK ile yetinmeyip Konut Sigortası’nı da yaptırmalısınız.
Poliçe bedavaya geliyor!
Bir evin yıllık sigorta priminin 250 TL olduğunu söylediğimde hep ‘aylık mı?” diye sorulduğuna tanık oldum. Kıyaslama hep otomobille yapılıyor. ‘100 bin TL’lik otomobilin sigortası 2 bin TL ise 300 bin TL’lik evin sigorta primi 6 bin TL olur’ gibi bir algı var. Yıllık 250 TL’yi duyan hemen bir sigorta acentesi aramaya başlıyor. Size bir de konut sigortası yaptırdığınızda halı yıkama, kombi bakımı ve klima bakımını ücretsiz yaptırabileceğiniz sigorta poliçesi bile var desem… Yani sigorta poliçesi neredeyse bedavaya geliyor demek yanlış olmaz.