Sigortacılık var olduğu günden beri sigorta suistimalleri de vardı. Kimi zaman sigorta yaptıran kimi zaman da sigorta yapanların suistimalleri şirketleri ve sektörü olumsuz yönde etkiledi.
FATİH KAHYA / HAYATIMIZ SİGORTALI
Sigorta suistimalleri arasında tarih boyunca en yaygın olanı ve günümüzde de şirketleri zor durumda bırakanı kasıtlı yangınlardır. Kasıtlı yangınlar, Osmanlı piyasasında sigortacılığın sağlıklı bir zeminde gelişememesinin en önemli nedenlerinden birisidir. Osmanlı Devleti’nde yangın sigortacılığının ilk dönemlerinde çıkan yangınlar kasıtla alakalı görünmüyor, sigorta şirketleri de bu dönemde taahhütlerine sadık hareket ediyorlardı. Zamanla kasıtlı yangınlar görülmeye başlandı. Şahsi menfaatini düşünenlerin kasıtlı yangınlar çıkarmaları, kiracıların yüksek fiyatla sigortalattıkları eşyanın bedelini sigorta şirketinden almak üzere kiraladıkları mülkün harap olmasına sebep olmaları, hem mülk sahiplerine hem etraftakilere hem de hazineye zarar vermeleri sık rastlanan durumlardandı. Özellikle yangınların kıymeti az olan mallarından çok para alabilmek düşüncesiyle eşyalarını değerinden fazlaya sigorta ettiren kiracıların evlerinde çıkması; suiistimallerin tek boyutlu olmadığını, sigorta müşterilerinin ve müşterisinden daha fazla prim alacağı için, emlak ve eşyanın değerinden fazla gösterilmesine göz yuman şirket temsilcilerinin de bu oyunun bir parçası olduğunu göstermektedir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde kasıtlı yangınlarla ilgili çok sayıda belgeye rastlamak mümkün. Özellikle yangın sigortasının yaygınlaşmasıyla birlikte kasıtlı yangınların görülmesi resmi yazışmalarda da sıkça yer bulur hale gelmiştir. Herhangi bir yerde çıkan yangınla ilgili yazışmalarda hanenin sigortalı mı sigortasız mı olduğunun belirtilmesi, yanan hane sigortalı ise bu yangında bir kasıt olup olmadığının araştırılması istenir hale gelmiştir. Osmanlı Arşiv belgeleri arasında yer alan kasıtlı yangınlardan bazılarına bakalım.
40 liralık eşyanın 150 liraya sigortalanması
1884 yılında Adalar Kaymakamlığı’ndan gönderilen bir yazıda adalarda vuku bulan beş yangının çıkış sebebiyle ilgili incelemelerde bulunulduğu ve zikredilen bu yangınların çoğunlukla “az kıymeti olup çok para almak için eşyaları değerinden yüksek bir bedelle sigortaya konulan kiracıların kaldığı hanelerden zuhûr ettiğinin anlaşıldığı” belirtilmiştir.
“…hatta Romanya Lokantası müste’ciri (kiracısı) ancak altmış lira kıymetinde olabilen eşyasını altı yüz liraya sigortalatmış ve mezkûr lokantanın yanmasından sonra keşf ve muayene olunan eşyalar arsasında tabak, ayna ve buna benzer eşyadan hiçbirinin hurdaları bile bulunamamıştır.”
“…geçen sene (1883 yılında) Heybeliada’da içinde bulunan birkaç fıçı yerli şarabı altı yüz liraya sigorta ettirilmiş bir mağazadan harîk (yangın) zuhûr ederek etrafa sirayet etmiş (yayılmış) ve hâlbuki yapılan keşf ve muayene üzerine mezkûr mağazanın ağzına kadar şarap dolu olsa bile ancak yüz liralık şarap alabileceği açığa çıkmıştır.”
3 Aralık 1888 tarihli bir belgeye göre Beyoğlu’nda, sigortaya koydukları dükkanlarında kasıtlı yangına teşebbüs eden şahısların girişimlerini kendi kabul ve itirafları Beyoğlu Adliyesi’nin mazbatası ile de ispatlanmıştır.
Balat’ta biraderi Mişon’un evinde oturan eniştesi, sahiplik iddiasıyla evi 100, içindekileri de 150 liraya sigortalattırmış. Daha sonra evi yakıp sigortadan bedeli olan 250 lirayı almak için teşebbüs etmiş, kundağı hazırlamış ancak komşusunun fark etmesiyle hanenin yanması engellenmiştir. Sigorta şirketi görevlileri yaptıkları incelemelerde mefruşat miktarını 40 lira tahmin etmişlerdir. Değeri 40 lira tahmin edilen eşyaların 150 liraya sigortalanması karşılıklı suiistimalleri göstermektedir.
Emlak ve eşyasını değerinden fazla göstermek isteyenlerin asıl derdinin kendi malını korumak olmadığı açıktır. Bu örneğimizde 40 lira tahmin edilen eşya 150 liraya sigortalanmıştır. Bu rakam eşyanın değerinden yaklaşık 4 kat fazlasına sigortalandığını göstermektedir. Eşyanın ilk değer tespitinde değer fazla gösterilmiş ya da ikinci tespitte değer az gösterilmiştir. Eşyanın yanması halinde hasar tespitinin kıymet tespitinden daha düşük değerde olabileceği düşünülebilir. Ancak bu örneğimizde eşya yanmamış, kundak hazırlandığı halde fark edildiği için yangın çıkarılamamıştır. Emlak ve eşyanın değerinden fazlasına sigorta ettirilmesine çok sayıda örnek vardır. Kasıtlı yangınlarda yalnızca sigorta yaptıranlar değil sigortacılar hatta devlet memurlarının da karıştığı pek çok vaka kayda geçmiştir. Bir dahaki yazımızda da bu örneklere yer vermek isabetli olacaktır.