Ekonomik şartlar gibi çeşitli nedenlerden dolayı krize giren fabrika sahipleri, zararlarını karşılamak için sigorta sahtekârlığına başvuruyor olabilir mi? Bu soruyu uzman eksperlere sorduk. İşte araştırmamızın detayları.
Son zamanlarda artan fabrika yangınları siz okuyucularımızın da dikkatini çekmiştir. Kimya Mühendisleri’nin 8 Şubat 2018 tarihli raporuna göre Türkiye genelinde geçen yıl 182 fabrikada yangın çıktı ya da patlama yaşandı. Yangınların 48’i tekstil, 36’sı plastik, 30’u gıda, 12’si boya, 12’si de petrokimya fabrikalarında yaşandı. Yangınlarda 20 kişi hayatını kaybetti, 308 kişi de yaralandı. Nisan 2018 tarihli başka bir raporda ise “Fabrika yangınlarının yüzde 35 oranında artış gösterdi” şeklinde bir cümle var. Son 5 ayda ise 68 fabrika yangını oldu!
Bilerek çıkarılan yangınlar var
İşte tüm bunlar “Fabrika yangınları pıtrak gibi çoğalmaya neden başladı?” sorusunu akıllara getirdi. Gerçi pıtrak gibi çoğalmak, genellikle daldaki meyvelerin bolluğunu anlatmak için kullanılır ama fabrika yangınlarının bundan farkı yok. Konunun uzmanı eksperlere fabrika yangınlarının artış nedenlerini ve su istimallerin olup olmayacağını sorduk. Oto Dışı Eksperler Derneği (ODSED) Başkanı İlter Mutlu Türk ve Sigorta Eksperi Engin Özaydın, fabrika yangınlarının çıkış nedenlerini araştırırken, bilerek çıkarılmış veya kundaklama sonucu çıkan yangınlara rastladıklarını söylüyor.
‘Eksperler yalnız bırakıldı’
Oto Dışı Eksperler Derneği (ODSED) Başkanı İlter Mutlu Türk, fabrika yangınlarının da içinde olduğu endüstriyel yangınlarla ilgili dikkatlice okunması gereken bilgiler verdi. Konuyu uluslararası boyutuyla ele alan ve çözüm önerileri de sunan Türk’ün yazısını aynen yayınlıyoruz: “Endüstriyel yangınlardaki artışın temel nedenlerinden biri de ekonomik kriz kaynaklı, suistimal amaçlı kasten yangın çıkarılmasıdır. Ülkemizde bu konuda son derece tecrübeli sigorta eksperi meslektaşlarımız ve akademisyen kimliğine haiz bilirkişiler mevcuttur. Bu çok teknik bir konudur. Örneğin Amerika’da IAAI (Uluslararası Kundaklama Araştırmacıları Birliği) diye bir yapılanma var. Bu kurumun sertifika programlarına baktığımızda, bizde yangın nedeninin tespiti için tek bir uzmandan yararlanılırken, orada delil toplama uzmanı, delil değerlendirme uzmanı, soruşturma uzmanı gibi alt uzmanlık dalları oluşturulduğunu görmekteyiz. İspat yükümlülüğü sigorta şirketinde olduğundan, kundaklamanın sigortalı tarafından yapıldığını belirlemek konusunda sigorta eksperine çok fazla sorumluluk yüklenmektedir. Hatta eksperlerin bu konuda yalnız kaldığını söylemek de mümkün. Pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi, sigorta şirketlerinin ortaklaşa fonlayacağı bir suistimal ile mücadele kurumunun oluşturulması gerekir. Bu kurum tüm sigorta şirketlerinden gelen suistimal vakalarının teknik incelemesini sektörle paylaşmalı, farkındalık arttırılmalı ve yöntemler hakkında herkesin bilgi paylaşımında bulunması sağlanmalıdır. Ayrıca mali polis şubesi içinde sigorta suiistimalleri birimi kurulması faydalı olacaktır. Kendi işletmesinde yangın çıkaran sigortalılar belirlendiğinde, bu kişilerin hasar dosyasından feragat etmesinin sigorta şirketleri tarafından yeterli görülmemesi gerekir. Bu kişiler hakkında mutlaka hukuki işlem başlatılmalı ve aldıkları cezalar kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Örneğin İngiltere’de sigorta suistimallerini ihbara teşvik etmek için, suistimallerin bir İngiliz vatandaşına yıllık prim açısından getirdiği ortalama yükün miktarıyla ilgili yayınlar yapılmakta ve aslında bu hasarlara ödenen tazminatların her sigortalının cebinden çalınan bir para olduğu anlatılmaya çalışılmaktadır. Suistimal, kâr sorunu olan sigorta sektörünün en fazla üzerine eğilmesi gereken konuların başındadır.”
‘Kriz derinleşirse artış olur’
Sigorta Eksperi Engin Özaydın, “Henüz krizin etkilerinin istisnalar dışında sigortalıları bu noktaya getirmediği düşüncesindeyim ancak ‘hiç yok’ demek de mümkün değildir. Kriz derinleştikçe sigorta sahtekârlıklarının ve bilerek çıkarılan yangınların artacağı beklenmelidir” diyor. Özaydın’ın fabrika yangınlarıyla ilgili görüş ve çözüm önerileri şöyle: “Fabrika, ticarethane, depo vb. yerlerde meydana gelen yangınların bir kısmının ekonomik kriz nedeniyle çıkmaza girmiş kişilerce bilerek çıkarılması mümkündür. Dönem dönem bu tür yangınlarla da karşılaşmaktayız. Ancak bu tür yangınlar normal ticari faaliyet sürdüren kişilerin krize girdiklerinde en son başvurdukları, artık başka çarelerinin kalmadığını düşündükleri en son aşamada çıkarılmaktadır. Ülkemizde insanların genel kanısı yangın çıktığında yangının tüm delilleri ortadan kaldırdığı için tespitinin çok zor olacağı yönündedir. Sigorta şirketlerinin bu konuda tutumu önemlidir. Caydırıcı olabilmesi için sigorta sahtekârlıklarının üzerine gidilmesi ve topluma bunun duyurulması gerekiyor. Ülkemizde yangın konusunda çok deneyimli eksperler ve bu eksperlerin çalıştığı yangın uzmanları bulunmaktadır. Kendisini çaresiz hissedip bu yola başvurmayı düşünenler, konusunda uzman olan kişilerle karşılaşacaklarını bilmelidir. Acemi kundakçıyı ortaya çıkarmak daha kolaydır. Birkaç örnek verecek olursak; Güneydoğu illerimizden birinde bir medikal malzeme deposunda çıkan yangında sigortalı, malzemenin tamamının yandığını iddia etmişti. Oysa yangının hızlandırıcı kullanılarak çıkarıldığı, alış faturalarının ise sahte olduğu anlaşıldı. İkinci örneğimizde; Trakya’da bir kumaş deposunda çıkan yangında 8 ayrı yangın başlangıcı olduğu tespit edilmiş, mahkemece de bu tespit doğrulanmıştı. Ayrıca yandığı iddia edilen kumaşların aslında hurda ve ticari değeri çok düşük olan kumaşlar olduğu tespit edilmişti. Başka bir tekstil firmasında çıkan yangında zeminde bulunan yangın izlerinden hızlandırıcı kullanıldığı tespit edildi. İstanbul’da elinde bulunan el halılarını paraya çeviremeyen bir halı mağazası sahibi, halıları hızlandırıcı kullanarak yakmaya çalışmış ancak yünün yanmasının çok zor olduğunu hesap edemediğinden başarılı olamamıştır.”