25 Aralık 2024, Çarşamba
spot_img

Küresel kriz kapıda mı?

Kuzey Kore gerginliği, enerji ve su kaynaklarının artan nüfusa yetmemesi, küresel ısınma ve iklimlerin değişmeye başlamasının dünyanın gıda dengesini değiştirmeye başlaması… Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Peki, bu gelişmelerin ışığında “Küresel kriz kapıda mı?” diye sorabilir miyiz. Yazarımız, Dr. Erhan Ayberk, Hayatımız Sigortalı Dergisi’nde bu ayki yazısında bu sorunun yanıtını ve sigorta sektörü üzerindeki etkilerini değerlendiriyor.

Asla dilememekle birlikte, şu Kuzey Kore gerginliği bile, her an dünyayı yeni bir krizin içine itebilir.

erhan-ayberk

Başka neler mi var? Örneğin, enerji ve su kaynaklarının artık, artan nüfusa yetmemesi var! Bu ciddi bir küresel kaynamaya sebep olabilir. O zengin ülkeler, bugünler için silah teknolojisine yatırım yaptılar. Artık, “madem yetmiyor; o halde biz de daha mütevazı bir hayat süreriz” denileceğini mi sanıyoruz? Elbette kendi durumlarını korumak için başka ülkelerin başına daha fazla bela olmaya devam edecekler. O silahlar boşuna istiflenmedi.

Diğer yandan, dünya ciddi bir gıda kıtlığı yaşamaya başlayacak gibi görünüyor. Küresel ısınma ve iklimlerin değişmeye başlaması, dünyanın gıda dengesini de değiştirmek üzere…

Her an küresel bir krizin içine girebiliriz.

Peki, sigortacılık sistemi buna hazır mı?

Diğer ülkeleri bir kenara koyalım ve kendi ülkemize bakalım. Kriz dönemlerinde sahte hasarlar artar örneğin… Maalesef, şu anda yapılanlar sektörü korumaya yetmeyecek.

Asıl masum tüketici zarar görür

sigorta urun

Sektör dediğime bakmayın… aslında her türlü sigorta sahtekârlığı dönüp dolaşır şirketlerden daha fazla masum tüketiciyi vurur. Belki sektörle beraber daha büyük zararı masum tüketiciler görür.

Sektör kesiminde sahte hasar mücadelesi, bir ölçüde ‘kör-topal’ devam ediyor. Ancak masum tüketiciyi temsil eden işin devlet boyutunda ise, maalesef hiçbir şey yapılmıyor. Gün kurtarılıyor sadece… Oysa, ciddi bir dönüşüm sağlanması gerekiyor. Asayiş düzenlemeleri yapacak olan birimler bilgilendirilmiyor. Yasama organında çareler aranmıyor vs.

Üstelik de bir yıldan fazladır olağanüstü hal (OHAL) dönemini yaşıyoruz. Yani devlet düzenleme yapmak istese, çok daha rahat davranabilir. Öyle kırk kapının zili filan çalınmadan neler yapılmaz ki? Yeter ki istensin. Örneğin, Emniyet Genel Müdürlüğünde niye SİGORTA SAHTEKÂRLIKLARIYLA MÜCADELE BİRİMİ kurulmuyor?

Sigorta suistimalleri başlangıç

Gelişmiş ülkeler uzun tecrübelerden sonra şunu görmüşler… Ülkelerde suç örgütüne üyeliğin ve suçun artmasının en önemli kaldıraçlarından biri, sigorta sahtekârlığıymış. Yani, sıradan insanların büyük bir bölümü, azılı bir suç örgütü üyesi olmadan önce, küçük sigorta suistimalleriyle işe başlıyormuş. Bunu fark ettikleri andan itibaren, sigorta sahtekârlıklarıyla mücadele birimleri oluşturarak, aslında bir anlamda genel suç eğilimlerini önlemeye başlamışlar.

Genel suç oranlarının azalmasında, sigorta sahtekârlıklarının önlenmesinin neticeleri o kadar olumlu olmuş ki, her geçen gün sigorta işine daha fazla önem vermeye başlamışlar. Bizde, OHAL gibi bir fırsat varken, bunun düşünülememesinin acısını ileride göreceğiz.

Vakit geç olmadan uyaralım dedik.

Esen kalın.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER