22 Kasım 2024, Cuma
spot_img

Tehlikeli gerçek: Düşük prim için metrekareler küçültülüyor

İnci Sigorta Acenteliği Genel Müdürü Şebnem Korkut, toplumdaki ciddi bir soruna dikkat çekiyor. Korkut, “Maalesef poliçelerin bir kısmı gerçek poliçe bile değil. Daha düşük prim ödemesi için evlerin metrekareleri poliçeye birebir işlenmemiş” açıklamasını yaptı.

SİGORTAMEDYA / SİGORTA EKRANI

İzmir’de yaşanan 6.9’luk depreminin üzerinden haftalar geçti. İhbar süreçleri tamamlandı, birçok hasar ödemesi gerçekleştirildi. Fakat her ne kadar depremden sonra en çok konuştuğumuz konu sigorta olsa da en çabuk unuttuğumuz konuda yine sigorta oluyor.

Depreme karşı ilk almamız gereken tedbirlerden biri olan Zorunlu Deprem Sigortası’nda (DASK) alacak daha çok yolumuz var. Bugün sadece İzmir özeline baktığımızda bile DASK yaptırma oranı hala yüzde 50’lerde. Yani her iki konuttan birisinin sigortası yok. İşte tüm bu konuları ve risklerden kaçınmak için neler yapmamız gerektiğini İzmir Depremi’nin üstünden haftalar geçmesinin ardından İzmirli bir acenteden dinledik. Sigorta Ekranı’na konuk olan İnci Sigorta Acenteliği Genel Müdürü Şebnem Korkut, DASK ile ilgili hala tam bir bilincin oluşmadığına vurgu yaparak, bir kısım DASK poliçelerinin ise gerçek poliçe olmadığına dikkat çekti.

Doğru metrekareler beyan edilmiyor

Ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası yani halk tarafından bilinen adı ile DASK’ın geçmişinin 20 yıllık olduğunu hatırlatan Korkut, “Bu poliçenin zorunlu olduğunu düşünürsek DASK oranları hala çok düşük. Oran yüzde 59’larda olabilir ama poliçelerin bir kısmı gerçek poliçe bile değil. Evlerin metrekareleri poliçeye birebir işlenmemiş. DASK poliçesi belli bir kesim için elektrik, su ve tapu gibi zorunlu evraklar düzeyinde. Tapuyu alabilmek veya elektrik-suyu bağlatabilmek için DASK poliçesi yapılıyor. İşlem bittikten sonra da yenilenmiyor” dedi.

DASK poliçesinin düzenlenirken doğru metre karelerle yapılmadığını da kaydeden Korkut, insanların daha düşük prim ödeyebilmek için 100 metrekarelik evini 30-40 metrekare gösteren poliçelerin bile düzenlendiğini ifade ediyor. Korkut, “Binalarımız, arsa tapularında durduğu için daire çapları görünmüyor. Bu nedenle dairenin gerçek metrekaresini kontrol edebileceğimiz bir mekanizma elimizde yok. 150 metrekarelik dairelerini 30-40 metrekareye DASK yaptırmış poliçeler geldi elimize. Yanlış yapılan DASK poliçeleri bugün bizleri ve sigortalılarımızı çok üzüyor” diye konuştu.

DASK’da en üst limit 240 bin TL

Korkut, konutlar için DASK poliçe fiyatlarının belirlenme yöntemleri ile ilgili ise şu açıklamaları yaptı: “DASK ve konut poliçelerinde biz metrekare maliyet rakamı alıyoruz. DASK her sene başında bu rakamları açıklar. Diğer konutlar için de yapı denetimden gelen maliyetlere göre biz poliçe üzerine yazacağımız teminatları belirliyoruz. Şu anki rakam 1134 TL. Yani bir DASK poliçesi yaptırırken brüt metrekarenizi 1134 ile çarparak DASK rakamını buluyoruz. DASK kurumu ve sigortacı olarak bizler bu rakamı ödemeyi taahhüt ediyoruz. Zaten bunu isteseniz de arttıramıyorsunuz. Eviniz 1 milyon lira da olsa üst limit olarak 240 bin lira da sınırlanıyor. Bunun üzeri için ihtiyarı konut poliçelerimiz var. Siz DASK poliçesi üzerinde ihtiyarı konut poliçesi yaptırabilirsiniz.

Riskler değişiyor, teminatlar genişlemeli

Korkut, programda Seferihisar’da yaşanan tsunami gerçeğine de dikkat çekerek, bunun artık Türkiye’nin bir gerçeği olduğunu söyledi ve ekledi: “Baktığınızda 19 tekne batık, 43 tekne karaya oturmuş durumda. Kaybolan veya batan tekneler de var. Sigortacılık açısından baktığınızda tsunami gerçeği İzmir özelinde değil, bundan sonra hepimizin yaşayabileceği bir olay. Aynı dolularda olduğu gibi veya son hortumda da yaşamıştık. Demek ki riskler değişiyor. Artık olaylara tek taraflı bakmamak lazım.”Tsunamide suyun kıyıya girmesiyle oluşan zararın ödemelerinin de yapıldığını belirten Korkut, şöyle devam etti: “Depremi sadece deprem olarak görmemek gerektiğini de böylece öğrenmiş olduk. Çünkü depremden sonra da başka riskler arka arkaya gelebiliyor. Risklere baktığımızda sigortalılarımızın teminatlarını genişletmemiz gerektiğini daha rahat anlıyoruz. Poliçeyi satın alırken sigortalılar neyi satın aldıklarını bilmiyorlar. Hasar oluştuğunda poliçede yazan maddelerin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.”

DASK çok hazırlıklıydı, yaraları hızlı sardı

DASK’ın İzmir depreminde çok hazırlıklı olduğunun altını çizen Korkut, 19 bin 500 ihbar alındığını ve bunlara 44 milyon lira ödeme yapıldığını söyledi. DASK’ın bu şekilde hızlı hareket edip, hızlı ödeme yapmasının kuruma olan güveni de artırdığına dikkat çeken Korkut, “Acenteler açısından baktığımızda ise en büyük sıkıntımız açılan hasar dosyalarını göremiyor olmamız” dedi.

Sigorta şirketleri birer ‘gizli kahraman’

Bütün sigorta şirketlerinin İzmir depremi sonrasında acentelerini arayarak ‘Arkanızdayız, elimizden ne geliyorsa yapacağız’ diyerek destek verdiğini anlatan Korkut, “Hatta bir kısmı İzmir’e gelip bölge bölge gezdi. Bazı sigorta şirketleri depremin gerçekleştiği noktalarda konteynerler kurup, sigortalılarına hizmet verdi. Bunlar hem sigortacılık hem de insaniyet açısından çok önemli. Sigorta şirketleri eşya sigortalarında pert olan eşyaları hemen ödedi. Kısmi hasarlarda hâlâ birtakım problemler var. Bunlar da muafiyetlerden kaynaklanıyor. Onlara da özel durumdan dolayı bazı sigorta şirketleri daha toleranslı davranıyor. Sigorta şirketlerimiz dosya süreçlerini hızlı tamamlayıp hızlı ödemeler yaptı. Sigorta şirketlerimizin ‘Gizli Kahraman’ olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü depremzedelere maddi ve manevi çok yardımda bulundular. Kendileri açıklamıyor ama yürütülen kampanyalarda çok büyük destekleri oldu.”

Sağlık sigortaları sayesinde araba ve evinizi satmak zorunda kalmazsınız

Korkut, yayında tüketicilerin yaptırması elzem olan sigorta branşlarına da değindi. “Trafik ve DASK mal sahibi olan insanın olmazsa olmazıdır” diyen Korkut, şöyle devam etti: “Bir aracınız varsa trafik sigortası zorunludur binamız varsa da DASK zorunlu olarak yaptıracaksınız. Bunların haricinde bence 1 numarada tamamlayıcı sağlık olmalı. Özellikle COVID 19 sürecinde sağlık sigortalarının önemi iyice arttı. Mal sahibi olunabilmesi için can sağlığı olması lazım. Canın sağ olabilmesi için de hastalıkların tedavi ediliyor olabilmesi lazım. Biz sağlık poliçesini, araba ve ev sattırmayan poliçe olarak satıyoruz.”

Korkut’a göre ikinci sırada ise kasko poliçesi geliyor. Bunu artık araçların değerinin çok yükselmesine bağlayan Korkut, “Bir ayna veya bir tampon hasarı bile inanılmaz maliyetleri bulabiliyor. 3 numarada da konut poliçeleri var. Ev sahibi iseniz evinizi, kiracı iseniz eşyalarınızı teminat altına almanız lazım. Çünkü artık yerine koyma maliyetleri çok arttı. Bugün ev eşyalarını yeniden almaya kalktığınızda minimum rakam 30 bin lira civarında çıkıyor” diye konuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER