Dijipol.com’un yıllık yaklaşık 1 milyon poliçe düzenleyen büyük bir dağıtım kanalı olduğunu söyleyen dijipol.com Yönetim Danışmanı Ramazan Ülger, “Ciddi bir kapasite var ve sistem giderek büyüyor. Dijitalleşmeye yapılan bu yatırım sektörün geleceği için büyük önem taşıyor” dedi.
SİGORTAMEDYA ÖZEL
Dijitalleşme, sigorta şirketlerinin operasyonlarını optimize etmelerine, müşterilere daha hızlı ve kolay hizmet sunmalarına imkan tanırken online platformlar aracılığıyla poliçe satın alma, hasar bildirimi ve müşteri hizmetleri gibi süreçler daha erişilebilir hale geliyor. Bununla birlikte, veri analitiği ve yapay zekâ gibi teknolojiler, risk değerlendirmesini ve sigorta ürünlerinin kişiselleştirilmesini sağlayarak müşteri memnuniyetini artırıyor. ÖzserNeo Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş.’nin markası Dijipol.com da sigortaya dair ihtiyaçlara ister telefondan, ister şubeden, ister internetten olmak üzere online çözümler sunuyor. Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın konuğu olan dijipol.com Yönetim Danışmanı Ramazan Ülger, dijitalleşmenin sigorta sektörü için önemine dikkat çekti. dijipol.com’la ilgili açıklamalar yapan Ülger, sektörün mevcut sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.
dijipol.com’un yüz yüze satış yapan ve 400’ün üzerinde çalışanı ile 200 şubesi bulunan bir dağıtım kanalı olduğunu söyleyen Ülger, ”Yıllık yaklaşık 1 milyona yakın poliçe düzenleyen bir dağıtım kanalı. Ciddi bir kapasite var. 60 şirketimiz var. Pazar mantığıyla tüm ürünler satışa sunuluyor. Sistem giderek büyüyor. Bireysel müşterilerin yüzde 70’i özellikle trafik, kasko ve tamamlayıcı sağlık sigortası gibi ürünlerde dijital kanallardan poliçeyle ilgili bilgi sahibi olduktan sonra satın alma gerçekleştiriyor. Bir de burada kuşak satın alma alışkanlığı var. Bugün genç kuşakla önceki kuşağın satın alma alışkanlığı farklı. Bu yatırım daha çok dijitalleşmenin gerisinde kalmamak için ortaya çıktı. Çok ciddi bir yatırım ve çok iyi bir altyapısı var. Bunlar çok büyük maliyetler fakat bizim buna gücümüz var” diye konuştu.
Satış platformlarının yazılım altyapılarının daha sık denetlenmesi gerektiğini söyleyen Ülger, “Sistemin uçtan uca denetlenmesinde fayda var. Bu tür ruhsatlar özel olarak verilmeli. Yani bir şirket buradan da satış yapacağım diyorsa bunun için de ayrı bir onay almalı. Online satış sisteminin yüz yüze yapılandan çok daha güvenli olduğunu söyleyebilirim. Çünkü tüm hareketler ve kart bilgileri sistem tarafından kaydediliyor. Güvenli ödeme sistemleri ve sertifikalar var. Bu şekilde ilerleyen hiçbir şirket sorun yaşamaz ve yaşatmaz. Bizim şirketimiz de bu işi ciddi yapan bir şirket, burada yanlış bir şey olamaz” dedi.
En çok trafik, kasko ve TSS tercih ediliyor
Platformda çok ilginç istatistikler olduğunu aktaran Ülger, “Yaş grubu düşünülenden çok daha aşağıda. Sistemi domine eden gençler fakat çok daha üst yaşta biri için de poliçe satın alınıyor. Genelde çocukları ya da torunları ebeveynleri adına işlem yapıyor. Çünkü sistemi yürütüyor. Trafik, kasko, tamamlayıcı sağlık sigortası ürünleri ağırlıklı olarak tercih ediliyor. Bu da toplamda 70-80 milyonun üzerinde poliçe demek ki az bir poliçe sayısı değil” açıklamalarında bulundu.
dijipol.com ile ÖzserNeo’nun müşterisi arasında hiçbir fark yok
Ülger, dijipol.com’la iç içe geçmiş olan ÖzserNeo’nun klasik satış kanal destek hizmeti olduğunun altını çizerek, ”Örneğin dijipol.com’da herhangi bir konuda teknik yetersizlik başlarsa direkt ÖzserNeo’nun klasik satış kanallarına destek veren teknik ekibinin önüne düşüyor. dijipol.com müşterisi veya ÖzserNeo’nun şubelerinin müşterisi diye bir ayrım yok. Hasar olduğu zaman hasar müdürlüğüne düşüyor. Yüz yüze satış yaptığımızda hasar sorunu nasıl çözülüyorsa online satış yaptığımız müşterinin sorunu da aynı kanallardan sağlanıyor. Rahatlık burada başlıyor. Burada sıfırdan bir servis oluşturmuyorsunuz. Olan servisi güçlendiriyorsunuz. Teknik servis de öyle. O anlamda fark yaratılıyor. Hiçbir şey olmasa yereldeki şubelerimizden birine gitse, sorununu söylese orada da ulaşır. Türkiye’nin her yerinde 2-3 tane şubemiz var. dijipol ayrı bir brokerlık değil ÖzserNeo’nun bir satış markası” dedi.
Türkiye’de sigorta sistemi doğru çalışıyor
Satın alınan ürünle ilgili bilgi sahibi olunması halinde online alışverişin hiçbir sakıncasının olmadığını söyleyen Ülger, ”Bugün online satış yapan dijipol ya da ÖzserNeo’nun sitesine girdiğinizde bütün bilgiler var. Fakat çok okuyan bir millet değiliz. Biriyle konuşmak istiyorsunuz. Burada çağrı merkezinden destek alınabilir. Çok özellikli ve bilgi sahibi olunmayan bir ürünle ilgili danışmanlık alınmasında fayda var. dijipol.com işte bunun için fark yaratıyor. Arayan kişi ÖzserNeo’nun teknik ekibiyle konuşuyor. Bir insanın Ankara’da ya da yurt dışında çalışması hiçbir fark yaratmıyor. Sonuçta sistem belli, poliçe belli. Kredi kartı dünyanın her yerinde geçiyor. Türkiye’de sigorta sistemi de doğru çalışıyor. Web sitesinden hasar ihbarında bulunduğunuzda eksper bilgileri mesajla iletiliyor. Poliçeyi e-devletten görebiliyorsunuz. Sigorta Bilgi Merkezi’nin zaten dünyada bir örneği yok” şeklinde konuştu.
2024’te enflasyon kadar maliyetler de artacak
Mevcut ekonomik programa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ülger, “Ekonomik program bozulmadan devam eder ve bu haliyle stabil olursa bütçe yapmak daha kolaylaşacak. 2024’te enflasyon kadar maliyetlerin de artacağı kesin. Doğal olarak poliçeler de yükselecek. Asgari ücretteki değişim bizim gibi personel gideri yüksek olan kuruluşlar ve diğer tüm sektörler için kritik. Buradaki değişim sadece işçilik maliyetlerini değil sigorta şirketlerinin hasar maliyetlerini de etkileyecek. Bugün bedeni hasarlardan kapanmamış dosyalar 2024 poliçe maliyetlerini en fazla etkileyecek unsur. Sigorta poliçe sayısında artış öngörmüyorum. Burada mevcudu korumak daha önemli. Küçük düşüş bile başarı. Özellikle sağlık tarafında, kaskoda daralma olabilir. Normal şartlarda konutta azalma beklemiyorum” dedi.
Enflasyon DASK teminatını eritti
Sigorta sektörünün 6 Şubat depremlerinden sonraki süreci yüz akıyla geçtiğini söyleyen Ülger, şöyle devam etti: ”Yaklaşık 5 milyar dolar bir hasarın karşılandığını ve buna rağmen yüzde 5’inin karşılandığını görüyoruz. Teknolojinin bu denli yaygın ve insanların daha bilinçli olduğu bir dünyada Türkiye’deki sigortalılık oranının bu kadar az olması, özellikle de sanayi bölgelerinde ve beyaz yakalıların çok olduğu yerlerde bu sayının düşük olması çok acı. Burada bana göre ödenen hasarların büyük çoğunluğu iyi organize olmuş büyük sanayi kuruluşlarının hasarları. Onların zaten hasarları çözüldü. Asıl sorun burada bireylerde. Konutlar ve KOBİ’lerdeki hasarlar Türkiye’nin ortalaması. Başka şehirlerde de aynı şekilde sigortalılık oranı çok düşük. DASK’ın mevzuatının, hasar ödeme yönteminin ve teminatının bir an önce güncellenmesi gerekiyor. Bu, DASK kurulduğu günden beri böyle. Bugünkü enflasyon DASK teminatını çok eritti. Önceki yıllarda bugünkü kadar piyasayla teminatlar arasında fark yoktu. Ama DASK’taki en büyük sorun bana göre sigortalılık oranının az olması. Her şeyin e-devlet üzerinden takip edilebildiği bir ülkede bunu yapmak aslında bu kadar zor olmamalı. Bunlar tamamen bir yazılım altyapısıyla veya bağlı kurumlarla senkronize edilmesiyle ilgili.”
Kamu hasar fazlası desteği verebilir
Depremin sonuçlarının katlanarak büyüdüğüne dikkat çeken Ülger, ”Kamu hasar fazlası desteği verebilir. Kapasite aşımında maliyetin kalan kısmını üstlenebilir. Bu şekilde olursa maliyeti mutlaka çok daha düşük çıkar kamuya. Kuralları belirlenmiş bir hasar belirleme yöntemi oluşur. Önceden belirlenmiş olur. Belki anlaşmalı müteahhit listesi bile yapılabilir” diye konuştu.
Reasürans kapasitesi bulunabileceğine inanıyorum
Reasürans tarafına ilişkin açıklamalarda bulunan Ülger, ”Reasüransta fiyatların yükseleceği kesin ancak reasürans kapasitesinin daralıp daralmayacağını söylemek şu an mümkün değil. Takip ettiğimiz kadarıyla herkes hazır gibi görünüyor ama asıl durum 1 Ocak’ta sözleşmeler tamamlandığında belli olacak. Ben reasürans kapasitesi bulunabileceğine inanıyorum. Olumlu bakıyorum. Buradaki en büyük sorun yine deprem. Dağıtım kanalları bunu okur” dedi.
Sigorta matematiktir
Programda iki şirkete tedbir kararı alınmasını da değerlendiren Ülger, ”Bir şirketin doğru bilançosu varsa aslında sorun hemen fark edilebilir. Sigorta matematiktir. Bu tür yapıların kötü gidişatı oradan anlaşılır. Bugünkü durumda sermaye koymadan şirket kurmanın önüne geçilemiyor. Ayrıca vatandaşa da satış yaptırılırsa sıkıntıların zaten önüne geçilemez. Sermayesiz kurulacak tek yol kooperatif şirket kurmak. Kooperatif, türdeş insanların aynı amaç için bir araya geldiği yardımlaşma kurumlarıdır ve kapalıdır. Her konunun kooperatifi ayrıdır. Kooperatifin iflasıyla ortaklar kolay kolay bedel ödemez. Yöneticiler öder. Müşteri bunu bilmiyor alırken. Normal trafik sigortası alıyor. Altı ay sonra maliyet yükseldiğinde parayı kim vereceğini bilmiyor. Yani on taneden yedi kooperatif kötü sonuçlanıyorsa bu doğru bir yol değildir. El koymak bu durumda en doğrusuydu. Çok daha kötü bir yere gidebilirdi” ifadelerini kullandı.
Sigorta Ekranı: