Özellikle seçimler sonrasında yüksek bir enflasyon ortamında yaşıyoruz. Satın aldığımız her şeyin fiyatına şaşırıyor ve hızla artan mal ve hizmet bedellerini yorumlamakta zorlanıyoruz. Yüksek lisans tezimi seçim ekonomilerinin enflasyonist etkileri üzerine yazmıştım. O zamanki araştırmalarımdan hatırladığım bazı çarpıcı veriler var:
Dünyanın pek çok ülkesi, zaman zaman yüksek enflasyon gerçeğiyle yüzleşmiştir. Örneğin, Almanya’da Ekim 1923’te yaklaşık olarak yüzde 29 bin 500 seviyesine yaklaşan enflasyon oranı gerçekleşmişti. Para o kadar değersizleşmişti ki bu durum karşısında bazı fabrikalarda işçilere ücretleri el arabasıyla ödenmeye başlanmıştı. Bir evin duvarını parayla kaplatmak duvar kağıdıyla kaplatmaktan daha ucuza geliyordu. Macaristan’da 1945-1946’da enflasyon yüzde 200 bin’e ulaştı. Kimse parasını bankaya yatırmadı, marketlerdeki malzemeler anında tükendi. Bolivya’da 1984-1985 döneminde aylık enflasyon yüzde 14 bin’e çıktı. Maaşlar aldıktan bir saat sonra değerini yitiriyordu.
Hırvatistan’da sokaklarda kağıt paralar uçuştu!
Yugoslavya’da 1992-1994 arasında aylık enflasyon yüzde 311 milyar olunca paranın değeri birkaç dakikada silinmişti. Hırvatistan’da 1993 yılında 1 trilyon Hırvat dinarı basıldı, birkaç ay sonra sokaklarda kağıt paralar uçuşmaya başladı. Kimse yerden parayı almaya tenezzül bile etmiyor; çöpçüler para süpürüyordu. Görüldüğü gibi yüksek enflasyon, ciddi ekonomik kaoslara yol açabiliyor.
Enflasyon ve satın alma gücünün azalması şüphesiz sigorta sektörü ve acenteleri de etkileyecektir. İlk etapta akla gelen etkilerden biri prim gelirlerinin düşmesidir. Çünkü insanlar daha az sigorta poliçesi satın alır. Sigortacılar primleri artırarak enflasyonu karşılamaya çalışır; ancak bu talep azalmasına yol açar. Acentelerin komisyon gelirleri de düşer.
Sigorta şirketleri ve acenteler enflasyonist ortamda satış yapabilmek için bazı stratejiler geliştirebilir. Mevcut müşterilere ilave sigorta ürünleri satmaya çalışmak, ek ürün satışı prim gelirini artırır. Dijital kanallar gibi alternatif dağıtım kanalları kullanmak, erişilen müşteri sayısını çoğaltılabilir. Prim oranları ve ödeme seçenekleri müşteri ihtiyaçlarına göre esnek hale getirilebilir. Müşterilere maliyet avantajları sağlayan grup sigortaları teklif edilebilir. Enflasyonla ilgili risklere karşı tasarlanmış yeni ürünler geliştirilebilir. Daha verimli pazarlama yöntemleri kullanarak talep azalmaları dengelenmeye çalışılabilir. Kısacası mevcut müşterileri elde tutmak ve yeni müşteriler kazanmak için pazar dinamiklerini yakından izleyip esnek stratejilere ihtiyaç vardır.
Enflasyon sigortacılar için büyük risk oluşturuyor
Enflasyonun sigorta sektörü üzerindeki diğer olası etkilerinden biri hasarlar üzerinde olabilir. Enflasyonla maliyetler yükseldiğinden hasarların bedeli de yükselir. Hasar ödemeleri artabilir. Tazminat oranları yükseltilmek zorunda kalınabilir. Bunun sonucunda primler de artar. Sigortacılar risk paylaşımı artırmak için reasürans primlerini yükseltmek zorunda kalabilirler. Sigorta şirketlerinin kar marjları daralabilir. Şirketlerin enflasyon karşısında primleri hızlı artırmaları mümkün olmayabilir. Bunların sonucunda işletme giderleri artabilir. Enflasyon personel, kira, bakım gibi gider kalemlerini olumsuz etkiler. Bilanço kalemlerinin değeri düşebilir. Faiz oranlarının yükseltilmesi, yatırım varlıklarının değerini düşürebilir. Dolayısıyla, enflasyon sigortacıların hem gelir hem de gider denklemi üzerinde risk yaratabilmektedir.
Enflasyonun sigorta sektörü üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etmek için prim oranları periyodik olarak enflasyon oranında artırılır. Böylece prim gelirleri enflasyona eşdeğer artabilir. Yatırımlar enflasyonla başa çıkan varlıklara yönlendirilir. Mesela enflasyona endeksli tahvil ve bonolara yatırım yapılabilir. Tazminat tutarlarını da enflasyon farklarını kapsayacak şekilde düzenli artırmak diğer bir çözüm olacaktır. Tüm bunlara ek olarak işletme giderlerini sıkı kontrol altında tutmak ve verimlilik artırmak çözüm olacaktır. Reasürans anlaşmalarında risk paylaşımını artırmak, yeni ürün ve hizmetler geliştirerek prim gelirini desteklemek, müşteri sadakatini artırıcı kampanyalar düzenlemek, teknolojik alt yapıyı geliştirerek işlem maliyetlerini düşürmekle, kısacası disiplinli yönetim, esnek stratejiler ve teknolojiden faydalanarak enflasyonun olumsuz etkisi azaltılabilir.