Bugüne kadar yaklaşık 59 bin KOBİ’nin Devlet Destekli Alacak Sigortası’nın sunduğu avantajlardan yararlandığını belirten Steel Sigorta ve Brokerlık CEO’su Abdullah Özcan, ürünün KOBİ’lerin varlıklarını kesintisiz ve sağlam bir mali yapıda sürdürmeleri için önem taşıdığını söyledi.
Steel Sigorta ve Brokerlık CEO’su Abdullah Özcan, Devlet Destekli Ticari Alacak Sigortası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Devlet Destekli Ticari Alacak Sigortası’nın kaynakları son derece kısıtlı olan KOBİ segmentindeki firmalara destek olmak ve risklerini en aza indirmek amacıyla uygulamaya alındığını belirten Özcan, “Aslında o kadar hayati bir ürün ki şirketlerin ‘Hayat Sigortası’ olarak ifade ediliyor. Temelde üç fonksiyonlu bir ürün alacak sigortası; alacağı güvence kapsamına alıyor, riski önceden öngörüp önlemeye çalışıyor ve riskin gerçekleşmesi durumunda ise tazminat ödüyor. Prim fiyatları son derece düşük olduğu gibi, vadeler de çok uzun. Ayrıca ürünü kullanan işletmeler risklerini ölçme konusunda uygun bir maliyet ve profesyonel destek alma şansına sahip oluyorlar. İşlerini büyüterek bankalar ve finansal kuruluşlar nezdinde kredibilitelerini de yükseltiyorlar” dedi.
Özcan, 2019 yılında küçük ölçekli KOBİ’ler için devreye alınan Devlet Destekli Alacak Sigortası’nda 2020 yılında COVİD 19’a karşı alınan tedbirler çerçevesinde, KOBİ’ler lehine bir genişlemeye gidildiğini de ifade ederek ”Yeni düzenleme yalnızca küçüklerin değil, orta ölçekli KOBİ’lerin de sigortalanmasının önü açılmış oldu” diye konuştu.
Alacak Sigortasının Türkiye’deki potansiyeli büyük
Bugüne kadar yaklaşık 59 bin KOBİ’nin Devlet Destekli Alacak Sigortası’nın sunduğu avantajlardan yararlandığını aktaran Özcan, “Bu yolla 14 milyar TL’lik bir ticaret de sigortalanmış oldu. Türkiye’deki tüm işletmelerin yüzde 99,8’ini KOBİ’ler oluşturuyor. Bu işletmeler toplam istihdamın da yüzde 76,7’sini sağlıyorlar. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre kayıtlı 3,2 milyon KOBİ bulunuyor. Türkiye’deki işletmelerin toplam cirosunun yaklaşık yüzde 64,5’ini KOBİ segmentindeki firmalar gerçekleştiriyor. Avrupa ülkelerinde alacak sigortalarının toplam sigorta portföyünden aldığı pay yüzde 15-20’ler arasında.Türkiye’de ise bu oran çok düşük. Dolayısıyla bu üründe büyük bir büyüme potansiyeli de var” açıklamalarında bulundu.
Özcan, ticari borçların bir şirketin varlıklarının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğuna dikkat çekerek KOBİ segmentindeki firmalarının finansal dayanıklılıklarının düşük olduğunu ve zamanında yapılamayan bir tahsilatın bile faturasının çok yüksek olabileceğini söyledi.
Yapılan düzenlemeler ürünü daha avantajlı hale getirdi
Devlet Destekli Alacak Sigortası tebliğinde yakın zamanda yapılan düzenlemelerle KOBİ’lerin sağlaması gereken ciro şartının 250 milyon TL’den 500 milyon TL’ye yükseltildiğini aktaran Özcan, “Prim tutarının ödenmesindeki taksit sayısında da bazı iyileştirmeler yapılarak ürün kullanımı daha avantajlı hale getirildi. Devlet Destekli Alacak Sigortası sisteminde sıkıntı yaşanmaksızın hasarın teminat altına alınabilmesi için bazı noktalara dikkat edilmesi önem taşıyor. Öncelikle düzenlenen faturalarda vade bilgisinin yer alması ve fatura vadelerinin azami ödeme süresinden daha uzun vadeli düzenlenmemesi gerekiyor” dedi.
Alacak Sigortası güvenli ihracatın anahtarı
KOBİ’lerin ihracat tarafında işlerini büyütmek ve oluşabilecek risklere karşı kendilerini korumak için mutlaka alacak sigortası ürününe sahip olmaları gerektiğini belirten Özcan, “Ekonomide ihracata dayalı bir büyüme modelinden söz ediyoruz. Alacak sigortası gibi bir ürünle dünyanın her yerine güvenle ihracat yapabilir, cironuzu katlayabilirsiniz. Türkiye’de alacak sigortası ürününün satışını yapan uluslararası çok güçlü firmalar var. Bu firmalar ihracatçı KOBİ’lerin yeni pazarlar bulmalarından sektörel ve firma bazlı bilgilere kadar çok geniş bir hizmet sunuyorlar” şeklinde konuştu.