Denizcilik sektöründe uzman bir bankanın bulunmamasını büyük eksiklik olarak gören Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker, “Bankalar, kredi tesis aşamasında kişilerden sigorta poliçesi talep ederse, sektörde kredi kullandırma oranı artar ve ülkemizde denizcilik gelişir” dedi.
HAYATIMIZ SİGORTALI
Türkiye, son yıllarda turizmde çok ciddi şekilde kan kaybı yaşıyor. Bundan en büyük hasarı gören sektörlerin arasında denizcilik de bulunuyor. Şirketler, ayakta kalmak için adeta savaş verirken denizcilik sektöründe uzmanlaşmış bir bankanın eksikliği her geçen gün daha da çok hissediliyor. Bunun yanı sıra denizcilikte uzmanlaşmış Türk P&I Sigorta’nın varlığı, sektör için büyük bir avantaj olarak dikkat çekiyor.
Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker, SİGORTAMEDYA‘ya yaptığı değerlendirmede Türkiye’yi ziyarete gelen yabancı turistler içerisinde Rusya vatandaşlarının çok önemli bir payı olduğunu belirtti. Kasım 2015’te Rus uçağının düşürülmesi sonucu Rusya ile Türkiye arasında yaşanan uçak krizinin, bu ülkeden gelen turist sayısını yok denecek kadar az bir seviyeye düşürdüğüne dikkat çeken Teker, “Diğer yandan, coğrafyamızın güneyinde yaşanan iç savaşlar ve terör olayları ülkemize yönelik turizm talebinin düşmesine neden olmuştur” diyor.
Ciddi gelir kaybı oldu
Ufuk Teker, bütün bu gelişmelerin turizm sektörünün ciddi bir şekilde gelir kaybı yaşamasına yol açtığını ve turizm işletmelerinin operasyon giderlerini karşılama noktasında zorluklarla karşı karşıya kaldığını aktarıyor. Teker, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Giderlerini karşılamada finansman ihtiyacı içerisinde olan turizm şirketlerinin önünde iki seçenek görünüyor. Birincisi sermaye enjeksiyonu, ikincisi ise yabancı kaynak kullanımı. Zaten zorluklar içerisinde olan sektörün sermaye artırımı yapması pek mümkün değil. O halde yabancı kaynak kullanımı tek seçenek olarak karşılarında durmaktadır. Yabancı kaynak kullanımının en önemli aracı ise bilindiği gibi banka kredileridir. Bankalar kredi verirken kredi talebinde bulunan firmaların başta mali tabloları, ciroları, firma ortaklarının kredi geçmişleri, firmanın ve ortaklarının çek-senet geçmişleri gibi birçok parametreyi göz önünde bulundurmaktadır.”
Şirketlerin çözüm yolu
Özellikle kriz dönemlerinde bankaların, kredi taleplerine daha konservatif yaklaşım gösterdiğini dile getiren Teker, krizlerin etkilerinden bir şekilde kurtulmaya çalışan şirketlerin finansman ihtiyacını bankalardan alacakları kredi ile giderme yoluna başvurduklarını kaydediyor. Teker, bankaların verdikleri kredileri bir şekilde garanti altına almak için gerek ipotek, gerek kefalet, gerek çeşitli teminatlar ve gerekse de sigorta teminatı aradıklarını sözlerine ekliyor.
Geniş ürün yelpazesi var
Ticari olarak işletilen deniz araçları, P&I Sigortası yani Deniz Yolcu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası olmadan açılamıyor. P&I Sigortası, 1 milyar dolara kadar çıkabilen sorumluluk limitine kadar tekne personeli ve ziyaretçilerini her türlü kazaya karşı teminat altına alıyor. Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker, sorumluluk poliçesinin içeriği ve evrensel limitlerde olup olmamasının en önemli kriterler arasında yer aldığını söylüyor. Teker, Türk Ticaret Kanunu’nda belirlenen sorumluluk limitlerinin, uluslararası konvansiyonlarla birebir örtüştüğünü anlatıyor. Poliçelerdeki sorumluluk kapsamı ve limitlerinin de Türk Ticaret Kanunu’ndaki limit ve kapsamlarla uyumlu olması gerektiğine işaret eden Teker, “Bu alanda Türkiye’de ilk ve tek sigorta şirketi Türk P&I Sigorta’dır. Geniş ürün yelpazesi ile sektörün ihtiyaçlarını optimum şekilde karşılayarak muhtemel mağduriyetler önlenmektedir” ifadelerini kullanıyor.
Bankalar iyi incelemeli
Teker’e göre bankalar, verdikleri kredinin konusuyla ilgili olarak menkul ya da gayrimenkul üzerine banka lehine rehin, şerh gibi kısıtlamalar getirebiliyor. “Bunun yanında, ilgili menkul ya da gayrimenkulün sigorta teminatına sahip olmasını da şart koşabiliyor” diyen Teker, burada ilgili menkul ya da gayrimenkul için temin edilen sigorta teminatının içeriğinin bankalar tarafından çok iyi incelenmesi gerektiğini vurguluyor. Teker, konunun deniz araçları ile ilgili değerlendirmesini de şöyle ifade ediyor: “Herhangi bir deniz aracı üzerine kredi kullanılmış ise o deniz aracının sigorta teminatının dar kapsamlı mı, geniş kapsamlı mı yoksa total loss (toplam zarar) mu olduğu ayrıntılı bir şekilde irdelenmeli. Böylece herhangi bir hasar vuku bulduğunda krediyi sunan banka, açık pozisyona düşmemiş olacaktır. Bununla birlikte, deniz aracının gövdesini içeren bir sigorta teminatı her zaman yeterli değildir. Şöyle ki, deniz aracının üçüncü şahıslara verebileceği bir zararı teminat altına alan bir poliçeye sahip olup olmadığı da mutlaka kontrol edilmelidir.”
Kapsam ve limit uyarısı
Bazı poliçelerin hem deniz aracının gövdesini hem de üçüncü şahıslara vereceği zararları teminat altına almış olabileceğini söyleyen Ufuk Teker, burada üçüncü şahıslara verilecek zararın içeriğinin, teminatın kapsamı, limiti ve herhangi bir hasar durumunda toplam ödenecek tutarın ne kadar olacağının önemine dikkati çekiyor. Teker, genel olarak gövde teminatı ile verilen sorumluluk teminatının limitli ve dar kapsamlı olduğunu aktarıyor. Teker’e göre, hasar meydana geldiğinde ise hukuki açıdan birçok sorunla karşılaşılabiliyor ve bu yüzden mutlaka teknenin gövdesini teminat altına alan poliçe ile teknenin üçüncü şahıslara vereceği zararları teminat altına alan sorumluluk poliçesinin ayrı ayrı olması gerekiyor. Teker, bankaların da kredi tesis aşamasında bu iki poliçenin varlığını sorgulamasının, riskin minimizasyonu açısından son derece önemli olduğunu dile getiriyor.
Bu avantaj kullanılmalı
Denizcilik sektöründe bir uzman bankanın bulunmamasının en büyük eksiklik olduğunu açıklayan Ufuk Teker, son zamanlarda kredi garanti fonu ile biraz rahatlama olabileceği düşüncesini taşıdığını ifade ediyor. “Ancak, bu uygulama sektöre geçici bir nefes olacaktır” diyen Teker, bütün bunlara rağmen denizcilik alanında uzman bir sigorta şirketinin avantajının kullanılması ile bu alandaki eksikliğin kısmen giderilebileceğini vurguluyor. Teker, bankaların kredi analizi sürecinde kredi talebinde bulunandan geçerli ve yeterli sigorta poliçesi talep etmeleri durumunda, denizcilik sektöründe kredi kullandırma oranının artacağını ve bu uygulamanın başta amatör denizcilik olmak üzere Türkiye’de denizciliğin gelişmesine katkı sağlayacağını kaydediyor. Teker, “Şirketimizin 2014 yılında faaliyete başlamasıyla özellikle deniz araçları sorumluluk sigortaları alanında prim seviyesi geçmişteki seviyelere nispetle üçte bir oranına düşmüş ve Türk denizciliğine sigorta maliyetlerinin azaltılması noktasında önemli katkıda bulunulmuştur. Diğer yandan, hasar sonrası şirketimiz yerel şirket olma avantajını kullanarak her zaman hızlı ve etkin çözümler üretmiş ve sigortalılarımızın yanında olmuştur” diye konuşuyor.