Hayatımız Sigortalı Dergisi’nin Temmuz ayı sayısındaki köşesinde “4. Avrupa Sigorta Aracıları Gözlem Raporu’nu” yorumlayan duayen sigortacı David Kohen, “Avrupa’da sigorta dağıtımının yapılandırılması, büyük ölçüde, bir ülkeden diğerine değişmektedir” diyor.
4. Avrupa Sigorta Aracıları Gözlem raporu, piyasalar arasındaki birçok farklılığı vurgulamaktadır. Bana statünün ne olduğunu söyle, sana nerede yaşadığını söyleyeyim. Avrupa’da sigorta dağıtımının yapılandırılması, büyük ölçüde, bir ülkeden diğerine değişmektedir.
Bu bilgi, aracıların mesleki mali sorumluluğu konusunda uzmanlaşan sigorta şirketi CGPA Europe tarafından yeni yayınlandığı Avrupa sigorta aracıları gözlem raporunun kapsadığı bilgilerden biridir. MEDİ (Avrupa Sigorta Dağıtımını Denetleme Kurumu) ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilen bu yeni yayın Avrupa Birliği’ndeki Almanya, Avusturya, Belçika, İspanya, Fransa, İtalya, İrlanda, Lüksemburg, Polonya ve Portekiz gibi on pazarın Ulusal Denetim Otoriteleri tarafından hazırlanan örnek verilerine dayanmaktadır.
Sayılarla on ülke
Bu istatistikler bize neyi öğretirler? Aralık 2015’in sonunda, bu on ülkede sigorta ürünlerini dağıtmaya yetkili aracı sayısı 929.387’ye yükselmişti. Gözlem raporunu hazırlayanlar bu sayının kayıtların tutulmaya başlandığı 2008 yılına göre yüzde 9’dan fazla bir artışı temsil ettiğini belirtmektedir. Ayrıntılı olarak, GGPA Avrupa’nın gerçekleştirdiği inceleme 379 bin 374 sigorta acentesini (yani toplam nüfusun yüzde 40.8’ini), 93 bin 792 sigorta brokerini ( yüzde 10.1) ve doğrudan satış, direkt online, prodüktörler, tali acenteler gibi özel statüdeki aracıları gruplandıran kategori olan 456 bin 221 ‘Diğerlerini’ (yüzde 49.1) göstermektedir.
Güneyde sigorta acenteleri, Kuzeyde sigorta brokerleri
Görünürde, Avrupalı dağıtım kanalları sayısı 2014 ve 2015 arasında yüzde 4 artarak artış gösterse de, bunun büyük kısmı, ‘Diğerler’ alanında çalışanların bir yılda yüzde 20 arttığı Polonya sayesindedir. Yoksa sigorta dağıtım kanalların sayısında hafif bir düşüş olurdu. Sadece Fransa ve Lüksemburg’da aracıların sayısında artış vardır. Her yerde (İspanya, Portekiz, Almanya) azalma gösterirler ya da tamamen kendilerini idame ettirmeyi başarırlar (İtalya, Avusturya). Bu gözlem raporunu hazırlayanlar “Genel olarak, acente ve broker sayısının azaldığını ama diğer kategorilerin de sürekli olarak artışına bir eğilim göstermeye iştirak edilmektedir” şeklinde bir açıklamada bulunmaktadırlar.
En çok broker nerede bulunmaktadır? Veya tam tersine, hangi ülkelerde en çok sigorta acenteleri bulunmaktadır? Acentelerin daha çok Güney Avrupa ülkelerinde, brokerlerin da daha çok Anglo-Sakson ülkeleri tarafında olduğu doğrudur. Aslında bu vakalara göre farklılık gösteren bir gözlemdir. Zira, en çok broker hiç sürpriz olmaksızın, İrlanda’da bulunuyorsa (aracıların yüzde 87’si), Belçika (yüzde 55.4) ve Fransa (yüzde 41.7) podyumda ikinci ve üçüncü sıradaki pazardırlar.
Acentelerin mesleğine gelince; bulunduğu yer Güney’deki bir ülkede değil de, kesinlikle İspanya’nın (yüzde 96.4) hemen önünde yer alan Lüksemburg’da (yüzde 97.3) bulunmaktadır. Ancak Almanya (yüzde 78.4) ve Avusturya (yüzde 68,6) tamamen en önlerde bulunmaktadırlar. Bu iki ülkenin acentelerinin sayısı diğer 8 ülkenin toplam acentelerinin sayısının neredeyse üçte ikisine yakınını barındırmaktadır.
Şampiyonlar kimdir?
Farklılıklarının ötesinde, bu on pazarda ortak bir nokta vardır: Acentelerin veya brokerlerin konumu ne olursa olsun, onlar her yerde HAYAT DIŞI branşının şampiyonudurlar. Diğer taraftan, HAYAT sigortasında, bu durum farklıdır. Genel olarak, banka gişeleri aracıları tahtlarından indirmişlerdir ve hayat sigortası ürünlerinin ana dağıtım ağı olarak ortaya çıkmışlardır.
aracı adedi tablosunda rakamlarda eksiklik var. noktadan sonra 2 basamaklı olanların tamamının sonunda sıfır olmalı. örneğin almanya’daki acente sayısı 183.07 değil 183.070, türkiye’deki toplam aracı sayısı 22.07 değil 22.070.
Bizde hem mesleki örgüt yöneticilerinde ve hemde akademisyenlerde her şeyi batıran bir BATI hayranlığı var.. Bu ülkenin 9.000 yıllık bir geçmişi var. Bu geçmişin bütün hikayesi ile batı kendini idame ettiriirken,bu batı hayranlığını anlamak mümkün değil….Bu ülkede acentalık yapmanın ne menem bir olgu olduğu, acentaların dernek yöneticileri şu yabancı yöneticilerden önce ,ülkemin necip acentalarını bu ülkede yabancı kafası ile görmeye çalışan yerli ve kendini sigortacı zanneden yöneticilere (Bazı yöneticileri tenzih ederim) bir anlatın. Tamam dijitalleşin de , saha da poliçe satmanın ve bir riziko sonrası müşteri ile bu ülkede acenta ilişkisini de iyice etüd edin. Bizim insanımız bir şeye dokunmadan rahat etmez, her şeye mutlaka dokunacak.. Bir misal vereyim. Bankadan evinin eşyasını ve aracını kasko sigortası yaptırdı diyelim. Bir kaza vukuunda poliçeyi satan şubede,hasarı ile ilgili probleme yardımcı olacak bir Allahın kulunu bulamaz. Hele hele poliçeyi internet üzerinden aldıysa, yanmış ki ne yanmış. Onun için acentaları dışlayan sigorta şirketinin sırçalı köşkteki sigortacılığı bilmeyen anlı şanlı yöneticileri, kendinize dikkat edin. Batı kafası bu ülkeyi daima batırdı, Doğu kafa düşünce ve zihniyeti ise hez zaman ufuk açtı,iş ve eylemlere bereket getirdi… Son 100 yılın bilançosu ortada, Demokrasi diyerek, batılı zihniyet devamlı kan döküyor,insanları hep sömürüyor….Vesselam
Yorumcu kişi tamamen haklı durumdadır. Üstelik bankalar tarafından yaptırılmış poliçelerde coğu zaman ciddi noksanlıklara rastlanmaktadır. Bu durumda hasar anında sigortalı ile sigortacı arasında ciddi anlaşmazlıklar oluşmaktadır. Sigorta sektörü bu durumda önemli ölçüde ticari imaj kaybetmektedir.