22 Kasım 2024, Cuma
spot_img

David Kohen: Acentelerin yüzde 80 i sigortacılıkla geçinemiyor

davidkohen“Rekabetten korkmayın; yabancı dil öğrenin, teknolojiye ayak uydurun” bu sözler sigorta sektörünün duayeni David Kohen’e ait. Kohen, sigortacıları rekabete taşıyan önemli kriterlerin başında yabancı dil bilmenin ve bilgi teknolojilerine adapte olmanın geldiğini söyledi. Türk sigorta sektörünün duayeni David Kohen Hayatımız Sigortalı programında Can Kantar’ın konuğu oldu. Kohen’in üç nesildir sigortacılık yapan ailesinin mirasını kızı devralmış. Cumhuriyetle yaşıt olmasına rağmen Kohen, hala çalışıyor, dünyayı geziyor ve gördüklerini yazıyor. Aynı zamanda bir koleksiyoner. Abdülhamit’in son yıllarına kadar dayanan sigortacılık geçmişine sahip bir neslin parçası olarak,sigorta sektörü ile ilgili ailesinden kalan dokümanları biriktiren Kohen, sahaflardan da topladığı dokümanlarla birlikte önemli bir koleksiyona sahip. Bu denli eski bir sigortacılık geçmişi olmasına rağmen Kohen hala sektörün içinde, eskimemiş bir isim. Kohen’e göre gelişen teknolojilerin hızına ayak uydurmak ve dünya sigorta sektörünü takip edebilmek için dil bilmek sigortacıların mesleğini sürdürebilmesi için en önemli şartlardan. “Acentelerin yüzde 80’i sigortacılıkla geçinemiyor” diyen Kohen, yeni nesil acenteleri mesleğini yaparak geçinmesi için bu şartları yerine getirmesi gerektiği konusunda uyarıyor.

“Sigorta, riskin korunmasıdır”
Kohen, 64 yıllık sigortacılık geçmişinde Türkiye’nin ilk hırsızlık sigortasını ve ilk aile sigortasını yapan kişi. Bunca yıl içersinde sektörün özünün hep aynı kaldığını söyleyen Kohen, “Sigortacılığın özü hep aynıdır. Zamanla değişen tek şey sektörün çeşitlenmesi. Sigortacılık riskin korunmasıdır ve artık her çeşit risk sigortalanabiliniyor” diyor. Bunca çeşitliliğe ve değişime rağmen Türkiye’deki sigortacılığın ekonominin gerisinde kaldığından yakınan Kohen; “Dünyanın en büyük ekonomilerinin yer aldığı G20 sıralamasında Türkiye 17’nci sıradayken, sigorta sektöründe 42’nci sırada yer alıyor. 17’nci sırada yer alan bir ekonominin sigortacılıkta bu kadar geride olmaması gerekir; büyümemiz lazım” şeklinde konuşuyor.

Sigorta sektöründe dünya sıralamasında geri kalmamızın nedeninin güven sorununa bağlayan Kohen, “1950’li yıllarda Anadolu’da hayat sigortaları bir sürü yalanla insanlara satıldı ve sonuçta müşterilerin talepleri karşılanamadı. Bu da bir güven sorununa neden oldu. Bu güvensizlik artarak devam etti” ifadelerini kullanıyor. Güvensizlik sorununun sadece müşterilerden değil otoritelerin tutumundan da kaynaklandığını belirten Kohen, kanun koyucuların da sigorta sektörüne karşı güvensiz olduğunu, bu yüzden de sigortacılığın finans sektörü içinde en düşük kârla çalışan sektör olmaktan kurtulamadığını vurguluyor.

“30 katlı binayla Mercedes’in primi birbirine eşitti”
Kohen, güven sorununun yanı sıra, şirketlerin pazar payı ve prim üretimini artırmak hırsıyla giriştikleri rekabetin sektörün fiyatlarının düşmesine neden olduğunu ve böylelikle Türkiye sigortacılığının ekonomik büyümesini de engellediğini söylüyor. Bu nedenlerden dolayı, 2013’le gelen fiyat artışının normal olduğunu söyleyen Kohen, bu durumu 2011 yılında büyük zararlara giren sigorta sektörünün getirisi olarak görüyor. “Rekabetten dolayı rakamlar düşmüştü ve şirketler zarara girdi. Bir plazanın deprem hariç yangın fiyatı binde 0.01’e kadar inmişti. Düşünün, otuz katlı bir binayla bir Mercedes’in primi birbirine eşitti.”

“Otomobil sigortalarının fiyatları düşük”

Kohen, sigorta sektöründe yaşanan zararın bir diğer nedeninin araba sigortaları olduğunun altını çiziyor. Kohen’e göre, otomobil sigortalarının da aynı rekabet hırsıyla en düşük fiyatlara indirilmesi, sigorta şirketlerinin zarara girmesinin en önemli sebeplerinden. Kohen, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Prim üretimini artırmak için şirketler arasında ortaya çıkan rekabet, onları motor branşına yöneltti. Çünkü trafik ve kasko çok basit ve rahat. Sektörde fiyatlar arttı, fakat bu zaten doğru olan. Üstelik ülkenin tehlikeli yollarında bu fiyatlar hala düşük.” Bu doğrultuda Yunanistan’daki trafik sigortasından örnek veren Kohen: “Yunanistan’da üçüncü şahsa yönelik mali mesuliyet sigortaları 6 ayda birdir; çünkü primler yüksektir. AB’nin öngördüğü şartlar dahilinde 1 milyon Euroluk bedeni, 1 milyon Euroluk maddi trafik sigortasının 6 aylık fiyatı, küçük bir araba için 250 Eurodur. Onun için ben Türkiye’deki fiyatları şikayetlere rağmen düşük buluyorum. Tabii ki teminatlar artarsa fiyatlar da artar, ki artacak. Çünkü AB’nin de bizden isteği bu yönden olacak” diyor.

“Türkiye’de motor branşı birinci sırada”
Kohen, Türkiye’deki acentelerin prim üretimini kolay artırdığından sadece motor branşına birinci derecede önem vermelerinin yanlışlığına dikkat çekiyor. Kohen, Türkiye’deki 16 bin acentenin sadece trafik sigortasına ve kaskoya yönelmelerinin gereksizliğini şöyle açıklıyor: “Almanya dünyanın bir numaralı otomobil imalatçısıdır; Mercedes, BMW, Porsche, Audi… Bunların hepsinin üretim merkezi olmasına rağmen Almanya’da motor branşı üçüncü derecede önem taşır. Çünkü büyük sanayilere, büyük nakliyatlara da önem veriyorlar. Biz de ise motor branşı birinci sırada.”

“Acentelerin yüzde 80’i sigortacılıkla geçinemiyor”
Türkiye’deki 16 bin acentenin daha fazla para kazanmak amacıyla motor branşına yönelmiş olsa da Avrupa ile karşılaştırıldığında sigorta üretimi başına düşen payın oldukça az olduğunu belirten Kohen, Fransa’daki 15 bin acentenin yıllık priminin 225 milyar euro olduğunu söylüyor. Kohen, “Türkiye’deki 16 bin acentenin geçen seneki sigorta üretim başına aldığın prim 7 milyar euro! Malesef acentelerin yüzde 80’i sigortacılıktan geçinemiyor” diyor. Kohen, 64 yıllık sigortacılık birikimi ile acenteler şu tavsiye bulunuyor: “Acenteler yabancı dil öğrenmeliler. Sigorta literatürü için bu çok önemli. Bundan başka, internet ve bilgi teknolojilerine entegre olmalılar. Bunlar sektör için rakiptir. Rekabetten korkmasınlar.”

“Bireysel emeklilik gerçek sigortacılık değil”
Bir hayat sigortacısı olarak Kohen, bireysel emekliliğin önemli olduğunu fakat bunu gerçek sigortacılık olarak görmediğini söylüyor. Kohen,“Bireysel emeklilik bir hayat sigortası değildir, bir finans enstrümanıdır. Zaten çoğu bankalar tarafından satılıyor” Kohen, hayat sigortasının yanında bireysel emeklilikten çok sağlık sigortası talebinin arttığına dikkat çekiyor. Kohen, SGK’dan farklı bir sigorta sistemi olarak özel sağlık sigortasını daha tamamlayıcı görüyor ve parasal bakımdan pahalı olmasına rağmen halkımızın buna yöneldiğini ve günden güne bu branşın önem kazandığına dikkat çekiyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER