1 Mayıs 2024, Çarşamba
spot_img

DASK’ta yeni uygulamaları devreye alacağız

Kahramanmaraş depremlerinde sigorta sektörünün birçok şeyi tecrübe ettiğini belirten SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, sigorta bilincinin artırılmasının Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi. Eroğlu, bu konuda önümüzdeki günlerde önemli çalışmalara imza atacaklarını açıkladı. Bunlardan biri de DASK. Eroğlu, “DASK’ta sistem altyapısını geliştirerek yeni uygulamaları devreye alacağız” dedi.

 ‘Asrın felaketi’ olarak tanımlanan Kahramanmaraş depremlerinin sigorta sektörü  açısından bir milat olduğunu ve sigorta şirketlerinin de bu dönemde birçok şeyi tecrübe ettiğini söyleyen Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, DASK’ta sistem altyapısını geliştirerek yeni uygulamaları devreye alacaklarını açıkladı.

SEDDK’nın düzenlediği toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Eroğlu, “Bu felaketten sigorta sektörü olarak çıkarmamız gereken dersler var. Bu felaketle birlikte sektör olarak nasıl bir farkındalık oluşturabiliriz bu alanda çalışmalar yapıyoruz. Çünkü herkesin farkındalığının çok yüksek olduğu bir dönemdeyiz. Böyle bir ortamda sigortayı çok fazla konuşup özeleştiri yapmayı becermemiz lazım ve bu sistemi daha iyi nasıl rehabilite ederiz bunu konuşmamız lazım” dedi.

Düşük metrekarenin önüne geçmek için tapu entegrasyonu yapacağız

Sigortalarda düşük metrekare girilmesinin önüne geçmek için tapu entegrasyonu yapacaklarını, altyapı çalışmalarının devam ettiğini işaret eden Eroğlu, “Tapu ile DASK ve konut poliçelerinin entegrasyonunda çok geç kalındı. Bu konunun acilen çözülmesi gerekiyor. Bugün tapu entegrasyonu olsaydı eksik sigorta sorunu yaşamayacaktık. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir ortamda bunun yapılmamış olması büyük bir ayıp. Bu sistem devreye girene kadar 100 metrekareden daha düşük DASK poliçesi yapılmasını yasaklayacağız. Daha düşük metrekarelerde vatandaşın tapu ile beyanı mecburi tutulacak. Biz konuya DASK sorunu olarak değil deprem teminatı sorunu olarak bakıyoruz. DASK’ı ve ihtiyari konutu beraber değerlendiriyoruz. İhtiyari konutu da düzenleyeceğiz. İhtiyari konut sigortalarında da deprem teminatları ile ilgili çok eksikler var. DASK temel bir teminat verir, üstü mutlaka sektör tarafından ihtiyari bir şekilde karşılanmalıdır. Zorunu sigortalar ve DASK’ta kapsamı çok genişletirsek özel sektöre çok oyun alanı bırakmamış oluruz. Özel sektörü dışarda bırakarak bu sektörü, bu tazminatları ve riskleri yönetemeyiz. O yüzden DASK’ın kapsamını belli bir oranda artırarak temel teminatı vermeyi ve üstünü özel sektöre bırakmayı planlıyoruz. Ama bunu yaparken deprem teminatı verilecekse onun birim maliyetini biz belirlemek istiyoruz. Yangın poliçelerini deprem teminatlı ve deprem teminatsız olarak ikiye ayıracağız. Bunun radikal bir yaklaşım olduğunu düşünüyoruz ve bugün karşılaştığımız pek çok sorunu çözeceğini düşünüyoruz” dedi.

Sigortalının iletişim bilgilerine ulaşamamayı artık kabul etmiyoruz

Deprem sonrası sigortalıların iletişim bilgileri ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade eden Eroğlu, hiçbir acente doğru bilgileri sisteme girmemiş. Sigortalının iletişim bilgilerine ulaşamamayı artık kabul etmiyoruz. Acentenin ve dağıtım kanallarının iletişim bilgilerini paylaşmamasının nedeni müşteri kaybetme korkusu. Bunu ortadan kaldıracağız. TSB ile bir araya gelerek bu mağduriyeti giderecek ve kimseye zarar vermeyecek şekilde portföy hakkını tesis edeceğiz. Bu sayede sigortalının bilgilendirilmesi sorununu ciddi anlamda çözmüş olacağız. Gerekirse yurt dışı uygulamalara da bakarak buraya mutlaka dokunmamız gerekiyor” dedi.

Acente artık her ürünü satamayacak

Vizyon belgesi konusuna da değinen Eroğlu, “Bizim önümüzdeki dönemde vizyon belgesi olarak düşündüğümüz en önemli şey dağıtım kanalının yetkinliği ve niteliklerinin artırılması. Acente artık her ürünü satamayacak. Her şeyi sertifikalandırıp segmentlendireceğiz. Acente hangi alanda uzmanlaşmak istiyorsa gerekli eğitim desteğini de dijital platformdan kolaylıkla vereceğiz fakat segment edeceğiz. Acenteler sertifikaları alıp yetkinliklerini ispatladıktan sonra ürün satışına başlayacak. Kurumsal tarafta buna çok ihtiyaç var. Ticari risklerde acentemizi kurumsallaştırmamız lazım. Penetrasyonu başka türlü artıramayız. Acentelerin KOBİ’lere gitmesi lazım. Acentelerimizin mutlaka reel sektöre dokunması lazım. Bir tesise girdiğinde uçtan uca risk analizi yapabilmesi ve o risk için çözüm önerisi üretmesi lazım.  Ancak bunu yaptığımızda ticari segmentte bilinçlenmeyi sağlayabiliriz” açıklamasını yaptı.

Deprem araştırma komisyonu kurmamız gerekiyor

SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, KOBİ’lerde yüzde 50 oranında sigortalılık olduğunu aktararak, şunları kaydetti: “Reel sektördeki fabrikaların afet, sürdürülebilirlik planları yok. Dolayısıyla bu işi milli seferberlik haline getirmemiz lazım. Türkiye’nin özellikle ticari segmentte sigortacılık alanında yapacak çok iş var. DASK, deprem bölgesinde mevcut uygulama ile şu ana kadar 13,5 milyarlık ödeme yaptı. DASK’ın her evin piyasa değerini karşılamak gibi bir iddiası yok. DASK’ın çalışma prensibi bu evlerin inşaat maliyetlerini karşılaması yönünde. SEDDK olarak depremden 3 ay önce teminat tutarlarını güncelledik. Kasım ayında ödenmesi gereken metrekare fiyatını 1.508 TL’den 3 bin 16 TL’ye çıkararak yüzde 100 artırdık fakat olay sadece prim tutarları değil. Bu durumu daha kapsamlı şekilde ele alıyoruz. Bizim acilen deprem araştırma komisyonu kurmamız gerekiyor. İçinde Türkiye Sigorta Birliği, brokerler, akademisyenler ticari segmentteki sanayicilerin olması gerekiyor. Bu depremden çıkardığımız dersleri politikaya dönüştürmemiz lazım.”

Sektörün yeterli ödeme gücü var

Deprem olduğu günden bu yana sigorta sektörünün tüm paydaşları ile birlikte var güçleriyle çalıştıklarını söyleyen Eroğlu, “Hepimiz mümkün olduğu kadar sahada olmaya ve sorunlara birebir dokunmaya çalışıyoruz. DASK ve sigorta şirketleri olarak tazminatları hızla ödemeye devam ediyoruz. Sigortacı olarak zor zamanda sigortalımızın yanındayız” dedi.

Reasüransın bu dönemde sigortacılık sektörü için çok önemli bir başlık olduğunu belirterek, “Tüm şirketler şu anda reasürans kapasitelerini sorguluyorlar. Reasürans politikalar uygun mu değil mi? Böyle bir felaketi kimse beklemiyordu ancak yaşadık ve gördük. Ancak sektörümüzün hem reasürans koruması hem de özkaynakları ile yeterli ödeme gücü var” dedi

Düşük penetrasyon hasar ödemelerini etkiliyor

Depremin etkilediği 11 ildeki poliçe sayısının 5 milyon civarında, vermiş oldukları toplam teminatın ise 1,6 trilyon olduğunu aktaran Eroğlu, “Söz konusu bölgeden sektörün üzerindeki konservasyon rakamı 797 milyar. Penetrasyon tarafına baktığımızda özellikle “Anadolu Kaplanları” dediğimiz üretim ve ticarette faydası olan bir bölgede sigortalılık oranı konutta yüzde 20, kaskoda yüzde 17. DASK da Türkiye ortalamasının altında. Bizim o bölgeden beklediğimiz hasar 76 milyar, bunun 73 milyarını reasürörlere devredebiliyoruz. Burada sektöre vuracak rakam 3 milyar. Özetle 76 milyar gibi büyük bir rakamın beklendiği hasar ortamında sektörümüz olumsuz olarak etkilenmedi. Burada üzücü olan penetrasyonun çok düşük olması nedeniyle konut ve kaskoda hasarların büyük çoğunluğu ödenemeyecek olması” açıklamalarında bulundu.  

Türkiye’nin ihracat ve üretimde can damarı olan yerlerde sigorta devreye sokulmalı

Türkiye’nin ihracat ve üretimde can damarı olan yerlerde sigorta mekanizmasının devreye sokulması gerektiğinin altını çizen Eroğlu, “Aksi takdirde ülkemiz en az 50 yıl geriye gider. Özellikle ticari segmentte durum daha kötü. Ülke genelinde her iki KOBİ’den birinde yangın sigortası yok, üçte ikisinde KOBİ paket poliçesi yok. Devlet çok büyük bir güç, hepimizin vergileriyle toplanan bir bütçesi olan bir mekanizma ancak bu tip mağduriyet zamanlarında her şeyi devletten beklemek doğru değil. Devletin de bir gelir gider dengesi var. Bu yükü bizim özel sektöre ve kişilere transfer etmememiz lazım. Bunun da yegane yolu sigorta” dedi.

Sigorta konusunu ülkenin beka sorunu olarak görüyoruz

Depremin sektör açısından bir milat olduğuna vurgu yapan Eroğlu, “Kamu olarak sigorta konusunu çok ciddi bir iş ve bu ülkenin beka sorunu olarak görüyoruz. Her hasarı ve her masrafı Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin karşılamasını bekleyemeyiz. İyi zamanda para tasarrufu yapmayı ve zor zamanlar için kaynak ayırmayı bilmeliyiz. Sigorta bunun yegane enstrümanlarından biri. Sigorta sadece sigortalıya, acenteye, dağıtım kanalına ve sigorta şirketine bırakılamayacak kadar ciddi bir iş. Biz bu işi biz kamu olarak bundan sonra çok daha fazla ciddiyetle ele alacağız. Yanlış gördüğümüz her şeyin üzerine can yaksa da gideceğiz” diye konuştu. 

Risk yönetim birimleri güçlendirilmeli

Sigorta şirketlerinin risk yönetim birimlerinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Eroğlu, “Bunu yaparsak KOBİ tarafında ve kurumsal tarafta ciddi bir farkındalık oluşturacağımızı, acentenin sürdürülebilirliğini sağlayacağımız ve ülkemizin de risklerini teminat altına alabileceğimizi düşünüyorum” dedi.

Sektörün kaliteli insan kaynağına ihtiyacı var

Sektörün kaliteli insan kaynağına ihtiyacı olduğunu belirten Eroğlu, “Gençler sektörü çok çalışılabilir bir sektör olarak görmüyor ve çok tanımıyorlar. Sigorta şirketlerinin MT mantığıyla yönetici havuzları oluşturup başarılı genç beyinleri toplamaları lazım. İnsan kaynakları dönüşümünü yapamazsak sektörü ileriye taşıyamayız.Banka ve sigorta mezunlarını, acente ve sigorta şirketleri yanında okullarının son dönemlerinde dersten sayılmak üzere istihdam etmek üzere bir projemiz var. Bu projeye katılacak acenteleri, brokerleri ve sigorta şirketlerini akademisyen ve son sınıf öğrencileriyle buluşturup, bir platform oluşturup, buralarda onların 4 ay boyunca staj yaparak çalışmalarını sağlayacağız. Bununla ilgili belli bir aşamaya geldik. Önümüzdeki dönemde proje konusunda bilgilendirme yapacağız” açıklamasını yaptı.

13 YORUMLAR

  1. Yalan
    Malatya da 100 metrekare ağır hasarlı evim için 147 bin TL ödeme yapıldı. Günümüz maliyeti bu ise bana evimi yapıp teslim edin.

  2. Ödeme gücünüz var da niye güncel prim bedelinin yarısını prim bedeli olarak belirliyorsunuz. Enflasyon farkını hesaba katmamak adil bir uygulama mı? 2 aydan fazla oldu deprem olalı. Yarım prim bedelini dahi ödemediniz. Hala eksper atamanızı bekliyoruz.

  3. Elazığ ve Kahramanmaraş depremini yaşamış bir vatandaş olarak Dask ve sigorta acenteleri insanları çok mağdur etmekte ve belirli bir noktadan sonra muhatap kimse olmuyor şuan ki yaşadığımız gibi saygılar.

  4. Karaman Yunus Emre mahallesinde yapılan TOKİ 4 evlerinin 2+1 tip ve büyüklükteki evlerin hepsi 75-76 metrekare büyüklüğündedir. 75-76 metrekare büyüklüğündeki bir evden nasıl 100 metrekarelik sigorta primi tahsil edebilecekler ki..

    • Sigortalarda düşük metrekare girilmesinin önüne geçmek için tapu entegrasyonu yapacaklarını, altyapı çalışmalarının devam ettiğini işaret eden Eroğlu, “Tapu ile DASK ve konut poliçelerinin entegrasyonunda çok geç kalındı. Bu konunun acilen çözülmesi gerekiyor. Bugün tapu entegrasyonu olsaydı eksik sigorta sorunu yaşamayacaktık. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir ortamda bunun yapılmamış olması büyük bir ayıp. Bu sistem devreye girene kadar 100 metrekareden daha düşük DASK poliçesi yapılmasını yasaklayacağız. Daha düşük metrekarelerde vatandaşın tapu ile beyanı mecburi tutulacak.

      • Deprem 6 şubatta oldu. Dask poliçem 20 şubatta yenilenecekti. 25 kasım güncellemesinden ne dask ne de ilgili acente banka bana bilgi vermedi. Dolayısıyla teminat tutarım eski miktarlar üzerinden hesaplandı. Aynı binada 500 bin alan da var benim gibi 200 bin küsür alan da var. Evin değerinin 10’da biri kadar ödeme yapıldı. Bu adil mi? 24 kasımda dask poliçesi yapan 100 metrekare için 150 bin alacak, 25 kasımda yaptıran 300 bin tl alacak. Bu adil mi? Biraz da bunları konuşun.

  5. Ben Hatay Antakya da ki evim tamemen yıkıldı ve en merkezi yerde ama bana ödenen dask parası 118 bin ben bu parayla evmi yapa bilirim sigorta şirketleri itiraz etme bı iş çıkmaz buna razı ol dedi yeni evi nasıl ulyapayim bu parayla

  6. Acentelerin, Kobi lerde uçtan uca risk analizi yapması gerektiğini söylüyorsunuz. Bu o kadar kolay bir iş değildir. Bunu yapan kurumun bünyesinde, İnşaat ve Makina Mühendisi çalıştırması gerekir. Yoksa çıkan raporlar sağlıklı olmaz. Bu işi 2002 yılına kadar Türkiye’de, Esnaf, Sanatkar ve Sanayicileri desteklemek amacıyla kurulmuş olan Türkiye Halk Bankası A.Ş. yapıyordu. Bu raporlamaları yapıp Sanayi kuruluşlarını olumlu anlamda yönlendirmek için önerilerde bulunuyordu. Ancak 2002 yılında iktidar değiştikten sonra bu Bankanın da misyonu yavaş yavaş ortadan kaldırıldığı için artık onlar da bu işi yapmıyorlar. Hatta bu Banka da dahil bütün Bankalar ipotek alacakları Fabrikaların ve diğer gayrimenkullerin Ekspertiz raporlarını özel şirketlere para karşılığı düzenletmeye başladılar. Yani bu konu için eğitim düzeyleri %90 oranında yetersiz olan Acentelere bu işi yıkmak hiç akıl karı değil. Ancak bunu yeterli mühendisi çalıştırmak suretiyle Sigorta Şirketleri yapabilir. Tabi ki iş yükünü azaltmak için büyüklük hacmi alt sınırı getirmek suretiyle. Ayrıca yeterlilik sınavları açıp, Acentelerin yeterli olmadıkları poliçeleri kesemeyeceklerini söylüyorsunuz. Biz Acentelere Sigorta Şirketleri bile eskisi gibi eğitim vermiyorlar ki bunu başarasınız. Ha sizin amacınız her zaman olduğu gibi Acentelerin sektör içindeki hacmini küçültmekse bunu açıkça söyleyin. Ama denenmiş denenmez. Bence biraz araştırma yapın. Avrupa bunu denedi ama sonra vazgeçti. Şu anda Acenteleri eskisinden daha çok destekliyorlar. Teknoloji diyorsanız ona varız oma Acenteleri yok etmeyin. Bütün dünyada Sigorta Şirketlerinin Bankaları var, sadece ülkemizde Bankaların Sigorta Şirketleri var. Terslik buradan başlıyor.

  7. %15 denilerek % 5ödeme yatırıldığını mı anlatayım, bunu almak için saatlerce beklemek zorunda olduğumuzu mu? Dask yaptıranları mağdur ederek mi yayacaksınız sigortalılığı. Şu ülkede bir şey mi düzgün işlemez? Maraştan yazıyorum

  8. 22 kasim 2022 de dask policemi yaptirdim 25 kasimda dask guncelleme yapmis sigortacim beni yanlis yonlerdi ve policemi guncellemedi depremde malatya daki evim yikildi ve 150 metre kare evime dask 220 bin odeme yapti bu adilmi 3 gunle yari yariya zararim var herseyimizi 1 dakikada kaybettik bide bu hersene gunu gunune daskimi yenilemem benim zararima oldu bilseydim 3 gun sonra yapardim simdi soruyorum dask neden otomatik duncelleme yapip cikan police farkini bizden talep etmedi dask konusunda duyarli oldugumuz halde madur olduk

  9. Malatya’ya hafif hasarlı evlere kaç ay olmuş eksper gönderemediniz.Aradiğimizda nezaman geleceğini bilmediklerini beyan ediyorlar ev var ama yaptiramadiğimiz için evlere giremiyoruz usta getiriyoruz 95 bin hesap çıkarıyor dask %15 vermeye çalışıyor türkiye sigorta bence sınıfta kaldı yaptırmamak bence daha iyi mağduruz

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER