24 Kasım 2024, Pazar
spot_img

CAN KANTAR | YORUM: TÜSAF seçimlerinde öyle olmuş, böyle olmuş! Ne olmuş?

Birkaç mesaj geldi, “Can Bey TÜSAF seçimleriyle ilgili neden bir şey yazmıyorsunuz? Yoksa yazmaya mı utanıyorsunuz?” denildiği için yazıyorum. Aslına bakarsanız haberi ilk veren yayın kuruluşu olarak işimizi başarıyla tamamlamıştık. Fakat bu seçimin perde arkası için yazılanları bir göreyim, öyle yorumlayayım diye beklemiştim.

Önce şunu belirtmeliyim ki, TÜSAF Genel Kurulu öncesi sabah yapılan toplantı son günlerin ilklerine damga vuran bir toplantıydı. Birincisi toplantıya katılanlar sektörün zirvesindeki isimler, ikincisi bu isimler ilk kez bir araya geliyorlar, üçüncüsü çok önemli mesajlar veren konuşmalar yaptılar. Biz gazetecilerin sevdiği toplantı türlerindendi.

Ben toplantıya davet edildiğim için gittim. Genel Kurulu beklemeden de İstanbul’a geri döndüm. Canlı yayınımızı yaptım 10 binlerce kişi izledi, haberimizi hazırladık 10 binlerce kişi okudu. İşimizin habercilik bölümüydü, bunu yerine getirdik. Öncesinde yorum yazısı yazdım. Tahminimin neredeyse tamamı gerçekleşti. Yazdıklarımın tamamen gerçek olduğunu herkes gördü.

Kamuoyunun aydınlatılmasından korkanlar…

Ben yine söz dinlemedim, gerek Hüseyin Kasap, gerek ANSAD seçimleri öncesinde Süleyman Özer dostum bana seçimlere neden müdahil olup öncesinde haber yaptığımı eleştirmişlerdi. Ve eklemişlerdi; “Seçim öncesinde senin haber yapmana gerek yok, seçim olur, biz sana sonucunu göndeririz o zaman haber yapar yayınlarsın” diye bir öneri getirmişlerdi. Gazeteci değil KATİP CAN KANTAR. Bunun adı gazetecilik olmuyor tabii ki. Kamuoyunun aydınlatılmasından korkanlar genelde bu yolu isterler.

Ben yine söz dinlemedim, öncesinde yazı yazdım, haber yaptım. Ve toplantıya katıldım. Yaramaz çocuğum vesselam. Bu arada bazı toplantılarla ilgili haber yapmamakla ilgili eleştiriler de geliyor bazı şaklabanlardan diyeceğim ama bu sefer ibişlerden diyeyim. Çünkü bunları okuyunca, seyredince gerçekten çok eğleniyorum. Bu ACANTA STK temsilcisi dostlarımıza şunu hatırlatmamda fayda var. Biz gazeteciler, davetli olduğumuz toplantılara katılırız. Önceden haberimiz olursa toplantılardan önemine göre davet edilmeden de katılabiliriz. Ola ki toplantıdan haberimiz olmadı, toplantı ile ilgili bir doküman gelirse, değer görürsek yayınlarımızda kullanırız. Yani davet edilmediğimiz toplantıda olanlar ile ilgili toplantıyı düzenleyenlerden bilgi istemek gazetecinin görevi değil. Toplantının önemi ile ilgili bir bilgimiz olmayacağından böyle bir talebe de gerek duymayabiliriz. İbişlere! Bu açıklamayı yapayım istedim.

Acenteler, mesleklerine sahip çıkmak için Ankara’daydılar

tusaf 26 05 2017 a

TÜSAF Genel Kurulu öncesi dostlarla bir araya geldim. Bazıları ile yeni tanıştım, dertleştik, fotoğraf çektirdik, kucaklaştık, hasret giderdik. Şunu gördüm ki Türkiye’nin dört bir tarafından mesleklerine sahip çıkmak için Ankara’ya gelmişler. Bu çok değerli. Çünkü geçilen süreç, acenteler için çok önemli. Hepsi ekmeğinin derdinde. Daha ne olsun. TÜSAF delegeleri veya STK başkan ve üyeleri, bunlar bir üst akıldan yönlendirilmediği, ticaret odaları veya SAİK üyeliği ile ilgili bir taahhüde göre hareket etmiyorlarsa bu çabaları kutsaldır. O nedenle o salona girip Genel Kurul’a katılan kişilerin hepsine mesleklerine gösterdikleri saygıdan ötürü teşekkür etmek gerekir.

Şimdi TÜSAF Genel Kurulu sonrasında bir iki yorum okudum, “Öyle ya da böyle kazandınız, ben böyle Genel Kurul görmedim, yaptıklarınız yasal değil, ama ne yapalım bu seferlik böyle olsun” tarzında. Bu ne demek kardeşim. Sizlerin ruh sağlığı yerinde mi? Böyle bir seçime böyle saçma sapan bir algı yönetimi ile karalamaya kimsenin hakkı yok. Ben Genel Kurul’a katılmadım o, bu, şu beni ilgilendirmez. Dışarıdan bakıyorum. Bu Türkiye’nin dört bir yanından mesailerinden vazgeçerek kendi ceplerinden para harcayarak oraya gelen delegelere hakarettir. Uygunsuz bir durum mu var? Seçim mevzuata uygun yapılmamış mı? Kanunsuz işler mi yapılmış? Bütün yasal yollar size açık. Verin mahkemeye Genel Kurulu ve seçimi iptal ettirin. Bu kadar basit. Bunu yapmıyorsan, yapılanlara da çamur atmaya hakkınız yok. Bu seferlik böyle olsun demek gerçekten saçmalık.

Turusan Bağcı her zamanki gibi ters köşe olmuş

Bu seçim tam bir garabetti. Tamda birlik ve beraberliğe ihtiyaçları olduğu bir dönemde üstelik. “Birlik” adı altında acenteleri bölmeye çalışan bir kesim. Öncelikle bu seçim, başından beri Murat Büyükçelebi’yi seçtirmemek için müdahil olan SAİK Başkanı Hüseyin Kasap’ın mağlubiyetidir. Bu ikinci mağlubiyet üçüncüsü ile son bulacak sanırım. İSAD Başkanı Turusan Bağcı ve Emin Gemici’nin de mağlubiyetidir. Bu kişilerin STK’lardaki kariyerleri için bu, vahim bir durum. SAİK’in içinde bile çatırdama var. SAİK’in yönetim kurulunda bile çatırdama var. Demek orada bile işler yolunda değil. Ayrıca bu seçim sonrası SAİK yönetim kurulunun meslektaşları üzerindeki saygınlığı ve etkinliği tartışmaya açılmıştır. Bu arada nasıl etkin olabilir ki SAİK Yönetim Kurulu üyesi ve “Birlik adlı Garabet” hareketinin bir üyesi olan Emin Gemici’nin kendi ili İzmir’in 30 delegesinden 29’unun desteğini almamış olması, ‘tek’ kalması başlı başına garip bir durum değil mi? Beni lütfen yanlış anlamayın. Tabii ki muhalefet olacak, tabii ki başka bir başkan adayı çıkacak. Demokrasinin gereği bu. Fakat her delege Genel Kurul’a katılır orada tartışılır, seçim yapılır kim kazanırsa onun arkasında durulur. Ama aşağı kadar gelip Genel Kurul’a katılmayıp işi sabote etmekse niyet, karşı tarafın da önlem alması kadar doğal bir şey olamaz. Turusan Bağcı neden konuşturulmamış. Adam yıllardır konuşuyor. Konuştuğunda genelde meslektaşlarının başına dert açıyor. Konuştuğunda şirket yöneticileri ciddiye almıyor zaten. Genel Kurul’da da “Sayın Turusan Bağcı tüzük gereği Başkan adayıysanız size konuşma hakkı vereceğiz” denilmiş, başkanlığa adaylığını koymadığı için de konuşmasına izin verilmemiş. Olay bu kadar basit. Temsil ettiği “Garabet Birlik” destekçileri bile salonda değil, kime konuşacak Turusan Bey. Plan başkaydı sanırım yine Turusan Bey her zamanki gibi ters köşe olmuş.

Olay baştan aşağı provokasyon

Benim edindiğim bilgi, Genel Kurul için gerekli çoğunluğun sağlandığı yönünde. Ve bu çoğunluk eksiksiz, firesiz başkanını seçmiş. 3/2 çoğunluk elde edilebilmiş olsa tüzük değişiklikleri de gündeme gelecekmiş, 10 kişi eksik kalındığı için bu gerçekleşememiş. Olay bu kadar basit. Genel Kurul’dan aldığım bilgilere göre ise “Birlik adlı Garabet” hareketini desteklemek için Ankara’ya kadar gelip salonun aşağısında bekleyeceklerine Genel Kurul’a katılıp dertlerini anlatmamaları ilginç değil mi? Olay baştan aşağı bir provokasyon. Yuhalanma işine gelince. Bence de hoş olmamış ama artık nasıl bir provokasyon olmuşsa… Neyse ki TÜSAF delegeleri buna izin vermemişler.

“Birlik adlı Garabet” eş başkan adayı Turusan Bağcı ise Genel Kurul’a katılmış, olayı provoke etmek istemiş, fakat üyeler buna izin vermemiş. Bütün çabaları boşa çıkmış. Şov yapmak için konuşmak isteyen Turusan Bağcı’ya. Divan Heyeti: “Aday olursanız konuşma hakkınız olur. Aday mısınız?” diye üç kez sormuş. Turusan Bey aday olmamış, sonra da Murat Büyükçelebi’nin başkanlığı içen el kaldırmış. İddialar bu yönde. Yani Sayın Kasap’ın bütün çabaları boşa gitmiş. Bu arada salonda Sayın Bağcı’ya yaptıklarından ötürü büyük bir tepki oluşmuş. Söylenenlere göre, delegeler değişmediği sürece bir daha Sayın Bağcı’nın TÜSAF’a başkan olması olanaksız hale gelmiş.

Hak hukuktan bahsedip, demokrasiye dem vuranlara iki çift lafım var

Birde hak hukuktan bahsedip, demokrasiye dem vuranlara iki çift lafım olacak. Kuliste muhalefet yapılmaz, gireceksiniz Genel Kurul’a orada derdinizi anlatacaksınız. Ama gerekli çoğunluğu elde edemediğinizi görünce kuliste kalmayı tercih ettiniz. Genel Kurul’a girip tüzük değişikliğini tartışsaydınız. Beğenmediğiniz yerlere oy vermeseydiniz. Beğendiklerinize destek verseydiniz. Meslektaşlarınız için daha hayırlı bir iş yapmış olmaz mıydınız? Başkanın görev süresi, illere göre derneklerin TÜSAF çatısı altına alınması hep tüzük değişikliği ile olabilecekti. Ama siz üzüm yemek yerine bağcıyı dövdünüz. Bağcı derken Turusan Bey’i kastetmiyorum. Ama sizler işi kilitlemeyi seçtiniz, onda da başarılı olmadınız. Burayı da geçtim.

Büyükçelebi’nin Hazine ve TSB ile bir iletişim kanalı açması sevindirici

Şimdi bekleyen çok önemli sorunlar var. Bunları TÜSAF’ın çözmesini beklememek gerekir. Taa ki SAİK’e de doğru bir Yönetim Kurulu gelene kadar sabretmek gerekecek. Ama TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi çok önemli bir sorumluluk üstlendi. Hazine ve TSB ile bir iletişim kanalı açması sevindirici. Her şeyin ilacı iletişim. Müzakere. Uzlaşma kültürü çok önemli. Acentelerin artık bu STK’lar üzerinden kendi menfaatleri için hesap yapma günü değil. “Birlik adlı Garabet” değil, “GERÇEK BİRLİK” günü.

Biz buralarda çift başlılık olmasın diyoruz, BİRLİK adı altında iki kişi başkan olmaya çalışıyor. “Bir bölelim daha sonra bir parçaya daha böleriz” deniliyor anladığım kadarıyla. Neyse bu seçim geride kaldı. Bir itirazı olan varsa yasal yollara hemen başvursun ya da ilelebet sussun derim. TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi’ye büyük sorumluluk düşüyor. Yapmak istediklerini yapmak için önünde zaman var. Bu iletişim kanallarının açık tutulmasında fayda var. Genel Kurulu sabote etmek için çaba sarf eden STK yöneticileri artık böyle işlere yeltenmeyin ve bir yerlerden medet ummaktan vazgeçin. Meslektaşlarınız için seçilenlere destek olun. Olmazsanız bunun hesabı sizlerden gelecekte sorulur. Ben şahidim.

2 YORUMLAR

  1. SAYIN CAN KANTAR

    YORUMUNUZ FEVKALADE OLUMLU ve YAPICI. TEBRİK EDERİZ

    SAYGILARIMLA
    MESUT CEMİL BOYNER

    SİGORTA EKSPERLERİ İŞVEREN SENDİKASI
    GENEL BAŞKAN

  2. Sayın Can Kantarcı,
    Mütemadiyen tüm yazı ve yorumlarınızı takip ediyorum. Mesleğimize verdiğiniz destekler için çok teşekkür ediyorum. Ben de size bugün içimden geldiği gibi bir yorum yaptım, sizinle de paylaşmak istedim. Yorumlarınızı bekliyorum. Saygılarımla

    Aracılık yapmak oldum olası zor bir iştir.Ama artık Sigorta ARACILIK hizmetlerini yürütmek ölüm. Sabah’tan akşama kadar Trafik Sigortasının operasyonel sorunlarıyla başa çıkmak gerçekten çok zor. Hazine Kurmaylarına söz geçiremeyen Sigorta şirketlerimiz zarar etmemek için Kirpi gibi gartlarını aldılar. İşlerine geldiği gibi maçı yönlendiriyorlar, özel şartlar öne sürüyorlar. Hazine Müşteşarlığımı z kaş yaparken, göz çıkardığının farkına ne zaman varacak, sigorta sektörümüzün önde gelen sivil toplum örgüt yönetim kurulları ne zaman kendi hırslarını, egolarını bir kenara bıkarak, gerçek sorunların çözümü için taşın altına ellerini koyacaklar çok merak ediyorum. Zaten showman olmasalar ne işleri var bu koltuklarda dediğinizi duyar gibi oluyorum. Siz de haklısınız lobi yapmadan, çayın taşı ile , çayın kuşunu vurmak olmuyor. Onlarda haklı!!! Ne olacak benim Acentelik Mesleki faaliyetini hakkıyla yapmaya çalışan Aracı dostlarımızın durumu? Arada kalanın canı çıksın. Zaten onlarda kendi ayaklarına sıkmayı çok severler. Sigorta şöyle önemli, Sigortacılık böyle önemli bir iş vs gibi söylemleri hep duyarsınız . Ama icraat ta günü kurtarmakta, mesleğinin geleceğini hiç düşünmemekteyiz. Yerel olarak Ticaret Odalarında bile kendisini bir meslek olarak kabul ettirmemiş, farklı bir hizmet grubunun gölgesinde temsil edilirken, kendi haklarımızı nasıl koruyabiliriz, sesimizi nasıl duyurabilir ki?Esas mesele buradan başlıyor ve yukarıya doğru büyüyerek kavgaya dönüşüyor. Sen kendini düşünmez işen başkası seni niçin düşünsün, adam yerine koysun ki? Sektörümüzün tüm bileşenleri sorunun nasıl çözüleceğini çok iyi biliyorlar ama birileri sanki tembellik yapıyor, çalışmıyor gibi. Bu nedenle Hazine Sigortacılık Kurmaylarımız da emri vaki sorun çözmeye , vatandaşa şirin gözükmeye çalışıyorlar. Bizim bu poliçeyi yaparım, şu poliçeyi yapmak deme gibi bir rahatlığımız yok maalesef. Faaliyetimizin devamı için hiç bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum. Aklın yolu birdir beyler,gelin şu sorunlarımızı çözün lütfen. Yada gölge etmeyin, başka bir şey istemiyoruz. Sadece şikayet etmemek , çözüm önerileri de sunmak lazım gerektiğini bilen birisi olarak ta Çözüm için önerilerimi sunmaya devam edeceğim. Umarım birileri sesimizi duyarlar. Saygılarımla,

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER