Zorunlu trafik sigortası fiyatlarının son yıllarda hızlıca artması, araç sahiplerini isyan ettirmişti. Geçmiş yıllarda trafik sigortası primleri şirketlerin amansız fiyat rekabeti nedeniyle çok, hem de çoook ucuzdu. 80 TL’ye trafik sigortası yaptırılıyordu ve kaza sonrası bu araç için de hayatını kaybeden kişilerin yakınlarına 100 bin TL’lere varan tazminatlar ödeniyordu. Şirketler bu işten ciddi zararlar edince fiyatları olması gereken seviyelere çekti ve olan oldu. Sigortalılar haklı olarak isyan etti.
Kanunlar çıktı, yeni uygulamalar yürürlüğe girdi, hükümet sigorta şirketlerine fiyatların düşürülmesi için baskı yaptı, ama inmedi, inecek gibi de görünmüyor. Bu arada Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin (SBM) sitesinden fiyat araştırma imkanının tüketicilere sağlanması da fiyatların gerilemesini sağlamadı. Uygulamada yapılan sorgularda 600 TL ile 2 bin 500 TL arasında bir fiyat aralığı görebilirsiniz. Burada yüksek fiyat veren şirketlerin bu işten zarar edeceğini düşündüğünden, trafik sigortası yapmak istemediği için fiyatı yüksek tuttuğunun altını çizmem gerekiyor.
Trafik sigortası zorunlu bir sigorta ve herkes yaptırmalı. Ama bir mesuliyet sigortası olduğunu unutmamız gerekir. Yani sizin değil, zarar verdiğiniz karşı tarafın mağduriyetini önlüyor. İşte tam bu sırada kasko devreye giriyor. Kasko aracınızın tüm hasarlarını karşıladığı halde kendisi hatalıysa karşı tarafın da maddi hasarlarını karşılayabiliyor. Kaskonun trafik sigortasından ayrıldığı en büyük nokta kaza sonucu vefat, sakat kalma gibi bedeni hasarlar için bir tazminat ödenmemesi. Kaskonun en büyük özelliği aracınızın, çalınması, yanması veya komple pert olması gibi durumlarda kaybınızın karşılanıyor olması. Ayrıca sigortalılara asistans hizmetleri (çekici, kiralık araç, çilingir gibi) önemli avantajlar sağlıyor. Trafik sigortası zaten yaptırmak zorundasınız. Ama bu farklılıkları bilerek çok ucuzlayan kasko sigortasını da bütçeniz el veriyorsa yaptırmanızda fayda var diyorum.
