Geçtiğimiz hafta içerisinde sigorta acentelerini rencide eden vahim bir olay yaşandı. Bu olayın kahramanı da sigorta acentelerinin en tepe resmi örgütünün başkanı. Olayın detaylarına girmeyeceğim ama ‘Bana yapıldığında ses çıkarmadınız, şimdi bunun için bana niye çullanıyorsunuz’ diyen Sigorta Acenteleri İcra Kurulu (SAİK) Başkanı Hüseyin Kasap’a bir tek İTO Meslek Komitesi Başkanı Levent Korkut’un tepki gösterdiğini duydum. O da mail grubunda… Onun da neden tepki gösterebildiğini kestirmek mümkün. Ticaret odalarındaki il delegesi acentelerin birçoğu buna tepki göstermiş. Fakat işin ilginç yanı bu il delegelerini seçen acentelerin ya da acente derneklerinin yöneticilerinin bu konu ile ilgili bir paylaşımda bulunmamaları.
İşte ben bu nedenle yıllardır “Acenteler kendi içlerinde birlik olamadıkları için ellerinden ekmekleri alınıyor” diye bas bas bağırıyorum. Haydi, sigorta şirketlerinin olası mağduriyet yaratması karşısında ticari kaygılar nedeniyle tepki veremiyorsun, ya buna ne demeli? Arkadaş, sen daha kendi meslek grubunun içerisindeki bu tür bir olaya tepki veremiyorsan, bence her şeyi hak ediyorsun demektir. Şayet acente camiasından toplu ve yüksek bir ses çıkabilseydi, SAİK Başkanı Sayın Kasap, SAİK üyelerinin ‘yanlış yaptın, özür dile’ demelerini beklemeden özür dilemez miydi sizce? Bence hemen dilerdi, ‘hayvan terli’ derdi.
Kebecioğlu: Rencide edildim, beni sadece ekmeğim ilgilendiriyor
Ama bu STK başkanlarının gündemleri farklı. Konumları farklı. Onlar, ‘bir konu bulayım TV ekranlarına çıkayım, iki müşteri beni bulur, şu arkadaşlarla bir araya gelip viski içelim, Türkiye’de güzelim pistlerimiz bulunurken, Fransa’da kayağa gidelim, Fransızların sıcak şarapları güzel, seçimlerde nasıl tükürdüğümü yalayıp da şununla iş birliği yapıp TÜSAF’a, SAİK’e Başkan olurum ya da ticaret odalarındaki görevimi kaybetmem de iki Oda’ya yeni kayıt olan bir şirketin sigorta işini alırım, oradan kazandığım para ile egzotik adalarda dalmaya giderim’ diye düşünüyorlar belli ki. Ama Sayın Kasap ile bu polemiği yaşayan Kastamonu İl Delegesi Yüksel Kebecioğlu gibi Bağ-Kur primimi nasıl öderim, eve nasıl ekmek götürürüm derdinde. Sayın Kebecioğlu ile tanışmam bu konu vesilesiyle… Son yazımdan sonra kendisini aradım. Yazılar da bana oradan gelmedi. Yüksel Bey, ‘Can Bey bu davayı açacağım tazminatı kazanırsam da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği veya Türkan Saylan Vakfı’na bağışlayacağım. Benim Sayın Kasap’ın görevden alınması gibi bir gündemim yok. Ben rencide edildim, beni sadece ekmeğim ilgilendiriyor’ dedi.
Acente dernek başkanlarına iki çift lafım var
İki çift lafım da acente dernek başkanlarına yani STK başkanlarına olacak. Bu olayda da üç maymunu oynadılar. Sanki beyaz eşya derneği başkanı sanırsınız bunları. Hani arkadaşım neredesiniz. Seçilme kaygınız mı var, Sayın Kasap tekrar seçime girerse listeye sizi almayacak diye mi korkuyorsunuz ya da açığınız mı var? Sayın Kasap size bir ticaret odasından denetçi gönderir diye mi korkuyorsunuz? Ya da bir kenara çekilmiş kıs kıs gülüyor musunuz, Sayın Kasap veya Kebecioğlu’na? Bir gün sizin de bu duruma düşmeyeceğiniz ne malum. Demokrasi, fikrini özgürce ifade edebilmek hani. Hani kendi çalıştığınız şirketlerin dışında bir şirket ile ilgili bir olayda aslan kesilen STK’lar ve başkanları… Neredesiniz, İSAD, SAB, AVSAD, AFSAD, ANSAD, PASAD, BASİAD, TÜSAF yoksa siz bu olaya tepki göstermeyerek SAİK Başkanı Hüseyin Kasap’ın doğru yaptığına mı inanıyorsunuz?
Hani nerede acentelerin lady savunucuları. Neredesiniz Sayın Binnur Aktaş, ‘Çok ayıp’ başlıklı bir yazınızı okudum ‘helal olsun kadına’ dedim içimden, meğersem bir sigorta şirketini isim vermeye korkarak eleştiriyormuşsunuz. Allah’tan Neşe Demirağ beni telefon ile özelden aradı o gün, ama ondan da bir kınama yazısı beklerdim.
Hani nerede acente savunucusu internet sitesi yöneticilerim, sözde medyacılar. Öyle yazı yazıp siteye koyup tepki gelince kaldırmak ile internet sitesi yönetmek olmuyor. Bu arkadaşlar Can Kantar’a laf söyleme ortamı bulduklarında ortaya balıklama atıp tutmayı severler ama… Diğer taraftan ağabeyimin servisinde eksper istendiği gibi eksper raporu tutmadı diye eksperleri bombardımana tutmaya benzemiyor bu işler değil mi? Ya da ilan verenlere methiye mektupları yazılırken vermeyenlere uyduruk şikayetler yazılan şikayet sitesi yönetmek ile gazeteci demiyorum, medyacı olunmuyor. Acenteleri savunacaksan bu misyonu üstlenen bir web sitesi yapıyorsan acenteyi her platformunda savunacaksın arkadaş. Bununla ilgili benim yazdıklarımdan başka bir habere veya paylaşıma rastlayanınız var mı? Belki sosyal medyada kaçırdıklarım olabilir, ama onlar bana geri dönüş yaparlarsa buradan isim vererek özür de dilerim.
İşin özü…
Özetle bu yazıyı neden yazdım biliyor musunuz? Özü şu; bu kadar önemli bir olayda bile acenteler bir araya gelip toplu bir tepki gösteremiyor. Sayın Kebecioğlu’na bazı acenteler arayıp bir ihtiyacı olup olmadığını sormuşlar, onları ayrı tutuyorum. Kaşı, gözü başka oynayan, sürekli bir hesap ve başkanlık hesapları içinde olan bu STK başkanlarını neden eleştirdiğimi şimdi anladınız mı? Durum bu, malzeme bu… Kimse kimsenin umurunda olmayınca acenteler oradan oraya savrulmaya devam edecek. Acentelerin bir kısmı Fransa’da kayağa giderken diğer taraftan bazılarınız da Sayın Kebecioğlu gibi Bağ-Kur primini nasıl ödeyeceğinizi düşünürsünüz. Sonra da bunlara oy verip SAİK’e ticaret odalarına seçersiniz ki o mevkilerin gücü ile sağladıkları avantaj ve paralarla Fransa’da kayağa gitsinler. Yüksel Bey’i onurlu ve saygılı duruşu için kutluyorum. Ve bunun için bir plaket hazırlatıyorum. İlk fırsatta kendisine gidip takdim edeceğim. ‘Sen yalnız değilsin arkadaş’ diyeceğim.
SON DAKİKA EKİ
Biz bakın neleri tartışıyorken, diğer tarafta neler oluyor. Hükümet, trafik sigortalarında fiyatların belirlenmesinde serbest piyasa ekonomisi kurallarından vazgeçerek tavan fiyat uygulamasına geçti. İl il basamaklardaki tavan fiyatları artık Hazine belirleyecek. Başbakan Yardımcımız Sayın Mehmet Şimşek, bu fiyatları belirlerken fiyatları yüzde 30-40 indireceğini söylüyor. Bu ne demek biliyor musunuz acente dostlarım?Öncelikle sizin trafikten kazandığınız prim geliriniz yüzde 30-40 azalacak. Sonrasında gerek döviz artışı, gerek enflasyon, gerekse asgari ücret artışını absorve eden sigorta şirketleri tekrar zarar etme olasılığına karşın önce acente komisyonlarından tırpana başlayabilir. Yani bugün ne kazanıyorsanız, gelirinizin yarıya düşme ihtimali kuvvetli. Tabii ki ağırlıklı trafik çalışıyorsanız. Şimdi seni o acente kardeşimize hakaret eden SAİK Başkanın mı savunacak ya da başka bir alternatif bulacak bu duruma. Çok zayıf ihtimal…
Ben şimdi sayın SAİK Başkanınızdan ‘taban komisyon’ atağına geçmesini beklerim ki O da acentelerin tam bir felaketi olur. Çünkü SBM sorgulama uygulaması sonrasında sigorta şirketlerinin IT altyapıları hazır, bir buton koyarak poliçeyi direkt internet sitelerinden satabilirler. Böyle bir ihtimal var mı? var… Buyurun buradan yakın.
Özetle, bu uygulama portföy ağırlığı trafik olan, yıllık prim üretimi 400-500 bin TL olan ve yoksulluk sınırında ayakta kalmaya çalışan en az 5-6 bin acentenin kapanması demektir. Ne yazık ki dost acı söyler. Durum bu… Üzgünüm. Diğer taraftan sahipsizsiniz, merdivenaltı sigortacılar, dolandırıcılar dolmuş ortalığa… Hani denetim? Denetim bunların elinde aba altı sopa, kendilerine laf söylenildiğinde ne tesadüf ilk denetim o acenteye yapılıyor, ortalıkta bu kadar dolandırıcı gezerken. Bilmiyorum anlatabildim mi?
YAZININ BU KISMI İLGİLENENLERE!
Son yazım ile ilgili olarak TÜSAF Başkanı ve SAİK Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Murat Büyükçelebi’den bir açıklama aldım. Yayınlıyorum ve kendisinden özür diliyorum. TÜSAF ve BASİAD’ı yazımın özünden çıkarıyorum. Büyükçelebi’nin açıklaması şöyle;
“Sayın Can Kantar
‘Üç maymun acente STK başkanı olmuş!’ yazınızı okudum.
Başkanı olduğum kurumla ilgili kullandığınız ifadeyle ilgili bilgilendirme gereği duydum.
Bahsi geçen olayla ilgili gazetenizdeki yazıdan sonra Sayın Yüksel Kebecioğlu’nu aradım. Hatta yazıda incelik yapıp ismimi kullanmadığı ‘Üslubunuzdan dolayı teşekkür ederim’diyen üzüntülerini bildiren kişi benim.
SAİK toplantısında Sayın Kasap’a bu konuda yaptığı yanlışı ifade eden özür dilemEsi gerektiğini ilk söyleyenlerden biriyim.
Bu vesileyle herkesi aklı selime davet ediyorum. Mesleğimizle ilgili sorunlar dağ gibi olmuş,her gün darbe aldığımız da bir dönemde haklarımız ve sektör için çalışmanın yegane görevimiz olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla
Murat Büyükçelebi. “
İbrahim Sertel’den cevap var
Suskunluğum asaletimdendir her lafa verecek cevabım var lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye ! diyor…
Kendisi de SAİK Başkanı’ndan umudunu kesmiş. Zaten hiç umudum da olmamıştı diye ekliyor. ‘Bu Sayın Başkanın ilk vukuatı değil. Her seferinde kendisini uyarıyorduk. Ama nafile. Sayın Kasap acenteler için ne yapmıştır. Bulunduğumuz durum ortada. Biran evvel çekip gitmesini bekliyoruz ‘ diyor.
“Can’ı bitiriyorum, az kaldı”
Bu son yazdıklarım sonrası her yazdığımdan rahatsız olanlar gibi bunlar da beni bitirmeye karar vermişler. 37 yıldır ben bu mesleği yapıyorum. Çok kez beni bitirmeye karar verenler oldu. En yakın zamanda Sayın Levent Korkut çok uğraştı mesela Can’ı bitirmeye. Çalıştığım bütün iş yerlerim bağlı bulunduğum yöneticilerime gittiler hatta Yönetim Kurulu olarak. “Bu adamı işten çıkarın, yazı yazdırmayın” diye. En son Dünya Gazetesi’ni ziyaret ettiler o da olmadı. Sonunda dönemin İTO Başkanı’na Dünya Gazetesi’ne telefon açtırdılar o da olmadı. İki yıl daha yazdım. Şimdi kendi işimi yaptığımdan ancak ‘beni işten attırmak için bana gelmek zorunda’ oldukları için biraz anlamsız görünüyor. Geçtiğimiz aylarda eleştirilerimi kendine alındığı için Sayın Turusan Bağcı beni bitirmeye çalıştı. O da hukuk yolunu seçtiğini söyledi, kendi iPhone kameralarına. Avukatlarını hemen seferber ediyor, avukatlarına yetki veriyordu. Tamam diyordu, “Bu kadarı yetti, yakayı ele verdi, şimdi dava açıyorum” dava benden gizli sürüyor herhalde… O da bitiremedi. Kendisi bitiremedi, diğer STK Başkanları’na “birlikte bitirelim” dedi. “O bizim Can ağabeyimizdir” cevabını alınca, sepeti koluna takıp herkes kendi yoluna gitti.
Sayın Kasap’ın bitirmesini bekliyorum
Şimdi de Sayın Kasap beni bitirmeye karar vermiş. Bu kararı verirken kendisinin zaten bitmiş olduğunun farkında olmaması beni üzdü. Ne zannediyorsunuz arkadaşlar, ben bırakıp gidersem meydan size mi kalacak? İşlerinizi oradan buradan rahatça fayda sağlamaya devam mı edeceksiniz zannediyorsunuz? Güldüm, geçtim. Sayın Kasap geçtiğimiz hafta safariden geldim. Beni orada aslanlar, leoparlar bitiremedi, sen mi bitireceksin? Küçük geldin gözüme hele hele arkandan TOBB giderse. Benimle uğraşacağına giderayak acenteler için bir şey yap da onunla ansın seni meslektaşların. Bak, tavan prim, yüzde 30 azalan acente primleri ve düşürülecek komisyonlar… Hadi Hüseyin abi çalış biraz, öyle TOBB’dan aldığın maaşı hak et, orada yattığın yeter.
Yazımın bu bölümü merak edenlere !
“ÇİN MALI SİGORTA MEDYASI!”
Yazımın bu bölümünü daha kısa tutacaktım ama bir kere yazayım, bir daha muhatap olmayayım istiyorum. Konu sektörümüzün Çin malı sektör medyacısı. Artık Çin malı kaliteli sayılmaya başladı, Bangladeş diyeyim. Ne demek istiyorum biliyor musunuz? Bir yayıncı düşünün, kendi bünyesinde bütün rakiplerinin çakma markaları dizili. En iyisi “Çin malı sigorta medya market” diyeyim. Bir harf fazlası, bir harf eksiği. net’i, com’u falan. Şimdi bu arkadaş benim ile ilgili özellikle Turusan Bey ile yaptığı çekimlerde atıp tutar, sonra telefon ettiğimde ‘Can abi sen büyüğümüzsün, bizi kanatlarının altına al’ falanlar… Ben de kendisinin bu didinmesini değerli bulduğumu sektörle paylaşıyordum. Diğerleri yatıyor, bu hiç olmazsa bir şey yapma çabasında diyordum. Ama çok toy olduğu için zaten yazı yazmayı da bilmiyor. Yazıyor sitesine koyuyor, kaldırıyor, fırsat buldukça benim hakkımda orada burada atıp tutuyor.
Artık canıma tak ettiği için “hiç olmazsa bunu yap” diye son yazımda kendisini eleştirmiştim. Ve sonunda arkadaş bana haddimi bildirmeye karar verdi. İlk haddim Hayatımız Sigortalı sitesi yapmaktı ki geçende yaptı onu da kaldırmıştı. Şimdi tekrar yapmaya karar vermiş. Neyse haddimi gördüm. Yazının geneli ve yazı ile ilgili seviye çok düştüğü için cevap vermek yakışmaz bana. Ama şunu söylemeden edemeyeceğim, gelirler, faturalar, otomobiller bana birini hatırlattı. Hatırlattı ve dedim ki içimden “Abi ya sen girmeden bu sektörde Maserati, Rolex falan konuşuluyordu ne ara dere 60 bin TL’lik Volks’lara falan düştük” diye düşündüm. Elimde çok malzeme var bu arkadaş ile ilgili, ama vaktim yok. Bu arada iş birliği yaptığı firmalara da bir şeye dikkat çekmek isterim. Yarın öbür gün çalışmaktan vazgeçerseniz bu arkadaşla, sizin de sitenizi yapabilir, bir harf fazlası, bir harf eksiği ile!!! Bu arada Allah daha çok versin bu arkadaşa, yolun açık olsun da demek isterim. Samimiyim. Fakat arkadaşımın şu Umre teklifi fena fikir değil. Ama onu da doğru yazamamışsın be Erhan, ÜMRE değil UMRE, hele hele dediğini de yaparsan bari sevaba girersin! Sevgi ile kal…
Sayın Can Kantar,
Kısa bir cevap hakkı kullanmak isterim,
İl delegeleri grubu TÜSİAR yönetiminden bir arkadaşımız tarafından kurulmuş ve delegelerin TOBB tarafından tek taraflı gönderilen mailler haricinde de birbiri ile irtibat kurabilmesi, sorunları tartışabilmesi ve çözüm adına organize olabilmesi amaçlanmıştır.
Malesef grupta çok azda olsa zaman zaman meslektaşlarımızın karşılıklı hakaret içeren mailleri olmuştur, bu arzu etmediğimiz bir durumdur ve her seferinde bizzat devreye girerek asla saygı sınırlarını aşan cümleler kurulmaması adına tarafımdan çağrı yapılmıştır
Saik başkanına hakaret edildiğinde de tepkimi gösterdim, meslektaşım sayın Yüksel beye karşı Saik başkanının hakareti karşısında da aynı şekilde tepkimi aynı mail grubunda verdim ve sayın Hüseyin Kasap beyi gereğini yapmaya davet ettim.
Kişiliğe hakaret kabul edebileceğim bir davranış biçimi değildir ve hiç ama hiç kimsenin birbirine bu şekilde konuşmaya hakkı yoktur, makamı ne olursa olsun.
Eleştirinizde haklı olabilirsiniz ve ben özelleştiri yapacağım, ancak bu tarz bir yazışmanın meslektaşlarımız tarafından duyulmasını ve olayın büyümesini arzu etmediğim için sosyal medyada paylaşmak ve tepki ile de olsa olayı büyütmeyi arzu etmedim, bilinmesini isterim,
Saygılarımla,
Not: ‘Ayıp’ paylaşımımda bahsettiğim şirket Groupamadır, o bir yazı şeklinde değil meslektaşlarımla dertleşmek adına grupta yapılan bir paylaşımdır, alttaki yorumlarda da zaten şirket adı kullanılmıştır, cesaret derseniz direk yanlış anlarım:) ve üzerime alınmam
Sayin Can Kantar,
yazinizda bahsettiginiz servis sahibi benim eger servisime gelip de eksper raporuna mudahale edilen bir eksper tespit ederseniz ayni gun servisimi kapatacagim . EKsper hakan tankut disinda hic bir eksper ile yasanan sorun yoktur. onda da hakli sebebimizden itiraz edilmistir.konu eksperler dernegine sikayetimize kadar girmistir. detayini bilmediginiz konuda yazmis oldugunuz ifadelerden dolayi ozur beklemekteyim. eger tespit edemez ve ozur dilemezseniz iftira atan ve kanitlamayan mufteridir. lutfen ikili yasadiginiz problemlerde sadece camur at izi kalsin politikasi uygulamayiniz.konuya iliskin eksperler derneginden de bir aciklama beklemekteyim.
calismalarinizda basarilar dilerim.
ccs
emrah navruz
Emrah bey merhaba,
ilginiz için teşekkür ederim. açık söyleyeyim akrabanızdan çok daha nazik ve saygılısınız,
Şimdi böyle bir olayla ben gazeteci olarak karşılaştım. Siz ne kadar haklıyım deseniz de buradan olay şöyle görünüyor. Abi servisi var, kardeşin internet sitesi var, bir sıkıntı olduğunda kardeş basında bir yazı yapar bundan sonra abinin servisinde ne eksperden, ne sigorta şirketinden sıkıntı çıkmaz. Buradan öyle görünüyor. Haberi gördüğümde olmayan saçlarım diken diken oldu, gözlerime inanamadım. Artık bu işler bu kadar ayağa mı düştü dedim. bende ekran görüntüsü var siz o haberi gördünüz mü ? Siz kardeşinizi neden uyarmadınız. Neden koydun neden kaldırdın arkadaş. Sonra bakıyorsun eski çalıştığın ve reklam vereninin rakip firması hakkında. Bakın bunlar Fetö cü ey sigorta şirketleri yeni yıl anlaşması yaparken bunu göz önünde bulundurun.’ Hocam senin kardeşin yol yordam bilmeden yaptığı başına büyük iş açar. Bir yüklü tazminata bakar, Bugüne kadar kazasız belasız gelmişse şansına şükretsin derim, İşte bu nedenle medya işlerini yapanların başka işleri olmamalı. Bunu bir silah olarak kullanmamalı. Yani şimdi düşünsenize benim bir acenteliğim ya da servisim olsa eşimin üstüne mesela. Eşimin poliçesini yapmak istemeyen ya da hasarını ödemeyen şirkete parmak sallayıp eeyy X sigorta şirketi ayağını denk al diye yazı yazayım. Ben iki sene önce anjio oldum iki stent takıldı, sigorta şirketi bir tanesinin parasını farklı bir gerekçe ile ödemedi, benim bununla ilgili bir yazıma rastladın mı hocam,
Neyse işinizi çok iyi yapıyorsunuzdur, Eksper size haksızlık etmiştir. Tamam. ama işte kardeşiniz yüzünden haklıyken haksız duruma düştünüz. sizin isminizi vermedim. haber de yayında değil kardeşiniz kaldırmış zaten. Size haksızlık yapmışsam özür dilerim. Hakkınızı helal edin. Kardeşinizi uyarın aman sizin ile ilgili haber yapmasın. Arkadaş canlı bomba gibi sektörde dolanıyor. Dikkat edin bombayı üzerinde patlatmasın.
Saygılarımla
Can Kantar
Maalesef tamamen katılıyorum….
BİR OLMAZSANIZ BİR BİR GİDECEKSİNİZ
yaşadığım bölgede sigorta konuları ile ilgili sıkıntıları iliklerimize kadar hissederken bu olay üzerine tuz biber oldu .
bölgemizden sigorta şirketleri birer birer çekilmekte sanırsınız biz suriyede yaşıyoruz.
komisyonlar %1 gibi komik rakamlarda
yangın poliçelerinde terör teminatından geçtik artık poliçe üreten şirket kalmadı
sirketler tarafından desteklenen karter kuruluşlar bizlere bügünleri aratır duruma getirecek
bankaların sigortanızı bizden yaptırmazsanız kredinizi onaylamayız tehtidleri
araç satış firmalarının sigortayı bizden yapmazsanız hasarınız ödenmez sıkıntı yaşarsınız gibi sıkıntıları kim çözecek bu problemleri çözecek merci neresi lütfen acente arkadaşlar bana bilgi verirlerse sevinirim yoksa bu problemlerin hepsi yapılmış olan anlaşmayla çözülmüşte benimmi haberim yok
saik ‘in görev ve sorumlulukları nelerdir bunlardan kaçı çözüme kavuştu
yada ortada bir problem yokki acentelerden kayda değer bi tepki yok
duyarlı acente arkadaşlara saygısızlık yapmak istemem ama görünüyorki biz neyle yönetilmeyi hak ediyorsak o yekilde yönetiliyoruz .
benin bu olaydan çıkardığım sonuç bu
bu arada ben Diyarbakır ilinde bunlara rağmen sigortacılık yapmaya direnen bi acenteyim
saik asli görevlerini yapacağı yerde bir il delegesinin pis işlerine saik başkanı hüseyin kasap ında dahil olduğu bir iş de bir bürokratı araya koyup şirketin genel müdürlüğünü arayıp acentelik verileçek ken bir den genel müdürlük den bölge müdürlüğüne bir meail bu kişiye acentelik verilmeyeçek diye bildirilmesi yeni kurulan acenteye yzık değilmi . il delegesinin ve hüseyin kasap beyefendinin işleri güçleri demek ki bu işler miş.
sayg
BİR OLMAZSANIZ BİR BİR GİDECEKSİNİZ
Yaşadığım bölgede sigorta konuları ile ilgili sıkıntıları iliklerimize kadar hissederken bu olay yaraya tuz biber oldu .
bölgemizden sigorta şirketleri birer birer çekilmekte sanırsınız biz suriyede yaşıyoruz.
komisyonlar %1,2,5 gibi komik rakamlarda
yangın poliçelerinde terör teminatından geçtik artık poliçe üreten şirket kalmadı
sirketler tarafından desteklenen karter kuruluşlar bizlere bügünleri aratır duruma getirecek
bankaların sigortanızı bizden yaptırmazsanız kredinizi onaylamayız tehtidleri
araç satış firmalarının sigortayı bizden yapmazsanız hasarınız ödenmez sıkıntı yaşarsınız gibi sıkıntıları kim çözecek bu problemleri çözecek merci neresi lütfen acente arkadaşlar bana bilgi verirlerse sevinirim yoksa bu problemlerin hepsi yapılmış olan anlaşmayla çözülmüşte benimmi haberim yok
saik ‘in görev ve sorumlulukları nelerdir bunlardan kaçı çözüme kavuştu
yada ortada bir problem yokki acentelerden kayda değer bi tepki göremedim.
Duyarlı acente arkadaşlara saygısızlık yapmak istemem ama görünüyorki biz neyle yönetilmeyi hak ediyorsak o şekilde yönetiliyoruz .
benin bu olaydan çıkardığım sonuç bu
bu arada ben Diyarbakır ilinde bunlara rağmen sigortacılık yapmaya direnen bi acent
önder akalın
iyi çalışmalar sayın Erdal çiçek size teşekkür etmek istiyorum öncelikle uzun süredir bu sektördeyim 22 yıl boyunca en çok merak ettiğim ve sormak istediğim konuları kısaca ve net bir şekilde dile getirmişsiniz size kesinlikle katılıyorum acentelerle ilgili bu güne kadar acente temsilcileri hiç bir konuda ilerleme kaydetmemiş ve çaba göstermemişdir kesinlikle bu sektör temsilcilerinin hangisi bizim yaşadığımız sıkıntıları yaşıyor öncelikle onu merak ediyorum ito da başkanlık seçimi yaklaştığında sektör temsilcilerinde bir telaş ve heyacan başlıyor nedeni bu kurula girerek kazançlarını artması ve çok rahat bir yaşam sürecekleri olması bakınız sigorta acenteliği özel bir meslektir devlet bunu eskisine göre daha bilgili ve kaliteli olsun diye bir takım kreterler getirdi bu mesleğimiz için çok iyi ancak bununla bitmiyor bir sürü yalan dolan la acenteliği sürdüren ve para kazanan kişiler var ve yeniden türedi ençok burasını anlayamadım bu kadar kreter varken nasıl acente oluyorlar ayrıca acentelerin hakklarını savunacak bir tane temsilci olmaması herkes kendi çıkarı doğrultusunda hayatıne devam ediyor acentelerin sorunlarını kendilerinde bir görev olarak görmemelerinden dolayı sektör bu durumda örnek olursa 2000 tl satmış olduğunuz bir trafik sigortasında çalışmış olduğunuz sigorta şirketi size 30-40 tl gibi komik bir komisyon vermesi yani şirketler istedikleri gibi sizinle dalga geçer gibi bir yaklaşım suna biliyor şayet hakkınızı aradığınızda hemen kapatılmakla tehtid ediliyorsunuz soruyorum sektörün bu durumundan sayın temsilciler hiçmi rahatsız olmuyorlar umurlarında değil sanırım öyle gözüküyor bunca yaşadığımız sıkıntılardan haberdar olupta hiç bir şey yapılmamasından size tekrar teşekkür ediyorum allah yardımcımız olsun
TÜM ACENTE ARKADAŞLARA GÜNAYDIN GERÇEKTEN ÇOĞUNLUK BENGLADEŞTE YAŞIYOR,AZINLIK KAYAK VE GÖBEK DANSINDA BENİM İSE NEDESEM BOŞ ADIM MUHAFELETE ÇIKTI.YAZINIZ ÇOK GÜZELDE BENGALCE YAZMADIĞINIZ İÇİN KAÇ KİŞİ OKUDU BİLMİYORUM.AMA BEN ÇOK GÜLDÜM .SAYGILARIMLA