Can Kantar’ın Tüm Yazıları Başlık böyle olunca ilgi çeker diye düşündüm. Severiz bu tür ödeme haberlerini, özellikle internet sitelerinde tıklama rekoru kırarlar… Ben de sigorta sektöründen ziyade, asıl trafik kazası mağdurlarını yakından ilgilendiren bir konuyu tekrar gündeme getirmek istedim.
Konuyu öncelikle şöyle özetlemek isterim. Trafik kazaları sonucunda yaşamını yitiren ya da sakat kalanlara sigorta şirketleri Zorunlu Trafik Sigortası kapsamında tazminat ödemekle yükümlü. Yaya bir vatandaşa otomobil çarpıp kaçtığında bu kişinin tüm hastane masraflarının SGK tarafından karşılandığını çoğunluk pek bilmiyor. Bu kişi vefat ettiğinde yakınlarına Güvence Hesabı’ndan tazminat ödeneceğini de pek kimse bilmez.
Şirketler ‘hemen ödeyelim’ diyor
Özetle, bir trafik kazası sonucunda vefat veya sakat kalma durumu varsa sigorta şirketlerine başvurmanız yeterli. Hazine tarafından belirlenen tazminat miktarlarında ödemenin kısa sürede yapılacağını bilin. Şimdi “Sigorta şirketleri poliçe yaparken iyi de, iş tazminat ödemeye gelindiğinde bin dereden su getirir” dediğinizi duyar gibiyim. Fakat bunun gerçek olmadığının altını çizerek belirtmem gerekiyor. Sigorta şirketleri trafik kazalarını takip edip mağdurlara hemen ulaşmak için departmanlar bile kuruyorlar. Sonuç olarak bu tazminatları ödemek zorundalar, ha bugün ya 10 yıl sonra… Bu nedenle şirketler bunu karşılık ayırarak bilançolarına her yıl artan bir yük yüklemek yerine hemen ödeyip kurtulayım derdindeler. Bunu okuyunca şaşırdınız belki de, ama gerçek bu.
Son yılarda bu süreçlerin takibini yapmayı kazanç kapısı haline getiren meslek grupları oluştu. İşin içine aracılar girdiğinde bu tazminatların şirketlere katlanarak mal olduğunu biliyorum. Bu artan tazminatlar mağdurların eline geçse bir sıkıntı yok. Fakat durum hiç de öyle değil. Sigorta şirketleri “bedeni hasar” sorunu ile yatıyor, bu sorunla kalkıyor. Bedeni hasar sorunu çözüldüğünde şirketlerin karlılığı artacak ve dolayısıyla sigortalı çok daha uygun fiyata sigorta satın alma fırsatı yakalayacak diye düşünüyorum.
İsrail örneği gündeme gelebilir
Hazine trafik kazası mağdurlarına ödenecek tazminatların hesaplanmasına bir standart getirilmesi için düzenleme yapıyor. Yakında kanun çıkacak. Genel şartlarda da yapılacak değişikliklerle bu konunun biraz olsun sorun olmaktan çıkaracağını düşünüyorum. “Trafik kazası mağdur ve yakınları önce sigorta şirketine başvurmak zorundadır” zorunluluğu getirilmediği sürece sıkıntı devam edecek gibi görünüyor. Bu arada bu konu hakkında dünyada aracıların da dahil olduğu pratik çözümlerin olduğunu da duydum. İsrail örneğinde sigorta şirketleri bu mağdurların başvurularını bir avukat aracılığı olmadığında kabul etmiyormuş. Avukatların da tazminat miktarı ne olursa olsun bir sabit ücreti varmış. Onun üzerinde bir rakamı mağdurdan talep edemiyormuş. Yani avukatlar bir nevi iş takibi yapıyormuş. Hatırı sayılır bir sabit ücret de alıyorlarmış. Çözüm arayışlarında bu alternatif de masaya yatırılabilir. Herkes hakkını aldığında bir sorun olmaz diye düşünüyorum.
İlk adres sigorta şirketleri
Diğer taraftan sigorta şirketlerinin sağılacak inek gibi görülmesi de doğru değil. Bir şirket yöneticisi “Can Bey, mahkeme çok doğal olarak aleyhimize sonuçlanıyor. Karşı tarafın avukatına tazminatı hemen ödeyelim teklifi götürüyoruz. Aldığımız cevap “Yok ben bunu icra yoluyla alacağım” oluyor. Bu arada iş uzadıkça uzuyor, mağdurun eline geçecek kısımda bir artış söz konusu olmuyor. Sigorta sektörü geçmişte özel hastaneleri, otomobil firmalarını zengin etmişti şimdi de avukatlarımızı zengin ediyor” diye sıkıntılarını dile getirdi. Bu sorun kanun ile bir yere kadar çözülebilir ama her iki tarafın samimiyet temelinde bir orta yol bulabileceklerini düşünüyorum. Siz yine de böyle bir olayla karşılaştığınızda önce sigorta şirketinize başvurun. Onların geri dönüşleri sizi tatmin etmezse yargı yolu hep açık. Ama iş kısa sürede çözülsün isteniyorsa sigorta şirketleri ilk adres olmalı.