POSTA GAZETESİ
Sokakta rastgele 10 kişiyi durdurup sorsanız hemen hepsi kendine veya değerlerine bir şey olabileceğine inanmadığını söyler. Tevekkül sahibi bir toplumuz alimallah. Allah bizi korur. Tabii ki Allah’a inanalım ama önlemimizi de alalım. Her gün yüzlerce kaza meydana geliyor ve yüzlerce, binlerce kişi zarar görüyor. Bu insanların inançsız olduğunu söylemek mümkün mü ? Demek ki inanç iyi de diğer taraftan önlemimizi almayı da ihmal etmemeliyiz.
Özetle sigorta güvencesine her zaman ihtiyaç duyabiliriz. Susadığınızda su alıp içebilirsiniz, acıktığınızda yemek satın alabilirsiniz, ama sigortaya ihtiyaç duyduğunuzda sigortayı o an alamazsınız. Bu bir önceden yapılmış bir taahhüttür, bir önlemdir. Sigorta ihtiyaç anında devreye girip mağduriyetinizi önler. Önceden tahmin etmediğiniz şeylerin oluşması sonrası mağduriyet yaşanıyorsa veya bir zarar ortaya çıkıyorsa işte sigorta o zaman devreye giriyor.
İstanbul’daki fırtına tahmin edilebilir miydi ?
Doğal afetler bunun başında geliyor, kim tahmin edebilirdi ki İstanbul’a ceviz büyüklüğünde dolu yağacak. Yağdı. Kim tahmin edebilirdi ki Koşuyolu’nda ya da şehrin birçok yerinde ağaçlar fırtınada yerinden sökülecek, söküldü. Bu nedenle sigorta eksik olmamalı.
Yaşanmış bir olay var ki fıkra gibi. Sektörü takip ettiğim ilk yıllarda anlatılmıştı bana. Antalya’nın yaylarında bir köyde bir sigortacı tarım sigortası pazarlamaya gitmiş. Bunun için en uygun yerler köy kahveleridir. Sigortacı dostum girmiş kahveye, tarım sigortalarının önemini, neden yaptırılması gerektiğini, ne gibi felaketlerin tazminat kapsamında olduğunu anlatıyormuş. Ve fırtına ve dolu örneğini vermiş. Çiftçilerimizden birkaçı ikna olmuş poliçe yapılmaya başlanmış, 1-2 derken bu sayı 15 kişiyi bulmuş ve sırada da bekleyen köylüler varmış. O sırada kahveye köyün delisi mi, kendini çok akıllı sananı mı neyse biri girmiş. Geçmişte belki sigorta ile ilgili kötü bir anı yaşamış ki hemen bağırmış “arkadaşlar bu sigortacılar şeytandır, sizi kandırıyorlar, paranızı alacaklar. Kanmayın bunlara, zaten bizim buralara yağmur bile zor yağıyor .12 senedir dolu molu da yağmadı. Boşunuza bu sigortacılara paranızı kaptırmayın. Bizim buralara birşey olmaz” demiş.
Sigortacılar şeytandır!
O sırada bazı köylüler bekleme sırasından çıkmış, sigorta yaptıranlardan bazıları da iptal etmek istemiş. Sigortacı dostum köylülerin bütün taleplerini yerine getirmiş ve köyden ayrılmış. Bu sigortacı dostuma 5-6 ay sonra bir haber gelmiş ki 15-20 yıldır yağmayan dolu o köye yağmış, bütün mahsul zarar görmüş ve köylüler perişan. Hasar tespitleri yapılmış. İş ödemelerin yapılmasına gelmiş. Sigortacı dostum evrakları, paraları nakit olarak çantaya koymuş tazminat alacaklara da haber salmış.Kahvede toplanılmış, tazminat dağıtımı başlamış. Tabii ki sigortadan vazgeçmeyip kalanlar çok mutlu ve paralarını alırlarken o köyün akıllı delisi kahvenin kapısında belirmiş. İçeri girdiğinde sigorta yaptırmasını engellediği kişilerin tepkisi ile karşılaşmış.
O sırada kahvede ki köylülere dönen köyün akıllı delisi “bakın ben size dememiş miydim bu sigortacılar şeytandır diye. Alın işte 20 yıldır dolu yağmayan köyümüze dolu yağdırdılar.