3 Kasım 2024, Pazar
spot_img

CAN KANTAR: Sigortalılara hakları doğru anlatılmalı ki…

POSTA GAZETESİ / HAYATIMIZ SİGORTALI

Geçtiğimiz hafta bu köşeden sigorta şirketlerinden haksız kazanç elde etmeye çalışan “hasar aracılarından” bahsetmiştim. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Şeffaflık olmazsa iletişime önem verilmezse böyle sorunlar ile karşılaşılabiliyor. Yani çuvaldızı biraz da sigorta şirketleri kendilerine batırmalı.

Örnek vermek gerekirse sigorta şirketleri trafik kazalarında mağdur ve yakınlarına ödenecek bedeni tazminatlar konusunda yıllarca kulağının üstüne yatmış. Kaza sonrası karşılık ayırmış ama, gidip de sigortalı ve yakınlarını bulup “al arkadaş bu kaza sonrasında senin almaya hak kazandığın tazminat” dememiş. Ne zaman ‘işsiz avukatlar’ bu işi ‘iş edindi’ o zaman sigorta şirketleri bunların hesaplama metodlarını tartışmaya başladı. Özetle ‘hasar aracıları’ devreye girmeden bu tazminatlar ödenmiş olsa, bu arkadaşlara ‘ekmek kapısı’ olmaktan kurtulurdu sektör en azından. Tazminatlar ikiye üçe katlanmazdı. Yanlış anlamayın artışlar mağdur sigortalıların cebine gitse sorun değil, ama gitmiyor ne yazık ki.

Doğru bilgilendirme şart!

Bir diğer konu ise, ‘değer kaybı tazminatı’. Bu konu Hazine tarafından yürürlüğe konulduğunda biz gazetecilerin değer kaybı ile ilgili haber yapmamızı sigorta şirket yöneticilerinden bazıları eleştirmişti. Ne oldu şimdi ? İşsiz avukatlar, tamirhaneler, Tahkim’de görev alan Sigorta Hakemleri, bilirkişiler ve az da olsa bu sistemin içerisinde eksper ve acente bu işin peşine düştü. Aracı komisyonları, mahkeme harçları derken iş üç-dört katına çıktı. Sektör şirketlerine bir maliyet oluşturdu.

Bu işin reçetesi ise, sigorta şirketleri önce şeffaf olacak, iletişime önem verip sigortalılarını doğru bilgilendirecek. Veeee bu sistemden haksız kazanç elde etmek isteyen bu organize gruplara karşı başta Hazine Müsteşarlığı olmak üzere Eksperler ve acentelerle işbirliği yapacak başka çare yok.

1 Yorum

  1. Çok yerinde bir yazı olmuş. Sigorta şirketleri ne hasar öncesi ne de hasar sonrası sigortalılar ile yeterince şeffaf bir şekilde iletişim kuramıyorlar. Aslında kuramıyorlar demek yanlış olabilir, sanki kurmak istemiyorlar desem daha doğru olacak gibi.

    Sigorta şirketlerinin görevi sadece hasar ödemek olmamalı, bir tesis kurulmadan sigortalılara riskleri anlatmak, gerekli önlemleri aldırmak ve hatta tavsiyeler vermek de işlerinin bir parçası olmalı. Ama herhangi bir tesisin, inşaatın yapım aşamasından önce kimin aklına sigorta şirketlerine danışmak geliyor? Örnek olarak yeni yapılacak bir apartman için hangi marka asansörü, hangi marka jeneratörü seçmeliyim, hangi marka daha az arızalanır, bunları en iyisi sigorta şirketlerine soralım diyebilir misiniz? Fabrikamda topraklama testi yapılması tavsiye ediliyor, acaba yaptırmalı mıyım, en iyisi sigorta şirketine sorayım diyebilir misiniz?

    Poliçe yapım aşamasında yine eksiklikler mevcut. Poliçe düzenlenmesi için gerekli bilgiler, sigortalının beyanına bırakılıyor, bu bilgiler doğru dürüst kontrol edilmiyor. Muafiyetler doğru dürüst anlatılmadığı gibi poliçenin arka sayfalarında satır aralarına gizleniyor.

    Hasardan sonra sigortalının verdiği hatalı veya yetersiz bilgiler sigorta şirketlerinin eline koz olarak geçiyor ve hasar tazminatı hesaplamasında sigortalının aleyhinde kullanılıyor. Muafiyet bilgileri satır aralarından çıkartılıp en ön saflara geçiyor.

    Sigorta şirketlerinin hep gösterişli plazalarda faaliyet göstermesi, sürekli kendi ofis ortamları ile övünmesi de duruma ayrı bir iticilik katıyor.

    Sigortacılık çok önemli bir sektör ve verdiği teminatlar sayesinde reel sektör yatırım yapabiliyor, risk alabiliyor, gemiler okyanuslara açılıyor. En çok satılan trafik sigortası olmasa, insanlar araba kullanmaya bile korkar. Böylesine önemli bir sektör daha iyi yönetilmeyi hak ediyor.

    Saygılarımla

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER