CAN KANTAR/POSTA GAZETESİ
Sigorta bilinci ne yazık ki ülkemizde gelişmiş ülkelerdeki gibi yüksek bir oranda değil. Bir de buna ekonomik sıkıntılar eklenince, sigortaya ayıracak bütçeleri oluşturmakta tüketiciler sıkıntı yaşıyor. Hatta çevremde ekonomik zorluklar nedeniyle sigortalarını yenilemeyen sigortalıların da olduğunu görmek beni üzüyor. Gerçekten asıl sigorta güvencesinde olması gerekenler sabit geliri olan kişiler. Çünkü kaybedilen bir maddi varlığın yerine konulması bu kesim için oldukça zor.
Ekonomideki bu çalkantılı süreç, görünen görünmeyen enflasyon elbette fiyatlara kat be kat yansıdı. Sigorta şirketleri özellikle trafik sigortalarında prim geliri ile hasar maliyetlerini denk getirememekten şikâyetçi. Toplanan primler de gerçek oran üzerinden nemalandırılamadığı için ortada büyük bir maddi külfet sigortacıların üzerine kalmış durumda.
İNOVATİF SİGORTA POLİÇELERİ
Sigorta şirketleri bu durumdan çıkış yollarını ararken diğer taraftan da fiyatları makul ölçülerde artırıp, sigortalıların poliçelerini yenilemelerini sağlamaya çalışıyorlar. Sağlık, kasko başta olmak üzere primler ne yazık ki altından kalkılabilir düzeylerin çok üzerine çıktı. Sigorta şirketleri “Zorunlu trafik sigortaları“ndaki zarardan kurtulabilse o zaman diğer taraftan, Kasko, Konut, Sağlık, Yangın sigortalarındaki primleri belirlerken daha esnek olabilecekler. Fakat şu fotoğrafta bu pek mümkün değil. Bu branşlarda prim artışları iki-üç katına kadar çıktı. Bir tüketici olarak bunu bizzat kendim de yaşıyorum.
Sigorta şirketleri mevcudu korumak için inovatif ürünlere yönelmeye başladı. Önceleri “kullandığın kadar öde” ile kasko poliçeleri yapılıyordu, şimdi ise “Kaza yaparsan öde” devri başladı. Nasıl mı? Prim tutarının yarısını vererek poliçe yaptırıyorsun, kaza yaptığında da ikinci yarısını vererek tazminatını alabiliyorsun. İlginç bence de… İşte size yarı fiyatına göre kasko yaptırma imkânı. Daha birçok yeni ürün ile sektör şirketleri sigorta yaptırmayan ya da sigortasını yenilemeyen sigortalıyı sistemde tutmaya kararlı gözüküyor.